Bizde ithal olan her şey yerli üretimden daha çok tercih ediliyor maalesef. İthal mobilya, ithal kumaş, ithal ayakkabı giymek bizim en büyük süksemiz.
Hükümet yerli üretimin her sektörde yaygınlaşması için düzenlemeler yapıyor, söylemlerde buluyor ama sahada bu anlamda milliyetçilik yok denecek düzeyde.
Ekonomi ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, bir alışveriş merkezinden yerli üretim bir ürün almış. Ancak eve geldiğinde ürünün aslında yerli değil, aksine ithal bir ürün olduğunu anlamış. Belli ki uyanık tüccar, aynı ürüne iki farklı etiket uygulaması yapmış, yerli isteyene yerli etiketli, ithal isteyene orijinal etiketi ile satış yapmış. Bakan Bey, ilk kez karşılaştığı bu durum karşısında şaşırmış olacak ki katıldığı toplantıda konuyu gündeme getirdi.
Gerçekten Türk halkı yerli markaları tercih ediyor mu? Bence hayır...
Bunun bir çok nedeni var. Kötü üretim, kalitesiz malı pahalıya satma ve daha bir çok neden insanların yerli üretime şaşı bakmasına neden oldu. Şüphesiz tüm yerli üretici bunları yapmıyor. Aralarında işini layıkıyla yapanların sayısı hile yapanların belki de kat be kat üstünde.
Yerli olduğunu gizlemişti!
Bir vakit önce Erzurumlu genç bir girişimci, kendi işini kurmuş ayakkabıcılık sektörüne atılmıştı. Firmasının adını duyurmak için tanımı yapmak istiyordu. Hazırlanan görsellere birlikte baktık. Güzel bir tanıtım olmuştu ama yerli bir marka olduğunun altı çizilmemişti.
Eksik bu reklam, yerel bir üretim olduğunu öne çıkarmak lazım dedim.
Genç girişimci, yüksek bir ses tonu ile olmaz dedi birden.
Şaşırdım tepkisi ilginçti, sebebini sordum cevabı da ilginçti.
Eğer bu markanın yerli olduğunu söylersek kimse almaz!
Nasıl olabilir böyle bir şey! Bu marka şehrimizde üretiliyor, son derece kaliteli deri ayakkabılar. Neden almasınlar? Şehrin kendi markası, mutlak sahip çıkmak isterler diye telkinde bulundum.
Verdiği örnekler ile fikirlerimi oracıkta çürüttü.
Gerçek öyle değil, insanlar ısrarla yabancı marka almak istiyor. Yerli üretimi tercih etmiyor. Hatta bu şehirde üretilen bir ürün hemen piyasaya sunulmuyor, İstanbul üzerinden farklı bir marka ve isimle satışa sunuluyor. Erzurumlu İstanbul’daki ürüne daha fazla rağbet gösteriyor...
Bakın AVM’lerde ki işyerlerine, markaların hepsi ithal. Yerli marka hiç yok, olan da şehrin kuytu yerlerinde ticaret yapıyor.
Sözleri acı ama gerçekti.
Yerli üretimde sadece bir miktar et ve süt ürünleri halk tarafından tercih ediliyor. Bir miktar diyorum çünkü eğer markette yerel ürün göz önünde değilse yine tercih edilmiyor, akla bile gelmiyor.
Her üreticinin ve tüketicinin özüne dönmesi için durup şöyle bir düşünmesi lazım.
Sevgili tüketiciler sanıyor musunuz ithal diye aldığınız o ürünler, kendi ülkenizin ürününden daha kaliteli ve güvenli. Asla değil, kendi markalarımıza sahip çıkmalıyız, onları büyütüp geliştirmeliyiz. Ancak o zaman gerçek bir kalkınmadan büyümeden bahsedebiliriz.
Hükümet yerli üretimin her sektörde yaygınlaşması için düzenlemeler yapıyor, söylemlerde buluyor ama sahada bu anlamda milliyetçilik yok denecek düzeyde.
Ekonomi ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, bir alışveriş merkezinden yerli üretim bir ürün almış. Ancak eve geldiğinde ürünün aslında yerli değil, aksine ithal bir ürün olduğunu anlamış. Belli ki uyanık tüccar, aynı ürüne iki farklı etiket uygulaması yapmış, yerli isteyene yerli etiketli, ithal isteyene orijinal etiketi ile satış yapmış. Bakan Bey, ilk kez karşılaştığı bu durum karşısında şaşırmış olacak ki katıldığı toplantıda konuyu gündeme getirdi.
Gerçekten Türk halkı yerli markaları tercih ediyor mu? Bence hayır...
Bunun bir çok nedeni var. Kötü üretim, kalitesiz malı pahalıya satma ve daha bir çok neden insanların yerli üretime şaşı bakmasına neden oldu. Şüphesiz tüm yerli üretici bunları yapmıyor. Aralarında işini layıkıyla yapanların sayısı hile yapanların belki de kat be kat üstünde.
Yerli olduğunu gizlemişti!
Bir vakit önce Erzurumlu genç bir girişimci, kendi işini kurmuş ayakkabıcılık sektörüne atılmıştı. Firmasının adını duyurmak için tanımı yapmak istiyordu. Hazırlanan görsellere birlikte baktık. Güzel bir tanıtım olmuştu ama yerli bir marka olduğunun altı çizilmemişti.
Eksik bu reklam, yerel bir üretim olduğunu öne çıkarmak lazım dedim.
Genç girişimci, yüksek bir ses tonu ile olmaz dedi birden.
Şaşırdım tepkisi ilginçti, sebebini sordum cevabı da ilginçti.
Eğer bu markanın yerli olduğunu söylersek kimse almaz!
Nasıl olabilir böyle bir şey! Bu marka şehrimizde üretiliyor, son derece kaliteli deri ayakkabılar. Neden almasınlar? Şehrin kendi markası, mutlak sahip çıkmak isterler diye telkinde bulundum.
Verdiği örnekler ile fikirlerimi oracıkta çürüttü.
Gerçek öyle değil, insanlar ısrarla yabancı marka almak istiyor. Yerli üretimi tercih etmiyor. Hatta bu şehirde üretilen bir ürün hemen piyasaya sunulmuyor, İstanbul üzerinden farklı bir marka ve isimle satışa sunuluyor. Erzurumlu İstanbul’daki ürüne daha fazla rağbet gösteriyor...
Bakın AVM’lerde ki işyerlerine, markaların hepsi ithal. Yerli marka hiç yok, olan da şehrin kuytu yerlerinde ticaret yapıyor.
Sözleri acı ama gerçekti.
Yerli üretimde sadece bir miktar et ve süt ürünleri halk tarafından tercih ediliyor. Bir miktar diyorum çünkü eğer markette yerel ürün göz önünde değilse yine tercih edilmiyor, akla bile gelmiyor.
Her üreticinin ve tüketicinin özüne dönmesi için durup şöyle bir düşünmesi lazım.
Sevgili tüketiciler sanıyor musunuz ithal diye aldığınız o ürünler, kendi ülkenizin ürününden daha kaliteli ve güvenli. Asla değil, kendi markalarımıza sahip çıkmalıyız, onları büyütüp geliştirmeliyiz. Ancak o zaman gerçek bir kalkınmadan büyümeden bahsedebiliriz.