Elli dört farzdan on altıncı farz ‘delille’ amel etmektir
Rabbimiz buyurdu:
“…kul hatu bürhaneküm… /… de ki: Delillerinizi getirin…”
Enes bin Malik (ra) Nebi (sav)’den aktardı:
“Kıyamet gününde bir seslenici şöyle seslenir: ‘Ey insan topluluğu! Delillerinizi getirin ve Efendi’nizden karşılığını alın. Şayet bir deliliniz yoksa Efendi’nizden herhangi bir karşılık beklemeyin. Muhakkak Efendi’niz, Cennet’i, kendine itaatkâr olanlara, cehennemi de asilere vaat etmiştir. Sonra şu ayet-i kerimeyi okur: Cennet de kötülükten sakınanlara yaklaştırılır; zaten uzak değildir.” (Kaf 31)”
Resulullah’ın (sav), dinin delille devam etmesinin önemine atıfta bulunduğu bir hadisi şöyledir:
“Allah Zülcelal, bu ümmete âlimleri ve zayıfları sebebiyle nazar eyler; zira ulema benim varisimdir, zayıf kimseler ise benim dostlarımdır. Nas üç kısımdır: biri âlim; biri öğrenen, biri de dinleyendir. Bunun dışında kalanlar değersizdir, kendilerinde bir hayır yoktur.”
*
Delilsiz din, ibadet ve kulluk olmaz. Dinde zan olmaz; dinde delilimiz Allah teâla, tebliğcimiz, öğretmenimiz Nebi (sav) ve kitabımız Kuran’dır.
Yaratılışımızın delili:
“Sizi topraktan yaratması, O'nun delillerindendir. Sonra siz, insanlar olarak, her tarafa yayıldınız.” (Rum 20)
Dinimizin delili:
“De ki: Şüphesiz ben Rabbimden gelen apaçık bir delile dayanıyorum.” (En’âm 57)
“Bize de kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk, demeyesiniz diye Kur'an'ı indirdik. İşte size de Rabbinizden açık bir delil, hidayet ve rahmet geldi.” (En’âm 157)
“Ey insanlar! Şüphesiz size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik.” (Nisâ 174)
“Size apaçık deliller geldikten sonra, yine de kayarsanız, şunu iyi bilin ki Allah azizdir, hâkimdir.” (Bakara 209)
Rabbimiz buyurdu:
“…kul hatu bürhaneküm… /… de ki: Delillerinizi getirin…”
Enes bin Malik (ra) Nebi (sav)’den aktardı:
“Kıyamet gününde bir seslenici şöyle seslenir: ‘Ey insan topluluğu! Delillerinizi getirin ve Efendi’nizden karşılığını alın. Şayet bir deliliniz yoksa Efendi’nizden herhangi bir karşılık beklemeyin. Muhakkak Efendi’niz, Cennet’i, kendine itaatkâr olanlara, cehennemi de asilere vaat etmiştir. Sonra şu ayet-i kerimeyi okur: Cennet de kötülükten sakınanlara yaklaştırılır; zaten uzak değildir.” (Kaf 31)”
Resulullah’ın (sav), dinin delille devam etmesinin önemine atıfta bulunduğu bir hadisi şöyledir:
“Allah Zülcelal, bu ümmete âlimleri ve zayıfları sebebiyle nazar eyler; zira ulema benim varisimdir, zayıf kimseler ise benim dostlarımdır. Nas üç kısımdır: biri âlim; biri öğrenen, biri de dinleyendir. Bunun dışında kalanlar değersizdir, kendilerinde bir hayır yoktur.”
*
Delilsiz din, ibadet ve kulluk olmaz. Dinde zan olmaz; dinde delilimiz Allah teâla, tebliğcimiz, öğretmenimiz Nebi (sav) ve kitabımız Kuran’dır.
Yaratılışımızın delili:
“Sizi topraktan yaratması, O'nun delillerindendir. Sonra siz, insanlar olarak, her tarafa yayıldınız.” (Rum 20)
Dinimizin delili:
“De ki: Şüphesiz ben Rabbimden gelen apaçık bir delile dayanıyorum.” (En’âm 57)
“Bize de kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk, demeyesiniz diye Kur'an'ı indirdik. İşte size de Rabbinizden açık bir delil, hidayet ve rahmet geldi.” (En’âm 157)
“Ey insanlar! Şüphesiz size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apaçık bir nur indirdik.” (Nisâ 174)
“Size apaçık deliller geldikten sonra, yine de kayarsanız, şunu iyi bilin ki Allah azizdir, hâkimdir.” (Bakara 209)