Elli dört farzın otuz beşinci farz ilim öğrenmek ve öğrenilen ilimle amel etmektir.
Allahu teâla buyurdu:
“…kûnû rabbâniyyîne bi mâ kuntum tuallimûnel kitâbe ve bimâ kuntum tedrusûn… /… Öğrettiğiniz ve ders verdiğiniz Kitaba göre Rabbaniler (Allah’ın dinine samimi ve daimi hizmetçiler) olunuz" (Âli İmrân 79)
İlahi kitaptan okuyup bellediğiniz şeyle ibadet ederek, Allah’a karşı irfanınızı güçlendiriniz.
Resulullah (sav) ise şu ikazlarda bulundu:
“Meclislerde din âlimlerine ve bilginlere-düşünen insanlara bağlı olunuz; çünkü Allah teâla ölmüş kalbi hikmet (bilgi-irfan) nurlarıyla ihya eder; ölmüş yeryüzünü yağmur sularıyla ihya ettiği gibi.”
“İlim talep ediniz; Çin ülkesinde de olsa.”
“İlim talebi kadın ve erkek üzerine farzdır.”
*
“Toprağa mensup insan Hak’tan ilim öğrendi ve o bilgi ile yedinci kat göğe kadar bütün âlemi aydınlattı…
Bütün âlem cesettir, ilim candır…
İlim ve hikmet helâl lokmadan doğar…
Vehmi, fikri, duyguyu, anlayışları sopa gibi çocuk atı bil!.. Gönle uran, adamı gönül ehli yapan ilim; insana fayda verir. Yalnız tene tesir eden, insana mal olmayan ilim yükten ibarettir…
Bilgili köpek yaban eşeği avlar, bilgisiz köpekse köre kasteder. Köpek bile, ilim öğrenince azgınlıktan kurtulur, ormanlarda helâl hayvanlar avlar.
Bilgi, mal, mevki ve hüküm, kötü yaradılışlı kişilerin elinde fitnedir…
Ruhun tesiri, bilgi ve anlayıştır. Kimde bu bilgi ve anlayış, daha fazlaysa o, daha ziyade Allahlıktır…
Yol kesen ve melun şeytan olmasaydı sabırlılar, doğrular ve yoksulları doyuranlar, nasıl belli olurdu? Rüstem ve Hamza’yla namussuz, aynı ve bir olsaydı bilgi ve hikmet bâtıl olurdu. Bilgi ve hikmet, doğru yolla yolsuzluğu göstermek içindir. Her taraf yoldan ibaret olsaydı hikmet, abes ve boş bir şey olurdu…” (Mesnevi)
Allahu teâla buyurdu:
“…kûnû rabbâniyyîne bi mâ kuntum tuallimûnel kitâbe ve bimâ kuntum tedrusûn… /… Öğrettiğiniz ve ders verdiğiniz Kitaba göre Rabbaniler (Allah’ın dinine samimi ve daimi hizmetçiler) olunuz" (Âli İmrân 79)
İlahi kitaptan okuyup bellediğiniz şeyle ibadet ederek, Allah’a karşı irfanınızı güçlendiriniz.
Resulullah (sav) ise şu ikazlarda bulundu:
“Meclislerde din âlimlerine ve bilginlere-düşünen insanlara bağlı olunuz; çünkü Allah teâla ölmüş kalbi hikmet (bilgi-irfan) nurlarıyla ihya eder; ölmüş yeryüzünü yağmur sularıyla ihya ettiği gibi.”
“İlim talep ediniz; Çin ülkesinde de olsa.”
“İlim talebi kadın ve erkek üzerine farzdır.”
*
“Toprağa mensup insan Hak’tan ilim öğrendi ve o bilgi ile yedinci kat göğe kadar bütün âlemi aydınlattı…
Bütün âlem cesettir, ilim candır…
İlim ve hikmet helâl lokmadan doğar…
Vehmi, fikri, duyguyu, anlayışları sopa gibi çocuk atı bil!.. Gönle uran, adamı gönül ehli yapan ilim; insana fayda verir. Yalnız tene tesir eden, insana mal olmayan ilim yükten ibarettir…
Bilgili köpek yaban eşeği avlar, bilgisiz köpekse köre kasteder. Köpek bile, ilim öğrenince azgınlıktan kurtulur, ormanlarda helâl hayvanlar avlar.
Bilgi, mal, mevki ve hüküm, kötü yaradılışlı kişilerin elinde fitnedir…
Ruhun tesiri, bilgi ve anlayıştır. Kimde bu bilgi ve anlayış, daha fazlaysa o, daha ziyade Allahlıktır…
Yol kesen ve melun şeytan olmasaydı sabırlılar, doğrular ve yoksulları doyuranlar, nasıl belli olurdu? Rüstem ve Hamza’yla namussuz, aynı ve bir olsaydı bilgi ve hikmet bâtıl olurdu. Bilgi ve hikmet, doğru yolla yolsuzluğu göstermek içindir. Her taraf yoldan ibaret olsaydı hikmet, abes ve boş bir şey olurdu…” (Mesnevi)