Mutlaka bilmeniz lazım bu genç adamı.
Bilmiyorsanız, öğrenmeniz lazım; çünkü bu adam, Aaron Swartz (1986-2013) 27 yıllık kısa hayatının reşit halde geçirdiği bütün bölümünü, hatta o bölümün biraz daha öncesini bile çok büyük bir ideale adanmış olarak yaşadı: Sizin bugün çoğuna büyük miktarlarda para ödeyerek eriştiğiniz dijital platformlara, türlü portallara, iletişim ve eğlence ağlarına sizin, bizim, dileyen bütün insanların para ödemeden ya da kabul edilebilir miktarda para ödeyerek erişmeleri için tüm ömrü boyunca sansasyonel korsanlık (hack) eylemleri gerçekleştirdi…
Evet o bir hackerdı, ‘bir beyaz hacker’…
★★
Aaron, yazılımcı bir ailenin ilk çocuğu olarak Chicago’da dünyaya gelmişti ve zekâsını çok erken yaşta ortaya koymuştu. Okuma-yazmayı henüz üç yaşındayken, televizyondaki alt yazılar sayesinde öğrenmişti. İlk yazılımını kodladığında henüz 7 yaşındaydı. Bundan 5 yıl sonra da küresel değer kazanacak ilk internet sitesini kurdu. Çok kısa sürede ünlenen bu sitenin adı theinfonetwork idi…
Burdan sonrası için benim de sıkı takipçisi olduğum Instagram fenomeni Taze Mühendis’e kulak verelim:
“Swartz’a göre bilgisayarın bir sınırı yoktu…
Yenilikçi fikirleri ve kurduğu öncü web sitesi için Cambridge Üniversitesi onu daha yolun başındayken ödüllendirdi. Bundan sonra da Swartz, bilişim alanında deha sayılan kişilerle çalışma fırsatı yakaladı. Bir keresinde çok ünlü küresel şirketlerden biri onu arayıp görüşmek istedi. O ise ‘Anneme bir sorayım’ dedi; çünkü henüz 14 yaşındaydı. Dediğini yaptı, annesinden izin aldıktan sonra San Fransisco’nun yolunu tuttu.
Üniversitede sosyoloji öğrenimi görmeye başladı. Bu bilimsel alanın kendi mizacına uygun olmadığını anlayınca da okulu bıraktı.
Reddit’i kurdu…
İnterneti kullanarak dünyayı daha hale getirmek istiyordu. Swartz’ın Reddit’i çok kısa sürede akıl almaz biçimde büyüdü, ünlendi ve dünya genelinde on milyonlarca katılımcının yer aldığı bir sosyal ağa dönüştü. Hemen sonra da muazzam bir fiyata satıldı. Swartz böylelikle zenginler sınıfına katıldı. Tabii teorik olarak; yaşam pratiği hiç de öyle değildi.
Onun hayattaki amacı zengin olmak falan değildi, bundan çok daha ütopik, çok daha sosyal bir hedefi vardı genç Amerikalının: Dünyayı değiştirmek ve daha yaşanılası bir yere dönüştürmek.
Bu düşü gerçekleştirmenin yolu da kapitalizmin acımasız yerleşik düzenine isyan etmekten ve onu insan çekirdeğinde değişime zorlamaktan geçiyordu.
Genç adam cüretkârdı; Amerikan yargısının gizli tuttuğu dava dosyalarını hackleyip kamuyla paylaştı. İnanılmaz bir sarsıntı doğdu…
Bundan ötürü de hemen FBI’ın takibine girdi.
Bununla yetinmedi. Bütün bilimsel çalışmaların halka açık ve ücretsiz olması görüşünü savunduğu için Massachusetts Institute of Technology’nin (MIT) veri tabanını hackledi ve bir süreliğine halka açık tuttu. Bu sürede 4 milyon kadar makaleyi araştırmacıların kullanımına sundu.
FBI, Swartz’ın izini sürdü ve onu yakaladı. Bilgisayar korsanlığı (hackerlık), yasa dışı dosya indirme gibi suçlarla yargılandı. Kefaletle serbest bırakıldı ama onun durmaya pek niyeti yoktu. ‘Çevrimiçi korsanlığı durdur!’ eylemi ile 300 binden fazla imza topladı. Artık politikacıların da radarına girmişti…
Üst üste açılan yıldırma davaları sonucu, Swartz 35 yıl hapis ve 1 milyon dolar para cezasına çarptırıldı…
Bütün bunlara dayanamayan Swartz, 2013 yılında, henüz 27’nci yaşının başlarında intihar etti. Onun hayatı pahasına istediği ama başaramadığı bir rüyası vardı. O, herkesin bilgilere ücretsiz biçimde ve özgürce erişebilmesini istiyordu…”
★★
Biliyorum, muhtemelen hemen bir şerh düştünüz:
‘Herkes mi?’ dediniz. ‘Yani teröristler de mi istedikleri bilgilere diledikleri gibi erişebilsinler?’ diye çekincenizi belirttiniz.
Sonra ‘Ya telif hakları ya kamuya arz edilen o bilgiyi üretenlerin hakları ne olacak?’ diye bir çekince notu daha kaydettiniz…
Haklısınız, işin o tarafları benim aklımı da kurcalıyor. Bu sorunun bir çözümü vardır ya da yoktur…
Ama daha 27 yaşında bir dolar milyonerinin sahip olduğu her şeyi elinin tersiyle itip sırf başkalarının, yani senin, benim, bizim menfaatimiz için yeni ve son derece devrimci, son derece anti-kapitalist bir bilgi filozofisiyle ortaya çıkması ve sonunda hayatını bu uğurda kaybetmesi…
İntiharı…
Tarihe geçecek bir tepki bence…
Ve düşünmeye değer!
Öyle değil mi?
Bilmiyorsanız, öğrenmeniz lazım; çünkü bu adam, Aaron Swartz (1986-2013) 27 yıllık kısa hayatının reşit halde geçirdiği bütün bölümünü, hatta o bölümün biraz daha öncesini bile çok büyük bir ideale adanmış olarak yaşadı: Sizin bugün çoğuna büyük miktarlarda para ödeyerek eriştiğiniz dijital platformlara, türlü portallara, iletişim ve eğlence ağlarına sizin, bizim, dileyen bütün insanların para ödemeden ya da kabul edilebilir miktarda para ödeyerek erişmeleri için tüm ömrü boyunca sansasyonel korsanlık (hack) eylemleri gerçekleştirdi…
Evet o bir hackerdı, ‘bir beyaz hacker’…
★★
Aaron, yazılımcı bir ailenin ilk çocuğu olarak Chicago’da dünyaya gelmişti ve zekâsını çok erken yaşta ortaya koymuştu. Okuma-yazmayı henüz üç yaşındayken, televizyondaki alt yazılar sayesinde öğrenmişti. İlk yazılımını kodladığında henüz 7 yaşındaydı. Bundan 5 yıl sonra da küresel değer kazanacak ilk internet sitesini kurdu. Çok kısa sürede ünlenen bu sitenin adı theinfonetwork idi…
Burdan sonrası için benim de sıkı takipçisi olduğum Instagram fenomeni Taze Mühendis’e kulak verelim:
“Swartz’a göre bilgisayarın bir sınırı yoktu…
Yenilikçi fikirleri ve kurduğu öncü web sitesi için Cambridge Üniversitesi onu daha yolun başındayken ödüllendirdi. Bundan sonra da Swartz, bilişim alanında deha sayılan kişilerle çalışma fırsatı yakaladı. Bir keresinde çok ünlü küresel şirketlerden biri onu arayıp görüşmek istedi. O ise ‘Anneme bir sorayım’ dedi; çünkü henüz 14 yaşındaydı. Dediğini yaptı, annesinden izin aldıktan sonra San Fransisco’nun yolunu tuttu.
Üniversitede sosyoloji öğrenimi görmeye başladı. Bu bilimsel alanın kendi mizacına uygun olmadığını anlayınca da okulu bıraktı.
Reddit’i kurdu…
İnterneti kullanarak dünyayı daha hale getirmek istiyordu. Swartz’ın Reddit’i çok kısa sürede akıl almaz biçimde büyüdü, ünlendi ve dünya genelinde on milyonlarca katılımcının yer aldığı bir sosyal ağa dönüştü. Hemen sonra da muazzam bir fiyata satıldı. Swartz böylelikle zenginler sınıfına katıldı. Tabii teorik olarak; yaşam pratiği hiç de öyle değildi.
Onun hayattaki amacı zengin olmak falan değildi, bundan çok daha ütopik, çok daha sosyal bir hedefi vardı genç Amerikalının: Dünyayı değiştirmek ve daha yaşanılası bir yere dönüştürmek.
Bu düşü gerçekleştirmenin yolu da kapitalizmin acımasız yerleşik düzenine isyan etmekten ve onu insan çekirdeğinde değişime zorlamaktan geçiyordu.
Genç adam cüretkârdı; Amerikan yargısının gizli tuttuğu dava dosyalarını hackleyip kamuyla paylaştı. İnanılmaz bir sarsıntı doğdu…
Bundan ötürü de hemen FBI’ın takibine girdi.
Bununla yetinmedi. Bütün bilimsel çalışmaların halka açık ve ücretsiz olması görüşünü savunduğu için Massachusetts Institute of Technology’nin (MIT) veri tabanını hackledi ve bir süreliğine halka açık tuttu. Bu sürede 4 milyon kadar makaleyi araştırmacıların kullanımına sundu.
FBI, Swartz’ın izini sürdü ve onu yakaladı. Bilgisayar korsanlığı (hackerlık), yasa dışı dosya indirme gibi suçlarla yargılandı. Kefaletle serbest bırakıldı ama onun durmaya pek niyeti yoktu. ‘Çevrimiçi korsanlığı durdur!’ eylemi ile 300 binden fazla imza topladı. Artık politikacıların da radarına girmişti…
Üst üste açılan yıldırma davaları sonucu, Swartz 35 yıl hapis ve 1 milyon dolar para cezasına çarptırıldı…
Bütün bunlara dayanamayan Swartz, 2013 yılında, henüz 27’nci yaşının başlarında intihar etti. Onun hayatı pahasına istediği ama başaramadığı bir rüyası vardı. O, herkesin bilgilere ücretsiz biçimde ve özgürce erişebilmesini istiyordu…”
★★
Biliyorum, muhtemelen hemen bir şerh düştünüz:
‘Herkes mi?’ dediniz. ‘Yani teröristler de mi istedikleri bilgilere diledikleri gibi erişebilsinler?’ diye çekincenizi belirttiniz.
Sonra ‘Ya telif hakları ya kamuya arz edilen o bilgiyi üretenlerin hakları ne olacak?’ diye bir çekince notu daha kaydettiniz…
Haklısınız, işin o tarafları benim aklımı da kurcalıyor. Bu sorunun bir çözümü vardır ya da yoktur…
Ama daha 27 yaşında bir dolar milyonerinin sahip olduğu her şeyi elinin tersiyle itip sırf başkalarının, yani senin, benim, bizim menfaatimiz için yeni ve son derece devrimci, son derece anti-kapitalist bir bilgi filozofisiyle ortaya çıkması ve sonunda hayatını bu uğurda kaybetmesi…
İntiharı…
Tarihe geçecek bir tepki bence…
Ve düşünmeye değer!
Öyle değil mi?