Bayram sonrası aniden mevsim normallerinin üzerine çıkan hava sıcaklıkları ülkenin her yanını kavurdu.
Her ne kadar biz Erzurumlular bu kadar sıcağa alışkın olmasak ta hala Türkiye’nin en serin illeri arasındayız. Gece ile gündüz arasındaki hava sıcaklığı farkı 15 ila 20 derece arasında.
Türkiye’nin en yüksek rakımındaki yerleşim yeri olan Erzurum’da neredeyse gece üşüyecek kadar hava serinliyor. Bu avantajı kullanamayan bizler şu güzelim havaların kıymetini bilemiyoruz. Oysa tatil için şuan en ideal yer Erzurum.
Öyle ya da böyle bizde tüm ülke gibi (kendi çapımızda ) olağanüstü sıcakları yaşıyoruz. Gündüz ev ve iş yerleri duracak gibi değil.
İşte öyle sıcak bir günde hanımlarla hafta içi birkaç saatliğine şehir içinde kaçamak yaptık. Kendimizi şehrin yeşillik alanlarına atmak istedik. Önceliğimiz Olimpiyat Parkı’ndan yana oldu. Hafta sonuna nispeten daha sakindin. Hay gitmez olaydık, ağaç var ama yerler toz toprak, masalar sağlığı tehdit edecek boyutta kirli. Ayaklarınız, kıyafetleriniz toz içinde kalıyor. Parkın bazı yerleri inanılmaz bakımlı. Ama piknikçiler için ayrılan yerler, resmen mezbelelik. Oysa bir ücret karşılığı giriyor bu insanlar mekâna…
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’e tavsiyemdir; Allah aşkına gitsin piknikçiler için ayrılan bölgeleri bir gezsin. Bakalım tozdan gözlerini açabilecek mi?
Ama geri kalan yerler için söyleyecek tek satırlık lafımız olamaz. Göl kenarı, nikah salonu ve kafeterya bölümleri son derece şık ve temiz.
Ortamı görünce bu kez rotamızı meşhur Botanik Parka çevirdik. İki yıldır hiç gitmemiştim, iyi oldu benim içinde. Girişte her şey normal, gayet bakımlı temiz bir park ile karşılaştık. Oranın girişinde de belli bir ücret ödeniyor...
İşte burası dedik ve kurulduk masalardan birine, serinlerdik yedik içtik. Bu arada orası adeta gelin ve damatların tercih ettiği açık hava stüdyosu olmuş.
Peşinen şunu söylemeliyim ki botanik park olmaktan çıkmış o güzelim alan. Suni göletin üstü pislikten görülmüyor. Onlarca farklı çiçekten hiç birisi kalmamış. Etraf ilk bakıldığında temiz ama detaylar berbat. Her şey düşünülmüş ama uygulama sıkıntılı.
Bay ve bayan mescitler var ama saat 5 olunca kapılarına kilit vuruluyor. Ee mesai bitiyor tabi.
Botanik park diye girdiğiniz mekan aslında güney illerinde normal parklardan farksız. Birçok ağaç var ama üzerlerinde ne ağacı olduğuna dair tek bir yazı yok. Yanda yörede olan çiçeklerde belediyenin sokaklara diktiği sezonluk çiçeklerden başkaları değil.
Oysa ciddi emek verilmiş bir mekan, Erzurum’un yüz akı. Buradan Atatürk Üniversitesi Rektörü Sayın Ömer Çomaklı’yı uyarmak isterim. Bu parka sahip çıkınız ve aslına dönmesini sağlayınız.
Şu şehirde zaten bir elin parmaklarından az bu tür yeşil alanlar var. Bari yapılana gözümüz gibi bakalım…
Her ne kadar biz Erzurumlular bu kadar sıcağa alışkın olmasak ta hala Türkiye’nin en serin illeri arasındayız. Gece ile gündüz arasındaki hava sıcaklığı farkı 15 ila 20 derece arasında.
Türkiye’nin en yüksek rakımındaki yerleşim yeri olan Erzurum’da neredeyse gece üşüyecek kadar hava serinliyor. Bu avantajı kullanamayan bizler şu güzelim havaların kıymetini bilemiyoruz. Oysa tatil için şuan en ideal yer Erzurum.
Öyle ya da böyle bizde tüm ülke gibi (kendi çapımızda ) olağanüstü sıcakları yaşıyoruz. Gündüz ev ve iş yerleri duracak gibi değil.
İşte öyle sıcak bir günde hanımlarla hafta içi birkaç saatliğine şehir içinde kaçamak yaptık. Kendimizi şehrin yeşillik alanlarına atmak istedik. Önceliğimiz Olimpiyat Parkı’ndan yana oldu. Hafta sonuna nispeten daha sakindin. Hay gitmez olaydık, ağaç var ama yerler toz toprak, masalar sağlığı tehdit edecek boyutta kirli. Ayaklarınız, kıyafetleriniz toz içinde kalıyor. Parkın bazı yerleri inanılmaz bakımlı. Ama piknikçiler için ayrılan yerler, resmen mezbelelik. Oysa bir ücret karşılığı giriyor bu insanlar mekâna…
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’e tavsiyemdir; Allah aşkına gitsin piknikçiler için ayrılan bölgeleri bir gezsin. Bakalım tozdan gözlerini açabilecek mi?
Ama geri kalan yerler için söyleyecek tek satırlık lafımız olamaz. Göl kenarı, nikah salonu ve kafeterya bölümleri son derece şık ve temiz.
Ortamı görünce bu kez rotamızı meşhur Botanik Parka çevirdik. İki yıldır hiç gitmemiştim, iyi oldu benim içinde. Girişte her şey normal, gayet bakımlı temiz bir park ile karşılaştık. Oranın girişinde de belli bir ücret ödeniyor...
İşte burası dedik ve kurulduk masalardan birine, serinlerdik yedik içtik. Bu arada orası adeta gelin ve damatların tercih ettiği açık hava stüdyosu olmuş.
Peşinen şunu söylemeliyim ki botanik park olmaktan çıkmış o güzelim alan. Suni göletin üstü pislikten görülmüyor. Onlarca farklı çiçekten hiç birisi kalmamış. Etraf ilk bakıldığında temiz ama detaylar berbat. Her şey düşünülmüş ama uygulama sıkıntılı.
Bay ve bayan mescitler var ama saat 5 olunca kapılarına kilit vuruluyor. Ee mesai bitiyor tabi.
Botanik park diye girdiğiniz mekan aslında güney illerinde normal parklardan farksız. Birçok ağaç var ama üzerlerinde ne ağacı olduğuna dair tek bir yazı yok. Yanda yörede olan çiçeklerde belediyenin sokaklara diktiği sezonluk çiçeklerden başkaları değil.
Oysa ciddi emek verilmiş bir mekan, Erzurum’un yüz akı. Buradan Atatürk Üniversitesi Rektörü Sayın Ömer Çomaklı’yı uyarmak isterim. Bu parka sahip çıkınız ve aslına dönmesini sağlayınız.
Şu şehirde zaten bir elin parmaklarından az bu tür yeşil alanlar var. Bari yapılana gözümüz gibi bakalım…