İYİ Parti Erzurum Milletvekili Naci Cinisli, Mecliste yaptığı konuşmada inşası devam eden Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili çekincelerini dile getirdi. Santralin asıl amacının artan enerji talebinin karşılanması olduğunu belirten Cinisli, sözleşmede limancılık faaliyetlerinin yer almasının ilerine sorun yaratabileceğini ileri sürdü.
Cihat İncesu/Pusula
Karadeniz’de çatışma ortamı her geçen gün şiddetini artırırken Mersin’de inşaatı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali’ni gündeme getiren İYİ Parti Erzurum Milletvekili Naci Cinisli, Rusya ile yapılan sözleşmede limancılık faaliyetlerine yer verilmesini eleştirdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde Mersin’de konuşan Cinisli, sözleşmede pahalı elektrik satın alma taahhüdü verdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Akkuyu Nükleer Santrali'nin asıl amacının artan enerji talebinin karşılanması, ülkemizin elektrik arz güvenliğinin sağlanması olduğunu biliyoruz. Akkuyu Nükleer Santrali'nin kurulum maliyetinin 22 milyar dolar olacağı söyleniyor. Bu maliyetin tamamı Rus devlet kurumları tarafından karşılanıyor. Akkuyu Nükleer Santrali'nin 2026 yılında dört ünitesiyle birlikte tam kapasitede üretime geçmesi öngörülüyor.
Rus Rosatom kontrolündeki Akkuyu Nükleer Santrali’nin, denizcilik, depolama, yükleme, boşaltma, taşımacılık, nakliyecilik gibi 2010 yılında sözleşme imzalanırken akla gelmeyen limancılık faaliyetlerinde bulunmasına nedense imkân tanındı. Mevcut kriz ortamında, hele ki Rusya, Suriye’de güney komşumuz da olmuşken, Rusya’nın Doğu Akdeniz’de yerleşik olarak bulunmasının ne kadar stratejik nitelik taşıdığını hepimiz biliyoruz.
Bu limanın faaliyet alanları, görüştüğümüz kanun teklifinde belirtilmiş midir? Bu limana askeri bir geminin yanaşıp yanaşamayacağı ile ilgili bir düzenleme var mı? Bu nedenle Rusya tarafından Akdeniz'de kurulacak bir limanın, nükleer santral faaliyeti için gözüküyor bile olsa, askeri ve istihbarat amacı içermeyeceğinden emin olabilir miyiz? Bu limanda Rus gemilerinden inecek kişiler için bir gümrük olacak mı?
Devlet adamının görevi, Montrö Anlaşmasında olduğu gibi 100 sene sonraki meselede bile ülkenin menfaatine olacak adımları atmaktır. İleride büyük sorun olabilecek tavizler vermemektir. Akkuyunun da bir Truva atı olmaması için şimdiden uyarıyorum. Dün de sordum, bugün de tekrar soruyorum: Memleketim Erzurum’un Aziziye Tabyalarında, Allahuekber Dağlarında vatan topraklarımızı Rus işgalinden kurtardıktan 104 sene sonra Akkuyu Nükleer Enerji Santralinin bulunduğu 1000 hektarlık alan ve kıyı şeridini bu kanunla Rusya’ya mı veriyoruz?”
Cihat İncesu/Pusula
Karadeniz’de çatışma ortamı her geçen gün şiddetini artırırken Mersin’de inşaatı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali’ni gündeme getiren İYİ Parti Erzurum Milletvekili Naci Cinisli, Rusya ile yapılan sözleşmede limancılık faaliyetlerine yer verilmesini eleştirdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde Mersin’de konuşan Cinisli, sözleşmede pahalı elektrik satın alma taahhüdü verdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Akkuyu Nükleer Santrali'nin asıl amacının artan enerji talebinin karşılanması, ülkemizin elektrik arz güvenliğinin sağlanması olduğunu biliyoruz. Akkuyu Nükleer Santrali'nin kurulum maliyetinin 22 milyar dolar olacağı söyleniyor. Bu maliyetin tamamı Rus devlet kurumları tarafından karşılanıyor. Akkuyu Nükleer Santrali'nin 2026 yılında dört ünitesiyle birlikte tam kapasitede üretime geçmesi öngörülüyor.
Rus Rosatom kontrolündeki Akkuyu Nükleer Santrali’nin, denizcilik, depolama, yükleme, boşaltma, taşımacılık, nakliyecilik gibi 2010 yılında sözleşme imzalanırken akla gelmeyen limancılık faaliyetlerinde bulunmasına nedense imkân tanındı. Mevcut kriz ortamında, hele ki Rusya, Suriye’de güney komşumuz da olmuşken, Rusya’nın Doğu Akdeniz’de yerleşik olarak bulunmasının ne kadar stratejik nitelik taşıdığını hepimiz biliyoruz.
Bu limanın faaliyet alanları, görüştüğümüz kanun teklifinde belirtilmiş midir? Bu limana askeri bir geminin yanaşıp yanaşamayacağı ile ilgili bir düzenleme var mı? Bu nedenle Rusya tarafından Akdeniz'de kurulacak bir limanın, nükleer santral faaliyeti için gözüküyor bile olsa, askeri ve istihbarat amacı içermeyeceğinden emin olabilir miyiz? Bu limanda Rus gemilerinden inecek kişiler için bir gümrük olacak mı?
Devlet adamının görevi, Montrö Anlaşmasında olduğu gibi 100 sene sonraki meselede bile ülkenin menfaatine olacak adımları atmaktır. İleride büyük sorun olabilecek tavizler vermemektir. Akkuyunun da bir Truva atı olmaması için şimdiden uyarıyorum. Dün de sordum, bugün de tekrar soruyorum: Memleketim Erzurum’un Aziziye Tabyalarında, Allahuekber Dağlarında vatan topraklarımızı Rus işgalinden kurtardıktan 104 sene sonra Akkuyu Nükleer Enerji Santralinin bulunduğu 1000 hektarlık alan ve kıyı şeridini bu kanunla Rusya’ya mı veriyoruz?”