“Şüphesiz Rabbinin enselemesi pek çetindir;” Burûc 12
Bütün hayatın enselenmek korkusuyla geçip gidiyor ey uyanık!
İnkar et… Bunu sana söyleyen dostlarına sırtını dön… onları yalancılıkla suçla…
Peki ya kendin, kendin bildikten sonra bütün ayrıntıları, zahiri bir baş kaldırışın vicdanındaki sızılara iyi geleceğine hâlâ nasıl inandırabilirsin kendini?
Akılsızlığından değil… zira bu kadar entrikaya kararmış da olsa bir zekanın izinin bulaşmaması namümkün!
Umursamazlığından değil… öyle olsa bunca planlı, programlı, hazırlıklı olmazdı korkularını yalım yalım büyüten huzursuzlukların.
Bilinçli o halde!
Hiç şüphen olmasın bilerek, isteyerek, arzulayarak, kâr sayarak, ellerini ovuşturarak edip eylemektesin, aklına geldikçe enselenmekten tir tir titrediklerini…
Sen kabul etmesen de zaman zaman hırsız…
Belirli aralıklarla zalim…
Sıklıkla türlü bahanelerin ardına gizlesen, masum olduklarını iddia etsen de yalancı…
İşine geldiği durumlarda nereye varacağına aldırmayan entrikacı…
Ve bunların tümünün içinde bulunmaktan utanmadığın halde Allah’a güvendiğini söyleyen bir zavallısın aslında!
Belki şu anda bile olduğu gibi öfkesine hayatı kurban eden birisisin de aynı zamanda!
Kızma da, konuşalım… Merak etme ben senin iç sesini duyamıyorum…
Seni rahatsız eden, yüzünü kızartan, enselenmiş hissi uyandıran ben değilim, bu yazının arasından sızan vicdanındır!
Ve ne yapsan, ne kadar sinirlensen, gücünle ortalığı ateşe vereceğine de inansan bu zorluğu yenemezsin!
Çünkü vicdanının adil tanıklığından lehine bir netice çıkaramazsın…
Vicdanına başka herkese yaptığın gibi unutmasını, çenesini kapatmasını söyleyemezsin!
Çünkü dinlemez seni!
Vicdanın ruhunun çepeçevre sardığı bir ulaşılmazdan izler seni, ne yapsan ona kirlenmiş aklının gerçek sandıklarını dayatamazsın!
Ruhuna gelince, sen hangi bataklıklarda dibe doğru sürüklenmeye devam edersen et, o tertemizdir.
Paktır! Zira Rahman’ın ruhumuzdan üfledik dediği senin toprak olup çürüyecek tarafın değil, ruhundur!
İşte seni canlı kılan ve hesaba muhatap eden o ruh, son nefesinle beraber seni terk edinceye kadar, vicdanın yanlışlarını kafanın içinden bangır bangır bağırmaya devam edecektir.
“Şüphesiz Rabbinin enselemesi pek çetindir;”
Şüphesiz öyledir!
Rabb’in seni sadece büyük divanda enselemez… her an şah damarından yakındır ve her ne yapsan onun görüş alanından çıkartamaz… neyi sır bellesen onun duyuşundan kaçıramazsın!
Vicdanın bu hayattaki yanlışlarınla sürekli yüzleştirir seni!