Çiriş Pancarı
Çiriş ilkbaharın bitimi ile, yazın başlangıç aylarında yetişen ve yaprakları zambağa benzeyen, yabani bir bitkidir.. Ciriş pancarının şifalı olduğuna inanılır. Kavurma ile pişirildiğinde tadına doyum olmaz. Parça etle de pişirilir. Pişirme işleme aynen ıspanakta olduğu gibidir. Çiriş kurutularak çiriş unu elde edilir, zamk ve tutkal yerine yapıştırıcı olarak kullanılır.
Çoban Dede Köprüsü
Erzurum-Muş Karayolu üzerinde, Pasinler`in15 kilometre doğusunda Aras Nehri üzerine inşa edilen Çoban Dede Köprüsü İlhanlı hükümdarı Gazan Han’ın zamanında yörede yapılan imar çalışmaları sırasında Veziri Salduzlu Emir Çoban Neyin tarafından l297–1298 yıllarında yapıldı. Köprünün yapı formu ve baş kısmındaki bezemeler Selçuklu ve İlhanlı üslubunu yansıtıyor.. Taşların işlenişinde son derece ahenkli ve iyi bir işçilik gözleniyor. Halk arasında Çoban Dede ile ilgili birçok efsane anlatılmaktadır.
Çortutu Pancarı
Şalgam turşusu Erzurum'da çok meşhurdur. Şalgamlar, ilk önce daire daire, sonra küçük parmak kalınlığında ve boyunda kesilerek, küplere turşu kurulur. Turşuya koku vermesi içinde içine reyhan katılır.Turşu olduktan sonra çortutu pancarı yapılır. Bir miktar şalgam turşusuna, bir ölçek pirinç veya bulgur katılır, ayrıca parça et veya kavurma ile pişirilir. Şalgam turşusuna "çortutu" turşusundan yapılan bu pancara da "çortutu pancarı" denir. Bilhassa kış aylarında yapılır.
Dabakhane Çeşmesi
Tebriz Kapı semtinde bulunan çeşme XVIII. Yüzyıldan kalmış olmalıdır. 1962 ve 1975 yıllarında Erzurum Belediyesi tarafından onarılmıştır.Erzurum’un en önemli çeşmelerinden olan Dabakhane çeşmesi Erzurum dışında da tanındığı için şehre gelen ziyaretçilerin ilk uğrak yerlerinden biridir.
Bugünkü Durumu: Düzgün kesme taş malzemeden inşa edilmiştir. Suyu akıyor.
Dadah
Çocuk maması anlamına gelir.
Dadaş
Dadaş kelimesi değişik anlam ve şekillerde yorumlanmıştır. Kimine göre; mert, cesur, özü sözü doğru zalimin karşısında, mazlumun yanında olan merhametli, yiğit biridir. Kimilerine göre; erkek kardeş, ağabeyi, cesur, yiğit, tüm erdemleri kendisinde toplamış mükemmel bir insandır. "Aynı zamanda 'numune-yi misal' bir Erzurumludur. Bazılarına göre de bar tutan, at binen, cirit atan, kabadayı, tığ gibi bir delikanlıdır." Erzurum, dadaş ve bar birbiriyle yoğrulmuş tek sözcük gibidir. Bu sözcüklerden biri kullanıldığında hemen diğerleri hatıra gelir. Erzurumlu, sert granite dantel dantel, duygu duygu incelik veren zevk, heyecan, inanç ve benzeri faktörlerin tezgâhında biçimlenerek farkında olmadan 'dadaş' olmuştur. Dadaşlık, öyle rastgele kazanılmış bir sanat veya meslek değil, bazı müstesna şahsiyetlerde görülen; "efendilik" gibi fıtrî bir ruh asaletidir. Bu düşünceden baktığımızda tarihî bir misyona sahip olan dadaş, "Zaman zaman serhat boylarının bekçisi, âcizin, yoksulun, kimsesizin hamisi, eli ve sofrası açık mert bir köylü, bir esnaf, camilerimizin imanlı, toksözlü, nur yüzlü vaizi, siyasî hayatın medeni cesaretini nefsinde toplamış cesur bir hatip, yiğit bir kumandan, vazifesini namus bilen bir memur, bir öğretmen ... kendisini ailesine ve çocuklarına vakvetmiş Erzurumlu bir ana veya babadır."Dadaş, aile içinde ve dışında herkesin saygınlığını kazanmış, her konuda kendine güven duyulan, sofrası eşe - dosta yoksula, düşküne açık, iyi bir aile reisidir.
Damçi
Damla anlamına gelir.
Dardüdük
Daracık elbise anlamına gelir.
Dastar
Hamurun üstüne örtülen örtü anlamına gelir.
Deh
At ve eşeği yürütmek için söylenen söze denir.
Dehlenk Oyunu
Oyun, çalgı eşliğinde tek kişi tarafından oynanır. Bazen iki kişinin birlikte oynadığı da görülür. Başındaki şapkasını yan tarafa çevirir. Ceketini ters giyinir. Sırtına kambur yapar. Pantolonunun paçalarından biri çorabın içine konulmuştur, diğeri açıktadır. Buna benzer akla gelebilecek her türlü gülünç kılığa girebilir. Ağzına su doldurur. Müziğin ritmine uygun hareketlerle oyununu icra ederken çeşitli mimiklerle yüzünü gülünç hale getirir. Ellerini ve kollarını arkaya, yan tarafa çevirerek çolak taklidi yapar. Ayaklarını eğerek bacaklarını birbirine geçirir.
Çiriş ilkbaharın bitimi ile, yazın başlangıç aylarında yetişen ve yaprakları zambağa benzeyen, yabani bir bitkidir.. Ciriş pancarının şifalı olduğuna inanılır. Kavurma ile pişirildiğinde tadına doyum olmaz. Parça etle de pişirilir. Pişirme işleme aynen ıspanakta olduğu gibidir. Çiriş kurutularak çiriş unu elde edilir, zamk ve tutkal yerine yapıştırıcı olarak kullanılır.
Çoban Dede Köprüsü
Erzurum-Muş Karayolu üzerinde, Pasinler`in15 kilometre doğusunda Aras Nehri üzerine inşa edilen Çoban Dede Köprüsü İlhanlı hükümdarı Gazan Han’ın zamanında yörede yapılan imar çalışmaları sırasında Veziri Salduzlu Emir Çoban Neyin tarafından l297–1298 yıllarında yapıldı. Köprünün yapı formu ve baş kısmındaki bezemeler Selçuklu ve İlhanlı üslubunu yansıtıyor.. Taşların işlenişinde son derece ahenkli ve iyi bir işçilik gözleniyor. Halk arasında Çoban Dede ile ilgili birçok efsane anlatılmaktadır.
Çortutu Pancarı
Şalgam turşusu Erzurum'da çok meşhurdur. Şalgamlar, ilk önce daire daire, sonra küçük parmak kalınlığında ve boyunda kesilerek, küplere turşu kurulur. Turşuya koku vermesi içinde içine reyhan katılır.Turşu olduktan sonra çortutu pancarı yapılır. Bir miktar şalgam turşusuna, bir ölçek pirinç veya bulgur katılır, ayrıca parça et veya kavurma ile pişirilir. Şalgam turşusuna "çortutu" turşusundan yapılan bu pancara da "çortutu pancarı" denir. Bilhassa kış aylarında yapılır.
Dabakhane Çeşmesi
Tebriz Kapı semtinde bulunan çeşme XVIII. Yüzyıldan kalmış olmalıdır. 1962 ve 1975 yıllarında Erzurum Belediyesi tarafından onarılmıştır.Erzurum’un en önemli çeşmelerinden olan Dabakhane çeşmesi Erzurum dışında da tanındığı için şehre gelen ziyaretçilerin ilk uğrak yerlerinden biridir.
Bugünkü Durumu: Düzgün kesme taş malzemeden inşa edilmiştir. Suyu akıyor.
Dadah
Çocuk maması anlamına gelir.
Dadaş
Dadaş kelimesi değişik anlam ve şekillerde yorumlanmıştır. Kimine göre; mert, cesur, özü sözü doğru zalimin karşısında, mazlumun yanında olan merhametli, yiğit biridir. Kimilerine göre; erkek kardeş, ağabeyi, cesur, yiğit, tüm erdemleri kendisinde toplamış mükemmel bir insandır. "Aynı zamanda 'numune-yi misal' bir Erzurumludur. Bazılarına göre de bar tutan, at binen, cirit atan, kabadayı, tığ gibi bir delikanlıdır." Erzurum, dadaş ve bar birbiriyle yoğrulmuş tek sözcük gibidir. Bu sözcüklerden biri kullanıldığında hemen diğerleri hatıra gelir. Erzurumlu, sert granite dantel dantel, duygu duygu incelik veren zevk, heyecan, inanç ve benzeri faktörlerin tezgâhında biçimlenerek farkında olmadan 'dadaş' olmuştur. Dadaşlık, öyle rastgele kazanılmış bir sanat veya meslek değil, bazı müstesna şahsiyetlerde görülen; "efendilik" gibi fıtrî bir ruh asaletidir. Bu düşünceden baktığımızda tarihî bir misyona sahip olan dadaş, "Zaman zaman serhat boylarının bekçisi, âcizin, yoksulun, kimsesizin hamisi, eli ve sofrası açık mert bir köylü, bir esnaf, camilerimizin imanlı, toksözlü, nur yüzlü vaizi, siyasî hayatın medeni cesaretini nefsinde toplamış cesur bir hatip, yiğit bir kumandan, vazifesini namus bilen bir memur, bir öğretmen ... kendisini ailesine ve çocuklarına vakvetmiş Erzurumlu bir ana veya babadır."Dadaş, aile içinde ve dışında herkesin saygınlığını kazanmış, her konuda kendine güven duyulan, sofrası eşe - dosta yoksula, düşküne açık, iyi bir aile reisidir.
Damçi
Damla anlamına gelir.
Dardüdük
Daracık elbise anlamına gelir.
Dastar
Hamurun üstüne örtülen örtü anlamına gelir.
Deh
At ve eşeği yürütmek için söylenen söze denir.
Dehlenk Oyunu
Oyun, çalgı eşliğinde tek kişi tarafından oynanır. Bazen iki kişinin birlikte oynadığı da görülür. Başındaki şapkasını yan tarafa çevirir. Ceketini ters giyinir. Sırtına kambur yapar. Pantolonunun paçalarından biri çorabın içine konulmuştur, diğeri açıktadır. Buna benzer akla gelebilecek her türlü gülünç kılığa girebilir. Ağzına su doldurur. Müziğin ritmine uygun hareketlerle oyununu icra ederken çeşitli mimiklerle yüzünü gülünç hale getirir. Ellerini ve kollarını arkaya, yan tarafa çevirerek çolak taklidi yapar. Ayaklarını eğerek bacaklarını birbirine geçirir.