Birbirimizi yeterince sevmememize veriyorum artık bazı şeyleri. Özellikle kıskançlık, çekememezlik ve dahi vurdumduymazlık alınyazımız olmuş sanki de. Bu yüzdendir ki kıymet bilmiyoruz. Gerektiği halde bir teşekkürü, kuru bir teşekkürü bile çoğu zaman çok görüyoruz karşımızdakine. Oysa biliyoruz ki bir küçük teşekkür bile sağlığa dahi yararlı. Yapılan araştırmalarda teşekkür etme alışkanlığı olan insanların doktora daha az yolunun düştüğünü, tansiyonlarının daha düşük olduğunu ve akli dengelerinin bozulma riskinin daha az olduğunu gösteriyor. Elbette teşekkür etmek kansere çare değil ama insan üzerinde pozitif enerji bırakan bir etki olduğu gerçeği var. Bilmeliyiz ki, etrafımızdakileri bir başarısından, yada davranışından dolayı takdir etmek için teşekkür ederek memnuniyetimizi ifade etmek, onun verimliliğini arttıracak ve daha çok çalışmaya heveslendirecektir. Başınızı ağırtacak oranda bu kadar laf kalabalığı yapmamın elbette bir nedeni var. Sözüm özellikle MNG’nin müstecirlerine.
Şu pandemi döneminde MNG Alışveriş Merkezi yönetimi, kiracıların kira ve ortak gider ödemelerinde inanılmaz güzellikler yaptı. 4 ay gibi bir süre kira almadı. Bugüne kadar da hep ciro üzerinden ödeme kabul etti. İstese yapmazdı. Böylesi bir dönemde böylesine önemli bir alışveriş merkezi yönetimi bunu yapıyor ama bir Allah’ın kulu kiracı çıkıp da bir teşekkür etmiyor. 200’ün üzerinde kiracısı bulunan AVM’de biraraya gelip de kendilerine yapılan bu jeste karşılık bir teşekkür çok görülüyor, bence bu büyük bir eksiklik. Kaldı ki o AVM de kısa adı BMD olan Birleşmiş Marketler Derneği tarafından kiracıları ile iyi ilişkileri var diye ödüle layık görülmüş bir kurum. Pekala o AVM’nin teşekküre ihtiyacı yok ama nihayetinde o kurumun da idarecileri var ve o kararı alanlar da etten, kemikten insanlar. Beklemeleri de son derece doğal. Şahsen onlara o kiracıların böyle bir teşekkürü edememelerini, düşüncesizliklerini yadırgadığımı söylemeliyim. Emeklerim saygıyla karşılanıp değer verildiği bir gelecek dileğiyle, nokta. Bu benim son kararımdır.
Erzurum’un efsane kaptanı o topa girdi..
Sebo’nun ‘iç’i gidiyor!
Onu, bunu bilmem. Ne zaman Erzurumspor denilirse aklıma gelen ilk isimdir Sebahattin Güneş. Nam-ı diğer Kaptan Sebo. Tam 15 yıl mavi-beyazlı formayı terletmiş, bir süre de hocalık yapmış efsane isimdir Sebo. Erzurumspor’da oynadığı dönemler parmakla gösterilen Türkiye’nin en iyi sağbeklerindendi. Yine efsanelerimizden olan eski kaptanlarımızdan Kürşat alınmasın ama buralarda onun üstüne daha sağbek gelmedi, daha da zor gelir. 90 dakika boyunca o sağ kulvarda gider, gelirdi. Şimdikiler pek bilinmez ama kenar ortaları muzdu, muz! Allah daha çok ömür versin, kaptandan çok, gerektiğinde forması için tekmeye kafa sokan bir liderdi o . Çok maçını izlemiş, sayısız haberini yapmış, çok ortamında bulunmuşumdur. Bugün olmuş, onu seyretmiş olmamdan ötürü kendimi de hep ayrıcalıklı hissetmişimdir. Kişilik olarak da örnek aldığım, sözünün eri, hakkına razı olan, haddini bilen, yiyen-yediren mert bir dadaş olmasından dolayıdır ki gösterebileceğim rol modellerdendir. 1989 yılında bir Rizespor maçında aktif futbolculuk hayatına veda ederken de oradaydım. Omuzlarda sahayı terkederken, Allah yalanı sevmez, duygulanmış, gözlerimden yaş gelmişti. Bugün torun torba sahibi olan, gününün büyük bir bölümünü ailesiyle geçiren, Yenişehir 2.marketlerde küçük bir kahvehane işleten Sebahattin Güneş, sadece sadece insanlığı ile değil, futbol aklıyla da önemsediğimi bir karakterdir. 65 yaşındaki ağabeyimle dün BB Erzurumspor’un iç sahadaki bu kötü sonuçları ile ilgili konuştum. Konu mühim, çünkü, Erzurum takımı bugün tarihe geçen bir kötü performans ile karşı karşıya. O da olayın farkında, işte çok derslerin de çıkarılacak anlattıklarından bir özet:
***
‘’Her futbolsever gibi ben de elbette ki maçları takip ediyorum. Kopmam zaten mümkün değil. Statda olmasa bile illa ki televizyondan izliyorum. İç saha anlamında Erzurum’un hiç böyle kötü bir performansı olmadı. Ya da ben duymadım, görmedim. 15 maçta sadece 1 galibiyetin olması çok garip. Biz oyuncular eskiden özellikle de kış ayları başladığında bayram ederdik. Çünkü sahanın zemini bizim için kafadan artı puan demekti. Maalesef bugün Erzurum takımının hem saha hem de rakım avantajını kullanamadığını gözlemlemekteyim. Tamam, bizim zamanımızda yoktu. Sahanın alttan ısıtması var. Ama bir şekilde yine bu saha hem de bu havada avantaj olarak değerlendirilmelidir. Biz bu havalarda özel antrenmanlar yapardık. Kısa paslarla ayağa oynardık ama hep dikine oynardık. Dikine oynarsan ancak gole kavuşursun. Bakıyorum bugün takım stoperden itibaren yan paslarla hücuma kalkmak istiyor. Yan paslarla nereye kadar? Bugün bizim dönemimizdeki o takımlar olsun illa ki birkaç galibiyet almıştık. Mutlak derece yapardık. Bir defa biz daha sahaya çıkarken tünelde maçı alırdık. O ruh vardı. Maalesef o ruhu göremiyorum. İç sahada maç kaybedildikçe içim gidiyor. Bir de bu takımda kaptanlık sorunu var gibi geliyor bana. Kaptan kaptan gibi olacak. Kaptan dediğin liderdir. Bağıracak, çağıracak, gerekirse hakemi etki altına alacak. Trabzon maçı kazanılası gereken maçtı bana göre. 60’dan sonra sahada Trabzon mu vardı? Şu da ortaya çıktı ki, taraftar çok şeymiş. Taraftarın olmaması en çok bizim takımı olumsuz etkilemiş.’’.
Amerikan traşlı koruma tepkisi!
AK Parti Erzurum İl Başkanı Mehmet Emin Öz, geçmişte kamu yönetimlerinde görev almasından olsa gerek, yöneticilerin hal ve hareketleri konusunda hassas biri. Özellikle de partisine mensup belediye başkanlarından temsil noktasında azami dikkat edilmesini istiyor ve bunu her fırsatta da dile getiriyor. ‘’Öncelikle bir idarecimiz halkın içinde olmalıdır. Halk gibi olmalıdır’’ diyen Öz, son zamanlarda kendisini rahatsız eden görüntülere şahit olduğunu belirtti ve belediye başkanlarından bu konuda daha titiz olmalarını arzuladığını söyledi. Şenkaya Belediye Başkanı Yavuz Bedir ile birlikte Şenkaya heyetini makamında kabul eden Öz, bu konudaki rahatsızlığını burada dile getirdi. Bedir Yavuz’un böyle bir olayını görmediğini ve duymadığını ifade eden Öz, ‘’Daha geçenlerde rastladım. Bir belediye başkanının makam şoförü ve koruması, hal ve davranışlarıyla canımı çok sıktı. Saçlar jöleli ve de Amerikan traşı olmuş, hiç bize yakışmayan görüntü içindeydiler. Hele havaalanında gördüm ki çok rahatsız oldum. O belediye başkanını orada uyarmak istedim ama bozulur , çevresinde mahcup olur diye yapmadım. Sonra telefonla aradım, kendisini ikaz ettim, rahatsızlığımı dile getirdim. Arkadaşlar, bu görüntüler bize yakışmaz, yakışmıyor. Lütfen o işleri bırakın’’ diye konuştu. Öz, ‘’Bir daha olmasın’’ diye kesin bir dille uyardığı o belediye başkanının ismini vermedi.
Büyükşehir’in en sorunsuz personeli..
Ağzı var, dili yok!
Kış ayları geldiğinde, hele de kar bastırınca Palandöken’e çıkış olmaz, bu durum gazete ve televizyonlara haber olurdu. Karla kaplı yol yüzünden Palandöken dağı ile irtibat kesildi haberleri sıklıkça yeralırdı gazete ve televizyonlarda. Yaklaşık 5 yıldır yok artık öyle haberler. Yapılamıyor, çünkü artık kar bir araç sayesinde sorun olmaktan çıktı. Büyükşehir Belediyesi tarafından o gün oldukça yüksek bir fiyata yurtdışından ithal edilen UNİMOG aracı sayesinde karla kapalı yol işi tarih oldu. En son teknolojiye sahip bu dört tekerli kar küreme aracı sayesinde ne kadar kar yağarsa yağsın dağda sorun olmuyor. Sürücüsü de özel eğitimli bu araç, sadece kar küremekle kalmıyor, aynı zamanda tuzlama da yapabiliyor. Çok sayıda işçinin yaptığı işi yapan araca sorunsuz personel demem de işte bu yüzden. Kaldı ki bu araç özellikle kış aylarında gece-gündüz çalışıyor, tabiri caizse bana mısın demiyor. Kış Turizm Merkezi’nde sadece çalıştırılmakla yükümlü aracın sayesinde artık küreme ve tuzlama sorunu yaşamadıklarını söyleyen Genel Sekreter Zafer Aynalı, ‘Yurt dışından getirtiğimizde sanırım Türkiye’de ilk’ti. Bugün fiyat olarak değeri de sanırım aldığımız zamanki fiyatın 3-4 katı’’açıklamasını yaptı.
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Beklemek güzeldir. Ama doğru durakta! (Can Yücel)
DUVARIN DİLİ : Uyusak rüyalar kandırıyor, uyansak insanlar!
Şu pandemi döneminde MNG Alışveriş Merkezi yönetimi, kiracıların kira ve ortak gider ödemelerinde inanılmaz güzellikler yaptı. 4 ay gibi bir süre kira almadı. Bugüne kadar da hep ciro üzerinden ödeme kabul etti. İstese yapmazdı. Böylesi bir dönemde böylesine önemli bir alışveriş merkezi yönetimi bunu yapıyor ama bir Allah’ın kulu kiracı çıkıp da bir teşekkür etmiyor. 200’ün üzerinde kiracısı bulunan AVM’de biraraya gelip de kendilerine yapılan bu jeste karşılık bir teşekkür çok görülüyor, bence bu büyük bir eksiklik. Kaldı ki o AVM de kısa adı BMD olan Birleşmiş Marketler Derneği tarafından kiracıları ile iyi ilişkileri var diye ödüle layık görülmüş bir kurum. Pekala o AVM’nin teşekküre ihtiyacı yok ama nihayetinde o kurumun da idarecileri var ve o kararı alanlar da etten, kemikten insanlar. Beklemeleri de son derece doğal. Şahsen onlara o kiracıların böyle bir teşekkürü edememelerini, düşüncesizliklerini yadırgadığımı söylemeliyim. Emeklerim saygıyla karşılanıp değer verildiği bir gelecek dileğiyle, nokta. Bu benim son kararımdır.
Erzurum’un efsane kaptanı o topa girdi..
Sebo’nun ‘iç’i gidiyor!
Onu, bunu bilmem. Ne zaman Erzurumspor denilirse aklıma gelen ilk isimdir Sebahattin Güneş. Nam-ı diğer Kaptan Sebo. Tam 15 yıl mavi-beyazlı formayı terletmiş, bir süre de hocalık yapmış efsane isimdir Sebo. Erzurumspor’da oynadığı dönemler parmakla gösterilen Türkiye’nin en iyi sağbeklerindendi. Yine efsanelerimizden olan eski kaptanlarımızdan Kürşat alınmasın ama buralarda onun üstüne daha sağbek gelmedi, daha da zor gelir. 90 dakika boyunca o sağ kulvarda gider, gelirdi. Şimdikiler pek bilinmez ama kenar ortaları muzdu, muz! Allah daha çok ömür versin, kaptandan çok, gerektiğinde forması için tekmeye kafa sokan bir liderdi o . Çok maçını izlemiş, sayısız haberini yapmış, çok ortamında bulunmuşumdur. Bugün olmuş, onu seyretmiş olmamdan ötürü kendimi de hep ayrıcalıklı hissetmişimdir. Kişilik olarak da örnek aldığım, sözünün eri, hakkına razı olan, haddini bilen, yiyen-yediren mert bir dadaş olmasından dolayıdır ki gösterebileceğim rol modellerdendir. 1989 yılında bir Rizespor maçında aktif futbolculuk hayatına veda ederken de oradaydım. Omuzlarda sahayı terkederken, Allah yalanı sevmez, duygulanmış, gözlerimden yaş gelmişti. Bugün torun torba sahibi olan, gününün büyük bir bölümünü ailesiyle geçiren, Yenişehir 2.marketlerde küçük bir kahvehane işleten Sebahattin Güneş, sadece sadece insanlığı ile değil, futbol aklıyla da önemsediğimi bir karakterdir. 65 yaşındaki ağabeyimle dün BB Erzurumspor’un iç sahadaki bu kötü sonuçları ile ilgili konuştum. Konu mühim, çünkü, Erzurum takımı bugün tarihe geçen bir kötü performans ile karşı karşıya. O da olayın farkında, işte çok derslerin de çıkarılacak anlattıklarından bir özet:
***
‘’Her futbolsever gibi ben de elbette ki maçları takip ediyorum. Kopmam zaten mümkün değil. Statda olmasa bile illa ki televizyondan izliyorum. İç saha anlamında Erzurum’un hiç böyle kötü bir performansı olmadı. Ya da ben duymadım, görmedim. 15 maçta sadece 1 galibiyetin olması çok garip. Biz oyuncular eskiden özellikle de kış ayları başladığında bayram ederdik. Çünkü sahanın zemini bizim için kafadan artı puan demekti. Maalesef bugün Erzurum takımının hem saha hem de rakım avantajını kullanamadığını gözlemlemekteyim. Tamam, bizim zamanımızda yoktu. Sahanın alttan ısıtması var. Ama bir şekilde yine bu saha hem de bu havada avantaj olarak değerlendirilmelidir. Biz bu havalarda özel antrenmanlar yapardık. Kısa paslarla ayağa oynardık ama hep dikine oynardık. Dikine oynarsan ancak gole kavuşursun. Bakıyorum bugün takım stoperden itibaren yan paslarla hücuma kalkmak istiyor. Yan paslarla nereye kadar? Bugün bizim dönemimizdeki o takımlar olsun illa ki birkaç galibiyet almıştık. Mutlak derece yapardık. Bir defa biz daha sahaya çıkarken tünelde maçı alırdık. O ruh vardı. Maalesef o ruhu göremiyorum. İç sahada maç kaybedildikçe içim gidiyor. Bir de bu takımda kaptanlık sorunu var gibi geliyor bana. Kaptan kaptan gibi olacak. Kaptan dediğin liderdir. Bağıracak, çağıracak, gerekirse hakemi etki altına alacak. Trabzon maçı kazanılası gereken maçtı bana göre. 60’dan sonra sahada Trabzon mu vardı? Şu da ortaya çıktı ki, taraftar çok şeymiş. Taraftarın olmaması en çok bizim takımı olumsuz etkilemiş.’’.
Amerikan traşlı koruma tepkisi!
AK Parti Erzurum İl Başkanı Mehmet Emin Öz, geçmişte kamu yönetimlerinde görev almasından olsa gerek, yöneticilerin hal ve hareketleri konusunda hassas biri. Özellikle de partisine mensup belediye başkanlarından temsil noktasında azami dikkat edilmesini istiyor ve bunu her fırsatta da dile getiriyor. ‘’Öncelikle bir idarecimiz halkın içinde olmalıdır. Halk gibi olmalıdır’’ diyen Öz, son zamanlarda kendisini rahatsız eden görüntülere şahit olduğunu belirtti ve belediye başkanlarından bu konuda daha titiz olmalarını arzuladığını söyledi. Şenkaya Belediye Başkanı Yavuz Bedir ile birlikte Şenkaya heyetini makamında kabul eden Öz, bu konudaki rahatsızlığını burada dile getirdi. Bedir Yavuz’un böyle bir olayını görmediğini ve duymadığını ifade eden Öz, ‘’Daha geçenlerde rastladım. Bir belediye başkanının makam şoförü ve koruması, hal ve davranışlarıyla canımı çok sıktı. Saçlar jöleli ve de Amerikan traşı olmuş, hiç bize yakışmayan görüntü içindeydiler. Hele havaalanında gördüm ki çok rahatsız oldum. O belediye başkanını orada uyarmak istedim ama bozulur , çevresinde mahcup olur diye yapmadım. Sonra telefonla aradım, kendisini ikaz ettim, rahatsızlığımı dile getirdim. Arkadaşlar, bu görüntüler bize yakışmaz, yakışmıyor. Lütfen o işleri bırakın’’ diye konuştu. Öz, ‘’Bir daha olmasın’’ diye kesin bir dille uyardığı o belediye başkanının ismini vermedi.
Büyükşehir’in en sorunsuz personeli..
Ağzı var, dili yok!
Kış ayları geldiğinde, hele de kar bastırınca Palandöken’e çıkış olmaz, bu durum gazete ve televizyonlara haber olurdu. Karla kaplı yol yüzünden Palandöken dağı ile irtibat kesildi haberleri sıklıkça yeralırdı gazete ve televizyonlarda. Yaklaşık 5 yıldır yok artık öyle haberler. Yapılamıyor, çünkü artık kar bir araç sayesinde sorun olmaktan çıktı. Büyükşehir Belediyesi tarafından o gün oldukça yüksek bir fiyata yurtdışından ithal edilen UNİMOG aracı sayesinde karla kapalı yol işi tarih oldu. En son teknolojiye sahip bu dört tekerli kar küreme aracı sayesinde ne kadar kar yağarsa yağsın dağda sorun olmuyor. Sürücüsü de özel eğitimli bu araç, sadece kar küremekle kalmıyor, aynı zamanda tuzlama da yapabiliyor. Çok sayıda işçinin yaptığı işi yapan araca sorunsuz personel demem de işte bu yüzden. Kaldı ki bu araç özellikle kış aylarında gece-gündüz çalışıyor, tabiri caizse bana mısın demiyor. Kış Turizm Merkezi’nde sadece çalıştırılmakla yükümlü aracın sayesinde artık küreme ve tuzlama sorunu yaşamadıklarını söyleyen Genel Sekreter Zafer Aynalı, ‘Yurt dışından getirtiğimizde sanırım Türkiye’de ilk’ti. Bugün fiyat olarak değeri de sanırım aldığımız zamanki fiyatın 3-4 katı’’açıklamasını yaptı.
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Beklemek güzeldir. Ama doğru durakta! (Can Yücel)
DUVARIN DİLİ : Uyusak rüyalar kandırıyor, uyansak insanlar!