Burma adıyla da bilinen Myanmar, Güneydoğu Asya'nın en büyük ikinci ülkesi. Müslümanların zulme uğradığı Arakan ise, Myanmar'ın 7 eyaletinden biri. 52 milyonluk ülkenin yüzde 89’u Budistlerden oluşuyor, Müslümanların oranı ise yüzde 4 civarında. Budistlerin saldırısı altındaki bu yüzde 4’lük nüfus şimdi nerdeyse yok olma noktasına gelmiş durumda.
Önceki gün nerdeyse tüm halkıyla Arakan için ayağı kalkan Çeçenistan ise, halen Çecen-İngus cumhuriyeti adı altında Rusya’ya bağlı, fakat muhtar bir cumhuriyet. Rusya’nın nüfusu 200 milyondan fazla, Çeçenistan ise bir milyon 300 bin civarında bir nüfusa sahip. Fakat Şeyh Şamillerden beri, nerdeyse 300 yıldır süren Çeçen-Rus mücadelesinde, Rus nüfusu ve nüfuzu karşısında, bu bir avuç insan, Allah’ın izniyle yok olmadı ve ayakta kalmayı başardı.
Başta Türkiye olmak üzere, halkı Müslüman şu kadar ülke var, fakat katliam ve zulüm altında inleyen Arakanlı Müslümanlara en büyük destek, Rusya’ya bağlı, ‘küçücük’ Çeçenistan’dan geldi. Grozni caddelerinde gösteriler düzenlendi, dualar edildi, gıyabi cenaze namazları kılındı. Myanmar’da Müslümanları hedef alan şiddet olayları, iman dolu, öfkeli yüreklerce protesto edildi. Üzerinde Rusça ve İngilizce, “Myanmar’daki soykırımı durdurun”, “Burma’daki Müslümanlara yönelik vahşeti durdurun,” yazılı dövizler taşıyan Çeçenler, herkese bir insanlık ve iman dersi verdiler.
Rus yanlısı Çeçen Lider Ramazan Kadirov, “Eğer Rusya Myanmar yönetimini destekler tutum takınırsa bu durumda ben Rusya ile beraber olmam,” diye açıklama yapacak bir cesareti gösterdi. Kadirov’un bu çıkışı, damarlarında dolaşan Şeyh Şamil ruhunun bir tezahürüdür. Grozni sokaklarını dolduran bu bahadır ruhlar, Çeçen ruhunun ölmediğini tüm dünyaya bir kez daha gösterdiler.
Çeçen lider Ramzan Kadirov’un Rus liderine yaptığı, “Sayın Vladimir Vladimiroviç Putin! Kafkaslar bölgesi Müslümanları olarak size Rusya ulusunun önder ve lideri olarak hitap ederek, Myanmar’daki Müslüman katliamını durdurmanızı talep ediyoruz. Sizden dünyadaki ağırlık ve otoritenizi kullanarak bu vahşete dur demenizi istiyoruz” çağrıysa, Müslümanlar olarak, yiğitliğimizin yanı sıra çaresizliğimizin ve siyaseten sahipsizliğimizin de güncel bir ikrarı kabul edilmelidir.
Müslümanlar, eğer küresel düzeyde İslami müessesler kurup dinen ve siyaseten birbirine sahip çıkmazlarsa, nerdeyse her toprağı Myanmar görünümü kazanmış İslam dünyasında artacak olan ah u eninden başkası olmayacaktır.
Önceki gün nerdeyse tüm halkıyla Arakan için ayağı kalkan Çeçenistan ise, halen Çecen-İngus cumhuriyeti adı altında Rusya’ya bağlı, fakat muhtar bir cumhuriyet. Rusya’nın nüfusu 200 milyondan fazla, Çeçenistan ise bir milyon 300 bin civarında bir nüfusa sahip. Fakat Şeyh Şamillerden beri, nerdeyse 300 yıldır süren Çeçen-Rus mücadelesinde, Rus nüfusu ve nüfuzu karşısında, bu bir avuç insan, Allah’ın izniyle yok olmadı ve ayakta kalmayı başardı.
Başta Türkiye olmak üzere, halkı Müslüman şu kadar ülke var, fakat katliam ve zulüm altında inleyen Arakanlı Müslümanlara en büyük destek, Rusya’ya bağlı, ‘küçücük’ Çeçenistan’dan geldi. Grozni caddelerinde gösteriler düzenlendi, dualar edildi, gıyabi cenaze namazları kılındı. Myanmar’da Müslümanları hedef alan şiddet olayları, iman dolu, öfkeli yüreklerce protesto edildi. Üzerinde Rusça ve İngilizce, “Myanmar’daki soykırımı durdurun”, “Burma’daki Müslümanlara yönelik vahşeti durdurun,” yazılı dövizler taşıyan Çeçenler, herkese bir insanlık ve iman dersi verdiler.
Rus yanlısı Çeçen Lider Ramazan Kadirov, “Eğer Rusya Myanmar yönetimini destekler tutum takınırsa bu durumda ben Rusya ile beraber olmam,” diye açıklama yapacak bir cesareti gösterdi. Kadirov’un bu çıkışı, damarlarında dolaşan Şeyh Şamil ruhunun bir tezahürüdür. Grozni sokaklarını dolduran bu bahadır ruhlar, Çeçen ruhunun ölmediğini tüm dünyaya bir kez daha gösterdiler.
Çeçen lider Ramzan Kadirov’un Rus liderine yaptığı, “Sayın Vladimir Vladimiroviç Putin! Kafkaslar bölgesi Müslümanları olarak size Rusya ulusunun önder ve lideri olarak hitap ederek, Myanmar’daki Müslüman katliamını durdurmanızı talep ediyoruz. Sizden dünyadaki ağırlık ve otoritenizi kullanarak bu vahşete dur demenizi istiyoruz” çağrıysa, Müslümanlar olarak, yiğitliğimizin yanı sıra çaresizliğimizin ve siyaseten sahipsizliğimizin de güncel bir ikrarı kabul edilmelidir.
Müslümanlar, eğer küresel düzeyde İslami müessesler kurup dinen ve siyaseten birbirine sahip çıkmazlarsa, nerdeyse her toprağı Myanmar görünümü kazanmış İslam dünyasında artacak olan ah u eninden başkası olmayacaktır.