Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, asgari ücretin 2020 yılı için 2 bin 324 lira olarak belirlediklerini anımsatarak, "Türkiye'deki asgari ücretin birçok Avrupa Birliği üyesi ülkeye göre daha iyi durumda olduğunu, asgari ücrete net yüzde 15 artış yapılarak, enflasyonun yaklaşık 3 puan üzerinde artış sağlandığını" söyledi.
Öncelikle 2019 yılında halkın hissettiği enflasyon rakamı yüzde 12 değil, yüzde 30'ların üzerindedir. Ayrıca vatandaşın tek önemsediği ve hayatını idame etmek için takip ettiği gıda ürünlerini TUİK sepetinden çıkararak enflasyon rakamlarını düşük gösterme oyunlarına da artık kimse inanmıyor.
Avrupa ülkelerinde asgari ücret ne durumda olursa olsun. Ülkemizde, tüm Avrupa ülkelerinden yüksek bir ücret verilse dahi hesap ortada. Birleşik Metal İş Sendikası Araştırmaları Merkezi (BİSAM), Ocak 2020 dönemi için açlık ve yoksulluk sınırı veri hesaplamasını "4 kişilik bir ailenin sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için günlük en az 74.99 lira, aylık 2 bin 250 lira harcama yapması gerekiyor", şeklinde açıkladı.
Diyelim ki bu açıklamayı gerçekçi bulmadınız. Sadece birkaç kalemde, herhangi bir araştırmaya gerek duymadan ve herkes tarafından bilinen hesap yaparak bizi Avrupa ile kıyaslamanın doğru bir yaklaşım olup olmadığını daha iyi anlamamız açısından yardımcı olacaktır. Bugün en ucuz ev kirası 750 lira, yakıt 750 lira, elektrik, su ve telefon giderlerinin 500 lira olduğu günümüzde tüketici 2 bin lirayı sadece üç kalem meblağ için harcıyor. Okul masrafları, yol, hastane, cenaze, bayram, kurban, kıyafet, mobilya, beyaz eşya gibi giderlerini bir kenara bırakın, kalan 324 lira gıda harcaması için yeterli olacak mı? (Ki) Avrupa ülkelerinin refah düzeyinde yaşaması veya yoksul olması da bizi ilgilendirmiyor. Çünkü geçim sıkıntısı yaşayan asgari ücretli başkalarının gelir giderini düşünecek veya hesaplayacak durumda değil.
Demek ki yukarıda belirtilen veriler ışığında Birleşik Metal İş Sendikası Araştırmaları Merkezi (BİSAM), Ocak 2020 dönemi için yoksulluk sınırının 7 bin 782 lira olarak açıklaması bizlere çok yüksek gelmemelidir.
Öncelikle 2019 yılında halkın hissettiği enflasyon rakamı yüzde 12 değil, yüzde 30'ların üzerindedir. Ayrıca vatandaşın tek önemsediği ve hayatını idame etmek için takip ettiği gıda ürünlerini TUİK sepetinden çıkararak enflasyon rakamlarını düşük gösterme oyunlarına da artık kimse inanmıyor.
Avrupa ülkelerinde asgari ücret ne durumda olursa olsun. Ülkemizde, tüm Avrupa ülkelerinden yüksek bir ücret verilse dahi hesap ortada. Birleşik Metal İş Sendikası Araştırmaları Merkezi (BİSAM), Ocak 2020 dönemi için açlık ve yoksulluk sınırı veri hesaplamasını "4 kişilik bir ailenin sağlıklı bir biçimde beslenebilmesi için günlük en az 74.99 lira, aylık 2 bin 250 lira harcama yapması gerekiyor", şeklinde açıkladı.
Diyelim ki bu açıklamayı gerçekçi bulmadınız. Sadece birkaç kalemde, herhangi bir araştırmaya gerek duymadan ve herkes tarafından bilinen hesap yaparak bizi Avrupa ile kıyaslamanın doğru bir yaklaşım olup olmadığını daha iyi anlamamız açısından yardımcı olacaktır. Bugün en ucuz ev kirası 750 lira, yakıt 750 lira, elektrik, su ve telefon giderlerinin 500 lira olduğu günümüzde tüketici 2 bin lirayı sadece üç kalem meblağ için harcıyor. Okul masrafları, yol, hastane, cenaze, bayram, kurban, kıyafet, mobilya, beyaz eşya gibi giderlerini bir kenara bırakın, kalan 324 lira gıda harcaması için yeterli olacak mı? (Ki) Avrupa ülkelerinin refah düzeyinde yaşaması veya yoksul olması da bizi ilgilendirmiyor. Çünkü geçim sıkıntısı yaşayan asgari ücretli başkalarının gelir giderini düşünecek veya hesaplayacak durumda değil.
Demek ki yukarıda belirtilen veriler ışığında Birleşik Metal İş Sendikası Araştırmaları Merkezi (BİSAM), Ocak 2020 dönemi için yoksulluk sınırının 7 bin 782 lira olarak açıklaması bizlere çok yüksek gelmemelidir.