Erzurum’un Oltu ilçesine bağlı Nügürcük köyündeki 300 yıllık su değirmeni, değirmenin sahibi Temel Uzun aracılığıyla yörenin buğdaylarını una çeviriyor. Kars’ta ise Malakanlardan kalan su değirmenleri asırlardır hizmet vermeye devam ediyor.
Oltu’da 300 yıllık su değirmeni, unu yakmadan öğüttüğü için bölge halkı tarafından tercih ediliyor. Değirmeni işleten 4. Kuşak olan Temel Uzun (73), “Dedemlerden öğrendiğime göre 4'üncü dedem, o da değirmenin ne zaman kurulduğunu bilmiyor. Bizim bu köylerde çok değirmen vardı, herkesin değirmeni harap virane oldu. Ben sahip çıktım, halen çalıştırıyorum. Ömrümün yettiği kadar değirmene sahip olacağım. Ama benden sonra ne olur bilemem. Gelene gidene hizmet ediyorum, değirmenin unundan herkes çok razı. İşte böyle devam ediyoruz, bakalım ne zamana kadar gider” dedi.
Asırlara meydan okuyan değirmenin bazı eksikleri olduğunu belirten Uzun, “ Arkın bendine 4 tane boru lazım, sel geldiğinde beni çok zora koşuyor. Değirmenimde öğütülen un çok sağlıklıdır. Eskiden burada unu öğütenlerde hiç hastalık yoktu. Kepekli un, sağlıklı un, insanlar bu değirmenin ununu tercih ediyor, sağlık için buraya geliyorlar” diye konuştu.
Değirmende un öğütmek için buğday getiren Salih Macit ise “Oltu'dan kalkıp bu köye su değirmeninde un öğütmeye geldim. Tamamen doğal ve kepekli un öğütüyor, çok sağlıklı. Su değirmeni olarak tek bu değirmen kaldı” dedi.
Oltulu Ahmet Aktürk de, “Bu değirmenin özelliği buğdayı yakmadan öğütür, kepeği ile öğütür. Kepekli ekmek de çok daha yumuşak olur daha özlü olur; un değerini kaybetmez. Elektrikli değirmenler unu yakarak öğütür; un ısındığı için unun özelliği kayboluyor” ifadelerini kullandı.
Malakanlardan kalan su değirmenleri
Çarlık Rusya döneminde silahlanmaya karşı çıkıp savaşmadıkları için sürgün edilerek Kars'a yerleşen Malakanlarca Arpaçay ve Kağızman ilçelerine yapılan su değirmenleri de asırlardır köylülere hizmet veriyor.
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Kafkas ve kısmen Anadolu'ya sürgün edilen, savaş ve silahlanmaya karşı çıkan Malakanlar, yerleştikleri Kars'ın birçok noktasında su değirmenleri yaptı. Yıllarca köylülerin tahılını öğüten Malakanlar, kentten göçerken de yaptıkları bu işletmeleri yöre halkına bıraktı. Arpaçay ilçesine bağlı Küçükçatma ile Kağızman ilçesine bağlı Ortaköy ve Tunçkaya köylerindeki değirmenler, un ve bulgur hazırlayan köylülere asırlardır hizmet veriyor.
"Unu güzel oluyor"
Kağızman'da dedesinden babasına kalan değirmeni üçüncü kuşak olarak işleten Erhan Ulusoy, Malakanlardan kalan değirmeni nesilden nesile aktarmaya gayret gösterdiklerini söyledi. Kendisinden sonra da değirmeni oğlunun çalıştıracağını anlatan Ulusoy, geleneksel yöntemle vatandaşlara hizmet etmekten mutluluk duyduklarını belirtti.
Elektrik ile su değirmeni arasındaki farkı anlatan Ulusoy, "Düdüklü tencerede pişen yemek normal tencerede pişen yemeğin tadını vermez. Su değirmeni yavaş öğüttüğü için unu güzel oluyor. Elektrikli değirmen hızlı öğüttüğü için bu kadar iyi olmuyor." diye konuştu.
Küçükçatma köyünde değirmencilik yapan Erdem Kaya da yaklaşık bir buçuk asırlık değirmeni çalıştırdıklarını, kendisinden sonra bakacak kimsenin bulunmadığını belirtti.
"Bize değirmen Malakanlardan kaldı. Onlar giderken bize sattı, biz de aynı şekilde devam ettiriyoruz." diyen Kaya, gücü yetene kadar işi devam ettireceğini ancak köylerinde başka işletmeci olmadığı için değirmenin kapanabileceğini anlattı. İHA/AA
Oltu’da 300 yıllık su değirmeni, unu yakmadan öğüttüğü için bölge halkı tarafından tercih ediliyor. Değirmeni işleten 4. Kuşak olan Temel Uzun (73), “Dedemlerden öğrendiğime göre 4'üncü dedem, o da değirmenin ne zaman kurulduğunu bilmiyor. Bizim bu köylerde çok değirmen vardı, herkesin değirmeni harap virane oldu. Ben sahip çıktım, halen çalıştırıyorum. Ömrümün yettiği kadar değirmene sahip olacağım. Ama benden sonra ne olur bilemem. Gelene gidene hizmet ediyorum, değirmenin unundan herkes çok razı. İşte böyle devam ediyoruz, bakalım ne zamana kadar gider” dedi.
Asırlara meydan okuyan değirmenin bazı eksikleri olduğunu belirten Uzun, “ Arkın bendine 4 tane boru lazım, sel geldiğinde beni çok zora koşuyor. Değirmenimde öğütülen un çok sağlıklıdır. Eskiden burada unu öğütenlerde hiç hastalık yoktu. Kepekli un, sağlıklı un, insanlar bu değirmenin ununu tercih ediyor, sağlık için buraya geliyorlar” diye konuştu.
Değirmende un öğütmek için buğday getiren Salih Macit ise “Oltu'dan kalkıp bu köye su değirmeninde un öğütmeye geldim. Tamamen doğal ve kepekli un öğütüyor, çok sağlıklı. Su değirmeni olarak tek bu değirmen kaldı” dedi.
Oltulu Ahmet Aktürk de, “Bu değirmenin özelliği buğdayı yakmadan öğütür, kepeği ile öğütür. Kepekli ekmek de çok daha yumuşak olur daha özlü olur; un değerini kaybetmez. Elektrikli değirmenler unu yakarak öğütür; un ısındığı için unun özelliği kayboluyor” ifadelerini kullandı.
Malakanlardan kalan su değirmenleri
Çarlık Rusya döneminde silahlanmaya karşı çıkıp savaşmadıkları için sürgün edilerek Kars'a yerleşen Malakanlarca Arpaçay ve Kağızman ilçelerine yapılan su değirmenleri de asırlardır köylülere hizmet veriyor.
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Kafkas ve kısmen Anadolu'ya sürgün edilen, savaş ve silahlanmaya karşı çıkan Malakanlar, yerleştikleri Kars'ın birçok noktasında su değirmenleri yaptı. Yıllarca köylülerin tahılını öğüten Malakanlar, kentten göçerken de yaptıkları bu işletmeleri yöre halkına bıraktı. Arpaçay ilçesine bağlı Küçükçatma ile Kağızman ilçesine bağlı Ortaköy ve Tunçkaya köylerindeki değirmenler, un ve bulgur hazırlayan köylülere asırlardır hizmet veriyor.
"Unu güzel oluyor"
Kağızman'da dedesinden babasına kalan değirmeni üçüncü kuşak olarak işleten Erhan Ulusoy, Malakanlardan kalan değirmeni nesilden nesile aktarmaya gayret gösterdiklerini söyledi. Kendisinden sonra da değirmeni oğlunun çalıştıracağını anlatan Ulusoy, geleneksel yöntemle vatandaşlara hizmet etmekten mutluluk duyduklarını belirtti.
Elektrik ile su değirmeni arasındaki farkı anlatan Ulusoy, "Düdüklü tencerede pişen yemek normal tencerede pişen yemeğin tadını vermez. Su değirmeni yavaş öğüttüğü için unu güzel oluyor. Elektrikli değirmen hızlı öğüttüğü için bu kadar iyi olmuyor." diye konuştu.
Küçükçatma köyünde değirmencilik yapan Erdem Kaya da yaklaşık bir buçuk asırlık değirmeni çalıştırdıklarını, kendisinden sonra bakacak kimsenin bulunmadığını belirtti.
"Bize değirmen Malakanlardan kaldı. Onlar giderken bize sattı, biz de aynı şekilde devam ettiriyoruz." diyen Kaya, gücü yetene kadar işi devam ettireceğini ancak köylerinde başka işletmeci olmadığı için değirmenin kapanabileceğini anlattı. İHA/AA