Babasının öğrencisi olan ve Erzurumspor da hem top koşturan hem de teknik direktörlük yapan Cem Vuraler Efendi kişiliği, kadirşinaslığı, liyakati ve eğitimci yönüyle hep babasının izinde gitmektedir. Bu güzel çalışmanın da ortaya çıkmasında en büyük katkı oğul Cem Bey’den gelmiştir. Babasının sporla iç içe olması Cem Bey’in aktif olarak sporun içinde olmasına neden olmuştur. Kayak ve futbol dallarında kendisini yetiştiren Cem Vuraler babasının takımında da görev almıştır. Baba-oğul değil, hoca-öğrenci ilişkisini hiç bozmayan Hadi Hoca’nın bu tavrını bazı zamanlarda Cem Bey garipsemiştir. Hatta bir maç da verilen görevi eksiksiz olarak yerine getiren Cem, maçtan sonra basın mensuplarının sorduğu soruda Hadi Hoca’nın verdiği yanıtı beğenmemiştir. Hatta annesine sitem dolu şu sözleri babasına söylemesini istemiştir: “ Kocana söyle daha ne istiyor benden ona göre tavır alalım.” Hadi Hoca kim olursa olsun taviz vermez, liyakatini, ehliyetini ve yeteneklerini performans olarak ortaya koyana ayrıcalık tanırdı. Bu kişinin evladı olması bir şeyi değiştirmezdi. Hadi Hoca hep kim daha çok giydiği formayı terletirse övgü de ilk on bir deki yerde onundur anlayışı ile teknik direktörlük yapmıştır.
Hadi Hoca, Erzurum da profesyonel boks hakemlerinden biridir. On parmağında on marifet Hadi Hoca zamanında birinde bir boks maçında hakemdir. Turnuva da Türk boksör ile Bulgar boksör kozlarını paylaşmaktadır. Hadi Hoca ise müsabakayı yönlendirmekte ve boksörlerinin kuraldışı hareketleri tespit etmektedir. Bir ara rakibi karşısında zor durumda kalan Türk boksör art arta darbeler almakta ve ayakta durmakta zorlanmaktadır. Bu durum maçın hakemi Hadi Hoca da olsa onu üzmekte bi çözüm yolu aramaktadır. Bulgar boksörün darbesi ile yere düşen Türk boksörün yanına varınca aradığı fırsatı bulur. O an boksöre ayağı kalkması için uyarı da bulunmak yerine herkesin şaşkın bakışları arasında taktikler vermeye başlar. İşte o an foto muhabirleri de ordadır ve flaşlar arkası kesilmeden patlatılır. Ertesi günkü gazeteler de manşet hazırdır: “Hakem mi koç mu” Hadi Hoca’nın verdiği taktik herkes tarafından duyulmuş ve tarihte ki yerini almıştır. Hadi Hoca bunu neden yaptığını soranlara ise Türk’ün o şekilde yerde yatmasına gönlünün razı olmadığını dile getirmiştir.
Zamanın birinde voleybol maçına çıkacak sporcular olmayınca Hadi Hoca’nın maça Palandöken sporlu futbolcuların çıkarıldığı söylenir. Maça çok bir zaman kalmıştır; fakat ortada voleybol oynayacak sporcular yoktur. Kulüp yöneticileri kaybedilecek puanları ve itibari kara kara düşünmektedir. Hadi Hoca’da ordadır ve aklına hemen güzel bir fikir gelir. Palandökensporlu futbolcuları çağırmak ve onları maça çıkarmak. Olur mu olmaz mı derken sporcular çağrılır ve maça onlar çıkar. Voleybol maçında futbolcular kafa ve ellerini kullanarak süreci idare ederler. Sonucun ne olduğu bilinmese de Hadi Hoca’nın sorunu çözmesi unutulmaz ve hafızalarda güzel bir anı olarak kalır.
Hadi Hoca, Erzurum da profesyonel boks hakemlerinden biridir. On parmağında on marifet Hadi Hoca zamanında birinde bir boks maçında hakemdir. Turnuva da Türk boksör ile Bulgar boksör kozlarını paylaşmaktadır. Hadi Hoca ise müsabakayı yönlendirmekte ve boksörlerinin kuraldışı hareketleri tespit etmektedir. Bir ara rakibi karşısında zor durumda kalan Türk boksör art arta darbeler almakta ve ayakta durmakta zorlanmaktadır. Bu durum maçın hakemi Hadi Hoca da olsa onu üzmekte bi çözüm yolu aramaktadır. Bulgar boksörün darbesi ile yere düşen Türk boksörün yanına varınca aradığı fırsatı bulur. O an boksöre ayağı kalkması için uyarı da bulunmak yerine herkesin şaşkın bakışları arasında taktikler vermeye başlar. İşte o an foto muhabirleri de ordadır ve flaşlar arkası kesilmeden patlatılır. Ertesi günkü gazeteler de manşet hazırdır: “Hakem mi koç mu” Hadi Hoca’nın verdiği taktik herkes tarafından duyulmuş ve tarihte ki yerini almıştır. Hadi Hoca bunu neden yaptığını soranlara ise Türk’ün o şekilde yerde yatmasına gönlünün razı olmadığını dile getirmiştir.
Zamanın birinde voleybol maçına çıkacak sporcular olmayınca Hadi Hoca’nın maça Palandöken sporlu futbolcuların çıkarıldığı söylenir. Maça çok bir zaman kalmıştır; fakat ortada voleybol oynayacak sporcular yoktur. Kulüp yöneticileri kaybedilecek puanları ve itibari kara kara düşünmektedir. Hadi Hoca’da ordadır ve aklına hemen güzel bir fikir gelir. Palandökensporlu futbolcuları çağırmak ve onları maça çıkarmak. Olur mu olmaz mı derken sporcular çağrılır ve maça onlar çıkar. Voleybol maçında futbolcular kafa ve ellerini kullanarak süreci idare ederler. Sonucun ne olduğu bilinmese de Hadi Hoca’nın sorunu çözmesi unutulmaz ve hafızalarda güzel bir anı olarak kalır.