Bir fırtınalı sandık savaşı daha geldi geçti. Adı ister seçim olsun ister referandum, ekonomi çevreleri başta olmak üzere her seçim dönemi ciddi beklentileri de beraberinde getirir. Referandum tarihinin ortaya çıkmasından buyana yatırımcı, iş adamı, esnaf tüm beklentilerini referandum sonrasına bırakmıştı.İş dünyası ve sermaye piyasasının beklentisi belli, ekonomik istikrar.
Halk ne bekliyor?
Elbette halkın birinci derecede beklentisi, ekonomik rahatlık.Ancak ülke için beklenti ise siyasetteki FETÖ’cüler ile etki mücadele...
15 Temmuz sonrası halkın tamamına yakını FETÖ’nün siyasette olmama tezini asla benimsemedi. Askeri, yargı ve bürokrasi ayağının olup siyasi ayağının olmaması Türk halkına inandırıcı gelmedi.
Bu temizliğin nasıl yapılacağı konusunda halkın aklında üç aşağı beş yukarı bir formül vardı. Ancak bugüne kadar vatandaşın bu anlamda ciddi sesinin çıkmaması, parlamento da bir krize neden olmayı istememesiydi. O gün geldi çattı. Halk şimdi hükümetin bu alanda bir bahar temizliği yapıp yapmayacağını merakla bekliyor...
Kayyum başarısı
Güneydoğu’da Kürt oylarının artmasının en büyük nedeni siyasetten çok devletin uyguladığı politikalardır. 7 Haziran’da PKK’nın arka bahçesi olan HDP’li belediyelerin tehdit, şantaj ile aldığı oyların bu referandumda ‘Evet’e dönmesinin en önemli etkenlerinden biri, kesinlikle il ve ilçelere atanan kayyumlardır.
7 Haziran öncesi terör örgütünün kurtarılmış bölge ilan ettiği yerlerde belki yüzde yüzlük bir başarı söz konusu değildi. Ancak referandumda bazı yerlerde % 70’lere varan dönüşler var. Ve bu oy artışlarının olduğu yerlerin tamamının yönetiminde kayyumlar görev yapıyor. Kayyum olarak atanan Vali ve Kaymakamlar, kısa sürede halkın ne istediğini anladı. Kimi zaman devletin sert, çoğu zaman da şefkat yüzünü gösterdi. Halkla bütünleşerek örgüte meydan okuyan bu insanların çabası göz ardı edilmemeli. Eğer mümkünse siyasetçilerin ellerini bu bölgelerden çekmesi sağlanmalı.
Neden mi?
Halka göre siyasetçi ticaret yapar, devlet yapmaz.
Halka göre siyasetçi işine geleni söyler, devlet gerçek neyse onu söyler.
Halka göre siyasetçi oy devşirir, ona göre hizmet götürmeye çalışır. Devlet hizmeti herkese götürür.
Halka göre devlet babadır, baba evladına sahip çıkar.
Halka göre devlet adildir, adalet dağıtır…
Siyasetçilerin başaramadığını devlet bu bölgede başarmıştır. Terörle mücadele sadece teröristle mücadele değildir. Aynı zamanda beslendiği, lojistik destek aldığı alanlarla da mücadele etmektir.
Yılar yılı PKK ve onun uzantısı HDP tarafından kandırılan bir halkın kurtarılması, yeni Kürt neslin bu örgütün silahı haline getirilmemesinin yolu da devletten geçmektedir.
Madem topyekun kalkınma istiyoruz o halde çıkılan bu doğru yoldan asla vazgeçilmemelidir. Kelle koltukta o bölgelerde vatandaşın ayağına giden bu babayiğitlere daha fazla imkan, daha fazla destek, daha fazla inisiyatif verilmelidir.
Halk ne bekliyor?
Elbette halkın birinci derecede beklentisi, ekonomik rahatlık.Ancak ülke için beklenti ise siyasetteki FETÖ’cüler ile etki mücadele...
15 Temmuz sonrası halkın tamamına yakını FETÖ’nün siyasette olmama tezini asla benimsemedi. Askeri, yargı ve bürokrasi ayağının olup siyasi ayağının olmaması Türk halkına inandırıcı gelmedi.
Bu temizliğin nasıl yapılacağı konusunda halkın aklında üç aşağı beş yukarı bir formül vardı. Ancak bugüne kadar vatandaşın bu anlamda ciddi sesinin çıkmaması, parlamento da bir krize neden olmayı istememesiydi. O gün geldi çattı. Halk şimdi hükümetin bu alanda bir bahar temizliği yapıp yapmayacağını merakla bekliyor...
Kayyum başarısı
Güneydoğu’da Kürt oylarının artmasının en büyük nedeni siyasetten çok devletin uyguladığı politikalardır. 7 Haziran’da PKK’nın arka bahçesi olan HDP’li belediyelerin tehdit, şantaj ile aldığı oyların bu referandumda ‘Evet’e dönmesinin en önemli etkenlerinden biri, kesinlikle il ve ilçelere atanan kayyumlardır.
7 Haziran öncesi terör örgütünün kurtarılmış bölge ilan ettiği yerlerde belki yüzde yüzlük bir başarı söz konusu değildi. Ancak referandumda bazı yerlerde % 70’lere varan dönüşler var. Ve bu oy artışlarının olduğu yerlerin tamamının yönetiminde kayyumlar görev yapıyor. Kayyum olarak atanan Vali ve Kaymakamlar, kısa sürede halkın ne istediğini anladı. Kimi zaman devletin sert, çoğu zaman da şefkat yüzünü gösterdi. Halkla bütünleşerek örgüte meydan okuyan bu insanların çabası göz ardı edilmemeli. Eğer mümkünse siyasetçilerin ellerini bu bölgelerden çekmesi sağlanmalı.
Neden mi?
Halka göre siyasetçi ticaret yapar, devlet yapmaz.
Halka göre siyasetçi işine geleni söyler, devlet gerçek neyse onu söyler.
Halka göre siyasetçi oy devşirir, ona göre hizmet götürmeye çalışır. Devlet hizmeti herkese götürür.
Halka göre devlet babadır, baba evladına sahip çıkar.
Halka göre devlet adildir, adalet dağıtır…
Siyasetçilerin başaramadığını devlet bu bölgede başarmıştır. Terörle mücadele sadece teröristle mücadele değildir. Aynı zamanda beslendiği, lojistik destek aldığı alanlarla da mücadele etmektir.
Yılar yılı PKK ve onun uzantısı HDP tarafından kandırılan bir halkın kurtarılması, yeni Kürt neslin bu örgütün silahı haline getirilmemesinin yolu da devletten geçmektedir.
Madem topyekun kalkınma istiyoruz o halde çıkılan bu doğru yoldan asla vazgeçilmemelidir. Kelle koltukta o bölgelerde vatandaşın ayağına giden bu babayiğitlere daha fazla imkan, daha fazla destek, daha fazla inisiyatif verilmelidir.