
Eli kanlı terör örgütü PKK, Gara’da mağarada 13 canımızı katletti. Onları kurtarmak için 3 canımız mağara ağzında şehadet şerbetini içti. 16 eve değil, milletin yüreğine kor düştü. Tıpkı 1993 Mayıs’ında Bingöl – Elazığ Karayolunda 33 silahsız Mehmetçiğimizi katlettikleri gibi. Hınçak ve Taşnak Çeteleri adıyla, Asala, PKK ve PYD/YPG, FETÖ olarak 100 yıldır canımızdan can koparıyorlar.
MHP Lideri Devlet Bahçeli diyor ki; “Küresel güçlerin bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır, Türk milletinin yapacakları görülecektir. Eğilmez başımızla, teslim olmaz irademizle, milli şuurumuzla, muazzam dayanışmamızla Emperyalizm’i ve fitne komiserlerini her cephede karşılamaya sonuna kadar hazırız.”
Millet olarak kenetlenmemiz, bir ve diri olmamız gereken günlerdeyiz ancak son zamanlarda her milli meselede olduğu gibi bu olayı da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hırpalamak için kullanan bir muhalefet ağzıyla karşı karşıyayız!
Türk Milleti, masum, mazlum, silahsız, çocuk, kadın, yaşlı insanlarını zalimlere kurban verdi ve uğradığı katliamlarla ilgili derin bir hafızaya sahiptir. 1915’lerde Ermeni Hınçak ve Taşnak Çeteleri binlerce mazlumun kanını dökmüştü. 1990’larda yine aynı çeteler Karabağ’da aynı katliamları yaptı. ASALA, aynı amaçla katliamlar gerçekleştirdi. 1984’den bu yana ise küresel güçlerin uşağı, Kürt çocuklarını kaçırıp İsrail’e, ABD’ye asker yapan PKK, Ermeni çeteleri gibi çocuk, kadın, işçi, köylü, silahsız insanımızı katletmeye devam ediyor. Milletçe dualarımızda diyoruz ki; “başınıza gara gele zalimler ve maşaları”
Milli meselelerde, milli çıkarlarda milletçe bir olmalıyız. Oysa muhalefet organizasyonu böyle bir ayrım yapmaya ihtiyaç dahi duymuyor.
Gerekçeleri, Erdoğan’ı devirmek!
Türkiye, hava savunma ihtiyacı için S 400 aldı saldırdılar, Karabağ’da Azerbaycan ordusunun yanında yer aldı saldırdılar, Libya’da oldu, Irak’ta adım attı, Suriye’de terör yuvalarını dağıttı saldırdılar. Her defasında bir gerekçeleri vardı!
Hendek hendek Güneydoğu’yu yakmaya çalışanlara dahi sıcak mesajlar verildi, ama Türkiye haklı davasında içeriden muhalefet gördü!
Muhalif kesime göre “Ak Parti iktidarı Çözüm Süreci ile terör ile pazarlık yaptı görmüyorsunuz, şimdi bizim tutumuzu eleştiriyorsunuz” noktasında.
Çözüm süreci ne kadar yanlışlıklara sahne oldu, -elbette tartışılır, ancak terörün tamamen bitmesinin hedeflendiğini yok saymak bizi sağlıklı alana taşımaz. Erdoğan’ın büyük bir siyasi riski göze almasını anlamlı buluyorum. Sürecin içinden çıkılmaz hale gelmesinin ardında FETÖ örgütünün yattığına da hiç şüpheniz olmasın.
Kaldı ki, Devlet olarak yürütülen bir süreci gerekçe gösterip ‘dün onlar yaptı bugün bize niye kızıyorsunuz’ doğru bir gerekçeyi oluşturmaz.
Devlet Bahçeli’nin ifadesiyle nokta koyalım; “Biz oyunu görüyoruz. Cumhur İttifakı’nın tarihi varlığının çok güçlü şekilde devamına inanıyoruz. Zalimlere karşı biriz, emperyalizme karşı tek yüreğiz. Biz Türkiye’yiz, Türk milletiyiz. Okyanus ötesinden ülkemize istikamet çizdirmeyiz, müdahale ettirmeyiz.”
MHP Lideri Devlet Bahçeli diyor ki; “Küresel güçlerin bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır, Türk milletinin yapacakları görülecektir. Eğilmez başımızla, teslim olmaz irademizle, milli şuurumuzla, muazzam dayanışmamızla Emperyalizm’i ve fitne komiserlerini her cephede karşılamaya sonuna kadar hazırız.”
Millet olarak kenetlenmemiz, bir ve diri olmamız gereken günlerdeyiz ancak son zamanlarda her milli meselede olduğu gibi bu olayı da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hırpalamak için kullanan bir muhalefet ağzıyla karşı karşıyayız!
Türk Milleti, masum, mazlum, silahsız, çocuk, kadın, yaşlı insanlarını zalimlere kurban verdi ve uğradığı katliamlarla ilgili derin bir hafızaya sahiptir. 1915’lerde Ermeni Hınçak ve Taşnak Çeteleri binlerce mazlumun kanını dökmüştü. 1990’larda yine aynı çeteler Karabağ’da aynı katliamları yaptı. ASALA, aynı amaçla katliamlar gerçekleştirdi. 1984’den bu yana ise küresel güçlerin uşağı, Kürt çocuklarını kaçırıp İsrail’e, ABD’ye asker yapan PKK, Ermeni çeteleri gibi çocuk, kadın, işçi, köylü, silahsız insanımızı katletmeye devam ediyor. Milletçe dualarımızda diyoruz ki; “başınıza gara gele zalimler ve maşaları”
Milli meselelerde, milli çıkarlarda milletçe bir olmalıyız. Oysa muhalefet organizasyonu böyle bir ayrım yapmaya ihtiyaç dahi duymuyor.
Gerekçeleri, Erdoğan’ı devirmek!
Türkiye, hava savunma ihtiyacı için S 400 aldı saldırdılar, Karabağ’da Azerbaycan ordusunun yanında yer aldı saldırdılar, Libya’da oldu, Irak’ta adım attı, Suriye’de terör yuvalarını dağıttı saldırdılar. Her defasında bir gerekçeleri vardı!
Hendek hendek Güneydoğu’yu yakmaya çalışanlara dahi sıcak mesajlar verildi, ama Türkiye haklı davasında içeriden muhalefet gördü!
Muhalif kesime göre “Ak Parti iktidarı Çözüm Süreci ile terör ile pazarlık yaptı görmüyorsunuz, şimdi bizim tutumuzu eleştiriyorsunuz” noktasında.
Çözüm süreci ne kadar yanlışlıklara sahne oldu, -elbette tartışılır, ancak terörün tamamen bitmesinin hedeflendiğini yok saymak bizi sağlıklı alana taşımaz. Erdoğan’ın büyük bir siyasi riski göze almasını anlamlı buluyorum. Sürecin içinden çıkılmaz hale gelmesinin ardında FETÖ örgütünün yattığına da hiç şüpheniz olmasın.
Kaldı ki, Devlet olarak yürütülen bir süreci gerekçe gösterip ‘dün onlar yaptı bugün bize niye kızıyorsunuz’ doğru bir gerekçeyi oluşturmaz.
Devlet Bahçeli’nin ifadesiyle nokta koyalım; “Biz oyunu görüyoruz. Cumhur İttifakı’nın tarihi varlığının çok güçlü şekilde devamına inanıyoruz. Zalimlere karşı biriz, emperyalizme karşı tek yüreğiz. Biz Türkiye’yiz, Türk milletiyiz. Okyanus ötesinden ülkemize istikamet çizdirmeyiz, müdahale ettirmeyiz.”