Temmuz başındaki seçimde yeniden aday olacağını açıkladı..
Evet, yanlış duymadınız.
Ömer Düzgün yeniden aday.
Hem de hiç istemediği kadar aday!
Özellikle futbol kamuoyu ile yakından ilgilendiren bu spot ve başlık sanıyorum BB Erzurumsporlu taraftarları çok şaşırttı ve de heyecanlandırdı.
Daha düne kadar BB Erzurumspor başkanlığı görevinden istifa eden ve bir daha aday olmayacağını açıklayan Ömer Düzgün, ne oldu da bu kararından vazgeçti.
Yok, yok.
No panik!
O kadar meraklanıp, kafa yormayın.
Ömer Düzgün BB Erzurumspor defterini gerçekten kapatmış.
BB Erzurumspor’un eski başkanı Temmuz’un başında gerçekleşecek olan seçimde aday ama Erzurumspor’a değil.
O, sadece halen daha başkanlığını yürüttüğü Türkiye Perakendeciler Federasyonu Başkanlığına aday.
5 Temmuz’da İstanbul’da gerçekleşecek olan kongrede Ömer Düzgün yeniden aday olacak ve adaylığını da dün ilk defa bana açıkladı, bu köşeden duyuruyorum.
Yani 2 Temmuz tarihinde yapılacak olan BB Erzurumspor kongresi ile ilgisi yok.
Sanıyorum ilk defa rakip de çıkacak karşısına ve yeniden federasyon başkanı olmak için yoğun çaba sarfedecek.
Çıktığı bu zorlu yolda kendisine başarılar diliyorum..
Dadaşkent’te açılan ilk bankanın kurucu müdürü..
Tarih bu bankacıyı da yazacak!
Alman besteci ve müzik eleştirmeni Robert Schumann, ‘’Hayatta zor olan iki şey vardır. Biri insanın kendine iyi bir ad sağlaması, ikincisi de bu adı sürdürmesidir’’ der. İz bırakmak, tarihe geçmek, özellikle idealist insanın yaşamı boyunca hedefidir. Sanıyorum Bülent Pesen,24 yıllık bankacılık sürecinde tarihe geçen, iz bırakanlardan biri olmayı başardı. O, kesinlikle yıllar sonra konu açıldığında illa ki ismi geçeceklerden biridir. Yılların bankası Halkbank Gürcükapı Şube Müdürlüğü görevine getirilen Bülent Pesen, bugün nüfusu 100 bini aşan Dadaşkent’te açılan ilk bankanın müdürü olarak tarihe geçecek. Hem de kurucu müdür olarak. 2013 yılında Dadaşkent gibi nüfusu yoğun kalabalık bir bölgede ilk açılan bankanın müdürü olma özelliğine sahip olan genç bankacı, ayrıca Atatürk Üniversitesi kampüsündeki Yakutiye Araştırma Hastanesi’nde de açılan ilk bankanın kurucu müdürü.
Tıpkısının aynı'lar!
Bazı kurumlar vardır mesela.
Bazı isimler vardır, özdeşleşmiştir onunla.
Onunla anılır, onunla tanınır.
Tek bir örnek verecek olursak, Kızılay-Mithat Turgutcan örneği yeter de artar bile..
Bazı kişiler de vardır
İlla ki birini çağrıştırır.
Birine benzetirsin, onu anımsatır.
Mesela, rahmetli Dursun Şen ağabey öyleydi, tanıyanlar bilir.
Direkt rahmetli sanatçı Osman Yağmurdereli’yi anımsatır, çağrıştırırdı.
Ben bu son zamanlarda Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı ile DSİ Bölge Müdür Yardımcısı Hikmet Serçemeli’yi birbirine çok benzetiyorum.
Sadece boyları, posları ile değil, huyları ile de benzetiyorum.
İkisinin de kurumlarında ‘ikinci adam’ olmaları da ayrıca bir benzerlik içeriyor.
İkisi de sert görünümlü ama yumuşak kalpli.
İkisi de güleç, çevresine güven veriyor.
Sevgi, saygı, onların izdüşümü..
Ne zaman birini görsem diğeri aklıma geliyor.
Birbirleriyle de tanışıklar, kendilerini benzeten sadece ben de değilim.
Çoğu kişi var, aynı şeyi söyleyen.
Bu arada bir benzerlik daha farkettim.
Tıpkısının aynısı!
İkisi de alabildiğine kibar, ikisi de alabildiğine naif.
Hayat her zaman iyi insanlar çıkarsın karşınıza, yolunuz bahtınız hep açık olsun..
Babaların yediği ayrı gitmezdi, oğullar daha yeni tanıştılar..
Buruk tanışma..
Raci Alkır ve Suat Işıklı, Erzurum’un sembol isimlerindendir.
TRT Erzurum radyosu sanatçıları olarak uzun yıllar arkadaşlık etmiş, omuz omuza çalışmış, repertuarlara adlarını kazımışlardır.
Sıkı dost olduklarını da duyduğumuz hatırlardan anladığımız bu iki kıymetli sanatçı ağabeylerimizin oğullarının bugüne kadar tanışmıyor olmasına şaş kaldım, şaşa kaldım.
Gerçekten öğrendiğimde şaştım tanışıklıklarının olmadığına, tanıştırmak da bana nasip oldu, çok sevindim.
Raci Alkır’ın oğlu Vahit Alkır, Suat Işıklı’nın oğulları Hakan ve Gökhan Işıklı ile geçtiğimiz gün Erzurum’da tanıştılar.
Vahit Alkır, bugüne kadar yüzyüze tanışmamış olmalarını Suat Işıklı’nın oğullarının hep İstanbul’da yaşamlarını sürdürmelerine bağlarken, Hakan ve Gökhan Işıklı kardeşlerin de çok istedikleri halde bugüne kadar iki dosytun oğullarının biraraya gelememiş olmalarından duydukları üzüntüyü dile getirdiler.
Herbiri de profesyonel olmasa da baba mesleği müzikten kopmayan, ses ve saz sanatçılığı yapan baba dostlarının bu pozu verirken buruk mutlulukları ve heyecanları gözden kaçmıyordu.
Budur işte!
Onca başarılı tasarımcılarımız bulunmasına rağmen bazı kurumların ucubeyi andıran logolarını görünce her estetik kaygısı olan gibi benim de keyfim kaçıyor. En son UYAFA’nın o timsaha da benzetilen logosunu görünce sinirim tepeme çıkmış, bayağı buradan laf saymıştım. Aşkale Çimento’nun kağıt torbalardaki tasarımını görünce bayağı bir rahatladım. Erzurum’un sembolleri olan tarihi eserlerin de üzerinde yeraldığı kağıt torbalardaki tasarım, on numara beş yıldız olmuş, yapanı, edeni buradan tebrik etmesem ayıp etmiş olurum diye düşünüyorum. Bak işte böyle olur bu işler dedirten bir çalışma. Bu benim son kararımdır.
Çocuk her yerde çocuk!
Bazen sosyal medyada paylaşılan fotoğraflarda dikkat çeken detaylar olur.
Sunulanın aksine, özne’nin dışındadır o detay.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in Büyükşehir Belediye meclis toplantısında çekilen ve sonrasında kendi sosyal medyasında paylaştığı bu fotoğraf gibi.
Meclis üyeleri büyük bir dikkatle görüşülmekte olan meclis gündem maddelerine odaklanmışken, en arka sırada annesinin yanında oturan bir çocuk kendi dünyasında.
Torunumdan biliyorum, o da muhtemelen her çocuk gibi kendisine yaramazlık yapmaması için verilen telefonda çocuk oyunlarından birini izliyor.
Henüz bir tanışıklığımın olmadığı İl Kadın Kolları Başkanı Avukat Ayşe Deniz Çelik’in kızının olduğunu tahmin ediyorum.
Allah analı, babalı büyütmeyi nasip etsin, belki başka bir gözle bakılsa ‘’Bu ne ciddiyetsizlik’’ denilebilecek bir fotoğraf karesi olarak görülse de bana çok sıcak geldi.
Bizim gazeteden İrfan Tarakçıoğlu’na fotoğrafı gösterdiğimde benim torunum Ayşenaz’ın olacağını düşündü ve doğal olarak ‘’Senin torun mu?’’ diye sordu.
Zaten bizimkine de inanılmaz benziyor, kızım Zehra da görse o zanneder.
Kaldı ki ben de zaman zaman o tür ciddiyeti yüksek toplantılara, bazı arkadaşlar torun sevgisi yaşamadıkları için olsa gerek, yadırgıyor olsa da onu götürdüğüm olmuyor değil.
Olsun olsun, bana bu kare öylesine sıcak ve doğal geldi ki, en azından bir dede olarak güldüm geçtim..
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Biri gelir seni sen eder. Biri gelir seni senden eder! (Şems-i Tebrizi)
DUVARIN DİLİ : Ara sıra kullan o beynini. Yan etkisi yokmuş!
Evet, yanlış duymadınız.
Ömer Düzgün yeniden aday.
Hem de hiç istemediği kadar aday!
Özellikle futbol kamuoyu ile yakından ilgilendiren bu spot ve başlık sanıyorum BB Erzurumsporlu taraftarları çok şaşırttı ve de heyecanlandırdı.
Daha düne kadar BB Erzurumspor başkanlığı görevinden istifa eden ve bir daha aday olmayacağını açıklayan Ömer Düzgün, ne oldu da bu kararından vazgeçti.
Yok, yok.
No panik!
O kadar meraklanıp, kafa yormayın.
Ömer Düzgün BB Erzurumspor defterini gerçekten kapatmış.
BB Erzurumspor’un eski başkanı Temmuz’un başında gerçekleşecek olan seçimde aday ama Erzurumspor’a değil.
O, sadece halen daha başkanlığını yürüttüğü Türkiye Perakendeciler Federasyonu Başkanlığına aday.
5 Temmuz’da İstanbul’da gerçekleşecek olan kongrede Ömer Düzgün yeniden aday olacak ve adaylığını da dün ilk defa bana açıkladı, bu köşeden duyuruyorum.
Yani 2 Temmuz tarihinde yapılacak olan BB Erzurumspor kongresi ile ilgisi yok.
Sanıyorum ilk defa rakip de çıkacak karşısına ve yeniden federasyon başkanı olmak için yoğun çaba sarfedecek.
Çıktığı bu zorlu yolda kendisine başarılar diliyorum..
Dadaşkent’te açılan ilk bankanın kurucu müdürü..
Tarih bu bankacıyı da yazacak!
Alman besteci ve müzik eleştirmeni Robert Schumann, ‘’Hayatta zor olan iki şey vardır. Biri insanın kendine iyi bir ad sağlaması, ikincisi de bu adı sürdürmesidir’’ der. İz bırakmak, tarihe geçmek, özellikle idealist insanın yaşamı boyunca hedefidir. Sanıyorum Bülent Pesen,24 yıllık bankacılık sürecinde tarihe geçen, iz bırakanlardan biri olmayı başardı. O, kesinlikle yıllar sonra konu açıldığında illa ki ismi geçeceklerden biridir. Yılların bankası Halkbank Gürcükapı Şube Müdürlüğü görevine getirilen Bülent Pesen, bugün nüfusu 100 bini aşan Dadaşkent’te açılan ilk bankanın müdürü olarak tarihe geçecek. Hem de kurucu müdür olarak. 2013 yılında Dadaşkent gibi nüfusu yoğun kalabalık bir bölgede ilk açılan bankanın müdürü olma özelliğine sahip olan genç bankacı, ayrıca Atatürk Üniversitesi kampüsündeki Yakutiye Araştırma Hastanesi’nde de açılan ilk bankanın kurucu müdürü.
Tıpkısının aynı'lar!
Bazı kurumlar vardır mesela.
Bazı isimler vardır, özdeşleşmiştir onunla.
Onunla anılır, onunla tanınır.
Tek bir örnek verecek olursak, Kızılay-Mithat Turgutcan örneği yeter de artar bile..
Bazı kişiler de vardır
İlla ki birini çağrıştırır.
Birine benzetirsin, onu anımsatır.
Mesela, rahmetli Dursun Şen ağabey öyleydi, tanıyanlar bilir.
Direkt rahmetli sanatçı Osman Yağmurdereli’yi anımsatır, çağrıştırırdı.
Ben bu son zamanlarda Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı ile DSİ Bölge Müdür Yardımcısı Hikmet Serçemeli’yi birbirine çok benzetiyorum.
Sadece boyları, posları ile değil, huyları ile de benzetiyorum.
İkisinin de kurumlarında ‘ikinci adam’ olmaları da ayrıca bir benzerlik içeriyor.
İkisi de sert görünümlü ama yumuşak kalpli.
İkisi de güleç, çevresine güven veriyor.
Sevgi, saygı, onların izdüşümü..
Ne zaman birini görsem diğeri aklıma geliyor.
Birbirleriyle de tanışıklar, kendilerini benzeten sadece ben de değilim.
Çoğu kişi var, aynı şeyi söyleyen.
Bu arada bir benzerlik daha farkettim.
Tıpkısının aynısı!
İkisi de alabildiğine kibar, ikisi de alabildiğine naif.
Hayat her zaman iyi insanlar çıkarsın karşınıza, yolunuz bahtınız hep açık olsun..
Babaların yediği ayrı gitmezdi, oğullar daha yeni tanıştılar..
Buruk tanışma..
Raci Alkır ve Suat Işıklı, Erzurum’un sembol isimlerindendir.
TRT Erzurum radyosu sanatçıları olarak uzun yıllar arkadaşlık etmiş, omuz omuza çalışmış, repertuarlara adlarını kazımışlardır.
Sıkı dost olduklarını da duyduğumuz hatırlardan anladığımız bu iki kıymetli sanatçı ağabeylerimizin oğullarının bugüne kadar tanışmıyor olmasına şaş kaldım, şaşa kaldım.
Gerçekten öğrendiğimde şaştım tanışıklıklarının olmadığına, tanıştırmak da bana nasip oldu, çok sevindim.
Raci Alkır’ın oğlu Vahit Alkır, Suat Işıklı’nın oğulları Hakan ve Gökhan Işıklı ile geçtiğimiz gün Erzurum’da tanıştılar.
Vahit Alkır, bugüne kadar yüzyüze tanışmamış olmalarını Suat Işıklı’nın oğullarının hep İstanbul’da yaşamlarını sürdürmelerine bağlarken, Hakan ve Gökhan Işıklı kardeşlerin de çok istedikleri halde bugüne kadar iki dosytun oğullarının biraraya gelememiş olmalarından duydukları üzüntüyü dile getirdiler.
Herbiri de profesyonel olmasa da baba mesleği müzikten kopmayan, ses ve saz sanatçılığı yapan baba dostlarının bu pozu verirken buruk mutlulukları ve heyecanları gözden kaçmıyordu.
Budur işte!
Onca başarılı tasarımcılarımız bulunmasına rağmen bazı kurumların ucubeyi andıran logolarını görünce her estetik kaygısı olan gibi benim de keyfim kaçıyor. En son UYAFA’nın o timsaha da benzetilen logosunu görünce sinirim tepeme çıkmış, bayağı buradan laf saymıştım. Aşkale Çimento’nun kağıt torbalardaki tasarımını görünce bayağı bir rahatladım. Erzurum’un sembolleri olan tarihi eserlerin de üzerinde yeraldığı kağıt torbalardaki tasarım, on numara beş yıldız olmuş, yapanı, edeni buradan tebrik etmesem ayıp etmiş olurum diye düşünüyorum. Bak işte böyle olur bu işler dedirten bir çalışma. Bu benim son kararımdır.
Çocuk her yerde çocuk!
Bazen sosyal medyada paylaşılan fotoğraflarda dikkat çeken detaylar olur.
Sunulanın aksine, özne’nin dışındadır o detay.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in Büyükşehir Belediye meclis toplantısında çekilen ve sonrasında kendi sosyal medyasında paylaştığı bu fotoğraf gibi.
Meclis üyeleri büyük bir dikkatle görüşülmekte olan meclis gündem maddelerine odaklanmışken, en arka sırada annesinin yanında oturan bir çocuk kendi dünyasında.
Torunumdan biliyorum, o da muhtemelen her çocuk gibi kendisine yaramazlık yapmaması için verilen telefonda çocuk oyunlarından birini izliyor.
Henüz bir tanışıklığımın olmadığı İl Kadın Kolları Başkanı Avukat Ayşe Deniz Çelik’in kızının olduğunu tahmin ediyorum.
Allah analı, babalı büyütmeyi nasip etsin, belki başka bir gözle bakılsa ‘’Bu ne ciddiyetsizlik’’ denilebilecek bir fotoğraf karesi olarak görülse de bana çok sıcak geldi.
Bizim gazeteden İrfan Tarakçıoğlu’na fotoğrafı gösterdiğimde benim torunum Ayşenaz’ın olacağını düşündü ve doğal olarak ‘’Senin torun mu?’’ diye sordu.
Zaten bizimkine de inanılmaz benziyor, kızım Zehra da görse o zanneder.
Kaldı ki ben de zaman zaman o tür ciddiyeti yüksek toplantılara, bazı arkadaşlar torun sevgisi yaşamadıkları için olsa gerek, yadırgıyor olsa da onu götürdüğüm olmuyor değil.
Olsun olsun, bana bu kare öylesine sıcak ve doğal geldi ki, en azından bir dede olarak güldüm geçtim..
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Biri gelir seni sen eder. Biri gelir seni senden eder! (Şems-i Tebrizi)
DUVARIN DİLİ : Ara sıra kullan o beynini. Yan etkisi yokmuş!