Erzurum, deniz seviyesinden 1890 metre yükseklikle Türkiye’nin en yüksek ili olma özelliğini taşıyor. Yüksek rakımın beraberinde getirdiği etkilerden biri de beslenme alışkanlığı…
Şehirde et ve karbonhidratlı gıdaların fazlaca tüketilmesinin nedeninin rakımla ilgisi olduğunu kaydeden Diyetisyen Beyza Akay, coğrafyaya göre olması gereken beslenme şekillerini de anlattı.
Yüksekliğin oksijen seviyesinin düşük olmasına bağlı olarak vücudun daha fazla enerji harcamasına yol açtığını kaydeden Akay, bu koşullar altında yüksek rakımın insanların daha kalorili besinler tüketmelerine sebep olduğunu belirtti. Akay, “Yüksek rakımda vücut, oksijenin daha verimli kullanılabilmesi için karbonhidrat açısından zengin gıdalara yönelir. erzurum mutfağında bu nedenle ekmek, pilav, bulgur gibi tahıllar önemli yer tutar. Özellikle soğuk iklimin yağ ihtiyacını artırmasıyla tereyağı ve kuyruk yağı gibi besinlerin geleneksel mutfakta sıkça kullanılır” dedi.
Sular yüksek mineralli
Kentteki suların ise yüksek mineral içerdiğini söyleyen Diyetisyen Akay, “Ayrıca yüksek rakımın sular üzerindeki etkisi de dikkat çekici. Bu bölgelerdeki doğal kaynak suları genelde mineral açısından zengindir. Böylece magnezyum ve kalsiyum gibi mineralleri daha fazla alabilirsiniz. Kısacası rakım, hem vücudun ihtiyaçlarını hem de bölgesel yemek kültürünü şekillendiriyor. Mesela Doğu Anadolu’da et ve tahıl ağırlıklı bir mutfak ön plandayken, Ege gibi rakımı daha düşük yerlerde sebze ve zeytinyağı başrolde. İnsan yaşadığı coğrafyaya göre alışkanlıklar geliştiriyor, bu da yemek kültürüne doğrudan yansıyor” ifadelerini kullandı.
Bağışıklığı güçlendirmek için ne yapmalı?
Kış aylarında bağışıklığı güçlendirmek için Erzurum'da tüketilmesi gereken besinlere de dikkat çeken Akay, C vitamini açısından zengin meyvelerin önemini vurgulayarak, "Portakal, mandalina ve kivi gibi meyveler, kışın soğuk günlerinde bağışıklık sistemini destekler. Kış aylarında bu meyvelerin yanı sıra kırmızı biber ve brokoli gibi besinler de sofralarda yerini almalıdır. Ayrıca D vitamini seviyesi kışın düşebilir. D vitamini gereksinimini karşılamak için somon, sardalya, yumurta ve D vitaminiyle zenginleştirilmiş süt ürünleri tüketilmeli” diye konuştu.
Et tüketimi nasıl olmalı?
Erzurum mutfağında et tüketimi oldukça önemli bir yer tutuyor. Et tüketimine ilişkin de önerilerde bulunan Diyetisyen Akay, “Etin sağlığa olan faydaları oldukça önemli. Ancak salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş etlerin kalp-damar hastalıkları riskini artırabileceğini unutmamak gerekir. Erzurum’da et tüketiminin dengeli bir şekilde yapılması, beslenme düzeninin sağlıklı kalması için önemlidir. B12 vitamini ve demir gibi hayvansal kaynaklı besin ögeleri, et tüketimi azalırsa yeterince alınamayabilir. Bu yüzden Erzurum gibi yüksek rakımlı ve soğuk iklimli şehirlerde baklagiller, tam tahıllar, tofu ve fındık gibi bitkisel protein kaynaklarının bolca tüketilmeli” dedi.
Soğuk iklim ve yüksek rakımda sağlıklı kalmak için beslenmeye özen gösterilmesi gerektiğini belirten Akay, kış aylarında enerji sağlayacak ve uzun süre tok tutacak kompleks karbonhidratların önemine dikkat çekti. Yulaf, bulgur ve tam tahıllı ekmeklerin sofralarda yer alması gerektiğini söyleyen Akay, ayrıca bağırsak sağlığını destekleyen probiyotik ve prebiyotik gıdaların, kefir, yoğurt ve turşu gibi gıdaların da tüketilmesinin faydalı olduğunu sözlerine ekledi.
Kış aylarının uzun aylar sürdüğü Erzurum’da su tüketiminin az olduğunu kaydeden Akay, şunları söyledi; “Kışın su içmeyi ihmal ediyoruz ama bu çok önemli. Bir de bitki çayları harika bir alternatif; zencefil, adaçayı, ıhlamur hem ısıtır hem de destek olur.”
Ahmet Volkan Çelik