Çok hızlı değişen gündemler, geçmişte yaşananları zaman içerisinde hafızamızdan silebiliyor. Bugün, hafıza tazelemesi veya geçmişi hatırlatma babında birşeyler aktarmak istedim. Kimilerine göre, iktidar ortağıydı, bazıları iktidar sayesinde büyüdü denilen ve toplumun her kesimine bir şekilde değen FETÖ” ve dinleme gerçeğini hatırlatmak istiyorum.
Türkiye için oldukça farklı bir dönem rahmetli Necip Hablemitoğlu ile açık edilmeye başlanmıştı. FETÖ tehdidini net olarak Türkiye gündemine taşıyan Hablemitoğlu’na göre FETÖ bir terör örgütüydü, ABD ve Almanya tarafından kullanılıyordu. Hablemitoğlu’nun ‘Köstebek’ isimli kitabını okumanızı öneririm.
Türkiye’de çanlar birileri için çalıyordu. İlk örneklerini Van’da görevli savcı Ferhat Sarıkaya verecekti. Genel Kurmay Başkanı hakkında tek kişilik tanık anlatımları üzerinden dosya açmıştı. Bu karanlık dönemin başlangıcıydı. Yüzlerce asker, polis, sivil, akademisyen, iş adamlarını hedef alan, hatta futbola uzanan, ardından iktidarı dönüştürmeye kadar giden süreç, 15 Temmuz darbe kalkışmasıyla sona erdi.
Dönemin en kritik cümleri “Dinlenme korkusuyla eşimle dahi telefonda görüşmek istemiyorum” idi ve bu cümleyi normal insanlar kuruyordu. Dinleme nasıl olur, batarya çıkarılırsa telefonum dinlenirmi dönemin moda endişesiydi.
Nerdun Hacıoğlu’nun haberine göz atalım; “SOVYETLER Birliği döneminde Kızıl Ordu’yla gizli servislerin haberleşmede kullandıkları Rus kripto cihazlarını geliştiren mühendislerden Anatoliy Klepov gündemdeki ‘telekulak’ tartışmasını teknolojik yönleriyle Hürriyet’e değerlendirdi. Klepov, iki yıl önce de Hürriyet’e verdiği özel demeçte “21. yüzyılın en güçlü silahı cep telefonudur” demişti. Rus enformasyon uzmanı Klepov, Moskova’da Ankor firmasında verdiği bu ikinci röportajında da hiç tereddüt etmeden “Bu gidişle siber-kıyamet yakında kopacak” dedi. İşte Klepov’un açıklamaları:
Cepte mikrofonla geziyoruz
Rusya Meclisi Duma’da parti liderlerinden biri kürsüye çıkarak sansasyon yaratan bir bilgiyi duyurdu. Komünistlerin lideri Zyuganov, “Cep telefonunuzun pili yuvasından çıkartılmış olsa bile konuşmalarınızın dinlenebileceğini hayret içerisinde öğrenmiş bulunuyorum.
Dinleme istasyonu Türkiye’de
Rus-Gürcü savaşı sırasında, Gürcistan’a Batılı ülkeler tarafından verilen dinleme istasyonu ortadan kayboldu. Rusya “Bizde değil” derken, başka kaynaklar cihazın Gürcüler tarafından Türkiye’ye satıldığını iddia ediyor. Çatışma ortamında, teknik donanımlar bir anda ortadan kayboluyor. Sonra bu donanım, dünyanın başka bir ucundan çıkıyor.
Sesleri taklit etmek çok kolay
Hiçbir ülkede, kişinin özel yazışma ve telefon görüşmelerini yasayla güvence altına almış değil. Devletler, kişinin telefon veya başka elektronik ortamda söz ve yazılı beyanlarının başkaları tarafından
kasıtlı olarak değiştirilmesini önleme yönünde yasa çıkarmalı. Artık insanların sesleri birebir taklit edilebiliyor. Kötü emelli biri sintisayzır (synthesizer) adı verilen cihazı kullanarak başkasının sesini taklit edip, telefonda hiç söylemediği şeyler söylemiş gibi gösterebilir.
(Kaynak:http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=13059537)
Türkiye için oldukça farklı bir dönem rahmetli Necip Hablemitoğlu ile açık edilmeye başlanmıştı. FETÖ tehdidini net olarak Türkiye gündemine taşıyan Hablemitoğlu’na göre FETÖ bir terör örgütüydü, ABD ve Almanya tarafından kullanılıyordu. Hablemitoğlu’nun ‘Köstebek’ isimli kitabını okumanızı öneririm.
Türkiye’de çanlar birileri için çalıyordu. İlk örneklerini Van’da görevli savcı Ferhat Sarıkaya verecekti. Genel Kurmay Başkanı hakkında tek kişilik tanık anlatımları üzerinden dosya açmıştı. Bu karanlık dönemin başlangıcıydı. Yüzlerce asker, polis, sivil, akademisyen, iş adamlarını hedef alan, hatta futbola uzanan, ardından iktidarı dönüştürmeye kadar giden süreç, 15 Temmuz darbe kalkışmasıyla sona erdi.
Dönemin en kritik cümleri “Dinlenme korkusuyla eşimle dahi telefonda görüşmek istemiyorum” idi ve bu cümleyi normal insanlar kuruyordu. Dinleme nasıl olur, batarya çıkarılırsa telefonum dinlenirmi dönemin moda endişesiydi.
Nerdun Hacıoğlu’nun haberine göz atalım; “SOVYETLER Birliği döneminde Kızıl Ordu’yla gizli servislerin haberleşmede kullandıkları Rus kripto cihazlarını geliştiren mühendislerden Anatoliy Klepov gündemdeki ‘telekulak’ tartışmasını teknolojik yönleriyle Hürriyet’e değerlendirdi. Klepov, iki yıl önce de Hürriyet’e verdiği özel demeçte “21. yüzyılın en güçlü silahı cep telefonudur” demişti. Rus enformasyon uzmanı Klepov, Moskova’da Ankor firmasında verdiği bu ikinci röportajında da hiç tereddüt etmeden “Bu gidişle siber-kıyamet yakında kopacak” dedi. İşte Klepov’un açıklamaları:
Cepte mikrofonla geziyoruz
Rusya Meclisi Duma’da parti liderlerinden biri kürsüye çıkarak sansasyon yaratan bir bilgiyi duyurdu. Komünistlerin lideri Zyuganov, “Cep telefonunuzun pili yuvasından çıkartılmış olsa bile konuşmalarınızın dinlenebileceğini hayret içerisinde öğrenmiş bulunuyorum.
Dinleme istasyonu Türkiye’de
Rus-Gürcü savaşı sırasında, Gürcistan’a Batılı ülkeler tarafından verilen dinleme istasyonu ortadan kayboldu. Rusya “Bizde değil” derken, başka kaynaklar cihazın Gürcüler tarafından Türkiye’ye satıldığını iddia ediyor. Çatışma ortamında, teknik donanımlar bir anda ortadan kayboluyor. Sonra bu donanım, dünyanın başka bir ucundan çıkıyor.
Sesleri taklit etmek çok kolay
Hiçbir ülkede, kişinin özel yazışma ve telefon görüşmelerini yasayla güvence altına almış değil. Devletler, kişinin telefon veya başka elektronik ortamda söz ve yazılı beyanlarının başkaları tarafından
kasıtlı olarak değiştirilmesini önleme yönünde yasa çıkarmalı. Artık insanların sesleri birebir taklit edilebiliyor. Kötü emelli biri sintisayzır (synthesizer) adı verilen cihazı kullanarak başkasının sesini taklit edip, telefonda hiç söylemediği şeyler söylemiş gibi gösterebilir.
(Kaynak:http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=13059537)