
Kamera yok diye bazı kavşaklarımız ölüm kokuyor..
Mobese ve güvenlik kameralarının özel hayata müdahale olarak değerlendirildiği günümüzde hele de konu trafik ise akan suların durması lazım. Biraz da abuk olduğunu benim de farkettiğim bu cümleden yola çıkarak diyorum ki ne olursa olsun özellikle şehir merkezindeki sinyalizasyonların olduğu kavşaklarda kamera şart. Hatta şart değil, şart oğlu şart. Hepimiz de biliyoruz ki kesinlikle kameranın olmadığı yerlerde suç işleme oranları daha fazla ve bu durum bize iyi gelmiyor. Kamera olan yerlerde suç işlenmesi ihtimalinin, olmayan yerlere göre daha az olduğu bilimsel olarak da kanıtlandığı halde niye halen daha merkezdeki kavşakların genelinde kamera yok, anlamış değilim. Sadece benim büyük kazalara sebebiyet vereceğini düşündüğüm, her daim geçerken çok daha dikkatli olduğum Şair Nefi Okulu kavşağı en belirgin örnek. Kamera yok diye ışıklara rağmen araçlar geçen geçene. Özellikle bu kavşağı su yolu haline getiren sürücüler, nasıl olsa kamera yok diye kural tanımadan gidip gelebiliyor. Durumu bilen bölge sakinleri de gerek yaya olsun gerekse araç sürücüleri, mutlaka iki defa düşündükten sonra bu kavşakta seyir yapıyorlar.
***
Bilhasa son zamanlarda şehir içi ulaşımında ciddi rahatlığı gözlemlediğim Erzurum’da bu başarının mimarlarından biri de kuşku yok ki Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanı Abdulgafur Yeniay. Yol, kavşak, sinyalizasyon konusunda çok hassas olduğunu bildiğim Yeniay başkanı aradım dün bu konu için. Bir de ne göreyim, bir dokundum, bin ah işittim. Meğer o da MOBESE ve Güvenlik kameralarının yokluğundan rahatsızmış. Tamamen Emniyet Müdürlüğü’nün işi olduğunu söyleyen Yeniay, sadece belirttiğim Şair Nefi Okulu kavşağında değil, şehrin bir çok kavşağında aynı sorunun yaşandığını söylerken, Emniyet’e bu konu ile ilgili yazışmalarının olduğundan bahsetti. Yeniay, alt yapısı ile birlikte büyük maliyet getiren bu iş için artık kendilerinin bir çözüm yolu aradıklarını söylerken, ‘’Herhalde önümüzdeki yıl biz, Emniyet ile de istişareli olarak kamera işini biz halledeceğiz. Adına akıllı kavşak diyeceğimiz uygulama ile özellikle kırmızı ışık ihlallerini belirleyip, sürücülerinin cezalandırılması cihetine gidecek, kaza riskini tamamen azaltacağız’’ dedi.

Durumdan vazife çıkarttılar!
Mevsimin şehir merkezine ilk yağan karını dün biz burada yaşarken, İstanbul’daki Erzurumlular da şimdiden kış hazırlığına başlamış. Facebook’da gördüm, Sultanbeyli Erzurumlular Derneği, lokallerinde kış için start vermişler. Soba kuran Erzurum Derneği idarecileri, gelenlerin rahat etmesi için Erzurum’un kültüründe de yeralan seki yapmayı da ihmal etmemişler. Bana son derece sıcak geldi bu fotoğraf. Paylaşayım istedim.

Muhammet Sunar’ın 8 yakınının şehit olduğu Yavi’de babası da gözlerini kaybetmiş..
Yavi.. Özellikle biz Erzurumlularda adı çok daha farklı ve anlamlı bir yerleşim bölgesi. Sadece tarihi geçmişi ile değil, yakın tarihte uğradığı alçaklık sebebiyle bizde duygusallaşmamızı da yaşatan bir yer. Alvarlı Efe’nin imamlık yaptığı toprak orası. İşte o Yavi, yıllar önce hainlerin alçakça katlettiği 33 şehidimizin de mezarının olduğu kutsal bir belde bizim için. Yıldönümü için dün burada tören düzenlenip, acılar tazelenirken ve de Fatihalar okunurken biri vardı ki o, bambaşka duygular içindeydi.

O kişi Palandöken Belediye Başkanı Avukat Muhammet Sunar’dan başkası değildi. Evet. Yavi denince o daha başka şeyler yaşıyor. Onun için Yavi daha daha başka bir şey. Çünkü o bir Yavili ve o acıyı derinden yaşamış biri. Babası aslen Yavili olan Sunar, 5’i çocuk 33 kişinin şehit olduğu olayda 8 yakınını kaybetmiş biri. Babasının akrabalarının mezarının olduğu şehitlikte en çok duygusallığı da Sunar yaşamış olsa gerek. Babasının o vahim olay sonrasında gözlerini kaybetmesi Sunar’da büsbütün derin iz bırakmış. Belediye Başkanı olduktan sonra şehitlerimize yakışır bir şehitlik de yapmış olan Sunar, biz unutmuş olsak da, yılda bir kere de olsa hatırlasak da o unutacak gibi değil. Bu vesile ile Yavi’de hainlerin alçakça saldırısı ile şehit olan şehitlerimize rahmet, o acıyı yüreğinde hisseden başta Muhammet Sunar olmak üzere her yakınına sabır diliyorum…

İnecek mal, sağ yol iptal!
Haftanın belli günlerinde oluyor bu. Taşambarlar semtinde bulunan Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı Askeri Levazım deposuna mal indirileceği zaman kapı önüne yanaşan tırlar, saatlerce trafiği olumsuz etkiliyor. Tırlar mal boşalttığı için son derece trafiğin yoğun olduğu cadde tek yola dönmek zorunda kalıyor. Araç trafiğinin olumsuz yönde etkilendiği caddede karşı yönden gelmekte olan araçlar ile diğer yönden gelen araçlar kafa kafaya kalabiliyor. Zaman zaman araç sürücüleri ile mal boşaltmakta olan tır sürücülerinin arasında sözlü tartışmalar da olmuyor değil. Ama tartışma ne kadar çok olursa olsun değişen bir şey olmuyor, ertesi gün film aynı yerden devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi’nin devralacağı söylenen Taşambarların bir an önce alınması, sanırım o tartışmayı da noktalayacak. Artık artan araç trafiği karşısında o bölgedeki bu sorunlar yaşanmasın isteniyorsa çaresi yok, orası alınacak. Bu benim son kararımdır.


O gün ara bulamamış!
Turan Çınar, bir zamanların Erzurum’unda adı en çok anılan isimlerden biridir. Hem de zor dönemlerde DYP İl Başkanlığı yapan, demokrat kişiliği ile hafızalarda önemli yer edinen isim olmakla birlikte, hukukçu kimliğiyle de bayağı bir tanınırlılığı vardır. Meslekte 5o yılını doldurduğu için Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’ndan da plaket almış, mesleğin aksaçlılarından.. Erzurum’un yaşayan efsane avukat ve siyasetçilerden biri olarak da gördüğüm Turan Çınar, aynı zamanda sohbetine doyamadığım da kişiler arasındadır. Hele de sohbetin konusu geçmiş dönemlerde ki yaşanmışlıklar ile ilgili ise, dinlemelere doymam bir türlü. Aynı zamanda son yıllarda büyük bir açılım kaydeden Arabuluculuğun da ilk akla gelen isimlerinden biri olan Çınar, yine Erzurum’un sembol isimlerinden olan eski DP’li Rasim Cinisli ve DYP’nın eski Genel Başkanı, merhum Cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel ile ilgili bir anısını anlattı, siz de öğrenin istedim. Anlattığı hatırata göre Çınar’ın o zaman ki yaptığı da bir nevi arabuluculukmuş. O Çınar şu an aynı zamanda Erzurum Arabulucular’ın da dernek başkanlığı görevini yapıyor. Anlattığına göre Demirel ile Rasim Cinisli, uzun yıllara dayalı bir küslük içindeler ve Turan Çınar araya girmesine rağmen bu barışma gerçekleşmemiş. Çınar, ‘’Rahmetli Celal Bayar’ın cenaze töreni için gittiğimiz Umurköy’de Rasim ağabey ile sayın Demirel’i barıştırmak için fırsat kolladım. Zira aralarının açık olmasına gönlüm elvermiyordu. İkisi de benim için halen daha kıymetlidirler. Ama tüm girişimlerime rağmen olmadı. Barışın gerçekleşmemesine üzüldüm mü, çok. Halen daha küçük sebeplerden dolayı aralarında yaşanan kırgınlıklar bitsin diye çok arzum vardı ama olmadı’’ diye konuştu. Görünen o ki Çınar’ın taa o zamanlarda gerçekleştirdiği arabuluculuk işi o gün kötü bir finale maruz kalmış..
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Senin dünyaya bakan penceren kirli ise, benim çiçeklerim sana çamur görünür! (Mevlana)
DUVARIN DİLİ : Kapıyı göstereceğimiz yerde, anlayış gösterdik. Ondan böyle oldu!
Mobese ve güvenlik kameralarının özel hayata müdahale olarak değerlendirildiği günümüzde hele de konu trafik ise akan suların durması lazım. Biraz da abuk olduğunu benim de farkettiğim bu cümleden yola çıkarak diyorum ki ne olursa olsun özellikle şehir merkezindeki sinyalizasyonların olduğu kavşaklarda kamera şart. Hatta şart değil, şart oğlu şart. Hepimiz de biliyoruz ki kesinlikle kameranın olmadığı yerlerde suç işleme oranları daha fazla ve bu durum bize iyi gelmiyor. Kamera olan yerlerde suç işlenmesi ihtimalinin, olmayan yerlere göre daha az olduğu bilimsel olarak da kanıtlandığı halde niye halen daha merkezdeki kavşakların genelinde kamera yok, anlamış değilim. Sadece benim büyük kazalara sebebiyet vereceğini düşündüğüm, her daim geçerken çok daha dikkatli olduğum Şair Nefi Okulu kavşağı en belirgin örnek. Kamera yok diye ışıklara rağmen araçlar geçen geçene. Özellikle bu kavşağı su yolu haline getiren sürücüler, nasıl olsa kamera yok diye kural tanımadan gidip gelebiliyor. Durumu bilen bölge sakinleri de gerek yaya olsun gerekse araç sürücüleri, mutlaka iki defa düşündükten sonra bu kavşakta seyir yapıyorlar.
***
Bilhasa son zamanlarda şehir içi ulaşımında ciddi rahatlığı gözlemlediğim Erzurum’da bu başarının mimarlarından biri de kuşku yok ki Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanı Abdulgafur Yeniay. Yol, kavşak, sinyalizasyon konusunda çok hassas olduğunu bildiğim Yeniay başkanı aradım dün bu konu için. Bir de ne göreyim, bir dokundum, bin ah işittim. Meğer o da MOBESE ve Güvenlik kameralarının yokluğundan rahatsızmış. Tamamen Emniyet Müdürlüğü’nün işi olduğunu söyleyen Yeniay, sadece belirttiğim Şair Nefi Okulu kavşağında değil, şehrin bir çok kavşağında aynı sorunun yaşandığını söylerken, Emniyet’e bu konu ile ilgili yazışmalarının olduğundan bahsetti. Yeniay, alt yapısı ile birlikte büyük maliyet getiren bu iş için artık kendilerinin bir çözüm yolu aradıklarını söylerken, ‘’Herhalde önümüzdeki yıl biz, Emniyet ile de istişareli olarak kamera işini biz halledeceğiz. Adına akıllı kavşak diyeceğimiz uygulama ile özellikle kırmızı ışık ihlallerini belirleyip, sürücülerinin cezalandırılması cihetine gidecek, kaza riskini tamamen azaltacağız’’ dedi.

Durumdan vazife çıkarttılar!
Mevsimin şehir merkezine ilk yağan karını dün biz burada yaşarken, İstanbul’daki Erzurumlular da şimdiden kış hazırlığına başlamış. Facebook’da gördüm, Sultanbeyli Erzurumlular Derneği, lokallerinde kış için start vermişler. Soba kuran Erzurum Derneği idarecileri, gelenlerin rahat etmesi için Erzurum’un kültüründe de yeralan seki yapmayı da ihmal etmemişler. Bana son derece sıcak geldi bu fotoğraf. Paylaşayım istedim.

Muhammet Sunar’ın 8 yakınının şehit olduğu Yavi’de babası da gözlerini kaybetmiş..
Yavi.. Özellikle biz Erzurumlularda adı çok daha farklı ve anlamlı bir yerleşim bölgesi. Sadece tarihi geçmişi ile değil, yakın tarihte uğradığı alçaklık sebebiyle bizde duygusallaşmamızı da yaşatan bir yer. Alvarlı Efe’nin imamlık yaptığı toprak orası. İşte o Yavi, yıllar önce hainlerin alçakça katlettiği 33 şehidimizin de mezarının olduğu kutsal bir belde bizim için. Yıldönümü için dün burada tören düzenlenip, acılar tazelenirken ve de Fatihalar okunurken biri vardı ki o, bambaşka duygular içindeydi.

O kişi Palandöken Belediye Başkanı Avukat Muhammet Sunar’dan başkası değildi. Evet. Yavi denince o daha başka şeyler yaşıyor. Onun için Yavi daha daha başka bir şey. Çünkü o bir Yavili ve o acıyı derinden yaşamış biri. Babası aslen Yavili olan Sunar, 5’i çocuk 33 kişinin şehit olduğu olayda 8 yakınını kaybetmiş biri. Babasının akrabalarının mezarının olduğu şehitlikte en çok duygusallığı da Sunar yaşamış olsa gerek. Babasının o vahim olay sonrasında gözlerini kaybetmesi Sunar’da büsbütün derin iz bırakmış. Belediye Başkanı olduktan sonra şehitlerimize yakışır bir şehitlik de yapmış olan Sunar, biz unutmuş olsak da, yılda bir kere de olsa hatırlasak da o unutacak gibi değil. Bu vesile ile Yavi’de hainlerin alçakça saldırısı ile şehit olan şehitlerimize rahmet, o acıyı yüreğinde hisseden başta Muhammet Sunar olmak üzere her yakınına sabır diliyorum…

İnecek mal, sağ yol iptal!
Haftanın belli günlerinde oluyor bu. Taşambarlar semtinde bulunan Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı Askeri Levazım deposuna mal indirileceği zaman kapı önüne yanaşan tırlar, saatlerce trafiği olumsuz etkiliyor. Tırlar mal boşalttığı için son derece trafiğin yoğun olduğu cadde tek yola dönmek zorunda kalıyor. Araç trafiğinin olumsuz yönde etkilendiği caddede karşı yönden gelmekte olan araçlar ile diğer yönden gelen araçlar kafa kafaya kalabiliyor. Zaman zaman araç sürücüleri ile mal boşaltmakta olan tır sürücülerinin arasında sözlü tartışmalar da olmuyor değil. Ama tartışma ne kadar çok olursa olsun değişen bir şey olmuyor, ertesi gün film aynı yerden devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi’nin devralacağı söylenen Taşambarların bir an önce alınması, sanırım o tartışmayı da noktalayacak. Artık artan araç trafiği karşısında o bölgedeki bu sorunlar yaşanmasın isteniyorsa çaresi yok, orası alınacak. Bu benim son kararımdır.


O gün ara bulamamış!
Turan Çınar, bir zamanların Erzurum’unda adı en çok anılan isimlerden biridir. Hem de zor dönemlerde DYP İl Başkanlığı yapan, demokrat kişiliği ile hafızalarda önemli yer edinen isim olmakla birlikte, hukukçu kimliğiyle de bayağı bir tanınırlılığı vardır. Meslekte 5o yılını doldurduğu için Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’ndan da plaket almış, mesleğin aksaçlılarından.. Erzurum’un yaşayan efsane avukat ve siyasetçilerden biri olarak da gördüğüm Turan Çınar, aynı zamanda sohbetine doyamadığım da kişiler arasındadır. Hele de sohbetin konusu geçmiş dönemlerde ki yaşanmışlıklar ile ilgili ise, dinlemelere doymam bir türlü. Aynı zamanda son yıllarda büyük bir açılım kaydeden Arabuluculuğun da ilk akla gelen isimlerinden biri olan Çınar, yine Erzurum’un sembol isimlerinden olan eski DP’li Rasim Cinisli ve DYP’nın eski Genel Başkanı, merhum Cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel ile ilgili bir anısını anlattı, siz de öğrenin istedim. Anlattığı hatırata göre Çınar’ın o zaman ki yaptığı da bir nevi arabuluculukmuş. O Çınar şu an aynı zamanda Erzurum Arabulucular’ın da dernek başkanlığı görevini yapıyor. Anlattığına göre Demirel ile Rasim Cinisli, uzun yıllara dayalı bir küslük içindeler ve Turan Çınar araya girmesine rağmen bu barışma gerçekleşmemiş. Çınar, ‘’Rahmetli Celal Bayar’ın cenaze töreni için gittiğimiz Umurköy’de Rasim ağabey ile sayın Demirel’i barıştırmak için fırsat kolladım. Zira aralarının açık olmasına gönlüm elvermiyordu. İkisi de benim için halen daha kıymetlidirler. Ama tüm girişimlerime rağmen olmadı. Barışın gerçekleşmemesine üzüldüm mü, çok. Halen daha küçük sebeplerden dolayı aralarında yaşanan kırgınlıklar bitsin diye çok arzum vardı ama olmadı’’ diye konuştu. Görünen o ki Çınar’ın taa o zamanlarda gerçekleştirdiği arabuluculuk işi o gün kötü bir finale maruz kalmış..
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Senin dünyaya bakan penceren kirli ise, benim çiçeklerim sana çamur görünür! (Mevlana)
DUVARIN DİLİ : Kapıyı göstereceğimiz yerde, anlayış gösterdik. Ondan böyle oldu!