Uzun zamandır asgari ücretle çalışan bazı evli erkeklerden içler acısı mesajlar alıyorum.
Eşleri kendilerine "boşananların her ihtiyacını devlet karşılıyor, senden boşansam devlet bana daha iyi bakar!"gibi sözler diyorlarmış.
Kadınları cesaretlendirerek, boşanmaları hâlinde her hak tanınması böyle tablolar ortaya çıkarıyor. Korkarım ki yakın zamanda aile, yuva, ocak kalmayacak.
Bahsettiğim konu kadına şiddetle alakası olmayan, geçim sıkıntısından dolayı boşanmak isteyen kadınlardır. Yoksa ihanet, sadakatsizlik, şiddet, saygısızlık, eve olan ilgisizlikten dolayı boşanma, evlilik kadar doğaldır. Bu süreçte doğru olanı görmek, zorunlu bir seçim olsa bile kabul etmek en doğrusudur.
Şiddet gören kadınların konuyu adli makamlara aksettirmesi gerektiğini her platformda yazıyorum. Ancak geçim sıkıntısından dolayı bu tarz bir düşünceyi anlamak mümkün değil. Dizilerde ki lüks hayatlara heveslenerek, eşin kazancını küçümseyerek boşanmak yanlıştır. Evini geçindiren bir erkek, asgari ücretle çalışıyorsa ne yapsın? Komisyon zam oranını düşük veriyorsa çalışanların yapacakları bir şey yoktur. Ev hanımlarının da bu durumu anlaması ve anlayışlı olması gerekir. Evlenirken; iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta, varlıkta ve yoklukta gibi söz'lerin hiç mi anlamı ve ehemmiyeti yoktur? Araştırmalara göre boşanan kadınlarda depresyon belirtileri, yemek bağımlılığı, baskı altında hissetme, toplumun bakış açısıyla başetme, uygunsuz talepler ve tacizlerle mücadele; Erkeklerde ise alkol ve gece hayatı bağımlılığı oluyormuş. Netice de devletin sunduğu yardımlara kanıp boşanmak, tüm sorunları çözmediği gibi boşanmanın ne getirip ne götüreceğinin iyi hesaplanması gereken ciddi bir karar olduğu bilinmelidir.
Bu yardımlar Aile, çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfı tarafından veriliyor. Aile yıkıldıktan sonra boşanan kadınlara o kadar yardım verileceğine, aile devam ederken asgari ücretliye gerekli yardımlar verilse çocuklar annelerinden babalarından ayrı, düzensiz bir şekilde büyümezler.
Eşlerin de çalışıp ev ekonomisine katkı sağlaması gerektiği gibi tavsiyeler boşunadır. Çünkü görüştüğümüz erkekler, "kendimize zor iş buluyoruz, eşime nasıl iş bulayım" gibi sözlerle çaresiz olduklarını belirtiyorlar.
Bunun yanında asgari ücrete gelen zam çok düşük, bunu hepimiz kabul ediyor ve insan onuruna yakışması için zaten mücadele ediyoruz. Beş milyon işsizin olduğu ülkemizde ne fedakârlıkla, ne çilelerle asgari ücretle iş bulmak için zaman harcayan insanların da olduğunu, şikayet edenlerin bilmesi gerekir.
Konu aileden açılmışken bir kurum, çalışanlarına “yılbaşı hediyesi” adı altında çocuk kitabı dağıtmış. Bez bir çantanın içinde 'Paki' isimli çocuk kitabı. Dağıtılan kitabın içerisinde boşanmayı meşru gösteren açıklamalar dikkat çekiyor. “Annemle babamın boşanmasından korkmuyorum”, sloganıyla küçük yaştakilerin aklını ve fikrini, eğitim ve öğretime vermesi gerekirken bu tarz konularla meşgul edilmesi çocuklara yapılan en büyük kötülüktür.
Eşleri kendilerine "boşananların her ihtiyacını devlet karşılıyor, senden boşansam devlet bana daha iyi bakar!"gibi sözler diyorlarmış.
Kadınları cesaretlendirerek, boşanmaları hâlinde her hak tanınması böyle tablolar ortaya çıkarıyor. Korkarım ki yakın zamanda aile, yuva, ocak kalmayacak.
Bahsettiğim konu kadına şiddetle alakası olmayan, geçim sıkıntısından dolayı boşanmak isteyen kadınlardır. Yoksa ihanet, sadakatsizlik, şiddet, saygısızlık, eve olan ilgisizlikten dolayı boşanma, evlilik kadar doğaldır. Bu süreçte doğru olanı görmek, zorunlu bir seçim olsa bile kabul etmek en doğrusudur.
Şiddet gören kadınların konuyu adli makamlara aksettirmesi gerektiğini her platformda yazıyorum. Ancak geçim sıkıntısından dolayı bu tarz bir düşünceyi anlamak mümkün değil. Dizilerde ki lüks hayatlara heveslenerek, eşin kazancını küçümseyerek boşanmak yanlıştır. Evini geçindiren bir erkek, asgari ücretle çalışıyorsa ne yapsın? Komisyon zam oranını düşük veriyorsa çalışanların yapacakları bir şey yoktur. Ev hanımlarının da bu durumu anlaması ve anlayışlı olması gerekir. Evlenirken; iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta, varlıkta ve yoklukta gibi söz'lerin hiç mi anlamı ve ehemmiyeti yoktur? Araştırmalara göre boşanan kadınlarda depresyon belirtileri, yemek bağımlılığı, baskı altında hissetme, toplumun bakış açısıyla başetme, uygunsuz talepler ve tacizlerle mücadele; Erkeklerde ise alkol ve gece hayatı bağımlılığı oluyormuş. Netice de devletin sunduğu yardımlara kanıp boşanmak, tüm sorunları çözmediği gibi boşanmanın ne getirip ne götüreceğinin iyi hesaplanması gereken ciddi bir karar olduğu bilinmelidir.
Bu yardımlar Aile, çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfı tarafından veriliyor. Aile yıkıldıktan sonra boşanan kadınlara o kadar yardım verileceğine, aile devam ederken asgari ücretliye gerekli yardımlar verilse çocuklar annelerinden babalarından ayrı, düzensiz bir şekilde büyümezler.
Eşlerin de çalışıp ev ekonomisine katkı sağlaması gerektiği gibi tavsiyeler boşunadır. Çünkü görüştüğümüz erkekler, "kendimize zor iş buluyoruz, eşime nasıl iş bulayım" gibi sözlerle çaresiz olduklarını belirtiyorlar.
Bunun yanında asgari ücrete gelen zam çok düşük, bunu hepimiz kabul ediyor ve insan onuruna yakışması için zaten mücadele ediyoruz. Beş milyon işsizin olduğu ülkemizde ne fedakârlıkla, ne çilelerle asgari ücretle iş bulmak için zaman harcayan insanların da olduğunu, şikayet edenlerin bilmesi gerekir.
Konu aileden açılmışken bir kurum, çalışanlarına “yılbaşı hediyesi” adı altında çocuk kitabı dağıtmış. Bez bir çantanın içinde 'Paki' isimli çocuk kitabı. Dağıtılan kitabın içerisinde boşanmayı meşru gösteren açıklamalar dikkat çekiyor. “Annemle babamın boşanmasından korkmuyorum”, sloganıyla küçük yaştakilerin aklını ve fikrini, eğitim ve öğretime vermesi gerekirken bu tarz konularla meşgul edilmesi çocuklara yapılan en büyük kötülüktür.