Türkiye’nin AVM çılgınlığı, zincir marketler ile tanışıklığımız çok eski değildir. Şehirlerin ekonomisini neredeyse silip süpüren bir hal alan AVM’ler ile zincir marketler rekabet ölçülerini aşalı çok oldu. Şehirlerde ve hatta ilçe, büyük köylere varıncaya kadar her tarafı saran zincir marketler, nüfus ve ekonomik yapıyı içine alan AVM’lerin en büyük tehlikesi ise yerel sermayeyi adeta emmesi, yerel sermaye birikimine engel teşkil etmesidir.
Yerel ve bölgesel ekonomilerin olumsuz etkileri, küçük esnafı yok edişi bir hakikat olarak gözümüzün önünde duruyor. İşin acı tarafı yalnızca bakkal, manav ve kasapları etkilemiyor. Zincir marketler, elektronik eşya, mobilya, ev eşyası, züccaciye, mobilya, beyaz eşya gibi her ihtiyaca hitap ediyorlar. Zincir olmaları nedeniyle fabrikaya mal yaptırma, fabrika üretiminin tamamını kapatma ve fiyat politikalarını belirleme gibi zararlı yönleri de işin cabası.
AVM ve Zincir Marketler ile ilgili yasal düzenlemelerin biran önce yasalaşması yerelde küçük esnafı korumanın yanı sıra fiyat spekülasyonları için de hayati önem taşıyor. Özellikle salgın dönemi ve sonrasında zincir marketlerin fiyatları belirleme kurnazlıkları, fiyatlar ile oynanması gibi halkı zorlayan davranışları denetimler ile de ortaya çıkıyor.
Bir zincir market, zücaciye, manav, kasap, mobilya, elektronik ve beyaz eşya, bilgisayar, tuhafiye, kırtasiye ve aklınıza gelebilecek çok sayıda esnafın işini elinden alabiliyor. Geçenlerde bir tuhafiyeci esnaf ile sohbette dinledim. Ben, üç harfli, rakamlı bir zincirin sattığı yün, iplik, şişi sattığı fiyattan alamıyorum dedi. Esnaf arkadaş diyor ki, ben mal alırken 10 birim, o alırken milyonlarca birim alıyor. Hatta fabrikanın bir dönemini kapatıyor. Yani bir esnafın zincir marketler ile rekabet edebilme şansı yok.
Hiçbir küçük esnafın zincirler ile rekabet şansı zaten yok!
Erzurum’un yeni yapılaşma bölgelerine bir bakın, neredeyse yanınız yöreniz zincir marketler ile doluyor. Bu zincirler öyle iş imkanı falanda sağlamıyor. Bir şubede 2 en fazla 3 çalışan bulunuyor. Asgari ücret karşılığı her gün milyonlarca lira bu şehirden İstanbul’a transfer oluyor.
Kentlerin bir zenginliği olan küçük ve orta esnaf ise deyim yerindeyse yok oluyor!
Bunda bir sorun yok mu?
Şehrin her mahallesi değil, semti ve sokağında zincir marketlere 2’şer, 3’er, 5’er ruhsat verilmesi de başka bir sorun!
Hangi yöne dönseniz zincir marketler ile karşılaşıyorsunuz!
Yerel yönetimlerin ruhsat verirken, yerel esnafı da dikkate alarak ölçü koymasında fayda var.
Uzun süredir zincir marketler ile AVM’ler ile ilgili hazırlanmış yasa tasarıları var. Ne zaman yasalaşacak bilemiyoruz, ancak gecikme düzensiz fiyat hareketleriyle karşılaşmamızı kaçınılmaz kılıyor.
Veya, raflardan alınıp, depolara konulan Ayçiçek yağı manzaralarını çok izleriz.
Yerel ve bölgesel ekonomilerin olumsuz etkileri, küçük esnafı yok edişi bir hakikat olarak gözümüzün önünde duruyor. İşin acı tarafı yalnızca bakkal, manav ve kasapları etkilemiyor. Zincir marketler, elektronik eşya, mobilya, ev eşyası, züccaciye, mobilya, beyaz eşya gibi her ihtiyaca hitap ediyorlar. Zincir olmaları nedeniyle fabrikaya mal yaptırma, fabrika üretiminin tamamını kapatma ve fiyat politikalarını belirleme gibi zararlı yönleri de işin cabası.
AVM ve Zincir Marketler ile ilgili yasal düzenlemelerin biran önce yasalaşması yerelde küçük esnafı korumanın yanı sıra fiyat spekülasyonları için de hayati önem taşıyor. Özellikle salgın dönemi ve sonrasında zincir marketlerin fiyatları belirleme kurnazlıkları, fiyatlar ile oynanması gibi halkı zorlayan davranışları denetimler ile de ortaya çıkıyor.
Bir zincir market, zücaciye, manav, kasap, mobilya, elektronik ve beyaz eşya, bilgisayar, tuhafiye, kırtasiye ve aklınıza gelebilecek çok sayıda esnafın işini elinden alabiliyor. Geçenlerde bir tuhafiyeci esnaf ile sohbette dinledim. Ben, üç harfli, rakamlı bir zincirin sattığı yün, iplik, şişi sattığı fiyattan alamıyorum dedi. Esnaf arkadaş diyor ki, ben mal alırken 10 birim, o alırken milyonlarca birim alıyor. Hatta fabrikanın bir dönemini kapatıyor. Yani bir esnafın zincir marketler ile rekabet edebilme şansı yok.
Hiçbir küçük esnafın zincirler ile rekabet şansı zaten yok!
Erzurum’un yeni yapılaşma bölgelerine bir bakın, neredeyse yanınız yöreniz zincir marketler ile doluyor. Bu zincirler öyle iş imkanı falanda sağlamıyor. Bir şubede 2 en fazla 3 çalışan bulunuyor. Asgari ücret karşılığı her gün milyonlarca lira bu şehirden İstanbul’a transfer oluyor.
Kentlerin bir zenginliği olan küçük ve orta esnaf ise deyim yerindeyse yok oluyor!
Bunda bir sorun yok mu?
Şehrin her mahallesi değil, semti ve sokağında zincir marketlere 2’şer, 3’er, 5’er ruhsat verilmesi de başka bir sorun!
Hangi yöne dönseniz zincir marketler ile karşılaşıyorsunuz!
Yerel yönetimlerin ruhsat verirken, yerel esnafı da dikkate alarak ölçü koymasında fayda var.
Uzun süredir zincir marketler ile AVM’ler ile ilgili hazırlanmış yasa tasarıları var. Ne zaman yasalaşacak bilemiyoruz, ancak gecikme düzensiz fiyat hareketleriyle karşılaşmamızı kaçınılmaz kılıyor.
Veya, raflardan alınıp, depolara konulan Ayçiçek yağı manzaralarını çok izleriz.