2021-2022 eğitim-öğretim yılının henüz başındayız. Hepimize hayırlı, uğurlu olsun! Sonuna dek yüz yüze sürsün inşallah…
Her ‘normal yılda’ olduğu gibi bu yıl da müfredatlar belli, her ders, her ünite, her kazanım elbette çok çok önemli; ama eğer bu aşamada seferberlik düzeyinde yeni ve temel bir temaya odaklanacaksak önce hijyen eğitimine, sonra teknolojik devrime odaklanmalıyız ve sonra da ‘tarih bağlamında ulusal bir temayı’ seferberlik konusu olarak ele almalıyız. Yazımın bundan sonrası işte o özel temanın içeriğiyle ilgili.
★★
Öncelikle…
Asla ‘Türk dünyanın en üstün ırkıdır, diğer ırklar değersizdir!’ demem; ama yine asla ‘Biz kimiz ki başka ırklar bizden üstün’ de demem. Anadolu’da yaşayan ve bu ülkeyi kuran çekirdeği -en başta sevgili Kürt kardeşlerim olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti tabiyetli tüm etnik ve dini toplulukları da yine- Atatürkçü yaklaşımla ve onlar bundan gocunmadığı sürece ‘Türk’ çatısının altında görürüm. Tabii dediğimi lafta bırakmam; onların en başta dillerine, sonra inançlarına, değer ve geleneklerine de samimiyetle saygı gösteririm.
Bakınız: Kitaplarım ve tüm yazı geçmişim…
Benim bu görüşüm hangi siyasi partinin tezidir, açıkçası onu bilemem; o boyutu hiç önemsemem de. Ne içerde ne de dışarıda, esen rüzgâra göre yön değiştiren gündelik politikalara ve politikacılara güvenmem. Güvendiğim politikacılar vardır elbette. Bununla birlikte ben, bilime, ilime, bilgiye, politikanın çok çok üzerindeki milli ve evrensel değerlere inanırım. Böylelikle yanılma, kandırılma ve hayal kırıklığına uğrama ihtimalimi -kendimce tabii- azaltmış olurum.
Böyleyken bir şeye daha inanırım:
Her Türk, şu kronolojik ve ansiklopedik bilgilere mutlaka vâkıf olmak, belleğinde bu bilgileri ‘kara günlerde kullanılacak bir kıvılcım’ olarak canlı biçimde saklamak zorundadır. ‘Tarih öğretmenlerinin görevi’ falan deyip işi dar çerçeveye indirgemek istemem; zira her anne-babanın ve her öğretmenin görevidir bunları çocuklarımıza öğretmek, öylece özgüven ve motivasyon oluşturmak:
1. Türk adı yazılı olarak ilk defa günümüzden 5 bin yıl önce kadim Çin kaynaklarında (MÖ 3.Yüzyılda) geçer. Kullanılan o sözcük ‘Tu-Kue’dir.
2. Tarihte atı ilk evcilleştirilen millet Türklerdir.
3. 2500 yıl önce, üstelik çöl ortasında turfanda sebze-meyve yetiştiren ilk millet Türklerdir. Buna da Çin kaynaklarında (ticari ilişkiler ve alış-veriş metaları bağlamında) yer verilmiştir.
4. Tarihte kurulan ilk Türk devleti, Teoman’ın kurduğu Asya Hun Devleti’dir (MÖ 3. Yüzyıl).
5. Tarihte ilk onlu sisteme dayalı orduyu, Asya Hunları (Metehan) kurdu.
6. İlk atlı göçebe Türk uygarlığı, İskitler idi.
7. Türk adı ile kurulan ilk devlet ise Bumin Kağan’ın MS 552 yılında kurduğu I. Göktürk Devleti’dir.
8. Türlerin ilk başkenti, Ötüken idi.
9. Töreyi yazı hale getirip ‘yasa’ yapan ilk Türkler Uygurlardır (MS 8.Yüzyılda)
10. Yerleşik yaşama geçen ilk Türk devleti de yine Bilge Kağan’ın MS 745’te kurduğu Uygur Devleti’dir.
11. Anadolu’ya ilk gelen Türkler, Hunlardı.
12. Türklerin Anadolu’daki ilk başkenti İznik’ti. Son ve ebedi başkent ise Ankara’dır...
13. Avrupa topraklarında Kurulan İlk Türk Devleti, Kama Tarkan’ın MS 370’te kurduğu Avrupa Hun Devleti’dir. Bugünkü Macaristan’ın (Hungary) kökleri o devlete dayanır.
14. Alfabe geliştiren ilk Asyalı Türkler, Göktürklerin On-Ok boyundan gelen Türgişlerdir (MS 6.Yüzyılda).
15. İlk Türk alfabesi, Göktürk alfabesidir.
16. Yazıyı ilk kullanan Türkler ise II. Göktürk (Kutluk) Devleti’dir (MS 680); ancak Asya steplerindeki arkeolojik kazılarda bu yazının 300 ile 500 yıl öncesine uzayan arkaik yazıt kalıntıları bulundu.
17. Göktürk Yazıtları, diğer adıyla Orhun Kitabeleri, ilk yazılı Türk Milli Tarih kaynağıdır. Bugün bilindiği haliyle böyledir; gelecekte daha eski kaynakların bulunması da muhtemeldir.
18. Kâğıt ve matbaayı ilk kullanan Türkler, Uygurlardır.
19. Türkçeyi resmi dil ilan eden ilk Türk Devleti, Karahanlılardır.
20. Türk dilinin ve edebiyatının ilk sözlüğü, MS 11. Yüzyıl sonlarına doğru (1071-1072) Kaşgarlı Mahmud’un yazdığı Divan ü Lügati’t-Türk’tür ve bu sözlük, Türk edebiyatının bilinen en eski ürünlerini derleyip bugünlere taşımış hazine niteliğinde bir eserdir.
21. Divan ü Lügati’t-Türk’teki dünya haritası, coğrafya tarihinde Japonya’nın gösterildiği ilk dünya haritasıdır.
22. İlk Türkçe siyasetname Yusuf Has Hacib’in yazdığı Kutadgu-Bilig’dir.
23. Laik devlet düzenini ilk uygulayan Türkler, Selçuklular idi.
24. Dünya dil ve edebiyat tarihinin bilinen en uzun destanını (Kırgız Türklerinin yarım milyon dizelik Manas adlı destanını) yine Türkler oluşturdu.
25. Anadolu Türk kültürünün ürünü olan ilk destan ise Danişmentname’dir.
26. İstanbul’u İlk Kuşatan Türkler, Avarlar’dır (MS 626).
27. İlk Türk parasını basan Türkler, Türgişlerdir (MS 6.Yüzyıl).
28. Türk tarihinin ilk yazılı antlaşması, Asya Hun Devleti ile Çin İmparatorluğu arasındaki Kuzey Şansi Antlaşması’ydı (MÖ 318)
29. İslamiyet’i kabul eden ilk Türk boyu, Karluklar idi.
30. İlk Müslüman Türk hükümdarlığı Karahanlılardı.
31. İlk Müslüman Türk İmparatorluğu ise Gaznelilerdi.
32. Romalılardan önce İtalya yarımadasında yaşayan Etrüsklerin konuştuğu dil olan Etrüskçe, Türkçe kökenlidir ve Türkler, 15 bin yıldır Anadolu’dadır. Böyleyken de 1071 tarihi, Türklerin Anadolu’ya ilk değil, son geliş tarihidir.
33. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Anadolu’daki geçmişi MÖ 4000 yılına, başka bir deyişle günümüzden 6 bin yıl önceye kadar uzayan Sümerlerin Asya’dan göçmüş uzak akrabalarımız, daha doğrusu Türk kökenli bir uygarlık olduğunu düşünüyordu. Bu bağlamda güçlü dayanaklar öne sürüyordu. Sümeroloji bilimine özel bir önem vermesinin esas nedeni de işte bu görüşüydü.
★★
Bunları bilmek, hepimiz için ama özellikle de eğitim-öğretim yılına başlayan çocuklarımız için niye çok önemli?
Bir kere bunlar kuru ansiklopedik bilgi değil. Kışkırtıcı, şövenist, başka bir ırkı tahrik edici bilgiler de değil bunlar. Bunların her biri, bir milletin zaman üzerinde yürürken bıraktığı ayrı bir ayak izidir. Doğurgan giriş kapılarıdır başka bir bakışla…
Bilmeliyiz… Mutlaka bilmeliyiz bunları…
★★
1952’de ABD-Berkeley Üniversitesi adına Türkiye’de bulunan Sosyal Antropoloji Profesörü Wolfram Eberhard’ın (1909-1989) ilk kez Avrupa’da basılan bir kitapta vurguladığı ve bilge tarihçimiz Prof. Dr. Halil İnalcık’ın da (1916-2016) yukarıda sıraladığım argümanlar ışığında cümleye döktüğü gibi ‘Tarihten Türkleri çıkarın, geriye tarih diye bir şey kalmaz!’.
Bu yaklaşım size belki azıcık abartılı gelebilir; ama bir bakıma da gerçektir ve biz, kalkıp da soyumuzu MS 10’uncu yüzyıldan başlatırsak o zaman Eberhard ve İnalcık haklı çıkar. Tarih, tümden başkalaşır! O zaman da zaten evrensel medeniyeti geliştiren adımlar listesinin yarıdan fazlasını çöpe atmanız gerekir. Yani ne tarih kalır o zaman ne de bizim uluslararası politik ve bilimsel münazaralarda kendi kültürel ve siyasal varlığımızı kanıtlama şansımız!
Her ‘normal yılda’ olduğu gibi bu yıl da müfredatlar belli, her ders, her ünite, her kazanım elbette çok çok önemli; ama eğer bu aşamada seferberlik düzeyinde yeni ve temel bir temaya odaklanacaksak önce hijyen eğitimine, sonra teknolojik devrime odaklanmalıyız ve sonra da ‘tarih bağlamında ulusal bir temayı’ seferberlik konusu olarak ele almalıyız. Yazımın bundan sonrası işte o özel temanın içeriğiyle ilgili.
★★
Öncelikle…
Asla ‘Türk dünyanın en üstün ırkıdır, diğer ırklar değersizdir!’ demem; ama yine asla ‘Biz kimiz ki başka ırklar bizden üstün’ de demem. Anadolu’da yaşayan ve bu ülkeyi kuran çekirdeği -en başta sevgili Kürt kardeşlerim olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti tabiyetli tüm etnik ve dini toplulukları da yine- Atatürkçü yaklaşımla ve onlar bundan gocunmadığı sürece ‘Türk’ çatısının altında görürüm. Tabii dediğimi lafta bırakmam; onların en başta dillerine, sonra inançlarına, değer ve geleneklerine de samimiyetle saygı gösteririm.
Bakınız: Kitaplarım ve tüm yazı geçmişim…
Benim bu görüşüm hangi siyasi partinin tezidir, açıkçası onu bilemem; o boyutu hiç önemsemem de. Ne içerde ne de dışarıda, esen rüzgâra göre yön değiştiren gündelik politikalara ve politikacılara güvenmem. Güvendiğim politikacılar vardır elbette. Bununla birlikte ben, bilime, ilime, bilgiye, politikanın çok çok üzerindeki milli ve evrensel değerlere inanırım. Böylelikle yanılma, kandırılma ve hayal kırıklığına uğrama ihtimalimi -kendimce tabii- azaltmış olurum.
Böyleyken bir şeye daha inanırım:
Her Türk, şu kronolojik ve ansiklopedik bilgilere mutlaka vâkıf olmak, belleğinde bu bilgileri ‘kara günlerde kullanılacak bir kıvılcım’ olarak canlı biçimde saklamak zorundadır. ‘Tarih öğretmenlerinin görevi’ falan deyip işi dar çerçeveye indirgemek istemem; zira her anne-babanın ve her öğretmenin görevidir bunları çocuklarımıza öğretmek, öylece özgüven ve motivasyon oluşturmak:
1. Türk adı yazılı olarak ilk defa günümüzden 5 bin yıl önce kadim Çin kaynaklarında (MÖ 3.Yüzyılda) geçer. Kullanılan o sözcük ‘Tu-Kue’dir.
2. Tarihte atı ilk evcilleştirilen millet Türklerdir.
3. 2500 yıl önce, üstelik çöl ortasında turfanda sebze-meyve yetiştiren ilk millet Türklerdir. Buna da Çin kaynaklarında (ticari ilişkiler ve alış-veriş metaları bağlamında) yer verilmiştir.
4. Tarihte kurulan ilk Türk devleti, Teoman’ın kurduğu Asya Hun Devleti’dir (MÖ 3. Yüzyıl).
5. Tarihte ilk onlu sisteme dayalı orduyu, Asya Hunları (Metehan) kurdu.
6. İlk atlı göçebe Türk uygarlığı, İskitler idi.
7. Türk adı ile kurulan ilk devlet ise Bumin Kağan’ın MS 552 yılında kurduğu I. Göktürk Devleti’dir.
8. Türlerin ilk başkenti, Ötüken idi.
9. Töreyi yazı hale getirip ‘yasa’ yapan ilk Türkler Uygurlardır (MS 8.Yüzyılda)
10. Yerleşik yaşama geçen ilk Türk devleti de yine Bilge Kağan’ın MS 745’te kurduğu Uygur Devleti’dir.
11. Anadolu’ya ilk gelen Türkler, Hunlardı.
12. Türklerin Anadolu’daki ilk başkenti İznik’ti. Son ve ebedi başkent ise Ankara’dır...
13. Avrupa topraklarında Kurulan İlk Türk Devleti, Kama Tarkan’ın MS 370’te kurduğu Avrupa Hun Devleti’dir. Bugünkü Macaristan’ın (Hungary) kökleri o devlete dayanır.
14. Alfabe geliştiren ilk Asyalı Türkler, Göktürklerin On-Ok boyundan gelen Türgişlerdir (MS 6.Yüzyılda).
15. İlk Türk alfabesi, Göktürk alfabesidir.
16. Yazıyı ilk kullanan Türkler ise II. Göktürk (Kutluk) Devleti’dir (MS 680); ancak Asya steplerindeki arkeolojik kazılarda bu yazının 300 ile 500 yıl öncesine uzayan arkaik yazıt kalıntıları bulundu.
17. Göktürk Yazıtları, diğer adıyla Orhun Kitabeleri, ilk yazılı Türk Milli Tarih kaynağıdır. Bugün bilindiği haliyle böyledir; gelecekte daha eski kaynakların bulunması da muhtemeldir.
18. Kâğıt ve matbaayı ilk kullanan Türkler, Uygurlardır.
19. Türkçeyi resmi dil ilan eden ilk Türk Devleti, Karahanlılardır.
20. Türk dilinin ve edebiyatının ilk sözlüğü, MS 11. Yüzyıl sonlarına doğru (1071-1072) Kaşgarlı Mahmud’un yazdığı Divan ü Lügati’t-Türk’tür ve bu sözlük, Türk edebiyatının bilinen en eski ürünlerini derleyip bugünlere taşımış hazine niteliğinde bir eserdir.
21. Divan ü Lügati’t-Türk’teki dünya haritası, coğrafya tarihinde Japonya’nın gösterildiği ilk dünya haritasıdır.
22. İlk Türkçe siyasetname Yusuf Has Hacib’in yazdığı Kutadgu-Bilig’dir.
23. Laik devlet düzenini ilk uygulayan Türkler, Selçuklular idi.
24. Dünya dil ve edebiyat tarihinin bilinen en uzun destanını (Kırgız Türklerinin yarım milyon dizelik Manas adlı destanını) yine Türkler oluşturdu.
25. Anadolu Türk kültürünün ürünü olan ilk destan ise Danişmentname’dir.
26. İstanbul’u İlk Kuşatan Türkler, Avarlar’dır (MS 626).
27. İlk Türk parasını basan Türkler, Türgişlerdir (MS 6.Yüzyıl).
28. Türk tarihinin ilk yazılı antlaşması, Asya Hun Devleti ile Çin İmparatorluğu arasındaki Kuzey Şansi Antlaşması’ydı (MÖ 318)
29. İslamiyet’i kabul eden ilk Türk boyu, Karluklar idi.
30. İlk Müslüman Türk hükümdarlığı Karahanlılardı.
31. İlk Müslüman Türk İmparatorluğu ise Gaznelilerdi.
32. Romalılardan önce İtalya yarımadasında yaşayan Etrüsklerin konuştuğu dil olan Etrüskçe, Türkçe kökenlidir ve Türkler, 15 bin yıldır Anadolu’dadır. Böyleyken de 1071 tarihi, Türklerin Anadolu’ya ilk değil, son geliş tarihidir.
33. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Anadolu’daki geçmişi MÖ 4000 yılına, başka bir deyişle günümüzden 6 bin yıl önceye kadar uzayan Sümerlerin Asya’dan göçmüş uzak akrabalarımız, daha doğrusu Türk kökenli bir uygarlık olduğunu düşünüyordu. Bu bağlamda güçlü dayanaklar öne sürüyordu. Sümeroloji bilimine özel bir önem vermesinin esas nedeni de işte bu görüşüydü.
★★
Bunları bilmek, hepimiz için ama özellikle de eğitim-öğretim yılına başlayan çocuklarımız için niye çok önemli?
Bir kere bunlar kuru ansiklopedik bilgi değil. Kışkırtıcı, şövenist, başka bir ırkı tahrik edici bilgiler de değil bunlar. Bunların her biri, bir milletin zaman üzerinde yürürken bıraktığı ayrı bir ayak izidir. Doğurgan giriş kapılarıdır başka bir bakışla…
Bilmeliyiz… Mutlaka bilmeliyiz bunları…
★★
1952’de ABD-Berkeley Üniversitesi adına Türkiye’de bulunan Sosyal Antropoloji Profesörü Wolfram Eberhard’ın (1909-1989) ilk kez Avrupa’da basılan bir kitapta vurguladığı ve bilge tarihçimiz Prof. Dr. Halil İnalcık’ın da (1916-2016) yukarıda sıraladığım argümanlar ışığında cümleye döktüğü gibi ‘Tarihten Türkleri çıkarın, geriye tarih diye bir şey kalmaz!’.
Bu yaklaşım size belki azıcık abartılı gelebilir; ama bir bakıma da gerçektir ve biz, kalkıp da soyumuzu MS 10’uncu yüzyıldan başlatırsak o zaman Eberhard ve İnalcık haklı çıkar. Tarih, tümden başkalaşır! O zaman da zaten evrensel medeniyeti geliştiren adımlar listesinin yarıdan fazlasını çöpe atmanız gerekir. Yani ne tarih kalır o zaman ne de bizim uluslararası politik ve bilimsel münazaralarda kendi kültürel ve siyasal varlığımızı kanıtlama şansımız!