Türk tarihinin en önemli liderlerinden biri olan Mustafa Kemal bir liman kenti olan ve II. Murat döneminde fethedilen Selanik’te dünyaya gelmiştir. Kendisine doğum tarihini soranlara 19 Mayıs 1881 neden olmasın diye cevap vermiştir. Babası Ali Rıza Efendi, annesi ise Zübeyde Hanım’dır. Ali Rıza Efendi, İç Anadolu Bölgesinden yani Karamandan Manastır bölgesine göçen daha sonra Selanik’e yerleşen Yörüklerdendir. Zübeyde Hanım ise yine Karaman Bölgesinden Rumeli’ye gelen ve Konyarlar diye bilinen bir aileye mensuptur. Mustafa Kemal’in Fatma, Naciye, Ömer, Ahmet ve Makbule adında 5 kardeşi vardır. Ailesinde ilk önemli tartışmanın Mustafa’nın okula yazılması konusunda olduğu bilinir. Zübeyde Hanım oğlunun mahalle mektebine yazılmasını, Ali Rıza Bey ise Şemsi Efendi Okuluna gitmesini istemektedir. Zübeyde Hanım’ı da kırmak istemeyen Ali Rıza Bey, Mustafa’nın önce mahalle mektebine yazılmasına ardında da Şemsi Efendi İlkokuluna gitmesine karar verir. Böylelikle Mustafa Kemal’in ilk okuduğu okul mahalle mektebi olur. Mahalle mektebine kısa bir süre devam ettikten sonra Şemsi Efendi İlkokuluna kayıt olan Mustafa Kemal, Selanik Askeri Rüştiyesi ve Manastır Askeri İdadisinden sırasıyla mezun olur.
MUSTAFA KEMAL’İ ETKİLEYEN İSİMLER
Manastır Askeri İdadisinde Mustafa Kemal’in okul arkadaşları arasında Ali Fethi Bey ve Ömer Naci bulunmaktaydı. İstanbul Harp okulunda okuduğu yıllarda sınıf arkadaşı ise Asım Gündüzdür. İstanbul Harp Okulu ve ardından ise 1905 yılında İstanbul Harp Akademisinde iyi dereceler alarak mezun olur. Böylelikle çocukluk aşkı olan askerlik mesleğine kavuşur. Mustafa Kemal’in iyi bir asker ve devlet adamı olarak yetişmesinde şehirlerin ve şahısların büyük etkisi vardır ve bunlar bizzat kendisi tarafından dile getirilmiştir. Demokrat ve ileri görüşlü biri olmasından Selanik, milli duygular ve devlet meselelerini idrak eylemede Manastır, siyasi fikirlerinin olgunlaşması acısından İstanbul, Osmanlı Devletinin geri kalış nedenlerini görme ve Orta Doğu halkını anlaması açısından Şam ve batıyla beraber dış politikaya hâkimiyet açısından ise Sofya, Mustafa Kemal’i derinden etkileyen şehirler olmuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın şehirler kadar şahıslar da hayatın önemli yer edinmiştir. O hem batıdan hem de ait olduğu topraklardan yetişmiş insanlardan etkilenmiş ve kendisine bir yol çizmekte geri durmamıştır. Mahalle mektebinde ki ilk hocası olan Kaymak Hafız’ın sert yapısı ve otoriter yaklaşımı hiç aklında çıkmamış ve eğitimci de öncelikle olması gerekenin sabır ve demokratik tutumlar olması gerektiğini her fırsatta dile getirmiştir. Kaymak Hafız’dan sonra ki Şemsi Efendi ise okula bakış açısını olumlu değiştirmiş ilk insan olmuştur. Manastır Askeri İdadisinde sınıf arkadaşı Ömer Naci, Mustafa Kemal’in edebiyata merak salmasına neden olan önemli bir şahsiyettir. Mustafa Kemal bir sözünde “ Bedenimin babası Ali Rıza, duygularımın babası Namık Kemal, fikirlerimin babası ise Ziya Gökalp’tır.” diyerek Namık Kemal ve Ziya Gökalp’ın hayatında yerini de çizmiştir. Vatan sevgisinin oluşmasında Namık Kemal, milliyetçiği duyguların oluşmasında ise Ziya Gökalp’ın tesiri büyüktür. Manastır Askeri İdadisinde ki tarih öğretmeni Mehmet Tevfik Bey, dil sevgisinin ilk tohumlarını atan Yüzbaşı Naküyiddin Yücekök, Mehmet Emin Yurdakul, Tevfik Fikret, Ahmet Mithat Efendi, Sadri Maksudi Arsal, Abdülhak Hamit Tarhan gibi ünlü simalarda Mustafa Kemal’in en fazla etkilendiği yerli yazarlar ve fikir insanlarıdır.
Bunların yanı sıra Jean Jacques Rousseau, Montesquieu ve Voltaire gibi yabancı yazarlardan da etkilenmiştir. Jean Jacques Rousseau’nun Toplumsal Sözleşme adlı eserinde egemenlik, Montesquieu’nun Kanunların Ruhu Üzerine aldı eserinde Cumhur idare biçimi, Voltaire’nin Felsefe Sözlüğü adlı eserinde dinsel yönetim anlayışı, Rene Descartes’in akılcılık anlayışı Mustafa Kemal’e etki etmiştir. 1774, ABD’nin bağımsızlığı, 1789 Fransız İhtilali, 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı, 1917 Bolşevik ihtilali, 13 Nisan 1909, 31 Mart Olayı, 1911-1912 Trablusgarp Savaşı, 1912-1913 Balkan Savaşları ve 1914-1918 Birinci Dünya Savaşı ise Mustafa Kemal’in etkilendiği ve çıkarımlar aldığı olaylardır.
ASKER MUSTAFA KEMAL
Mustafa Kemal’in gençlik aşkıyla az daha savaşa giden askerlerin arasına katılıp gitmeyi düşündüğüm dediği mücadele Dömeke Meydan Muharebesi olmuştur. Mustafa Kemal 1905 yılında Harp Akademisinden mezun olduktan sonra başladığı askerlik görevi Erzurum Kongresi öncesine kadar devam etmiştir. Komşularının oğlunun askeri üniforma ile mahalleye gelmesi Mustafa’nın hayallerini süslemiş ve hep asker olmayı istemiştir. Hatta annesinden gizli olarak girdiği sınavları kazanıp Manastır Askeri İdadisine kaydını yapmıştı. İstifa ettiği askerlik görevine ise Eskişehir- Kütahya Savaşının kaybedilmesinden sonra çıkarılan Başkomutanlık Yasası ile yeniden geri dönmüş ve Cumhurbaşkanını oluncaya kadar bu görevi layıkıyla yerine getirmiştir. Tarihi süreç içerisinde cepheden cepheye koşan Paşa’nın ilk görev yeri Suriye olmuştur. Bölgeye giden Mustafa Kemal devletin kötü gidişatı hakkında net bilgiler almış ve gelecek için kanaatleri de oluşmuştur. Osmanlı Devletinde birçok kademe ve rütbede görev alan Mustafa Kemal için dönem noktası ise Çanakkale Cephesi olmuş ve tarihin seyri de değişmiştir. Mustafa Kemal’in Osmanlı Devletinde ki aldığı tüm askeri görevleri ve unvanları ise şunlar olmuştur.
Suriye, ilk görev yeridir. 5. Ordu 30. Süvari alayında 1905 yılında göreve başlar. 31 Mart olayının bastırılmasında kurmay yüzbaşı olarak bulunan Mustafa Kemal daha sonra 1910 tarihinde Fransa’da Picardi Manevralarına katılmış ve batı dünyası hakkında önemli bilgiler elde etmiştir. 1911-1912 Trablusgarp Savaşına Gazeteci Şerif Bey adıyla gönüllü subay olarak katılan Paşa, Balkan Savaşları sırasında Edirne’nin geri alınmasında Bolayır Kuvvetler Komutanlığı görevinden bulunmuştur. Akdeniz Boğazı Birleşik Kuvvetler Komutanlığı ise paşanın Balkan Savaşlarından aldığı bir diğer vazife olmuştur. Savaş bitiminde ise Sofya Ataşemiliteridir. 1914-1918 yılları arasında cereyan eden Birinci Dünya Savaşında Çanakkale, Kafkas ve Suriye-Filistin Cephelerinde mücadele eden Mustafa Kemal, Çanakkale’de Anafartalar, Conkbayırı, Arıburnun da destan yazmış ve milli mücadelenin lideri olma vasfını kazanmıştır. Paşa, Çanakkale’de 19. Tümen Komutanlığı, Kafkasya’da 16. Kolordu Komutanlığı, Suriye-Filistin Cephesinde ise 7. Ordu ve Yıldırım Orduları Komutanı olarak görev almıştı. Mustafa Kemal, Samsun’a 16 Mayıs 1919’da çıktığında Osmanlı Devletindeki görevi 9. Ordu Müfettişiydi. Havza Genelgesini yine 9. Ordu Müfettişi olarak yayımlamıştır. Amasya Genelgesini yayımladığında ise Paşa, 3. Ordu Müfettişi olarak görevdeydi.
Mustafa Kemal’in ilk görüldüğü olay 31 Mart Olayıdır. Paşa’nın sömürgeciliğe karşı verdiği ilk mücadele ise Trablusgarp Savaşı olmuştur. Mustafa Kemal’in I. Dünya Savaşı çıktığında görevli olduğu yer ise Sofya’dır. Görevi ise Sofya Ataşemiliterliğidir. Bu görevdeyken Paşa bir gün Yeniçeri kıyafeti giyerek bir baloya katılmıştır. Mustafa Kemal aynı zamanda Arnavutluk isyanının bastırılması girişiminde bulunmuştur. Bütün bu gelişmelerde Paşa’nın rütbeleri, 31 Mart Olayının bastırılması sırasında kurmay başkanı, Trablusgarp Savaşına giderken gönüllü subay, Balkan Savaşları sırasında bin başı, Çanakkale Cephesinde albay idi. Kafkas Cephesinde 16. Kolordu Komutanlığı sırasında tuğgeneral, Sakarya Savaşı ve Büyük Taarruzda başkomutan olarak görev almıştı.
Mustafa Kemal, I. Dünya Savaşı bitip, 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandığında Suriye- Filistin bölgesinde yer almaktaydı. 13 Kasım 1918 tarihinde İstanbul’a geri dönmüştür. O gün İstanbul İtilaf Devletleri tarafından da fiilen işgal edilmişti. Paşa, İtilaf donanmasını görünce yaverlerine şu sözleri sarf etmiştir. “ Geldikleri Gibi Giderler.” Mustafa Kemal emir erleri Salih Bozok ve Cevat Abbas birçok yerde Paşa’nın en yakınında olan isimlerdir.
Mustafa Kemal, Osmanlı Devletinde ki askerlik görevinden ayrıldıktan sonra ki ilk görevi Erzurum Kongresi başkanlığına seçilmek olmuştur. Diğer görevleri ise, 4-11 Eylül 1919’da Sivas Kongresi başkanlığı ve Temsil Heyeti Başkanlığı, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldığında ise meclis başkanlığıdır. Cumhuriyetin ilan edilmesiyle birlikte ilk cumhurbaşkanı seçilmiştir.
MUSTAFA KEMAL’İN SAVAŞLARDA SÖYLEDİĞİ SÖZLER;
Çanakkale Cephesinde “ Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum.”
Eskişehir Kütahya Savaşından sonra “Komutan ne kadar değerli olursa olsun emri altındaki askerlerin yetenekleri önemlidir.”
Sakarya Savaşında “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır.”
Büyük Taarruz ’da “Ordular! İlk Hedefiniz Akdeniz İleri!”
Mustafa Kemal’in önemli olayların akabinde söylediği sözler;
Bursa Ezan Olayı: Bu mesele din değil, dil meselesidir
İzmir İktisat Kongresi: Askeri ve siyasi zaferler ne kadar başarılı olursa olsun, ekonomik zaferlerle
taçlandırılmazsa başarılı olamaz.
Hatay Meselesi: Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde esir olamaz.
İzmir Suikastından sonra:Benim naçiz vücudum bir toprak olacak; fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen payidar olacaktır.
Amasya Genelgesinden Sonra: İstanbul, Anadolu’ya hâkim değil; tabii olmak zorundadır.
Mebuslar Meclisine giden üyeler İçin: Bu efendiler sözlerinde durmayan efendilerdir. gittiler padişah ve halifenin etkisinde kalarak verdikleri sözleri unuttular.
Lozan barış antlaşması için: Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı zannedilmiş büyük bir suikastın yıkılışı ifade eden antlaşmadır.
Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması: Türkiye Cumhuriyeti Şeyhler, müritler ve meczuplar ülkesi olamaz.
Montrö boğazlar sözleşmesi: Tarihte birçok defa tartışma ve ihtiras sebebi olan boğazlar, artık tam anlamıyla ile Türk egemenliği altında yalnız ticaret ve dostluk ilişkilerinin ulaşım yolu haline gelmiştir.
Nyon Paktı: Topraklarımızda gözü olan İtalya’ya karşı kuvvetli devletlerin yanında olmak menfaatimiz icabıdır.
Erzurum Kongresi için: Tarih bu kongremizi şüphesiz ender ve büyük bir eser olarak kaydedecektir.
Şapka inkılabı için: Fikrimiz, zihniyetimiz tepeden tırnağa kadar medeni olacaktır. Medeniyet öyle bir ateştir ki; ona kayıtsız kalanları yakar ve mahveder.
İstanbul’un işgali: Ben Anadolu hareketini padişah adına yürütüyorum
MUSTAFA KEMAL’İN EVLATLARI
Mustafa Kemal, Latife Hanımla 1923 yılında evlenmiş; fakat kısa süren evlilik 1925 yılında sona ermiştir. Mustafa Kemal daha sonra bir daha evlenmemiştir. Mustafa Kemal’in çocuğu olmamıştır; fakat Sabiha Gökçen, Ülkü Doğançay, Afet İnan, Rukiye Erkin, Nebile Hanım, Abdürrahim Tunçak ve Zehra Aylin gibi manevi evlatları olmuştur. Hatta Mustafa Kemal’in mirasının bir bölümünü Sabiha Gökçen’e ve Ülkü Doğançay’a bırakmıştır.
Mustafa Kemal başka kimlere mirası bırakmıştır;
Makbule Atadan’a, Manevi kızı Nebile Hanım’a
Ankara ve Bursa Belediyelerine İsmet İnönü’nün Çocuklarına, Türk Dil ve Tarih Kurumuna,CHP
Teşkilatçılığıyla bilinen Mustafa Kemal Milli Mücadele dönemi ve sonrasında birçok kurumun ya bizzat kuruculuğunu üstlenmiş yâda emir vererek işlerin bir an önce yapılmasını istemiştir. Mustafa Kemal döneminde kurulan teşkilatlar ise şunlardır:
Vatan ve Hürriyet Cemiyeti,
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-İ Hukuk Cemiyeti,
Yunus Nadi Ve Halide Edip Adıvar’a kurdurttuğu Anadolu Ajansı,
Sivas Valisi Reşit Bey’in Hanımı Melek Hanıma kurdurttuğu Anadolu Kadınları Müdafaa-İ Hukuk Cemiyeti
Fethi Bey’e Serbest Cumhuriyet Partisini kurdurtması
Türk Tarihini Tetkik Cemiyeti için Afet İnan’ı görevlendirmesi
Milli Mücadelenin başarıya ulaşmasında silah arkadaşlarıyla birlikte mücadelesini veren Mustafa Kemal’in üye olduğu teşkilatlar;Vatan ve Hürriyet Cemiyeti, İttihat ve Terakki Cemiyeti, 1918 yılında Osmanlı Hürriyetperver Avam Partisi, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, TBMM’de Müdafaa-ı Hukuk Grubu ve Halk Fırkasıdır.
Mustafa Kemal’in doktorları Mim Kemal Öke, Neşet Ömer İrdelp ve Nihat Reşat Belger’dir. Mustafa Kemal’in ölümüyle birlikte konulduğu İstanbul Etnografya Müzesinden 1953 yılında alınan naaşı Anıtkabir’e nakledildi. Anıtkabir’in mimarları ise Emin Onat ve Orhan Arda tarafından yapılmıştır.
MUSTAFA KEMAL’İN ESERLERİ
En Büyük Eserim Dediği Cumhuriyet, Nutuk, Medeni Bilgiler, Bölüğün Muharebe Eğitimi, Geometri Kitabı,Arıburnu Muharebeleri Raporu, Atatürk’ün Hatıra Defteri Zabıt İle Kumandan İle Hasbihal,
Cumalı Ordugâhı, Takımın Muharebe Eğitimi, Taktik Tatbikat Gezileri, Karslbad Hatıraları.b
Nutuk ilk kez Türk Tayyare Cemiyeti Yayınları olarak Osmanlıca olarak basılmıştır. Eserin gelir de yine Türk Tayyare Cemiyetine bırakılmıştır. Latin Harfleriyle ise ilk Milli Eğitim Bakanlığı yayınları olarak basılmıştır. İngilizler Nutuk’tan “Altı Gün veya Maraton Söylevi” olarak söz ederler. Nutuk, 19 Mayıs 1919 Samsun’a ayak basılma olayları ile başlar 20-25 Ekim 1925 yılında Gençliğe hitabe ilan son bulur. Nutuk üç bölümden oluşur Kuvayı Milliye dönemi, TBMM ve Yenilikler dönemi
Mustafa Kemal’in yayın hayatın da yeri nedir?
Mustafa Kemal’in yayın hayatıyla alakalı olarak aşağıdaki bilgileri söylenebilir
Gazeteci Şerif Bey kimliğiyle Trablusgarp Savaşına gitti
Minber Gazetesi Fethi Bey ile İstanbul da çıkardığı gazete
İleri Gazetesi İstanbul da İsimsiz yazılar yazdığı gazete
Asım Us Hatay meselesinde yazılar yazdığı gazete ki kullandığı isim
Anadolu Ajansı Halide Edip Adıvar ve Yunus Nadi’ye kurdurttuğu ajans
MUSTAFA KEMAL’İ ETKİLEYEN İSİMLER
Manastır Askeri İdadisinde Mustafa Kemal’in okul arkadaşları arasında Ali Fethi Bey ve Ömer Naci bulunmaktaydı. İstanbul Harp okulunda okuduğu yıllarda sınıf arkadaşı ise Asım Gündüzdür. İstanbul Harp Okulu ve ardından ise 1905 yılında İstanbul Harp Akademisinde iyi dereceler alarak mezun olur. Böylelikle çocukluk aşkı olan askerlik mesleğine kavuşur. Mustafa Kemal’in iyi bir asker ve devlet adamı olarak yetişmesinde şehirlerin ve şahısların büyük etkisi vardır ve bunlar bizzat kendisi tarafından dile getirilmiştir. Demokrat ve ileri görüşlü biri olmasından Selanik, milli duygular ve devlet meselelerini idrak eylemede Manastır, siyasi fikirlerinin olgunlaşması acısından İstanbul, Osmanlı Devletinin geri kalış nedenlerini görme ve Orta Doğu halkını anlaması açısından Şam ve batıyla beraber dış politikaya hâkimiyet açısından ise Sofya, Mustafa Kemal’i derinden etkileyen şehirler olmuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın şehirler kadar şahıslar da hayatın önemli yer edinmiştir. O hem batıdan hem de ait olduğu topraklardan yetişmiş insanlardan etkilenmiş ve kendisine bir yol çizmekte geri durmamıştır. Mahalle mektebinde ki ilk hocası olan Kaymak Hafız’ın sert yapısı ve otoriter yaklaşımı hiç aklında çıkmamış ve eğitimci de öncelikle olması gerekenin sabır ve demokratik tutumlar olması gerektiğini her fırsatta dile getirmiştir. Kaymak Hafız’dan sonra ki Şemsi Efendi ise okula bakış açısını olumlu değiştirmiş ilk insan olmuştur. Manastır Askeri İdadisinde sınıf arkadaşı Ömer Naci, Mustafa Kemal’in edebiyata merak salmasına neden olan önemli bir şahsiyettir. Mustafa Kemal bir sözünde “ Bedenimin babası Ali Rıza, duygularımın babası Namık Kemal, fikirlerimin babası ise Ziya Gökalp’tır.” diyerek Namık Kemal ve Ziya Gökalp’ın hayatında yerini de çizmiştir. Vatan sevgisinin oluşmasında Namık Kemal, milliyetçiği duyguların oluşmasında ise Ziya Gökalp’ın tesiri büyüktür. Manastır Askeri İdadisinde ki tarih öğretmeni Mehmet Tevfik Bey, dil sevgisinin ilk tohumlarını atan Yüzbaşı Naküyiddin Yücekök, Mehmet Emin Yurdakul, Tevfik Fikret, Ahmet Mithat Efendi, Sadri Maksudi Arsal, Abdülhak Hamit Tarhan gibi ünlü simalarda Mustafa Kemal’in en fazla etkilendiği yerli yazarlar ve fikir insanlarıdır.
Bunların yanı sıra Jean Jacques Rousseau, Montesquieu ve Voltaire gibi yabancı yazarlardan da etkilenmiştir. Jean Jacques Rousseau’nun Toplumsal Sözleşme adlı eserinde egemenlik, Montesquieu’nun Kanunların Ruhu Üzerine aldı eserinde Cumhur idare biçimi, Voltaire’nin Felsefe Sözlüğü adlı eserinde dinsel yönetim anlayışı, Rene Descartes’in akılcılık anlayışı Mustafa Kemal’e etki etmiştir. 1774, ABD’nin bağımsızlığı, 1789 Fransız İhtilali, 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı, 1917 Bolşevik ihtilali, 13 Nisan 1909, 31 Mart Olayı, 1911-1912 Trablusgarp Savaşı, 1912-1913 Balkan Savaşları ve 1914-1918 Birinci Dünya Savaşı ise Mustafa Kemal’in etkilendiği ve çıkarımlar aldığı olaylardır.
ASKER MUSTAFA KEMAL
Mustafa Kemal’in gençlik aşkıyla az daha savaşa giden askerlerin arasına katılıp gitmeyi düşündüğüm dediği mücadele Dömeke Meydan Muharebesi olmuştur. Mustafa Kemal 1905 yılında Harp Akademisinden mezun olduktan sonra başladığı askerlik görevi Erzurum Kongresi öncesine kadar devam etmiştir. Komşularının oğlunun askeri üniforma ile mahalleye gelmesi Mustafa’nın hayallerini süslemiş ve hep asker olmayı istemiştir. Hatta annesinden gizli olarak girdiği sınavları kazanıp Manastır Askeri İdadisine kaydını yapmıştı. İstifa ettiği askerlik görevine ise Eskişehir- Kütahya Savaşının kaybedilmesinden sonra çıkarılan Başkomutanlık Yasası ile yeniden geri dönmüş ve Cumhurbaşkanını oluncaya kadar bu görevi layıkıyla yerine getirmiştir. Tarihi süreç içerisinde cepheden cepheye koşan Paşa’nın ilk görev yeri Suriye olmuştur. Bölgeye giden Mustafa Kemal devletin kötü gidişatı hakkında net bilgiler almış ve gelecek için kanaatleri de oluşmuştur. Osmanlı Devletinde birçok kademe ve rütbede görev alan Mustafa Kemal için dönem noktası ise Çanakkale Cephesi olmuş ve tarihin seyri de değişmiştir. Mustafa Kemal’in Osmanlı Devletinde ki aldığı tüm askeri görevleri ve unvanları ise şunlar olmuştur.
Suriye, ilk görev yeridir. 5. Ordu 30. Süvari alayında 1905 yılında göreve başlar. 31 Mart olayının bastırılmasında kurmay yüzbaşı olarak bulunan Mustafa Kemal daha sonra 1910 tarihinde Fransa’da Picardi Manevralarına katılmış ve batı dünyası hakkında önemli bilgiler elde etmiştir. 1911-1912 Trablusgarp Savaşına Gazeteci Şerif Bey adıyla gönüllü subay olarak katılan Paşa, Balkan Savaşları sırasında Edirne’nin geri alınmasında Bolayır Kuvvetler Komutanlığı görevinden bulunmuştur. Akdeniz Boğazı Birleşik Kuvvetler Komutanlığı ise paşanın Balkan Savaşlarından aldığı bir diğer vazife olmuştur. Savaş bitiminde ise Sofya Ataşemiliteridir. 1914-1918 yılları arasında cereyan eden Birinci Dünya Savaşında Çanakkale, Kafkas ve Suriye-Filistin Cephelerinde mücadele eden Mustafa Kemal, Çanakkale’de Anafartalar, Conkbayırı, Arıburnun da destan yazmış ve milli mücadelenin lideri olma vasfını kazanmıştır. Paşa, Çanakkale’de 19. Tümen Komutanlığı, Kafkasya’da 16. Kolordu Komutanlığı, Suriye-Filistin Cephesinde ise 7. Ordu ve Yıldırım Orduları Komutanı olarak görev almıştı. Mustafa Kemal, Samsun’a 16 Mayıs 1919’da çıktığında Osmanlı Devletindeki görevi 9. Ordu Müfettişiydi. Havza Genelgesini yine 9. Ordu Müfettişi olarak yayımlamıştır. Amasya Genelgesini yayımladığında ise Paşa, 3. Ordu Müfettişi olarak görevdeydi.
Mustafa Kemal’in ilk görüldüğü olay 31 Mart Olayıdır. Paşa’nın sömürgeciliğe karşı verdiği ilk mücadele ise Trablusgarp Savaşı olmuştur. Mustafa Kemal’in I. Dünya Savaşı çıktığında görevli olduğu yer ise Sofya’dır. Görevi ise Sofya Ataşemiliterliğidir. Bu görevdeyken Paşa bir gün Yeniçeri kıyafeti giyerek bir baloya katılmıştır. Mustafa Kemal aynı zamanda Arnavutluk isyanının bastırılması girişiminde bulunmuştur. Bütün bu gelişmelerde Paşa’nın rütbeleri, 31 Mart Olayının bastırılması sırasında kurmay başkanı, Trablusgarp Savaşına giderken gönüllü subay, Balkan Savaşları sırasında bin başı, Çanakkale Cephesinde albay idi. Kafkas Cephesinde 16. Kolordu Komutanlığı sırasında tuğgeneral, Sakarya Savaşı ve Büyük Taarruzda başkomutan olarak görev almıştı.
Mustafa Kemal, I. Dünya Savaşı bitip, 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandığında Suriye- Filistin bölgesinde yer almaktaydı. 13 Kasım 1918 tarihinde İstanbul’a geri dönmüştür. O gün İstanbul İtilaf Devletleri tarafından da fiilen işgal edilmişti. Paşa, İtilaf donanmasını görünce yaverlerine şu sözleri sarf etmiştir. “ Geldikleri Gibi Giderler.” Mustafa Kemal emir erleri Salih Bozok ve Cevat Abbas birçok yerde Paşa’nın en yakınında olan isimlerdir.
Mustafa Kemal, Osmanlı Devletinde ki askerlik görevinden ayrıldıktan sonra ki ilk görevi Erzurum Kongresi başkanlığına seçilmek olmuştur. Diğer görevleri ise, 4-11 Eylül 1919’da Sivas Kongresi başkanlığı ve Temsil Heyeti Başkanlığı, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldığında ise meclis başkanlığıdır. Cumhuriyetin ilan edilmesiyle birlikte ilk cumhurbaşkanı seçilmiştir.
MUSTAFA KEMAL’İN SAVAŞLARDA SÖYLEDİĞİ SÖZLER;
Çanakkale Cephesinde “ Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum.”
- İnönü Savaşında “Siz orada yalnız düşmanı değil; Türk milletinin makûs giden talihini de yendiniz.”
Eskişehir Kütahya Savaşından sonra “Komutan ne kadar değerli olursa olsun emri altındaki askerlerin yetenekleri önemlidir.”
Sakarya Savaşında “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır.”
Büyük Taarruz ’da “Ordular! İlk Hedefiniz Akdeniz İleri!”
Mustafa Kemal’in önemli olayların akabinde söylediği sözler;
Bursa Ezan Olayı: Bu mesele din değil, dil meselesidir
İzmir İktisat Kongresi: Askeri ve siyasi zaferler ne kadar başarılı olursa olsun, ekonomik zaferlerle
taçlandırılmazsa başarılı olamaz.
Hatay Meselesi: Kırk asırlık Türk yurdu düşman elinde esir olamaz.
İzmir Suikastından sonra:Benim naçiz vücudum bir toprak olacak; fakat Türkiye Cumhuriyeti ebediyen payidar olacaktır.
Amasya Genelgesinden Sonra: İstanbul, Anadolu’ya hâkim değil; tabii olmak zorundadır.
Mebuslar Meclisine giden üyeler İçin: Bu efendiler sözlerinde durmayan efendilerdir. gittiler padişah ve halifenin etkisinde kalarak verdikleri sözleri unuttular.
Lozan barış antlaşması için: Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı zannedilmiş büyük bir suikastın yıkılışı ifade eden antlaşmadır.
Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması: Türkiye Cumhuriyeti Şeyhler, müritler ve meczuplar ülkesi olamaz.
Montrö boğazlar sözleşmesi: Tarihte birçok defa tartışma ve ihtiras sebebi olan boğazlar, artık tam anlamıyla ile Türk egemenliği altında yalnız ticaret ve dostluk ilişkilerinin ulaşım yolu haline gelmiştir.
Nyon Paktı: Topraklarımızda gözü olan İtalya’ya karşı kuvvetli devletlerin yanında olmak menfaatimiz icabıdır.
Erzurum Kongresi için: Tarih bu kongremizi şüphesiz ender ve büyük bir eser olarak kaydedecektir.
Şapka inkılabı için: Fikrimiz, zihniyetimiz tepeden tırnağa kadar medeni olacaktır. Medeniyet öyle bir ateştir ki; ona kayıtsız kalanları yakar ve mahveder.
İstanbul’un işgali: Ben Anadolu hareketini padişah adına yürütüyorum
MUSTAFA KEMAL’İN EVLATLARI
Mustafa Kemal, Latife Hanımla 1923 yılında evlenmiş; fakat kısa süren evlilik 1925 yılında sona ermiştir. Mustafa Kemal daha sonra bir daha evlenmemiştir. Mustafa Kemal’in çocuğu olmamıştır; fakat Sabiha Gökçen, Ülkü Doğançay, Afet İnan, Rukiye Erkin, Nebile Hanım, Abdürrahim Tunçak ve Zehra Aylin gibi manevi evlatları olmuştur. Hatta Mustafa Kemal’in mirasının bir bölümünü Sabiha Gökçen’e ve Ülkü Doğançay’a bırakmıştır.
Mustafa Kemal başka kimlere mirası bırakmıştır;
Makbule Atadan’a, Manevi kızı Nebile Hanım’a
Ankara ve Bursa Belediyelerine İsmet İnönü’nün Çocuklarına, Türk Dil ve Tarih Kurumuna,CHP
Teşkilatçılığıyla bilinen Mustafa Kemal Milli Mücadele dönemi ve sonrasında birçok kurumun ya bizzat kuruculuğunu üstlenmiş yâda emir vererek işlerin bir an önce yapılmasını istemiştir. Mustafa Kemal döneminde kurulan teşkilatlar ise şunlardır:
Vatan ve Hürriyet Cemiyeti,
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-İ Hukuk Cemiyeti,
Yunus Nadi Ve Halide Edip Adıvar’a kurdurttuğu Anadolu Ajansı,
Sivas Valisi Reşit Bey’in Hanımı Melek Hanıma kurdurttuğu Anadolu Kadınları Müdafaa-İ Hukuk Cemiyeti
Fethi Bey’e Serbest Cumhuriyet Partisini kurdurtması
Türk Tarihini Tetkik Cemiyeti için Afet İnan’ı görevlendirmesi
Milli Mücadelenin başarıya ulaşmasında silah arkadaşlarıyla birlikte mücadelesini veren Mustafa Kemal’in üye olduğu teşkilatlar;Vatan ve Hürriyet Cemiyeti, İttihat ve Terakki Cemiyeti, 1918 yılında Osmanlı Hürriyetperver Avam Partisi, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, TBMM’de Müdafaa-ı Hukuk Grubu ve Halk Fırkasıdır.
Mustafa Kemal’in doktorları Mim Kemal Öke, Neşet Ömer İrdelp ve Nihat Reşat Belger’dir. Mustafa Kemal’in ölümüyle birlikte konulduğu İstanbul Etnografya Müzesinden 1953 yılında alınan naaşı Anıtkabir’e nakledildi. Anıtkabir’in mimarları ise Emin Onat ve Orhan Arda tarafından yapılmıştır.
MUSTAFA KEMAL’İN ESERLERİ
En Büyük Eserim Dediği Cumhuriyet, Nutuk, Medeni Bilgiler, Bölüğün Muharebe Eğitimi, Geometri Kitabı,Arıburnu Muharebeleri Raporu, Atatürk’ün Hatıra Defteri Zabıt İle Kumandan İle Hasbihal,
Cumalı Ordugâhı, Takımın Muharebe Eğitimi, Taktik Tatbikat Gezileri, Karslbad Hatıraları.b
Nutuk ilk kez Türk Tayyare Cemiyeti Yayınları olarak Osmanlıca olarak basılmıştır. Eserin gelir de yine Türk Tayyare Cemiyetine bırakılmıştır. Latin Harfleriyle ise ilk Milli Eğitim Bakanlığı yayınları olarak basılmıştır. İngilizler Nutuk’tan “Altı Gün veya Maraton Söylevi” olarak söz ederler. Nutuk, 19 Mayıs 1919 Samsun’a ayak basılma olayları ile başlar 20-25 Ekim 1925 yılında Gençliğe hitabe ilan son bulur. Nutuk üç bölümden oluşur Kuvayı Milliye dönemi, TBMM ve Yenilikler dönemi
Mustafa Kemal’in yayın hayatın da yeri nedir?
Mustafa Kemal’in yayın hayatıyla alakalı olarak aşağıdaki bilgileri söylenebilir
Gazeteci Şerif Bey kimliğiyle Trablusgarp Savaşına gitti
Minber Gazetesi Fethi Bey ile İstanbul da çıkardığı gazete
İleri Gazetesi İstanbul da İsimsiz yazılar yazdığı gazete
Asım Us Hatay meselesinde yazılar yazdığı gazete ki kullandığı isim
Anadolu Ajansı Halide Edip Adıvar ve Yunus Nadi’ye kurdurttuğu ajans