![Reklam](https://www.gazetepusula.net/images/reklam/yeni-5.jpg)
Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları İnceleme Kurulu’na bağlı olarak çalışan Hükümlü ve Tutuklu Hakları İnceleme Alt Komisyonu üyesi milletvekilleri, Erzurum Dumlu Açık Ceza İnfaz Kurumu ve Erzurum Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda inceleme yapmıştı. Geçtiğimiz yıl Haziran ayında Erzurum’a gelen heyet, daha sonra Erzincan’daki ceza infaz kurumlarına gitmişti.
İncelemeye Alt Komisyon Başkanı AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili İbrahim Yurdunuseven, üyeler; AK Parti Adıyaman Milletvekili Mustafa Alkayış, AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Yavuz, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Sait Yaz, AK Parti İstanbul Milletvekili Adem Yıldırım, MHP Ordu Milletvekili Naci Şanlıtürk, İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu, CHP Hatay Milletvekili Servet Mullaoğlu, CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal ve DEM Parti Şırnak Milletvekili Nevroz Uysal Aslan katılmıştı.
Komisyon ziyaret sonrası görüşlerini iletmek üzere önceki gün toplandı. Toplantıda Erzurum ve Erzincan’daki ceza infaz kurumlarını ziyaret eden ekipte bulunan MHP Ordu Milletvekili Naci Şanlıtürk’ün konuşması dikkat çekti. Cezaevlerinin ıslah evi olmaktan uzaklaştığını söyleyen Şanlıtürk, terör örgütü suçlarından uzun yıllar tutuklu bulunan mahkumların hala benzer fikirleri yayımlayan gazete ve dergileri talep ettiğini söyledi.
Toplantıda görüşlerini dile getiren Şanlıtürk, “Erzurum ve Erzincan’daki incelemelere ben de katıldım. Vekillerimizin ifade ettiği gibi genel manada çok bir sıkıntı gözükmüyor. Ama benim genelde gördüğüm eksiklik cezaevleri ıslah evi olmaktan uzaklaşmış gibi. 15 yıldır 30 yıldır içeride tuttuğumuz mahkumlar hala kendi ideolojik fikrine binaen gazeteler, yayınlar isteyebiliyor. Sonuçta cezaevlerini biz ıslah evi olarak görüyoruz. Suç işlediği bir konudan fikri beslenmesini ben doğru bulmuyorum” dedi.
Cezaevleri eğitim kampı değildir
Cezaevlerinin eğitim kampına dönüştürülme çabalarının olduğunu dikkat çeken Şanlıtürk, “ Erzurum’daydı sanıyorum, koğuş temsilcisi seçmişler kendi aralarında. Tabi idare haklı olarak bu temsilciyi ayırıp başka bir koğuşa göndermiş. Cezaevleri genel manada bir ıslah evidir. Burayı bir eğitim kampına dönüştürme taleplerinin doğru karşılanmaması lazım. Her cezaevine giren vatandaşımızın da orada ıslah edilmiş olarak topluma kazandırılması lazım. Benim çok şaşırdığım fiziki olarak baktığımızda da Sincan’da da aynı şeyi görmüştük. Tek kişilik hücrede kalıyor. Sporunu yapmış, fiziği dinç. Ama fikrî beslenme olarak bazı yayınları talep ediyorlar. Biraz daha ıslah evi olsun diye benim böyle bir talebim var” diye konuştu.
Mahkumların şikayetlerinden söz etti
Ceza infaz kurumlarının fiziki şartları ve mahkumların taleplerinden de söz eden Şanlıtürk şu ifadeleri kullandı:
“Genelde birkaç yerde kantinlerin pahalı olduğundan şikayet ettiler. Onun yanında sporlarını yapabiliyorlar. Kitap sayıları yeterli, 3 kişilik koğuşta 54 kitaba kadar verilebiliyor. Ring araçlarından şikâyet etmişlerdi. Beraber ring araçlarına bindik, oralara da baktık. Ring araçları da bize biraz dar geldi ama bence temizliği yeterli. Eski olanlara da bakarız.
Yemeklerin genelde iyi olduğunu zaman zaman vaktinde gelmediğiyle ilgili şikâyetler var. Cinayetten yatan bir arkadaşımız, ‘Keşke ben ölseydim de buraya girmeseydim’ gibi şeyler söyledi. Ama genel manada o da ‘Yemekler iyi’ demiş. ‘Aileme faydam olmuyor ben bu suçu işledim ailemden uzak kaldım’ diyor.
Ağırlaştırılmış mahkumlar kamerayı istemiyorlarmış. Terörden yatan PKK’lılar ile FETÖ’cüler aynı ring aracında götürülmekten şikayetçi.
Aramalarda, sevklerde ağız içi aramasında jilet benzeri bir şey var mı diye bakıldığından şikayetçi olan var. Onun insanlık onuruna yakışmadığını söylüyor. Ama sonuçta güvenlik açısından bakılması gerektiğini düşünüyoruz. Anne çocuklar aynı koğuşta kalıyorlar. Çıplak arama olmadığını söylüyorlar.
Genel manada çok fazla bir sıkıntı yok. Ama daha iyi olabilir mi olabilir. Bunlara da bakmak lazım.Bir de diş tedavisinde kendilerine çok uzun sürelerde sıra geldiğinden söz ediyorlar.
Çıplak aramalarla ilgili bunun bir standardının olması gerekir. Genelde örtü veriliyormuş. Zaten sonuçta bir arama yapılması lazım güvenlik açısından. Örtü verildikten sonra çıplak arama yapılması gerekiyor. ”
Binlerce başvuru var!
Öte yandan, toplantıda İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna 8 bin 363 başvuru yapıldığını bu başvurulardan 5 bin 526'sının cezaevlerinin sorunlarına ilişkin olduğu ifade edildi.
Yapılan aramalarda ele geçirilenlerle ilgili bilgi veren Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım da şu bilgileri verdi; "Geçtiğimiz yıl içerisinde kurum girişlerinde yaptığımız üst araması dahil aramalarda, 470 cep telefonu, 82 kesici ve delici alet, 404 uyuşturucu ve uyarıcı madde, 605 akıllı saat, kulaklık, flash disk; 143 iskambil kağıdı, zar, para sim kart ve kuruma girişi yasak eşyaları tespit ettik, ilgililerin üzerinden alarak tutanağa bağladık. Bu aramalar bizim için değerli ancak mevzuattaki şarta uyma zorunluluğu var."
Manolya Bulut
Yemek konusunda doğru bilgi vermiyorsunuz yemekler hiç iyi değil özellikle akşam yemekleri diğer Bi sorun sizin dile getirmediginiz ziyaretçi sayısı üç kişiye düşürülmüş bu konularla ilgili gerekli tedbirlerin alınması iyi olur
Eskiden tutukluları taş ocaklarında çalıştırırlardı. Boş duranın arkadaşı şeytandır. Hükümlüler üretime katılmalı. Eğitimleri yarıda kalanların eğitimleri tamamlattırılmalı. 1 saniye bile boş zaman bırakılmamalı. Örneğin ceza evlerinde tekstil atölyeleri açılabilir. Bazı yerlerde üretim merkezleri var ama istisnasız tüm hükümlüler bir şeyle uğraşmalı