CHP raporunun ismi “Dünyanın en büyük Gazeteci Cezaevi Türkiye”! Böylesi bir raporun hazırlanmış olması dahi CHP’nin Türkiye algısı açısından önem arz etmektedir. Bir siyasi partinin kendi ülkesini karalayan, içerisinde çok sayıda teröristin bulunduğu liste yayınlayıp ve Türkiye için “Gazeteci Cezaevi Türkiye” demesi yakışık alan ifade değil.
O raporda yer alanlardan biride Mersin’i kana bulamak isteyen teröristi. Öldürülen teröristin CHP listesinde yer alan isim olduğu açıklandı. CHP çevreleri, PKK ve FETÖ’cü hesaplar saldırının DEAŞ tarafından gerçekleştirildiğini savundu. Ardından Kemal Kılıçdaroğlu, tivitter hesabından ilginç açıklamalar yaptı. Kemal beyin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Cumhurbaşkanına yönelik “İki gündür ne yaptığınızı biliyorum” tivitinin PKK’nın açıklamasının ardından gelmesi manidar.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP’nin listesiyle ilgili yaptığı açıklamada “Kılıçdaroğlu Türkiye'ye, "Gazetecilerin cezaevine gönderildiği bir ülkedir." iftirası atıyor... CHP'nin raporundaki sözde gazeteciler kimler? 91 PKK/KCK iltisaklı, 16 MLKP’li, 9 DHKP-C'li terörist. Ayrıca aynı listede; 2 DHKP-C'li 1 PKK’lı 1 MLKP’li KIRSALDA SARI TORBA”
Sizce doğru mu?
Ana muhalefet liderinin Mersin saldırısı sonrası öldürülen teröristin kimliğiyle ilgili yaptığı açıklama oldukça garip ve dahası PKK’nın ‘O değil’ açıklamasıyla örtüşüyor.
Kemal Kılıçdaroğlu ” İki gündür kirli propaganda yürüten Erdoğan ve yaveri fotoroman Süleyman… Öldürülen teröristin DNA raporuna rağmen, tam 2 gündür yalan söylediniz, havuz medyanız manşetler attı. Oysa ben ne dolaplar çevirdiğinizi iki gündür biliyorum. Bile bile yalan söylediniz.” İçerikli tivitiyle PKK’nın açıklamasında “Dilşah Ercan görevinin başında” açıklamasıyla örtüşen çizgiye geldi. CHP liderinin böyle bir açıklamayı neden yaptığı, nasıl yapabildiği izaha muhtaç, kendisi açısından.
Çünkü o açıklamanın dayandığı şey terör örgütü açıklaması görünüyor!
PKK’nın Rudav isimli örgüt yayın organındaki açıklaması:
“Zozan Tolan görevinin başındadır..
“AKP-MHP hükümeti, bu eylemi yapan arkadaşımızın ismini tespit edememiştir, buda istihbaratta ne kadar zayıf olduklarını göstermektedir. AKP-MHP hükümeti Zozan Tolan arkadaşımızın bu eylemde olmadığını bilmesine rağmen bilinçli bir şekilde Zozan arkadaşımızın ismini vermiş, ailesine ve farklı çevrelere karşı baskı aracı olarak kullanmak istemiştir. Zozan arkadaşımızın bu olayla herhangi bir ilgisi yoktur, görevinin başındadır.”
Tuhaf değil mi?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamasına cevap ise Süleyman Soylu’dan geldi. Soylu, “Kılıçdaroğlu; İki gün PKK’nın ipini bekledin. Bizi yine şaşırtmadın. Sizin bu devletle bir meseleniz var. Yapılan saldırıyı ilk önce adamların DEAŞ'a yıktı. Tutmayınca adamların "cinnet geçiren bir kadın Polis" yalanına sarıldı. Derdiniz, ortağınız PKK'yı kurtarmak. Yani terör örgütünün tespiti imkansız Suriyeli isim verip, "Zozan arkadaşımızın (yani Dilşah Ercan) bu olayla herhangi bir ilgisi yoktur, görevinin başındadır." demesine sığınmaktan bile utanmıyorsun. 6’lı masada sıkıştın PKK’ya sığındın Yazıklar olsun...
Şimdi ana fikriniz ne? Ne demiş oldunuz... PKK'nın gazetecilerini savunmak yetmedi, bir de PKK'nın basın sözcülüğüne mi soyundunuz? "Görevinin başında" dedikleri, görev ne? Madem PKK adına konuşuyorsunuz, bunu da siz açıklamalısınız...”
O raporda yer alanlardan biride Mersin’i kana bulamak isteyen teröristi. Öldürülen teröristin CHP listesinde yer alan isim olduğu açıklandı. CHP çevreleri, PKK ve FETÖ’cü hesaplar saldırının DEAŞ tarafından gerçekleştirildiğini savundu. Ardından Kemal Kılıçdaroğlu, tivitter hesabından ilginç açıklamalar yaptı. Kemal beyin, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Cumhurbaşkanına yönelik “İki gündür ne yaptığınızı biliyorum” tivitinin PKK’nın açıklamasının ardından gelmesi manidar.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP’nin listesiyle ilgili yaptığı açıklamada “Kılıçdaroğlu Türkiye'ye, "Gazetecilerin cezaevine gönderildiği bir ülkedir." iftirası atıyor... CHP'nin raporundaki sözde gazeteciler kimler? 91 PKK/KCK iltisaklı, 16 MLKP’li, 9 DHKP-C'li terörist. Ayrıca aynı listede; 2 DHKP-C'li 1 PKK’lı 1 MLKP’li KIRSALDA SARI TORBA”
Sizce doğru mu?
Ana muhalefet liderinin Mersin saldırısı sonrası öldürülen teröristin kimliğiyle ilgili yaptığı açıklama oldukça garip ve dahası PKK’nın ‘O değil’ açıklamasıyla örtüşüyor.
Kemal Kılıçdaroğlu ” İki gündür kirli propaganda yürüten Erdoğan ve yaveri fotoroman Süleyman… Öldürülen teröristin DNA raporuna rağmen, tam 2 gündür yalan söylediniz, havuz medyanız manşetler attı. Oysa ben ne dolaplar çevirdiğinizi iki gündür biliyorum. Bile bile yalan söylediniz.” İçerikli tivitiyle PKK’nın açıklamasında “Dilşah Ercan görevinin başında” açıklamasıyla örtüşen çizgiye geldi. CHP liderinin böyle bir açıklamayı neden yaptığı, nasıl yapabildiği izaha muhtaç, kendisi açısından.
Çünkü o açıklamanın dayandığı şey terör örgütü açıklaması görünüyor!
PKK’nın Rudav isimli örgüt yayın organındaki açıklaması:
“Zozan Tolan görevinin başındadır..
“AKP-MHP hükümeti, bu eylemi yapan arkadaşımızın ismini tespit edememiştir, buda istihbaratta ne kadar zayıf olduklarını göstermektedir. AKP-MHP hükümeti Zozan Tolan arkadaşımızın bu eylemde olmadığını bilmesine rağmen bilinçli bir şekilde Zozan arkadaşımızın ismini vermiş, ailesine ve farklı çevrelere karşı baskı aracı olarak kullanmak istemiştir. Zozan arkadaşımızın bu olayla herhangi bir ilgisi yoktur, görevinin başındadır.”
Tuhaf değil mi?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamasına cevap ise Süleyman Soylu’dan geldi. Soylu, “Kılıçdaroğlu; İki gün PKK’nın ipini bekledin. Bizi yine şaşırtmadın. Sizin bu devletle bir meseleniz var. Yapılan saldırıyı ilk önce adamların DEAŞ'a yıktı. Tutmayınca adamların "cinnet geçiren bir kadın Polis" yalanına sarıldı. Derdiniz, ortağınız PKK'yı kurtarmak. Yani terör örgütünün tespiti imkansız Suriyeli isim verip, "Zozan arkadaşımızın (yani Dilşah Ercan) bu olayla herhangi bir ilgisi yoktur, görevinin başındadır." demesine sığınmaktan bile utanmıyorsun. 6’lı masada sıkıştın PKK’ya sığındın Yazıklar olsun...
Şimdi ana fikriniz ne? Ne demiş oldunuz... PKK'nın gazetecilerini savunmak yetmedi, bir de PKK'nın basın sözcülüğüne mi soyundunuz? "Görevinin başında" dedikleri, görev ne? Madem PKK adına konuşuyorsunuz, bunu da siz açıklamalısınız...”