Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Metalurji ve malzeme Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Doç. Dr. Gülşen Tozsin Durmaz, Erzurum’un Oltu İlçesinde çıkarılan Oltu taşı atıklarının tekrar işlenerek ülke ekonomisine kazandırılması konusunda çalışmalarını anlattı.
Gülşen Tozsin Durmaz, 2015 yılında Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı (KUDAKA) tarafından desteklenen Oltu taşının minimum tespitine yönelik çalışması hakkında bilgi vererek, “Ekibimizle birlikte çalışmalarımıza devam ederken gördük ki aslında Oltu taşının hem ocaktan çıkarılması esnasında ve hem de atölyelerde işlenmesi esnasında çıkan potansiyellerin büyük ölçüde atık olduklarını gördük. Yüzde doksan beşlik gibi büyük bir oran atık olarak ortaya çıkıyor. Yalnızca yüzde beşlik küçük bir kısmının ürüne yönelik çalışmalarını tespit ettik. Bu kapsamda bizlerde ikinci proje oluştu. 2019 yılında KUDAKA destekli Oltu taşı atıklarından ürün elde edilmesine yönelik bir proje ekibimizle proje çalışmalarına başladık” dedi.
Öncelik olarak Gürcü taşı denilen Oltu taşına benzer ürünü yerinde görmek amacıyla Gürcistan’a teknik ziyaret yaptıklarını dile getiren Gülşen Tozsin Durmaz, “Kehribar taşının üretim şamalarını görmek amacıyla çeşitli ülkelere ziyaretlerimiz oldu. Türkiye’ye döndüğümüzde bilgi birikimimiz ile belli sıcaklık ve basınçta çalışan bir pres tasarladık ve pres üretimine Ankara’da bir firmada bunu yaptırdık. İki yıla yakın yapılan çalışmalarda gördük ki Oltu taşı atıklarından ürün elde etmek, atıkları ürüne dönüştürmek mümkün. İki tip ürün gelişimi sağlandı. Birincisi protatip denilen ürün Oltu taşının tamamen benzeri olacak yüzde yüz doğal yani her hangi bir katkı maddesi eklenmeksizin oluşturulan ürünler, ikincisi ise yüzde seksen beş Oltu taşı atıklarından üretilen sadece çok az bir katkı maddesi kullanılarak üretim yapılabiliyor olmasıdır. Bizim amacımız şudur, Oltu taşı çok ince damarlar halinde ocaktan çıkarılıyor ve atıkları çok oluyor, ayrıca ocak giriş yerleri çok dar oluyor, bu da ince taneler halinde çıkarılıyor, atıklar preslerde farklı kalıplarda veya farklı büyüklükte üretimler yapılabiliyor. Ürünler istenilen ebatlarda olabiliyor. Bu da ürün çeşitliliğini artırıyor. Ekonomik olarak atıklar değer kazanmış oluyor. Umarız hem Erzurum ve hem de ülkemiz için üretim sürecinde katkımız olur” diye konuştu. İHA
Gülşen Tozsin Durmaz, 2015 yılında Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı (KUDAKA) tarafından desteklenen Oltu taşının minimum tespitine yönelik çalışması hakkında bilgi vererek, “Ekibimizle birlikte çalışmalarımıza devam ederken gördük ki aslında Oltu taşının hem ocaktan çıkarılması esnasında ve hem de atölyelerde işlenmesi esnasında çıkan potansiyellerin büyük ölçüde atık olduklarını gördük. Yüzde doksan beşlik gibi büyük bir oran atık olarak ortaya çıkıyor. Yalnızca yüzde beşlik küçük bir kısmının ürüne yönelik çalışmalarını tespit ettik. Bu kapsamda bizlerde ikinci proje oluştu. 2019 yılında KUDAKA destekli Oltu taşı atıklarından ürün elde edilmesine yönelik bir proje ekibimizle proje çalışmalarına başladık” dedi.
Öncelik olarak Gürcü taşı denilen Oltu taşına benzer ürünü yerinde görmek amacıyla Gürcistan’a teknik ziyaret yaptıklarını dile getiren Gülşen Tozsin Durmaz, “Kehribar taşının üretim şamalarını görmek amacıyla çeşitli ülkelere ziyaretlerimiz oldu. Türkiye’ye döndüğümüzde bilgi birikimimiz ile belli sıcaklık ve basınçta çalışan bir pres tasarladık ve pres üretimine Ankara’da bir firmada bunu yaptırdık. İki yıla yakın yapılan çalışmalarda gördük ki Oltu taşı atıklarından ürün elde etmek, atıkları ürüne dönüştürmek mümkün. İki tip ürün gelişimi sağlandı. Birincisi protatip denilen ürün Oltu taşının tamamen benzeri olacak yüzde yüz doğal yani her hangi bir katkı maddesi eklenmeksizin oluşturulan ürünler, ikincisi ise yüzde seksen beş Oltu taşı atıklarından üretilen sadece çok az bir katkı maddesi kullanılarak üretim yapılabiliyor olmasıdır. Bizim amacımız şudur, Oltu taşı çok ince damarlar halinde ocaktan çıkarılıyor ve atıkları çok oluyor, ayrıca ocak giriş yerleri çok dar oluyor, bu da ince taneler halinde çıkarılıyor, atıklar preslerde farklı kalıplarda veya farklı büyüklükte üretimler yapılabiliyor. Ürünler istenilen ebatlarda olabiliyor. Bu da ürün çeşitliliğini artırıyor. Ekonomik olarak atıklar değer kazanmış oluyor. Umarız hem Erzurum ve hem de ülkemiz için üretim sürecinde katkımız olur” diye konuştu. İHA