Başlıkta kitabımın adını biraz kısalttım, tam adı ‘Okullar Değil, Okulların İçindeki Hikâyeler’…
Adından da anlaşılacağı gibi okullarda yaşanan bazen dokunaklı, acıklı, çarpıcı ve bazen de insanı güldüren ama her defasında içimizi ısıtan hikâyeleri içeriyor bu kitap.
Öğretmenlerin, öğrencilerin, velilerin baş rolde olduğu hikâyeler…
Ve aslında bir ‘derleme’ çalışması; kitabımdaki 34 hikâyenin çoğu başkalarının başından geçmiş gerçek olaylar. Anılar yani…
Okul öncesi çağdaki çocukların, ilkokulluların, ortaokulluların, liselilerin, üniversitelilerin yaşadığı ve insanın yüreğine dokunan gerçek olaylar…
İçimizden, bildiğimiz insanların kahramanlıkları var bu kitabımda da…
★★
Nasıl özetlesem?..
Haziran biterken PEGEM Akademi Yayınları’ndan çıkan kitabımın arka kapağında kısa iki paragraf ve bir de kısa takdim yazısı var.
O kısımda kitabımın var oluş gerekçesini şöyle açıkladım:
“Bu kitapta okuyacağınız hikâyeleri hem devlet okullarında hem de özel sektörde öğretmenlik ve yöneticilik yapmış, mütevazı deneyimler edinmiş bir eğitimci olarak; eğitimin, okulun, özellikle de ‘özel okul ve özel öğretim’ algısının ülkemizde akıl-mantık mizanına çekilmesi bağlamında dikkate değer buluyorum. Başka bir deyişle; bu hikâyelerin ortaya çıkardıkları şeyler, bütün yüreklere ve bütün gönüllere seslenen, çağlar üstü, yerel çerçevelerin ve sınıfsal farklılıkların çok ilerisine geçebilen, insancıl ve evrensel referanslardır…
Ve yine bu kitapta okuyacağınız hikâyeleri etkileyici yapan yanları, onların çok nadir yaşanan şeyler olmaları değil, aksine her yerde yaşanabilecek olaylar olmalarıdır.
Bu, güzel bir olasılık…
İçlerinden yoksulluk, yoksunluk, şefkat, merhamet, azim, mücadele ve mucize geçen bu hikâyeler; metropollerdeki lüks kolej kampüslerinde de yaşanabilir, taşrada, en uzak ve en ıssız kasabalarda ve köylerde de… Hiç fark etmez; okul varsa, öğrenciler kapısından girebiliyorsa ve gerçek, asil, idealist, mucizevi öğretmenlerden biri veya birkaçı o okuldaysa…
İşte bu hikâyeler, oralarda oluşur.”
dedim.
Arka kapakta yer alan kısa takdimdeyse Giresun Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden çok değerli akademisyen, Öğretim Üyesi Doçent Doktor Bünyamin Çetinkaya sağ olsun iltifat etmiş ve kitabımla ilgili “Savaşkan İlmak, bu muhteşem kitabıyla okul çevresindeki en özel yaşanmışlıkları Dede Korkut Hikayeleri tadında ve yine kendi etkileyici üslubuyla yorumlayarak okurlarına aktarıyor. Her hikâyeden devasa dersler çıkardım kendi namıma. Eğitim cephesindeki bu büyük komutanın sahip olduğu tek yaveriyle -koskocaman yüreğiyle- ortaya koyduğu bu eseri tüm öğretmenlerin ve öğrenmeyi sevenlerin, başucunda tutacağına inancım tam...
Var olsun...” yorumunu okurlarla paylaşmış.
Gerçekten dediği gibiyse, gerçekten ürünümle Dede Korkut hikâyeleri tadını, hazzı doğurabilmişsem ne mutlu bana.
O onur bana ömür boyu yeter.
Fakat galiba iltifat yanı ağır basıyor.
Bünyamin Hoca, öğretmenler yetiştiren bir bilge olarak benim yeteneğimden ziyade kitabımın içindeki hikâyelerin insan sıcaklığını ölçmüş aslında.
“Bunlar 37 derece santigrat” demek istemiş herhalde.
Sağ olsun, var olsun!
Kitabımdaki beş hikâyenin -dolayısıyla üniversite düzeyinde ama yine de tabii okul çatısı altında yaşanmış örneklerinin tümünün- Doç. Dr. Bünyamin Çetinkaya çevresinde geliştiğini, baş rolde hep onun yer aldığını söylemeliyim.
Ama aziz ve kadim dostumun, güzel arka kapak yorumunu kendi güzel hikâyelerine dayandırdığını hiç düşünmüyorum; zira o takdimini matbuata ilettikten çok sonra üniversiteli hikâyelerini de bu kitaba eklemeye birlikte karar verdik…
★★
İlelnihaye:
Ben bir eğitimci olarak önce meslektaşlarıma, öğretmenlere ve yöneticilere; sonra öğrencilere ve en sonunda annelere, babalara, velilere seslendim bu kitabımda. Ama itiraf edeyim, benim yazar ve derlemeci olarak esas hedef kitlem ‘eğitim fakültelerindeki öğrenciler’. Geleceğin öğretmenleri yani… Bugün öğretmenlik eğitimi alan üniversitelilerin, ileride atanacakları okullarda nelerle ve hangi sarsıcı gerçeklerle karşılaşacaklarını, hikâye edilmiş halde, azıcık erkenden okuyarak deneyimlemeleri, kim bilir belki biraz da bu kitapla mümkün olur.
Yine yolu okuldan geçen herkesin bilmesi gereken bir gerçek var:
Okulun bir yapı olarak biçimi, işlevselliği, ergonomisi, donanımı vs. elbette önemlidir…
Ama okullarda gerçekleşen hikâyeler, okul binalarının ve konforun çok çok üzerindedir. Orada yaşadıklarımız ve orada eğer tanık olabilirsek insancıl dokunuşlar; hayatımızı, geleceğimizi, eğitim algımızı biçimlendiriyor ve işte bu kritik boyuta olumlu bir düzen verebilirsek, eksiklikler ve kusurlar çok daha kolay aşılabiliyor. Nitekim, kitabımda bunun örnekleri sıralanıyor. Derlediğim gerçek olaylar, kısa anlatılar halinde şu mesaja vurgu yapıyor:
“Mucizeler, okullarda her zaman mümkün ve onlar, sanıldığı kadar uzağımızda değiller”!
★★
Eğer lütfeder, konuya ilgi duyar ve kitabımı okumak isterseniz ‘Okullar Değil, Okulların İçindeki Hikâyeler’ için herhangi bir internet kitap dağıtımcısından yardım almanız gerekiyor ki bu da oldukça kolay. Salgın koşullarında kitapların genellikle kitapçı raflarında değil, internetteki sanal raflarda okura sunulduğunu zaten biliyorsunuz.
PEGEM Akademi Yayınları’nın https://www.pegem.net internet sayfasına giriş yaptıktan sonra açılış sayfasının üst kısmındaki ‘Hangi kitabı arıyorsun?’ kutucuğuna ‘Okullar Değil, Okulların İçindeki Hikâyeler’ yazıp iki üç adımlık işlemi sürdürerek sipariş verebiliyorsunuz.
Ne diyeyim o halde?
Size okullarla ilgili anlatacağım o kadar çok şey var ki...
Kitabımda, hikâyeler arasında buluşmak üzere…
★★
Kitap adı: Okullar Değil, Okulların İçindeki Hikâyeler
Yayınevi: PEGEM Akademi Yayınları
Sayfa sayısı: 177
Basım tarihi ve yeri: Haziran-2021, Ankara
ISBN: 978-625-7582-06-3
Adından da anlaşılacağı gibi okullarda yaşanan bazen dokunaklı, acıklı, çarpıcı ve bazen de insanı güldüren ama her defasında içimizi ısıtan hikâyeleri içeriyor bu kitap.
Öğretmenlerin, öğrencilerin, velilerin baş rolde olduğu hikâyeler…
Ve aslında bir ‘derleme’ çalışması; kitabımdaki 34 hikâyenin çoğu başkalarının başından geçmiş gerçek olaylar. Anılar yani…
Okul öncesi çağdaki çocukların, ilkokulluların, ortaokulluların, liselilerin, üniversitelilerin yaşadığı ve insanın yüreğine dokunan gerçek olaylar…
İçimizden, bildiğimiz insanların kahramanlıkları var bu kitabımda da…
★★
Nasıl özetlesem?..
Haziran biterken PEGEM Akademi Yayınları’ndan çıkan kitabımın arka kapağında kısa iki paragraf ve bir de kısa takdim yazısı var.
O kısımda kitabımın var oluş gerekçesini şöyle açıkladım:
“Bu kitapta okuyacağınız hikâyeleri hem devlet okullarında hem de özel sektörde öğretmenlik ve yöneticilik yapmış, mütevazı deneyimler edinmiş bir eğitimci olarak; eğitimin, okulun, özellikle de ‘özel okul ve özel öğretim’ algısının ülkemizde akıl-mantık mizanına çekilmesi bağlamında dikkate değer buluyorum. Başka bir deyişle; bu hikâyelerin ortaya çıkardıkları şeyler, bütün yüreklere ve bütün gönüllere seslenen, çağlar üstü, yerel çerçevelerin ve sınıfsal farklılıkların çok ilerisine geçebilen, insancıl ve evrensel referanslardır…
Ve yine bu kitapta okuyacağınız hikâyeleri etkileyici yapan yanları, onların çok nadir yaşanan şeyler olmaları değil, aksine her yerde yaşanabilecek olaylar olmalarıdır.
Bu, güzel bir olasılık…
İçlerinden yoksulluk, yoksunluk, şefkat, merhamet, azim, mücadele ve mucize geçen bu hikâyeler; metropollerdeki lüks kolej kampüslerinde de yaşanabilir, taşrada, en uzak ve en ıssız kasabalarda ve köylerde de… Hiç fark etmez; okul varsa, öğrenciler kapısından girebiliyorsa ve gerçek, asil, idealist, mucizevi öğretmenlerden biri veya birkaçı o okuldaysa…
İşte bu hikâyeler, oralarda oluşur.”
dedim.
Arka kapakta yer alan kısa takdimdeyse Giresun Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden çok değerli akademisyen, Öğretim Üyesi Doçent Doktor Bünyamin Çetinkaya sağ olsun iltifat etmiş ve kitabımla ilgili “Savaşkan İlmak, bu muhteşem kitabıyla okul çevresindeki en özel yaşanmışlıkları Dede Korkut Hikayeleri tadında ve yine kendi etkileyici üslubuyla yorumlayarak okurlarına aktarıyor. Her hikâyeden devasa dersler çıkardım kendi namıma. Eğitim cephesindeki bu büyük komutanın sahip olduğu tek yaveriyle -koskocaman yüreğiyle- ortaya koyduğu bu eseri tüm öğretmenlerin ve öğrenmeyi sevenlerin, başucunda tutacağına inancım tam...
Var olsun...” yorumunu okurlarla paylaşmış.
Gerçekten dediği gibiyse, gerçekten ürünümle Dede Korkut hikâyeleri tadını, hazzı doğurabilmişsem ne mutlu bana.
O onur bana ömür boyu yeter.
Fakat galiba iltifat yanı ağır basıyor.
Bünyamin Hoca, öğretmenler yetiştiren bir bilge olarak benim yeteneğimden ziyade kitabımın içindeki hikâyelerin insan sıcaklığını ölçmüş aslında.
“Bunlar 37 derece santigrat” demek istemiş herhalde.
Sağ olsun, var olsun!
Kitabımdaki beş hikâyenin -dolayısıyla üniversite düzeyinde ama yine de tabii okul çatısı altında yaşanmış örneklerinin tümünün- Doç. Dr. Bünyamin Çetinkaya çevresinde geliştiğini, baş rolde hep onun yer aldığını söylemeliyim.
Ama aziz ve kadim dostumun, güzel arka kapak yorumunu kendi güzel hikâyelerine dayandırdığını hiç düşünmüyorum; zira o takdimini matbuata ilettikten çok sonra üniversiteli hikâyelerini de bu kitaba eklemeye birlikte karar verdik…
★★
İlelnihaye:
Ben bir eğitimci olarak önce meslektaşlarıma, öğretmenlere ve yöneticilere; sonra öğrencilere ve en sonunda annelere, babalara, velilere seslendim bu kitabımda. Ama itiraf edeyim, benim yazar ve derlemeci olarak esas hedef kitlem ‘eğitim fakültelerindeki öğrenciler’. Geleceğin öğretmenleri yani… Bugün öğretmenlik eğitimi alan üniversitelilerin, ileride atanacakları okullarda nelerle ve hangi sarsıcı gerçeklerle karşılaşacaklarını, hikâye edilmiş halde, azıcık erkenden okuyarak deneyimlemeleri, kim bilir belki biraz da bu kitapla mümkün olur.
Yine yolu okuldan geçen herkesin bilmesi gereken bir gerçek var:
Okulun bir yapı olarak biçimi, işlevselliği, ergonomisi, donanımı vs. elbette önemlidir…
Ama okullarda gerçekleşen hikâyeler, okul binalarının ve konforun çok çok üzerindedir. Orada yaşadıklarımız ve orada eğer tanık olabilirsek insancıl dokunuşlar; hayatımızı, geleceğimizi, eğitim algımızı biçimlendiriyor ve işte bu kritik boyuta olumlu bir düzen verebilirsek, eksiklikler ve kusurlar çok daha kolay aşılabiliyor. Nitekim, kitabımda bunun örnekleri sıralanıyor. Derlediğim gerçek olaylar, kısa anlatılar halinde şu mesaja vurgu yapıyor:
“Mucizeler, okullarda her zaman mümkün ve onlar, sanıldığı kadar uzağımızda değiller”!
★★
Eğer lütfeder, konuya ilgi duyar ve kitabımı okumak isterseniz ‘Okullar Değil, Okulların İçindeki Hikâyeler’ için herhangi bir internet kitap dağıtımcısından yardım almanız gerekiyor ki bu da oldukça kolay. Salgın koşullarında kitapların genellikle kitapçı raflarında değil, internetteki sanal raflarda okura sunulduğunu zaten biliyorsunuz.
PEGEM Akademi Yayınları’nın https://www.pegem.net internet sayfasına giriş yaptıktan sonra açılış sayfasının üst kısmındaki ‘Hangi kitabı arıyorsun?’ kutucuğuna ‘Okullar Değil, Okulların İçindeki Hikâyeler’ yazıp iki üç adımlık işlemi sürdürerek sipariş verebiliyorsunuz.
Ne diyeyim o halde?
Size okullarla ilgili anlatacağım o kadar çok şey var ki...
Kitabımda, hikâyeler arasında buluşmak üzere…
★★
Kitap adı: Okullar Değil, Okulların İçindeki Hikâyeler
Yayınevi: PEGEM Akademi Yayınları
Sayfa sayısı: 177
Basım tarihi ve yeri: Haziran-2021, Ankara
ISBN: 978-625-7582-06-3