Zirvenin iki ortağı kapıştı Antakya Atatürk Stadı’nda…
Bazı bölümler hariç tatsız tuzsuz bir maçtı, Hatay’la Erzurum’un mücadelesi…
***
Hatayspor tribünlerine bakınca 1997-1998 sezonu aklıma geldi.
Erzurumspor, iç sahadaki Elazığspor maçında şampiyonluk kupasına kavuşurken, tribünler cıvıl cıvıldı.
Çocuğu genci, kadını erkeği, yaşlısı genci herkes Kazım Karabekir Stadı’nın tribünlerini bayram yerine çevirmişti.
Hatay tribünlerine bakınca o an hafızamda mazi canlandı.
***
Hakikaten Hatay da inanmış şampiyonluğa…
Tabi BB Erzurumspor’da işi uzatmak ve şansı Play-Off’a bırakmanın niyetinde olmadığı için Dadaşlar bir sezon aradan sonra ilk ikide yer alarak dönmek istiyor Süper Lige…
Daha ikinci dakikada Rayane Aabid’in serbest vuruşunda kaleci Sehic gole izin vermeyince, mücadelenin gollü geçeceğini bize haber verir gibiydi.
Tabi 35. Dakikaya kadar Dadaş ‘elim kolum’ diyene kadar Hatayspor daha bir baskın gözüktü.
Milyonluk kramponlara sahip Erzurumspor, lider rakibi karşısında çok tutuk bir görüntü sergiledi.
35’ten sonra İbrahim Akdağ’ın orta sahada ağırlığını hissettirmesi, Juju, Obe ve Sissoko gibi klas ayakların kendini hissettirmeleriyle birlikte ibre Erzurumspor’dan yana dönmeye başladı.
***
Dadaş’ın ufak bir canlanması bile Hatay’a ‘geri vites’ yaptırdı.
BB Erzurumspor’da taraftara, “Parayı pulu bir kenara bıraktık. Tartışmaları unuttuk, o kupayı Erzurum’a getireceğim” diye haykıran İbo’nun yürekli mücadelesi, Obe, Juju ve Sissoko klas hareketleriyle Hatayspor ‘One Munite (bir dakika) ’ dedi.
***
Dadaşın oyuna ağırlığını koymasıyla Hatayspor’da ‘Ne oluyoruz, biraz topa basalım’ demeye başladı.
Yani artık ‘Hurra’ diyerek gözü kapalı saldırmadı Erzurumspor’a…
Çünkü Hatay baktı ki, ‘Kalemde göreceğim bir golün telafisi yok’ başladı, kontrollü oynamaya…
***
Her ne kadar bir çok maçını 1-0 kazansa dahi, özellikle Hatayspor kendi evinde çok gol pozisyonu üreten bir takım…
Gökhan Karadeniz, Selim Ilgaz, Caner Hüseyin Bağ gibi tehlikeli ayaklara sahip Akdeniz temsilcisi…
***
Ama tabi tüm bunları konuşurken, Teknik Patron Erkan Sözeri’nin de dersine iyi çalıştığını açık yüreklilikle söyleyebiliriz.
Çünkü Hatay’ın hocası Mehmet Altıparmak’ın tek maçlı finallerde şanslı ve becerikli olduğunu bilmeyenimiz yok içimizde.
Ama Erkan Hoca’nın ne yapacağını da merak etmiyor değildik.
Erkan Hoca, kendisi de itiraf ettiği gibi İstanbul ve Altınordu gibi kendi adına iki vukuatlı maçı vardı.
Erkan Hoca, “Taraftarın akınına kapıldım. Bunda da hata yaptım. Ben daha sabırlı olmalıydım ve sakin kalmalıydım” diyerek kendisini eleştirmişti.
Evet! Erkan Hoca kendisini eleştirmekte çok haklı, çünkü iki maçta kaybedilen toplam 5 puanı hanemize yazdırmış olsaydık, şimdi 1 puan farkla liderdik.
Evet! İşe o Erkan Hoca, bu kez maceraya atılmadı.
Takımının oyun üstünlüğünü ele geçirdiği dakikalarda da talebelerinin çok dikkatli olmasını sağladı.
Sadece biraz dikkatsiz olan biri vardı o da Emrah’tı…
Adana maçında 7 net fırsattan yararlanamadığı maçta bile eleştirmediğim Emrah’ı, Cumartesi günkü beceriksizce kaçırdığı gol nedeniyle eleştiriyorum.
Emrah gibi klas bir krampona ve yetenekli oyuncuya hiç yakışmadı kaçırdığı gol…
Çünkü Sissoko, Emrah’a ‘Alda at’ dediği topu, kaleci Akın’a ikram etti Emrah…
Yani o pozisyon gol olsa inanın, maçın seyri bir başka olurdu.
Emrah’ın kaçırdığı golden sonra son dakikada Mesut Çaytemel’in direkte patlayan şutu yüreğimizi ağzımıza getirdi.
Az kalsın, futbolda ‘Atamayan atarlar’ sözü gerçek oluyordu.
Allah’tan o top direkten döndü de Erzurumspor’un selameti açısından iyi oldu.
Evet! Deplasmanda hem de lider takım karşısında alınan beraberlik hiçte fena bir skor değil.
Çünkü ikili averajda da avantajımızı koruduk.
Evet! Erkan Hoca dersine iyi çalışmış.
Lider Hatayspor’u iyi çözmüş.
Şampiyonluk yolunda kazanamıyorsa kaybetmeyeceksin.
Bana göre Erzurumspor’da Cumartesi günü bunu başardı.
Hocaya tek eleştirim, Juju, Obe ve Sissoko gibi üç önemli oyuncusu maçta değiştirmesi oldu.
Belki üçünden birini 90 dakika sahada tutma lüksü olabilirdi.
Artık yarın saat 16:30’da kısmet Karagümrük maçına diyerek, koşalım tribünlere…
Bazı bölümler hariç tatsız tuzsuz bir maçtı, Hatay’la Erzurum’un mücadelesi…
***
Hatayspor tribünlerine bakınca 1997-1998 sezonu aklıma geldi.
Erzurumspor, iç sahadaki Elazığspor maçında şampiyonluk kupasına kavuşurken, tribünler cıvıl cıvıldı.
Çocuğu genci, kadını erkeği, yaşlısı genci herkes Kazım Karabekir Stadı’nın tribünlerini bayram yerine çevirmişti.
Hatay tribünlerine bakınca o an hafızamda mazi canlandı.
***
Hakikaten Hatay da inanmış şampiyonluğa…
Tabi BB Erzurumspor’da işi uzatmak ve şansı Play-Off’a bırakmanın niyetinde olmadığı için Dadaşlar bir sezon aradan sonra ilk ikide yer alarak dönmek istiyor Süper Lige…
Daha ikinci dakikada Rayane Aabid’in serbest vuruşunda kaleci Sehic gole izin vermeyince, mücadelenin gollü geçeceğini bize haber verir gibiydi.
Tabi 35. Dakikaya kadar Dadaş ‘elim kolum’ diyene kadar Hatayspor daha bir baskın gözüktü.
Milyonluk kramponlara sahip Erzurumspor, lider rakibi karşısında çok tutuk bir görüntü sergiledi.
35’ten sonra İbrahim Akdağ’ın orta sahada ağırlığını hissettirmesi, Juju, Obe ve Sissoko gibi klas ayakların kendini hissettirmeleriyle birlikte ibre Erzurumspor’dan yana dönmeye başladı.
***
Dadaş’ın ufak bir canlanması bile Hatay’a ‘geri vites’ yaptırdı.
BB Erzurumspor’da taraftara, “Parayı pulu bir kenara bıraktık. Tartışmaları unuttuk, o kupayı Erzurum’a getireceğim” diye haykıran İbo’nun yürekli mücadelesi, Obe, Juju ve Sissoko klas hareketleriyle Hatayspor ‘One Munite (bir dakika) ’ dedi.
***
Dadaşın oyuna ağırlığını koymasıyla Hatayspor’da ‘Ne oluyoruz, biraz topa basalım’ demeye başladı.
Yani artık ‘Hurra’ diyerek gözü kapalı saldırmadı Erzurumspor’a…
Çünkü Hatay baktı ki, ‘Kalemde göreceğim bir golün telafisi yok’ başladı, kontrollü oynamaya…
***
Her ne kadar bir çok maçını 1-0 kazansa dahi, özellikle Hatayspor kendi evinde çok gol pozisyonu üreten bir takım…
Gökhan Karadeniz, Selim Ilgaz, Caner Hüseyin Bağ gibi tehlikeli ayaklara sahip Akdeniz temsilcisi…
***
Ama tabi tüm bunları konuşurken, Teknik Patron Erkan Sözeri’nin de dersine iyi çalıştığını açık yüreklilikle söyleyebiliriz.
Çünkü Hatay’ın hocası Mehmet Altıparmak’ın tek maçlı finallerde şanslı ve becerikli olduğunu bilmeyenimiz yok içimizde.
Ama Erkan Hoca’nın ne yapacağını da merak etmiyor değildik.
Erkan Hoca, kendisi de itiraf ettiği gibi İstanbul ve Altınordu gibi kendi adına iki vukuatlı maçı vardı.
Erkan Hoca, “Taraftarın akınına kapıldım. Bunda da hata yaptım. Ben daha sabırlı olmalıydım ve sakin kalmalıydım” diyerek kendisini eleştirmişti.
Evet! Erkan Hoca kendisini eleştirmekte çok haklı, çünkü iki maçta kaybedilen toplam 5 puanı hanemize yazdırmış olsaydık, şimdi 1 puan farkla liderdik.
Evet! İşe o Erkan Hoca, bu kez maceraya atılmadı.
Takımının oyun üstünlüğünü ele geçirdiği dakikalarda da talebelerinin çok dikkatli olmasını sağladı.
Sadece biraz dikkatsiz olan biri vardı o da Emrah’tı…
Adana maçında 7 net fırsattan yararlanamadığı maçta bile eleştirmediğim Emrah’ı, Cumartesi günkü beceriksizce kaçırdığı gol nedeniyle eleştiriyorum.
Emrah gibi klas bir krampona ve yetenekli oyuncuya hiç yakışmadı kaçırdığı gol…
Çünkü Sissoko, Emrah’a ‘Alda at’ dediği topu, kaleci Akın’a ikram etti Emrah…
Yani o pozisyon gol olsa inanın, maçın seyri bir başka olurdu.
Emrah’ın kaçırdığı golden sonra son dakikada Mesut Çaytemel’in direkte patlayan şutu yüreğimizi ağzımıza getirdi.
Az kalsın, futbolda ‘Atamayan atarlar’ sözü gerçek oluyordu.
Allah’tan o top direkten döndü de Erzurumspor’un selameti açısından iyi oldu.
Evet! Deplasmanda hem de lider takım karşısında alınan beraberlik hiçte fena bir skor değil.
Çünkü ikili averajda da avantajımızı koruduk.
Evet! Erkan Hoca dersine iyi çalışmış.
Lider Hatayspor’u iyi çözmüş.
Şampiyonluk yolunda kazanamıyorsa kaybetmeyeceksin.
Bana göre Erzurumspor’da Cumartesi günü bunu başardı.
Hocaya tek eleştirim, Juju, Obe ve Sissoko gibi üç önemli oyuncusu maçta değiştirmesi oldu.
Belki üçünden birini 90 dakika sahada tutma lüksü olabilirdi.
Artık yarın saat 16:30’da kısmet Karagümrük maçına diyerek, koşalım tribünlere…