Manolya BULUT-PUSULA
Gazze Sağlık Bakanlığı, İsrail güçlerinin el-Ehli Baptist Hastanesi’nde hava saldırısında en az 500 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Saldırı dünyayı ayağa kaldırdı. Erzurum’da da kadınlar bir araya gelerek yaptığı basın açıklamasıyla İsrail’e tepki gösterdi.
KADAMA Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Canan Uçar,
Palandöken İnovasyon Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Işılay Çakır, İpekyolu Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Suna Alim ile Nene Hatun Kadın Kooperatifi ve Pasinler Kadın Kooperatifi üyeleri Çifte Minareli Medrese önünde bir araya geldi.
Grup adına konuşan KADAMA Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Canan Uçar, “Gazze’den gelen bir haber hepimizi derinden sarstı. Bundan bir süre önce yaşadığı
terör saldırısını basamak yaparak teröre karşı savaş iddiasıyla yola çıkan İsrail’in, içinde
çocuklar ve kadınların bulunduğu bir hastaneyi bombalaması ve savaş suçu işleyerek sivilleri
hedef alan gaddarlığı devlet eliyle terörizme dönüşmüştür. Bunun adı düpedüz terördür. Bu
insanlığa karşı işlenen bir savaş suçudur.İsrail, hastaneyi bilerek ve isteyerek hedef alarak sadece Filistin’le bir arada yaşama hukukunu zedelemedi, tüm dünyanın bir arada yaşama hukukunu zedeledi. Bu yüzden hükümet, tüm İsraillileri bulundukları ülkelerden ayrılmaya teşvik ediyor. Bugün yaşanan katliamdan sadece İsrail değil, Filistin’in işgalini normalleştiren tüm dünya sorumludur.Dün yaşananlar tarihi bir ibret vesikası olarak İsrail adına utanç vesilesidir. 1938’de Almanya da yaşayan Yahudilerin yaşadıklarının günümüze uyarlanmış halidir ve ne acı ki, Hitlerin Kristal Gece’sinin mağdurları bugünün failleri olmuştur” dedi.
‘Hitlerin durduğu nokta bugün Netanyahu’nundur’
Adolf Hitler’in Yahudi Soykırımı’nı hatırlatan Uçar, “Hatırlatılmalıdır ki, 1939’da Hitler, tüm dünya liderlerinin görüşmek istediği makul görülen biriydi fakat zaman ilerlediğinde aynı figür, tüm dünyanın nefretiyle anıldı. O gün Hitlerin durduğu nokta bugün Netanyahu’nundur. Katil Netanyahu zamanımızın Hitler’idir. Bugün medeni olduğunu iddia eden her ülke, her örgüt ve her insan bu gidişata dur demelidir yoksa bugün savunduğu değerleri inkâr etmiş olacaktır. Dün Hitler’in ülkelerini işgaline ses çıkarmayan ülkeler nasıl bunun bedelini 2. Dünya Savaşı’na girerek kendi halklarının ödemesine sebep oldularsa şimdi, dünkü büyük soykırımın acıları üzerinden bugünün terörünü aklayamazlar. Bugün, içinde Filistin olmayan demokratik söylemlerin vadesi dolmuştur. Batı'nın Ortadoğu'da bir çiçek gibi büyütüp beslediği yapı bugün bir çıbana dönüşmektedir. Bu süreçte bir şekilde Batı, İsrail’in savaş suçu işlediğini kabul edecek ve aynı Batı, İsrail'in BM ve birçok anlaşmaya göre işgalci olduğunu da kabul ediyor. Fakat bu doğrultuda harekete geçmiyor. Bu yüzden bugün İsrail'in kınanması hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. İsrail devletinin Filistin halkına yaptığı insanlık dışı muameleyi, Yahudilerin maruz kaldıkları acıları kullanarak meşrulaştırmasından daha aşağılık bir şey düşünemiyorum. Tarihin neresinde olacağımıza tercihleriniz karar verir. Onurla anılacak bir tarih yazmak mümkündür, insan içine çıkılamayacak bir tarih de” diye konuştu.
‘İsrail, çözüm değil kıyım arayışındadır’
İsrail’in kadın ve çocukları bilerek hedef aldığını söyleyen Uçar, “Bir devlet bir eylem kararı alıyorsa bu eylemin siyasi bir hedefi olması gerekir. Bugün İsrail’in bilerek ve isteyerek bir hastaneyi bombalaması, tesadüf değil bir tercihtir. Bu tercihin siyasal hedefi Hamas karşısında aczini perdelemektir. İsrail, düşmanıyla baş edemediği için hasta, kadın ve çocukları hedef haline getirmiştir. Bir devletin “savaş” esnasında sadece ne kaybettiği değil, nasıl kaybettiği de önemlidir. Bu bağlamda günümüzde İsrail, Hamas nedeniyle büyük bir itibar zedelenmesi yaşamaktadır. MOSSAD ve İsrail askerleri üzerinden dünyada oluşturulan mit, bugün her açıdan sorgulanmaktadır. Bu mitin yıkılması, İsrail’e karşı olan birçok devlet ve devlet-dışı örgütlenmeye cesaret verecektir. Bunun farkına olan İsrail, caydırıcılığını tekrardan yaratmak için çözüm değil, kıyım arayışındadır. Tarihi ‘uzun vadeli’ okursanız değişimin kaçınılmaz olduğunu görürsünüz, fakat ‘kısa vadeli’ okursanız statükoyu olağanlaştırırsınız. Binlerce yıllık insanlık tarihi yüzlerce değişime şahit olmuştur. Bugün de artçı sarsıntıların yaşandığı bir değişimin arifesindeyiz. Sonuç olarak Nazi soykırımı sonrası dünya, “bir Yahudi devleti kurulmalı” çizgisine geldiği gibi bugün İsrail'in katliamı sonrası “bir Filistin devleti kurulmalı” çizgisine de gelebilir. Hiçbir gemi rüzgâra karşı yürüyemez. Halkımız dua, devletimiz barışın tesisi için bölgededir” ifadelerini kullandı.