Bir dönem Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürüten Mahmut Uykusuz, 17 yıl aradan sonra tekrar aday olarak sahalara döndü. İYİ Parti’nin Erzurum Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Mahmut Uykusuz, 17 yıldır aynı parti ile devam kararı alan Erzurum’un bu kez AK Parti’ye kırmızı kart göstereceğini düşünüyor. Uykusuz, ‘Erzurum için yıldız projelere gerek yok. Erzurum dize düşmüş, önce düştüğü yerden Erzurum’u kaldıracağım’ sözünü veriyor. İşte seçime dört kala Uykusuz’un mesajları.
---
17 yıl sonra seçim meydanlarına döndünüz. Aylardır her yere gittiniz, seçmenin gündemi ne?
Erzurum’un üç merkez, tüm ilçe ve köyleri dahil olmak üzere hepsini iki kez turladım. Erzurum’da ciddi bir işsizlik ve işsizliğin getirdiği yoksulluk, perişanlık var. Yıl olmuş 2019 hala suyu, kanalizasyonu, yolu olmayan ilçelerimiz, köylerimiz var. Vatandaşımız ciddi bunalımda, acil bir nefese ihtiyacı var. Bu nedenle bizim şu mahalli seçimlerde tansiyonu çok yükseltmeden, vatandaşın huzurunu daha fazla kaçırmadan, demokratik bir seçim yapmamız lazım. Bunun için ciddi gayretler göstermemiz lazım. Seçmenlerin ne olursa olsun sandığa gidip, iradelerini kullanmalarını istiyoruz. Sahada şunu net görüyoruz; insanlar düşüncelerini net olarak ifade edemiyorlar. Üzerlerinde korku var, baskı var, endişe var.
[caption id="attachment_151465" align="aligncenter" width="820"] Şehirde korku ve baskı var.[/caption]
Neden korkuyorlar?
İktidardan korkuyorlar. Devletin gücünü arkalarına alanların yaptıkları baskılar sonucu bu duruma gelmişler. Düşünün ki yoksulluk diz boyu, kırsalda hiçbir şey yapılmamış, tarım alanında, hayvancılık alanında köylü kendini paralamış ama karşılığını alamamış. Bunu dile getirmekte bile ürker duruma gelmiş. Yem fiyatları almış başını gitmiş, hayvanın ahırda beslemiş ama bugün o hayvan elinde kalmış. Bunun hesabını bile sormaktan çekinen köylümüz var.
Yerel sorunlar yerine genel sorunlar mı ön plana çıkıyor sahada?
Hayır, tabi ki yerelde sıkıntıları var. Ama önce ayakta kalması lazım ki yereli de ayırsın. Yoksullukla mücadele ediyor. Yolu çamur, suyu yok, kanalizasyonu yok. En temel ihtiyacı karşılanmamış ki yereli değerlendirme şansı olsun. Belediye başkanları görevlerini yapmamış ki bırakın asfaltı köylünün stabilize yolu yok yolu. Bu kış kendi gözlerimizle gördük. Bu kadar kar yağdı, tek bir karla mücadeleye denk gelmedik. Dediler ki Büyükşehir Belediyesinin mazot parası yok. 21. Yüzyılda karla mücadele yapamayan bir belediye var karşımızda. Bu halk 31 Mart’ta bu gidişe bir dur diyecek ve iktidarın kulağını da sert bir şekilde çekecek.
[caption id="attachment_151466" align="aligncenter" width="820"] Erzurum 17 senede dizlerinin üstüne düşmüş, fakirlik göç almış başını gitmiş.[/caption]
Yapılan anketlerde yüzde 14 ila 20 bandında bir kararsız seçmen ortaya çıkıyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Korku, endişe, baskıya bağlıyorum. O anketler gerçeği yansıtmıyor. İnsanlar anketçilere asıl düşüncelerini söylemiyorlar. Kayıt altına alınırız fikri hakim. Eğer iktidara oy vermeyecekse kararsızım diyor. 31 Mart’ta o perdenin arkasında gerekeni yapacak. Benim buna olan inancım çok fazla. Orada kağıt yok, seçmenin vicdanı ve kendi var.
İnsanlar Mahmut Uykusuz’a niye oy versin, ne vaat ediyorsunuz?
Çünkü İYİ olan biziz. Çünkü işin ehli olan biziz. Çünkü belediyeciliğini biz biliyoruz. Yandaşlarımızı zengin etmek için bu göreve talip değiliz. Benim Erzurum’a vefa borcum var. Bu halk 1999 yılında beni bu göreve layık gördü. Bana ve aileme onur yaşattılar. Benim bu vefa borcunu ödemem lazım, bu nedenle bir 5 yıl daha istiyorum. İnşallah 5 yıl sonunda göçü durdurulmuş, işsizliği ve yolsuzluğu son bulmuş, musluklarından su içilebilir bir şehir, havası solunabilir, trafiğinin rahatladığı bir şehir yani kısacası yaşanabilir bir şehir teslim etmek istiyorum. Gece gündüz demeden çalışıp vefa borcumu ödemek istiyorum.
Moda tabirle şehri uçuracak, çılgın projeniz var mı?
Yoo hayır öyle şehri uçuracak bir projem yok. Ama Erzurum’daki imarda yapılan hataların önüne geçeceğiz. Mağduriyetlerin önüne geçeceğiz. Bölgede ki işsizlik ve yoksulluğun önüne geçmek için çalışmalar yapacağız. Elbette belediyelerin asli görevlerinin dışında kadınlarımıza, gençlerimize çocuklarımıza yönelik projelerimizi devreye sokacağız. Fakat şehri uçuracak bir projemiz yok, neden mi? Çünkü Erzurum şu anda dizlerinin üstüne çökmüş. Önce şehri bir ayağa kaldırmamız lazım. Göçü durdurmamız lazım. İşsizliği sonlandırmamız lazım. Şehir bir ayağı kalksın, uçmasına gerek yok koşsa bize yeter.
İktidar tarafından en fazla topa tutulduğunuz konu HDP ile ittifak etmeniz. Sahada seçmen bu durumu nasıl değerlendiriyor? Erzurum’da ittifakınız var mı?
Böyle bir ittifak yok. Biz her partinin oyuna talibiz. Bizden kim hizmet almak istiyorsa biz onun oyuna talibiz. Bu şehirde kimin hangi partinin seçmeni olduğunu bilmiyoruz ki. Buna ihtiyaçta yok. Bu ülkede yaşayan herkes eşittir. Yasalarla kurulmuş her siyasi parti de eşittir. İsminin ne önemi var. Eğer mecliste temsil ediliyorsa, meclis başkan vekilliği yapabiliyorsa, milletvekilliğinden emekli olup emekli maaşı alabiliyorsa bütün siyasi partiler demek ki eşit. Terör başka bir şey particilik bambaşka bir şeydir. Elbette terörle mücadele edilmeli. Bayrağa, vatana kim saygısızlık yapıyorsa gereği yapılmalı. Bunları yapan her siyasi partide kişiler olabilir. Eğer bunları yapıyorlarsa devlet gereğini yapsın. Niye gereğini yapmıyorlar? Eğer bölücülük yapıyorsa devlet gereğini yapsın?
31 Mart’ta sandıktan nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
Koltuk değişecek. İktidara biz geleceğiz. Ezici bir üstünlük bekliyorum. Mihenk taşına vurulduğunda en iyi biz olduğumuz ortaya çıkacaktır. Çünkü biz millet için göreve gelmek istiyoruz. Erzurum’un öz kadroları, öz evlatları ile göreve geleceğiz. Yandaşları kalkındırmak, ceplerimizi doldurmak için gelmiyoruz. Ben bir dönem başkanlık yaptım. Benim bunları yapmayacağım bir iddia, bir vaat, bir söz değil, gerçek. Bu Erzurum’un var olma seçimi. Erzurum ya kazanacak ya kaybedecek.
Sözünüzün başında huzurlu, sakin bir seçimden bahsettiniz. Huzuru bozacak bir takım gelişmeler yaşanacağından mı endişeniz var? Bu yönde bir duyum mu aldınız?
Var evet. Kamu görevlileri alenen iktidarın elemanı gibi çalışıyorlar. Toplantılar yapıyorlar, baskı uyguluyorlar. Ben ülkem adına üzgünüm, keşke o kamu görevlileri devlet adamı gibi davranabilse. Ama net söylüyorum, onlara hiç saygı duymuyorum.Onlar bizi ne kadar tahrik etse de biz onlara bu hazzı yaşatmayacağız. Halkımız oyunu baskı altında değil, hür iradelerini kullanmaları için elimizden geleni yapacağız. Biz sağduyuyu temsil ediyoruz.
---
17 yıl sonra seçim meydanlarına döndünüz. Aylardır her yere gittiniz, seçmenin gündemi ne?
Erzurum’un üç merkez, tüm ilçe ve köyleri dahil olmak üzere hepsini iki kez turladım. Erzurum’da ciddi bir işsizlik ve işsizliğin getirdiği yoksulluk, perişanlık var. Yıl olmuş 2019 hala suyu, kanalizasyonu, yolu olmayan ilçelerimiz, köylerimiz var. Vatandaşımız ciddi bunalımda, acil bir nefese ihtiyacı var. Bu nedenle bizim şu mahalli seçimlerde tansiyonu çok yükseltmeden, vatandaşın huzurunu daha fazla kaçırmadan, demokratik bir seçim yapmamız lazım. Bunun için ciddi gayretler göstermemiz lazım. Seçmenlerin ne olursa olsun sandığa gidip, iradelerini kullanmalarını istiyoruz. Sahada şunu net görüyoruz; insanlar düşüncelerini net olarak ifade edemiyorlar. Üzerlerinde korku var, baskı var, endişe var.
[caption id="attachment_151465" align="aligncenter" width="820"] Şehirde korku ve baskı var.[/caption]
Neden korkuyorlar?
İktidardan korkuyorlar. Devletin gücünü arkalarına alanların yaptıkları baskılar sonucu bu duruma gelmişler. Düşünün ki yoksulluk diz boyu, kırsalda hiçbir şey yapılmamış, tarım alanında, hayvancılık alanında köylü kendini paralamış ama karşılığını alamamış. Bunu dile getirmekte bile ürker duruma gelmiş. Yem fiyatları almış başını gitmiş, hayvanın ahırda beslemiş ama bugün o hayvan elinde kalmış. Bunun hesabını bile sormaktan çekinen köylümüz var.
Yerel sorunlar yerine genel sorunlar mı ön plana çıkıyor sahada?
Hayır, tabi ki yerelde sıkıntıları var. Ama önce ayakta kalması lazım ki yereli de ayırsın. Yoksullukla mücadele ediyor. Yolu çamur, suyu yok, kanalizasyonu yok. En temel ihtiyacı karşılanmamış ki yereli değerlendirme şansı olsun. Belediye başkanları görevlerini yapmamış ki bırakın asfaltı köylünün stabilize yolu yok yolu. Bu kış kendi gözlerimizle gördük. Bu kadar kar yağdı, tek bir karla mücadeleye denk gelmedik. Dediler ki Büyükşehir Belediyesinin mazot parası yok. 21. Yüzyılda karla mücadele yapamayan bir belediye var karşımızda. Bu halk 31 Mart’ta bu gidişe bir dur diyecek ve iktidarın kulağını da sert bir şekilde çekecek.
[caption id="attachment_151466" align="aligncenter" width="820"] Erzurum 17 senede dizlerinin üstüne düşmüş, fakirlik göç almış başını gitmiş.[/caption]
Yapılan anketlerde yüzde 14 ila 20 bandında bir kararsız seçmen ortaya çıkıyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Korku, endişe, baskıya bağlıyorum. O anketler gerçeği yansıtmıyor. İnsanlar anketçilere asıl düşüncelerini söylemiyorlar. Kayıt altına alınırız fikri hakim. Eğer iktidara oy vermeyecekse kararsızım diyor. 31 Mart’ta o perdenin arkasında gerekeni yapacak. Benim buna olan inancım çok fazla. Orada kağıt yok, seçmenin vicdanı ve kendi var.
İnsanlar Mahmut Uykusuz’a niye oy versin, ne vaat ediyorsunuz?
Çünkü İYİ olan biziz. Çünkü işin ehli olan biziz. Çünkü belediyeciliğini biz biliyoruz. Yandaşlarımızı zengin etmek için bu göreve talip değiliz. Benim Erzurum’a vefa borcum var. Bu halk 1999 yılında beni bu göreve layık gördü. Bana ve aileme onur yaşattılar. Benim bu vefa borcunu ödemem lazım, bu nedenle bir 5 yıl daha istiyorum. İnşallah 5 yıl sonunda göçü durdurulmuş, işsizliği ve yolsuzluğu son bulmuş, musluklarından su içilebilir bir şehir, havası solunabilir, trafiğinin rahatladığı bir şehir yani kısacası yaşanabilir bir şehir teslim etmek istiyorum. Gece gündüz demeden çalışıp vefa borcumu ödemek istiyorum.
Moda tabirle şehri uçuracak, çılgın projeniz var mı?
Yoo hayır öyle şehri uçuracak bir projem yok. Ama Erzurum’daki imarda yapılan hataların önüne geçeceğiz. Mağduriyetlerin önüne geçeceğiz. Bölgede ki işsizlik ve yoksulluğun önüne geçmek için çalışmalar yapacağız. Elbette belediyelerin asli görevlerinin dışında kadınlarımıza, gençlerimize çocuklarımıza yönelik projelerimizi devreye sokacağız. Fakat şehri uçuracak bir projemiz yok, neden mi? Çünkü Erzurum şu anda dizlerinin üstüne çökmüş. Önce şehri bir ayağa kaldırmamız lazım. Göçü durdurmamız lazım. İşsizliği sonlandırmamız lazım. Şehir bir ayağı kalksın, uçmasına gerek yok koşsa bize yeter.
İktidar tarafından en fazla topa tutulduğunuz konu HDP ile ittifak etmeniz. Sahada seçmen bu durumu nasıl değerlendiriyor? Erzurum’da ittifakınız var mı?
Böyle bir ittifak yok. Biz her partinin oyuna talibiz. Bizden kim hizmet almak istiyorsa biz onun oyuna talibiz. Bu şehirde kimin hangi partinin seçmeni olduğunu bilmiyoruz ki. Buna ihtiyaçta yok. Bu ülkede yaşayan herkes eşittir. Yasalarla kurulmuş her siyasi parti de eşittir. İsminin ne önemi var. Eğer mecliste temsil ediliyorsa, meclis başkan vekilliği yapabiliyorsa, milletvekilliğinden emekli olup emekli maaşı alabiliyorsa bütün siyasi partiler demek ki eşit. Terör başka bir şey particilik bambaşka bir şeydir. Elbette terörle mücadele edilmeli. Bayrağa, vatana kim saygısızlık yapıyorsa gereği yapılmalı. Bunları yapan her siyasi partide kişiler olabilir. Eğer bunları yapıyorlarsa devlet gereğini yapsın. Niye gereğini yapmıyorlar? Eğer bölücülük yapıyorsa devlet gereğini yapsın?
31 Mart’ta sandıktan nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?
Koltuk değişecek. İktidara biz geleceğiz. Ezici bir üstünlük bekliyorum. Mihenk taşına vurulduğunda en iyi biz olduğumuz ortaya çıkacaktır. Çünkü biz millet için göreve gelmek istiyoruz. Erzurum’un öz kadroları, öz evlatları ile göreve geleceğiz. Yandaşları kalkındırmak, ceplerimizi doldurmak için gelmiyoruz. Ben bir dönem başkanlık yaptım. Benim bunları yapmayacağım bir iddia, bir vaat, bir söz değil, gerçek. Bu Erzurum’un var olma seçimi. Erzurum ya kazanacak ya kaybedecek.
Sözünüzün başında huzurlu, sakin bir seçimden bahsettiniz. Huzuru bozacak bir takım gelişmeler yaşanacağından mı endişeniz var? Bu yönde bir duyum mu aldınız?
Var evet. Kamu görevlileri alenen iktidarın elemanı gibi çalışıyorlar. Toplantılar yapıyorlar, baskı uyguluyorlar. Ben ülkem adına üzgünüm, keşke o kamu görevlileri devlet adamı gibi davranabilse. Ama net söylüyorum, onlara hiç saygı duymuyorum.Onlar bizi ne kadar tahrik etse de biz onlara bu hazzı yaşatmayacağız. Halkımız oyunu baskı altında değil, hür iradelerini kullanmaları için elimizden geleni yapacağız. Biz sağduyuyu temsil ediyoruz.