Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Mehmet Sekmen Bey altı yıldır şehrimizde görev yapıyor. İlk görev aylarında vurgu yaptığı en önemli konu Erzurum’un büyük ağaçlarla yeşillendirilmesiydi. Başkan, sözünü tuttu: Tırlar gece gündüz Erzurum’a boyları üç dört metreye ulaşmış çapları sekiz on santim kadar genişlemiş envaı çeşit ağaçlardan getirterek şehrin dört bir yanına ‘özenle’ diktirdi.
Bu ağaçlar orta yollara, Dadaşkent Yıldızkent bağlantı yoluna, Abdurrahman Gazi Türbesi Hatıra Ormanına, Recep Tayyip Erdoğan Parkına, Hava alanı yolunun her iki yakasına ve orta yoluna, Yıldızkent’e, TOKİ bölgelerine, Şükrüpaşa’ya, Boğaz Mevkii mesire alanına, Olimpiyat Parkına, Pasinler yoluna, E–80 Kara yolu tretuvar kenarlarına, Üniversite Kavşağına, Haydar Aliyev Parkına, D–100 Kara yolu üzeri kavşaklara, Alparslan Türkeş Bulvarına ve Bosna Hersek Caddesi gibi, Eski Hava alanı yoluna ve Dadaşkent kavşağına vb. ulaşım ağları çevresine dikildi; dikilmeye devam ediliyor.
Bu ağaçların bir kısmı soğuğa yenik düşüyor ve kuruyor. Bu konuda Atatürk Üniversitesi’nin kimi hocaları gerek sosyal medyada gerek yazılı medyada ikazlarda da bulunarak yanlış ağaç dikimine dikkat çektiler. Sn. Sekmen, ne onlara kulak verdi ne de basında cılız bir ses olarak yükselttiğimiz, bu yöndeki uyarlarımıza bir kulak verdi. Sadece, dolaylı olarak verdiği klişe bir cevabı var ki özeti şu: ‘Erzurum’a dikilen büyük endamlı ağaçları bir yıl kurumama koşulu ile alıyoruz. Kuruyan ağaçlar için bir ödeme yapmıyoruz; yenileriyle değiştiriyoruz.’
Bu usulle hava alanı çevresine kaç kez ağaç dikildi. Yolumun üzerinde olduğu için görüyorum. Şu anda eski hava alanı bölgesinde kuruyan ağaçları değiştiriyorlar. Geçende kabir ziyaretine gittim bir de Türbe’ ye çıkayım dedim: Ölüler için dikilen ağaçların büyük bölümü kurumuş durumda. Rampanın solundaki ağaçlar da kuru vaziyettedir. Kim bilir il genelinde yine ne kadar ağaç odunlaştı.
Sn. Sekmen bu gerçekleri görmek istemiyor. Yaptığı savunma ise, tabiri caizse, akla mantığa uymayan bir savunma. Başkan yedinci hizmet yılında; yedi yıldır parasını kendi kesesinden ödeyerek, Erzurum’a onlarca tır, soğuk iklime uygun olmayan ve kuruma ihtimali yüzde ellinin üzerinde olan ağaç gönderen ve ertesi yıl kuruyanların yerine yenilerini veren bir şirket olabilir mi? Ticari mantığı mantıksızlık olan böyle bir işletmenin ayakta kalması nasıl mümkün olmaktadır?
Sn. Sekmen’e basit bir soru sormak istiyorum: Hava alanının her iki yakasına ağaç dikiyorsunuz. Bu ağaçlardan yedi yaşında bir ağaç gösterebilir misiniz? Binlercesini diktiğiniz o büyük ağaçlardan yedi yaşına girmiş bir iki tane olsun var mı?
Bu işten vaz geçin artık, sn. Başkan. 50 yıllık tecrübeye sahip bir Atatürk Üniversitesi ve onun bu işleri çok iyi bilen hocaları var. Onlara sorup ağaç dikseydiniz şimdi o ağaçlar yedinci yaşına girmiş olur, o kadar emek, o kadar para heba olup gitmezdi.
Anlaşılıyor ki bu yıl da bildiğinizden şaşmayacaksınız. Nasılsa diktikleriniz mevsimlik ağaç, bari birkaç tane de palmiye dikin de, İbrahim Tatlıses’ten ‘Akdeniz Akşamlarını’ dinlerken fon olsun.
Bu ağaçlar orta yollara, Dadaşkent Yıldızkent bağlantı yoluna, Abdurrahman Gazi Türbesi Hatıra Ormanına, Recep Tayyip Erdoğan Parkına, Hava alanı yolunun her iki yakasına ve orta yoluna, Yıldızkent’e, TOKİ bölgelerine, Şükrüpaşa’ya, Boğaz Mevkii mesire alanına, Olimpiyat Parkına, Pasinler yoluna, E–80 Kara yolu tretuvar kenarlarına, Üniversite Kavşağına, Haydar Aliyev Parkına, D–100 Kara yolu üzeri kavşaklara, Alparslan Türkeş Bulvarına ve Bosna Hersek Caddesi gibi, Eski Hava alanı yoluna ve Dadaşkent kavşağına vb. ulaşım ağları çevresine dikildi; dikilmeye devam ediliyor.
Bu ağaçların bir kısmı soğuğa yenik düşüyor ve kuruyor. Bu konuda Atatürk Üniversitesi’nin kimi hocaları gerek sosyal medyada gerek yazılı medyada ikazlarda da bulunarak yanlış ağaç dikimine dikkat çektiler. Sn. Sekmen, ne onlara kulak verdi ne de basında cılız bir ses olarak yükselttiğimiz, bu yöndeki uyarlarımıza bir kulak verdi. Sadece, dolaylı olarak verdiği klişe bir cevabı var ki özeti şu: ‘Erzurum’a dikilen büyük endamlı ağaçları bir yıl kurumama koşulu ile alıyoruz. Kuruyan ağaçlar için bir ödeme yapmıyoruz; yenileriyle değiştiriyoruz.’
Bu usulle hava alanı çevresine kaç kez ağaç dikildi. Yolumun üzerinde olduğu için görüyorum. Şu anda eski hava alanı bölgesinde kuruyan ağaçları değiştiriyorlar. Geçende kabir ziyaretine gittim bir de Türbe’ ye çıkayım dedim: Ölüler için dikilen ağaçların büyük bölümü kurumuş durumda. Rampanın solundaki ağaçlar da kuru vaziyettedir. Kim bilir il genelinde yine ne kadar ağaç odunlaştı.
Sn. Sekmen bu gerçekleri görmek istemiyor. Yaptığı savunma ise, tabiri caizse, akla mantığa uymayan bir savunma. Başkan yedinci hizmet yılında; yedi yıldır parasını kendi kesesinden ödeyerek, Erzurum’a onlarca tır, soğuk iklime uygun olmayan ve kuruma ihtimali yüzde ellinin üzerinde olan ağaç gönderen ve ertesi yıl kuruyanların yerine yenilerini veren bir şirket olabilir mi? Ticari mantığı mantıksızlık olan böyle bir işletmenin ayakta kalması nasıl mümkün olmaktadır?
Sn. Sekmen’e basit bir soru sormak istiyorum: Hava alanının her iki yakasına ağaç dikiyorsunuz. Bu ağaçlardan yedi yaşında bir ağaç gösterebilir misiniz? Binlercesini diktiğiniz o büyük ağaçlardan yedi yaşına girmiş bir iki tane olsun var mı?
Bu işten vaz geçin artık, sn. Başkan. 50 yıllık tecrübeye sahip bir Atatürk Üniversitesi ve onun bu işleri çok iyi bilen hocaları var. Onlara sorup ağaç dikseydiniz şimdi o ağaçlar yedinci yaşına girmiş olur, o kadar emek, o kadar para heba olup gitmezdi.
Anlaşılıyor ki bu yıl da bildiğinizden şaşmayacaksınız. Nasılsa diktikleriniz mevsimlik ağaç, bari birkaç tane de palmiye dikin de, İbrahim Tatlıses’ten ‘Akdeniz Akşamlarını’ dinlerken fon olsun.