BERAY ELÇİN ARAS
Erzurum’un çocuk yazarları şehir kültürüne yeni eserler kazandırmaya devam ediyor. Özel Güneş Kolejinin desteğiyle başlayan çocuk akademisi ve yazarlık dersi son üç yılda 40’a yakın çocuk yazarı yayın hayatına kazandırmıştır. İlerleyen yıllarda bu çocuklarımızın ortaya koyduğu başarı yeni çocuk yazarlarında ortaya çıkmasına neden olacaktır. Erzurum’un çocuk yazarlarında bugün ki konuğumuz Beray Elçin Aras olacaktır. Beray Elçin Aras, derslerinde başarılı, ufku açık, nazik ve paylaşımı seven bir öğrencidir. Verilen sorumlulukları yerine getiren, kitap okumayı seven yazarım kısa süre içinde de kendi kitabını yazmayı başarmıştır. Beray Elçin Aras duygu ve düşüncelerini yazılı ve sözlü olarak net bir şekilde ortaya koyabilen öğrencilerimden biridir. Beray Elçin Aras ilerleyen dönemlerde inşallah ikinci kitabıyla da bizlerin huzurunda olacaktır. Hayal dünyası geniş olan Beray Elçin Aras bunu ilk kitabında ortaya çıkarmıştır. Beray’a vermiş oldukları desteklerden dolayı köşemizden anne ve babalarına ayrıca teşekkür ederim. Beray Elçin Aras ilk kitabı Bizim Köyün Hayaletleriyle edebiyat dünyasından da tam not almıştır. Özellikle sınıf arkadaşları yazılan bu kitabı okuduklarında çok keyif aldıklarını aynı zamanda biraz da korktuklarını dile getirmişlerdir. Hikâyesinde özgün olmaya çalışan yazarımız bunu başarabilmiştir. İşte size yazarımız Beray Elçin Aras tarafından kaleme alınan Bizim Köyün Hayaletleri adlı kitapta bazı bölümler. Tüm okurlarımıza keyifli okumalar dilerim.
Herkese merhabalar. Benim adım Canan. Güzel ülkemin Çınar Köyünde yaşıyorum. Kardeşim Can ve Selin ile birlikte köyümüzde çok eğlenceli vakitler geçiriyoruz. Size bir sır vereyim mi? Evet, sırrını bizimle paylaşabilirsin dediğinizi duydum. O zaman o sırrı hemen size veriyorum. İki gün önce bizim köyü hayaletler bastı. Hadi canım dediğinizi duyar gibi oldum. Evet, yalan söylemedim gerçekten bizim köyü hayaletler bastı. Peki, merak ettiniz mi? Hadi bakalım birlikte bu 9 maceranın içinde olalım ve hep birlikte işin gerçeğini öğrenelim. Bu arada bizim köyde tek apartmanı olan sakinler bizleriz. Tam üç katlı binada hem şehir hayatı hem de köy hayatını birlikte yaşıyoruz.
Annem hayaletlerin geldiği o akşam hemen pijamalarımı giyip yatağıma gitmem gerektiğini söyledi. Akşam yemeğini çoktan yemiştik. Elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi de fırçaladıktan sonra uyumak üzere odama gittim. Yorganı açtım ve yatağıma uzandım. Tam uykuya dalacağım bir sırada garip bir ses duydum. Gelen sesin Can tarafından çıkarıldığını zannettim. Biraz kulak kabarttığımda sesin Can tarafından çıkarılmadığını anladım. Ses aynı zamanda giderek artıyordu. Hemen 11 yatağımdan çıkıp Can’ın odasına gittim. Can’ın odasına varıp usulca kapıyı araladım. Can uyuyordu. Demek ki sesi çıkaran Can değildi. O zaman evde başka biri vardı. O an korkmaya başladım. Zorda olsa koridora çıkmayı başardım. Takur tukur sesler yerini hırıltılara bırakmıştı. Can’ın odasından sonra evdeki diğer odaları da dolaşmaya karar verdim. Tüm odalara baktım. Bir süre sonra ise sesler tamamen kesilmişti. Takur tukur sesler ve hırıltı sona ermişti ama ben henüz bu 12 duruma hazır değildim. Mutfağa gittim. Bir bardak su içtim. Sonra odama gittim ve uyumaya çalıştım.
Dedem hastanın yanından çıktıktan sonra köye geri döndük. Hemen ilacı yapmaya koyuldu. Süre azalıyordu. Hayalet artık herkese zarar vermeye başlamıştı. Ve dedem ilacı saat 23.00’da yapmayı başarmıştı. Şimdi bu ilacı hayaletlerin olduğu bizim eve götürmek kalmıştı. Hayalet Zehri işe yarayacak mıydı? Yoksa tüm emeklere boşuna mıydı? İşte tüm bu sorular bu akşam cevap bulacaktı. Zehir hemen belli noktalara dökülmeye başlanmıştı. İşte o 24 hayaletlerden biri görünmüştü. Dedem zehri hemen ona doğru dökmeye başlamıştı. Hayalet bundan etkilenmiş ve öksürmeye başlamıştı. Öksürük artmaya başlayınca da birden hayalet ortadan kaybolmuştu. Zehir işe yaramıştı. Sırada iki hayalet daha vardı. Onları da ortadan kaldırmak gerekiyordu. Annem ve babam, dedemden aldıkları ilaçları hayaletlerin olduğu yere döktüler. Hayaletler orada olmadığı için zehir boşa gitmişti. Dedem buna üzülmüştü. Dedem bize mavi renkli 25 olan zehir şişesini verdi. Biz hayaletleri en yakından görenler idik. Onları nerede olabileceğini iyi biliyorduk. Hemen harekete geçtik. Hayaletlerin bulunabileceği yere mavi zehri döktük. Bir ses duyduk ki sormayın gitsin. Evet, hayaletler oradaydı ve zehirden etkilenmişlerdi. İşte başarmıştık ve hayaletleri ortadan kaldırmıştık.
Erzurum’un çocuk yazarları şehir kültürüne yeni eserler kazandırmaya devam ediyor. Özel Güneş Kolejinin desteğiyle başlayan çocuk akademisi ve yazarlık dersi son üç yılda 40’a yakın çocuk yazarı yayın hayatına kazandırmıştır. İlerleyen yıllarda bu çocuklarımızın ortaya koyduğu başarı yeni çocuk yazarlarında ortaya çıkmasına neden olacaktır. Erzurum’un çocuk yazarlarında bugün ki konuğumuz Beray Elçin Aras olacaktır. Beray Elçin Aras, derslerinde başarılı, ufku açık, nazik ve paylaşımı seven bir öğrencidir. Verilen sorumlulukları yerine getiren, kitap okumayı seven yazarım kısa süre içinde de kendi kitabını yazmayı başarmıştır. Beray Elçin Aras duygu ve düşüncelerini yazılı ve sözlü olarak net bir şekilde ortaya koyabilen öğrencilerimden biridir. Beray Elçin Aras ilerleyen dönemlerde inşallah ikinci kitabıyla da bizlerin huzurunda olacaktır. Hayal dünyası geniş olan Beray Elçin Aras bunu ilk kitabında ortaya çıkarmıştır. Beray’a vermiş oldukları desteklerden dolayı köşemizden anne ve babalarına ayrıca teşekkür ederim. Beray Elçin Aras ilk kitabı Bizim Köyün Hayaletleriyle edebiyat dünyasından da tam not almıştır. Özellikle sınıf arkadaşları yazılan bu kitabı okuduklarında çok keyif aldıklarını aynı zamanda biraz da korktuklarını dile getirmişlerdir. Hikâyesinde özgün olmaya çalışan yazarımız bunu başarabilmiştir. İşte size yazarımız Beray Elçin Aras tarafından kaleme alınan Bizim Köyün Hayaletleri adlı kitapta bazı bölümler. Tüm okurlarımıza keyifli okumalar dilerim.
Herkese merhabalar. Benim adım Canan. Güzel ülkemin Çınar Köyünde yaşıyorum. Kardeşim Can ve Selin ile birlikte köyümüzde çok eğlenceli vakitler geçiriyoruz. Size bir sır vereyim mi? Evet, sırrını bizimle paylaşabilirsin dediğinizi duydum. O zaman o sırrı hemen size veriyorum. İki gün önce bizim köyü hayaletler bastı. Hadi canım dediğinizi duyar gibi oldum. Evet, yalan söylemedim gerçekten bizim köyü hayaletler bastı. Peki, merak ettiniz mi? Hadi bakalım birlikte bu 9 maceranın içinde olalım ve hep birlikte işin gerçeğini öğrenelim. Bu arada bizim köyde tek apartmanı olan sakinler bizleriz. Tam üç katlı binada hem şehir hayatı hem de köy hayatını birlikte yaşıyoruz.
Annem hayaletlerin geldiği o akşam hemen pijamalarımı giyip yatağıma gitmem gerektiğini söyledi. Akşam yemeğini çoktan yemiştik. Elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi de fırçaladıktan sonra uyumak üzere odama gittim. Yorganı açtım ve yatağıma uzandım. Tam uykuya dalacağım bir sırada garip bir ses duydum. Gelen sesin Can tarafından çıkarıldığını zannettim. Biraz kulak kabarttığımda sesin Can tarafından çıkarılmadığını anladım. Ses aynı zamanda giderek artıyordu. Hemen 11 yatağımdan çıkıp Can’ın odasına gittim. Can’ın odasına varıp usulca kapıyı araladım. Can uyuyordu. Demek ki sesi çıkaran Can değildi. O zaman evde başka biri vardı. O an korkmaya başladım. Zorda olsa koridora çıkmayı başardım. Takur tukur sesler yerini hırıltılara bırakmıştı. Can’ın odasından sonra evdeki diğer odaları da dolaşmaya karar verdim. Tüm odalara baktım. Bir süre sonra ise sesler tamamen kesilmişti. Takur tukur sesler ve hırıltı sona ermişti ama ben henüz bu 12 duruma hazır değildim. Mutfağa gittim. Bir bardak su içtim. Sonra odama gittim ve uyumaya çalıştım.
Dedem hastanın yanından çıktıktan sonra köye geri döndük. Hemen ilacı yapmaya koyuldu. Süre azalıyordu. Hayalet artık herkese zarar vermeye başlamıştı. Ve dedem ilacı saat 23.00’da yapmayı başarmıştı. Şimdi bu ilacı hayaletlerin olduğu bizim eve götürmek kalmıştı. Hayalet Zehri işe yarayacak mıydı? Yoksa tüm emeklere boşuna mıydı? İşte tüm bu sorular bu akşam cevap bulacaktı. Zehir hemen belli noktalara dökülmeye başlanmıştı. İşte o 24 hayaletlerden biri görünmüştü. Dedem zehri hemen ona doğru dökmeye başlamıştı. Hayalet bundan etkilenmiş ve öksürmeye başlamıştı. Öksürük artmaya başlayınca da birden hayalet ortadan kaybolmuştu. Zehir işe yaramıştı. Sırada iki hayalet daha vardı. Onları da ortadan kaldırmak gerekiyordu. Annem ve babam, dedemden aldıkları ilaçları hayaletlerin olduğu yere döktüler. Hayaletler orada olmadığı için zehir boşa gitmişti. Dedem buna üzülmüştü. Dedem bize mavi renkli 25 olan zehir şişesini verdi. Biz hayaletleri en yakından görenler idik. Onları nerede olabileceğini iyi biliyorduk. Hemen harekete geçtik. Hayaletlerin bulunabileceği yere mavi zehri döktük. Bir ses duyduk ki sormayın gitsin. Evet, hayaletler oradaydı ve zehirden etkilenmişlerdi. İşte başarmıştık ve hayaletleri ortadan kaldırmıştık.