Türk toplumunun yaşamını televizyon öncesi ve sonrası olarak ayırmak gerekiyor. Televizyonunun gelişimi ile köyden kente göç paralellik arz eder. 90'lı yıllarda tv ekranlarını kirleten pembe diziler yerini yerli yapımlara terk etti. Her türden bizans oyunlarının yer bulduğu dönem dizileriyle kısa yoldan köşe dönme, aynı konak içerisinde birbirinin kuyusunu kazan aile bireyi örnekleri nihayetinde topluma yansıdı.
Televizyon ekranlarını arasanız, en masum diziler dahi bir mesaj içerir. Eşler, aile bireyleri, aynı şirket ortakları arasında akıl almaz, hayale gelmez çirkeflik toplum bireyleri içinde örnek teşkil ediyor. Tolumsal şiddet, kadın cinayetleri, iğrenç tecavüz olayları, gücü yetenin kanun koyduğu örnekler topluma da sirayet etmiştir. TRT yapımı 80'ler, adeta toplumun temiz yapısının son örneğidir. Öyle ki ağa kültürüne atıf yapan dizilerden, en modern yaşamı temsil eden dizilere kadar hep kirlilik, kötülük, çirkinlik topluma zerk edilmektedir. Değişim böyle bir şey olmamalıdır.
Televizyon veya beyaz cam toplum ahlakını, milli kültürü, dini yapıları bozan, soysuzluğu değer olarak sunan araç olmamalıdır. Reyting kaygısıyla millet yapısını dinamitleyen örnekler boy gösterememelidir.
Televizyon, iyi ve güzelin övüldüğü, kötünün her zaman kaybettiği ve bedbaht olduğu örnekleri doğru biçimde işleyebilmelidir. İyilerin kaybetmediği, iyiliğin karşılıksız kalmadığı bir dünya örneğine erişilmelidir. Bilimsel gelişme, kitap ve gazetenin güzelliği toplum mühendisliği çerçevesinde sunulabilmelidir.
TRT farkı
TRT Genel Müdürü İbrahim Eren için çevreden duyduğumuz şey, hiçbir özelliğinin olmadığı, siyasi yakınlıklar ile tepeye yerleştiği yalanıydı. TRT'nin yapımlarına bakınca İbrahim Eren'i merak ettim. TRT ekranlarında oldukça kaliteli, toplum yaşamına yerli veya milli dediğimiz değerleri empoze eden, güzel bir toplum mühendisliğine yönelik yapımları görüyoruz.
Kalk Gidelim, Elimi Bırakma, Ege'nin Hamsisi gibi aile dizileri, verdiği mesaj, içeriğiyle gerçek anlamda taktir edilecek yapımlar. Hiçbir özelliği olmayan bir genel müdürün işi olmadığı çok açık olan dizileri dikkate alarak TRT Genel Müdürü İbrahim Eren'in öz geçmişine baktım. İbrahim Eren Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümü mezunu. Alanında çalışmalar yapmış. ATV çalışma yaşamının başlangıcı olmuş. Londra’da bulunan University of Westminster’dan medya yöneticiliği alanında yüksek lisans yapmış.
TRT’de göreve başlaması ile beraber Diriliş, Payitaht Abdülhamit, Filinta, Sevda Kuşun Kanadında, Yedi Güzel Adam, Seddülbahir 32 Saat ve Büyük Sürgün Kafkasya gibi milli projelere imza atmış Eren, ve Türkiye’nin ilk uluslararası haber kanalı TRT World’ün kuruluşunu gerçekleştirmiş.
Genç yaşında ve doğru yolda olan bir insanı taktir etmek, alkışlamak en güzeli değil mi?
Televizyon ekranlarını arasanız, en masum diziler dahi bir mesaj içerir. Eşler, aile bireyleri, aynı şirket ortakları arasında akıl almaz, hayale gelmez çirkeflik toplum bireyleri içinde örnek teşkil ediyor. Tolumsal şiddet, kadın cinayetleri, iğrenç tecavüz olayları, gücü yetenin kanun koyduğu örnekler topluma da sirayet etmiştir. TRT yapımı 80'ler, adeta toplumun temiz yapısının son örneğidir. Öyle ki ağa kültürüne atıf yapan dizilerden, en modern yaşamı temsil eden dizilere kadar hep kirlilik, kötülük, çirkinlik topluma zerk edilmektedir. Değişim böyle bir şey olmamalıdır.
Televizyon veya beyaz cam toplum ahlakını, milli kültürü, dini yapıları bozan, soysuzluğu değer olarak sunan araç olmamalıdır. Reyting kaygısıyla millet yapısını dinamitleyen örnekler boy gösterememelidir.
Televizyon, iyi ve güzelin övüldüğü, kötünün her zaman kaybettiği ve bedbaht olduğu örnekleri doğru biçimde işleyebilmelidir. İyilerin kaybetmediği, iyiliğin karşılıksız kalmadığı bir dünya örneğine erişilmelidir. Bilimsel gelişme, kitap ve gazetenin güzelliği toplum mühendisliği çerçevesinde sunulabilmelidir.
TRT farkı
TRT Genel Müdürü İbrahim Eren için çevreden duyduğumuz şey, hiçbir özelliğinin olmadığı, siyasi yakınlıklar ile tepeye yerleştiği yalanıydı. TRT'nin yapımlarına bakınca İbrahim Eren'i merak ettim. TRT ekranlarında oldukça kaliteli, toplum yaşamına yerli veya milli dediğimiz değerleri empoze eden, güzel bir toplum mühendisliğine yönelik yapımları görüyoruz.
Kalk Gidelim, Elimi Bırakma, Ege'nin Hamsisi gibi aile dizileri, verdiği mesaj, içeriğiyle gerçek anlamda taktir edilecek yapımlar. Hiçbir özelliği olmayan bir genel müdürün işi olmadığı çok açık olan dizileri dikkate alarak TRT Genel Müdürü İbrahim Eren'in öz geçmişine baktım. İbrahim Eren Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümü mezunu. Alanında çalışmalar yapmış. ATV çalışma yaşamının başlangıcı olmuş. Londra’da bulunan University of Westminster’dan medya yöneticiliği alanında yüksek lisans yapmış.
TRT’de göreve başlaması ile beraber Diriliş, Payitaht Abdülhamit, Filinta, Sevda Kuşun Kanadında, Yedi Güzel Adam, Seddülbahir 32 Saat ve Büyük Sürgün Kafkasya gibi milli projelere imza atmış Eren, ve Türkiye’nin ilk uluslararası haber kanalı TRT World’ün kuruluşunu gerçekleştirmiş.
Genç yaşında ve doğru yolda olan bir insanı taktir etmek, alkışlamak en güzeli değil mi?