Yaz aylarının sonunda evlerde geleneksel şekilde hazırlanan ve çoğunlukla sonbahar, kış mevsimlerinde tüketilen konserveler, dikkat edilmezse gıda zehirlenmelerine yol açabiliyor. Konu hakkında bilgilendirmelerde bulunan Bingöl İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı Toplum Sağlığı Merkezinde halk sağlığı uzmanı olarak görev yapan Dr. Raşit Dursun, önemli uyarılarda bulundu.
Dr. Dursun, “Mevsiminde alınan meyve ve sebzelerin farklı dönemlerde de tüketilebilmesi için en yaygın kullanılan yöntemlerden biri de konserve yapımıdır. İçinde bulunduğumuz yaz ve sonbahar aylarında ülkemizde de konserve yapımı geleneksel yöntemlerle artmaktadır. Botulizm, çoğunlukla evde hazırlanmış konservelerden kaynaklanan bir gıda zehirlenmesi türüdür. Kontamine konserve ürünlerinin tüketiminden 12 ile 72 saat sonra başlayan bulantı, kusma, halsizlik, baş dönmesi gibi şikayetleri ileri dönemde yutkunma ve konuşmada güçlük, ağız kuruluğu, bulanık görme, çift görme gibi şikayetler izleyebilmektedir. Ağır vakalarda ise kalp ritim bozukluğu, solunum güçlüğü ve ne yazık ki ölüme varan vakalar gözlenebilmektedir'' dedi.
“Konservelerin basınçlı tencerelerde pişirilmesi gerekiyor”
Konserve yapılacak yiyeceklerin iyice yıkanması, ortam hijyenin sağlanması ve tuz oranının dengeli olması gerektiğini vurgulayan Dr. Dursun, ''Isıya dayanıklı cam malzemeler kullanılmalı, kapakların paslı olmamasına mutlaka dikkat edilmelidir. Konservelerin basınçlı tencerelerde pişirilmesi ve açıldıktan sonra da en az 10 dakika yüksek ısıda pişirilerek tüketilmesi zehirlenme ihtimalini azaltacaktır. Küflenmiş, kabarmış, rengi ve kokusu değişmiş, kapağı bombeleşmiş veya sızdırmış konserveler asla tüketilmemeli, tadına dahi bakılmamalıdır. Özellikle kronik hipertansiyon, böbrek yetmezliği gibi hastalığı olan bireyler, tuz oranı yüksek olan konserve, salamura, turşu gibi gıdaların tüketiminden kaçınmalıdırlar. Bunun yerine alternatif saklama yöntemi; kurutma, dondurma gibi yöntemler kullanılabilir. Dünya Sağlık Örgütü’nün besin güvenliği adına verdiği önerdiği 5 temel tavsiye her zaman aklımızda bulunmalıdır. Bunlar nelerdir; besinin temiz saklanması, pişirilmiş ve pişirilmemiş besinlerin ayrı olarak saklanması, besinlerin doğru ve iyi pişirilmesi, güvenli sıcaklıklarda saklanması ve besin yapımında temiz su ile temiz ham madde kullanımı. Bunlara rağmen gıda zehirlenmesi belirtisi gördüğümüzde ise en yakın sağlık kuruluşuna başvurmamız faydalı olacaktır'' diye konuştu. İHA
Konserve yapılacak yiyeceklerin iyice yıkanması, ortam hijyenin sağlanması ve tuz oranının dengeli olması gerektiğini vurgulayan Dr. Dursun, ''Isıya dayanıklı cam malzemeler kullanılmalı, kapakların paslı olmamasına mutlaka dikkat edilmelidir. Konservelerin basınçlı tencerelerde pişirilmesi ve açıldıktan sonra da en az 10 dakika yüksek ısıda pişirilerek tüketilmesi zehirlenme ihtimalini azaltacaktır. Küflenmiş, kabarmış, rengi ve kokusu değişmiş, kapağı bombeleşmiş veya sızdırmış konserveler asla tüketilmemeli, tadına dahi bakılmamalıdır. Özellikle kronik hipertansiyon, böbrek yetmezliği gibi hastalığı olan bireyler, tuz oranı yüksek olan konserve, salamura, turşu gibi gıdaların tüketiminden kaçınmalıdırlar. Bunun yerine alternatif saklama yöntemi; kurutma, dondurma gibi yöntemler kullanılabilir. Dünya Sağlık Örgütü’nün besin güvenliği adına verdiği önerdiği 5 temel tavsiye her zaman aklımızda bulunmalıdır. Bunlar nelerdir; besinin temiz saklanması, pişirilmiş ve pişirilmemiş besinlerin ayrı olarak saklanması, besinlerin doğru ve iyi pişirilmesi, güvenli sıcaklıklarda saklanması ve besin yapımında temiz su ile temiz ham madde kullanımı. Bunlara rağmen gıda zehirlenmesi belirtisi gördüğümüzde ise en yakın sağlık kuruluşuna başvurmamız faydalı olacaktır'' diye konuştu. İHA