“Bundan dolayı biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o uğursuz günlerde soğuk bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azabı elbette daha çok rüsva edicidir. Onlara yardım da edilmez.” (Fussilet 16)
Allah Teâlâ tabiat kuvvetlerini rahmetine sebep kılığı gibi azabına da sebep kılmaktadır. Kuran’da bazı ayetlerde rüzgârın günahkâr kavimleri cezalandırmak üzere hareket ettirildiği görülmektedir: “Andolsun ki, bir rüzgâr göndersek de onu (ekini) sararmış görseler, ardından muhakkak nankörlüğe başlarlar.” (30/51), “Ey iman edenler! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın; hani size ordular saldırmıştı da, biz onlara karşı bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah ne yaptığınızı çok iyi görmekteydi.” (33/9); “Biz onların üstüne, uğursuzluğu devamlı bir günde dondurucu bir rüzgâr gönderdik. (54/19)
Cenab-ı Hak tabiat kuvvetlerini imtihan ve ceza aracı kılınca o şahsı yahut toplumu bu imtihan ve cezadan kurtaracak bir kuvvet yoktur: “De ki: Allah ’ın size üstünüzden (gökten) veya ayaklarınızın altından (yerden) bir azap göndermeye ya da birbirinize düşürüp kiminize kiminizin hıncını tattırmaya gücü yeter.”(En’âm 65); “… Firavun ailesini (denizde) boğmuştuk. Hepsi de zalimler idiler.” (Enfal 54); “(Onları helak eden) korkunç sesten başka bir şey değildi. Birdenbire sönüverdiler.” (Yasin 29); “Semûd’a gelince: Onlar pek zorlu (bir sarsıntı) ile helak edildiler.” (Hakka 5); “Rabbinin, fil sahiplerine ne yaptığını görmedin mi? Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi. Onlara çamurdan sertleşmiş taşlar atan (kuşlar), nihayet onları, kurt yeniği ekin yaprağı gibi yaptı.” (Fil 1-5); “Andolsun, biz Nuh’u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik. O da dokuz yüz elli yıl onların arasında kaldı. Neticede onlar zulümlerini sürdürürlerken tufan (boğucu su) kendilerini yakalayıverdi.”(Ankebut /14)
Sonuç: Dünya üzerinde pek çok millet yaşadı. Bunların bazıları Allah’a inanmayı reddetmeleri ve işledikleri şirk, küfür, isyan ve zulüm gibi günahları sebebiyle helak edildiler. Geçmiş kavimlerin kıssalarında elbette her çağın insanına öğüt vardır, bu ayetlerin Kuran’da zikredilmesinin sebebi de budur. Rabbimiz kimseye zulmetmemiştir, her kavim amelinin sonucuyla yüzleşmiştir: “Eğer, o memleketlerin halkları iman etseler ve Allah’a karşı gelmekten sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereketler (in kapılarını) açardık. Fakat onlar yalanladılar, biz de kendilerini işledikleri günahlarından dolayı yakalayıverdik.” (A’raf/96)
Allah Teâlâ tabiat kuvvetlerini rahmetine sebep kılığı gibi azabına da sebep kılmaktadır. Kuran’da bazı ayetlerde rüzgârın günahkâr kavimleri cezalandırmak üzere hareket ettirildiği görülmektedir: “Andolsun ki, bir rüzgâr göndersek de onu (ekini) sararmış görseler, ardından muhakkak nankörlüğe başlarlar.” (30/51), “Ey iman edenler! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın; hani size ordular saldırmıştı da, biz onlara karşı bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah ne yaptığınızı çok iyi görmekteydi.” (33/9); “Biz onların üstüne, uğursuzluğu devamlı bir günde dondurucu bir rüzgâr gönderdik. (54/19)
Cenab-ı Hak tabiat kuvvetlerini imtihan ve ceza aracı kılınca o şahsı yahut toplumu bu imtihan ve cezadan kurtaracak bir kuvvet yoktur: “De ki: Allah ’ın size üstünüzden (gökten) veya ayaklarınızın altından (yerden) bir azap göndermeye ya da birbirinize düşürüp kiminize kiminizin hıncını tattırmaya gücü yeter.”(En’âm 65); “… Firavun ailesini (denizde) boğmuştuk. Hepsi de zalimler idiler.” (Enfal 54); “(Onları helak eden) korkunç sesten başka bir şey değildi. Birdenbire sönüverdiler.” (Yasin 29); “Semûd’a gelince: Onlar pek zorlu (bir sarsıntı) ile helak edildiler.” (Hakka 5); “Rabbinin, fil sahiplerine ne yaptığını görmedin mi? Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi. Onlara çamurdan sertleşmiş taşlar atan (kuşlar), nihayet onları, kurt yeniği ekin yaprağı gibi yaptı.” (Fil 1-5); “Andolsun, biz Nuh’u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik. O da dokuz yüz elli yıl onların arasında kaldı. Neticede onlar zulümlerini sürdürürlerken tufan (boğucu su) kendilerini yakalayıverdi.”(Ankebut /14)
Sonuç: Dünya üzerinde pek çok millet yaşadı. Bunların bazıları Allah’a inanmayı reddetmeleri ve işledikleri şirk, küfür, isyan ve zulüm gibi günahları sebebiyle helak edildiler. Geçmiş kavimlerin kıssalarında elbette her çağın insanına öğüt vardır, bu ayetlerin Kuran’da zikredilmesinin sebebi de budur. Rabbimiz kimseye zulmetmemiştir, her kavim amelinin sonucuyla yüzleşmiştir: “Eğer, o memleketlerin halkları iman etseler ve Allah’a karşı gelmekten sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereketler (in kapılarını) açardık. Fakat onlar yalanladılar, biz de kendilerini işledikleri günahlarından dolayı yakalayıverdik.” (A’raf/96)