Satılan bir malın, verilen hizmetin, sarf edilen emeğin bir fiyatı olmalıdır. Eğer her esnaf veya sanatkâr kendi belirlediği ücreti talep ederse, müşterinin kandırılma olasılığı çok yüksektir.
Örnek olarak;
Sanayide iki vida sıktırıyorsun.
"Ver 50 lira" ...
Elektronik tabela yazısı için bilgisayar üzerinden 10 kelime yazdırıyorsun.
"Ver 100 lira" ...
Ayakkabıya üç santimlik dikiş attırıyorsun.
"Ver 20 lira" ...
Telefona, bilgisayara format attırıyorsun.
"Ver 40 lira" ...
Anahtarcı araç anahtarına küçük bir tamir yapıyor.
"Ver 90 lira" ...
Rot Balans'cı, sadece 3 dakika (180 saniye) süren "Rot" ayarı için,
"Ver 40 lira" ...
İnternette kodlama cihazı 190 lira ...
Kullandığınız aracın arıza tespiti 170 lira...
Sanayide cihaza bağlatmak 100 lira ...
Bu örneklere pek çok eklenebilir.
Terzi böyle, mobilyacı böyle, elektrikçi böyle ...
Bu fiyatların hangi tarifeye, resmi rakama veya islami kurala göre belirlendiğini, istendiğini biri bana izah edebilir mi!
Fatura yok, fiyat tarifesi yok, denetim yok, Allah korkusu yok!
Dikkat edin, yazdıklarımın hiç biri sermaye, parça veya ham madde katılarak yapılan işlemler değil. Sadece ya el emeği ya da bilgisayar üzerinden yapılan işçilik.
Yıllar önce öğretmen olan bayan bir tüketiciden şikayet almıştım. Şikayetinde şöyle diyordu, "aracım hararet yaparak conta yaktı. Eniştemin tavsiyesi ile Erzurum’da bir ustaya götürdüm. Usta aracı yaparak 2 bin 700 lira aldı. Sanayiden çıkmadan araç yolda tekrar arıza yaptı. Aracı aynı ustaya götürdüm, aynı işlemlerle aracı yeniden yaptı ve benden tekrar 2 bin 700 lira daha talep etti. İki kere aynı ücreti vermek zorunda mıyım", diye sorarak bana şikayette bulunmuştu.
Düşünebiliyor musunuz? Usta, kendi hatası olan ikinci arızaya tekrar aynı ücreti talep ediyor. Yedek parçalarının alımı için talebini geçtim, 750 lira işçilik ücretini dahi tekrar talep edebilecek kadar açgözlü, vurguncu, fırsatçı bir usta. Bu ülkede böylelerinden çok var. İşin ilginç yanı bu usta sanayinin en muhafazakar simalarındanmış. Bu örnek gibi geçmiş yıllarda ve yakın zamanlarda bana gelen yüzlerce şikayet yazabilirim.
Sanatkar olmak, istediğin fiyatı almak anlamına gelmez. Görüştüğüm din adamlarının hepsi fahiş ücret alınarak kazanılan paralara "haram" diyor.
Tabi bu saydığım meslekler içerisinde işinde dürüst olan yok mu? Elbette ki var. Ancak sadece Erzurum'da değil, tüm ülkede esnafların talep ettiği fahiş fiyatlardan dolayı aldığım şikayetlerin ardı arkası kesilmiyor.
İnsanlar araçlarını yaptırmak için Erzurum'dan Trabzon'a gidiyorlar. Nedenini sorduğumda, "hem ucuz hem de daha iyi yapıldığını" belirtiyorlar. Bu algı halkın genelinde var.
Bu ülkede asgari ücret 2 bin 300 lira.
Bir berber 1 saatten fazla uğraştığı tıraşa 20 lira para alıyor. Berberin ustalığı bizim gözümüzde yok. Çünkü bazılarına göre sadece berber ...
İnsanlar 12 saat garsonluk yaparak günlük 50 lira ile 70 lira arası yevmiye alIyor ...
Fırıncı da bir sanatkar, günlük 80 lira yevmiyeye çalışıyor ...
İnşaat ustasının günlüğü 150 lira ...
Gece ve gündüz üç gün uzun yolda direksiyon çeviren bir şoför 350 lira ücret alıyor ...
Erzurum’da bir adet ekmek 50 kuruş ...
Bu şartlarda çalışanlar varken, sanatkar olmak, esnaf olmak soygunculuk yapmak anlamına gelmez. Ki inşaat ustası da, fırıncı da bir sanatkardır.
Emeğin karşılığı hakkaniyet içerisinde alınmadıkça ve verilmedikçe; hacca da gidilse, namaz kılınıp, dua da edilse günahlar affedilmeyecek, haram yiyenler elbet bir gün mutlaka kusacaklar. Ve ahiret gününde cehenneme doğru giderken, haram malları sırtlarında taşıyacaklar.
Örnek olarak;
Sanayide iki vida sıktırıyorsun.
"Ver 50 lira" ...
Elektronik tabela yazısı için bilgisayar üzerinden 10 kelime yazdırıyorsun.
"Ver 100 lira" ...
Ayakkabıya üç santimlik dikiş attırıyorsun.
"Ver 20 lira" ...
Telefona, bilgisayara format attırıyorsun.
"Ver 40 lira" ...
Anahtarcı araç anahtarına küçük bir tamir yapıyor.
"Ver 90 lira" ...
Rot Balans'cı, sadece 3 dakika (180 saniye) süren "Rot" ayarı için,
"Ver 40 lira" ...
İnternette kodlama cihazı 190 lira ...
Kullandığınız aracın arıza tespiti 170 lira...
Sanayide cihaza bağlatmak 100 lira ...
Bu örneklere pek çok eklenebilir.
Terzi böyle, mobilyacı böyle, elektrikçi böyle ...
Bu fiyatların hangi tarifeye, resmi rakama veya islami kurala göre belirlendiğini, istendiğini biri bana izah edebilir mi!
Fatura yok, fiyat tarifesi yok, denetim yok, Allah korkusu yok!
Dikkat edin, yazdıklarımın hiç biri sermaye, parça veya ham madde katılarak yapılan işlemler değil. Sadece ya el emeği ya da bilgisayar üzerinden yapılan işçilik.
Yıllar önce öğretmen olan bayan bir tüketiciden şikayet almıştım. Şikayetinde şöyle diyordu, "aracım hararet yaparak conta yaktı. Eniştemin tavsiyesi ile Erzurum’da bir ustaya götürdüm. Usta aracı yaparak 2 bin 700 lira aldı. Sanayiden çıkmadan araç yolda tekrar arıza yaptı. Aracı aynı ustaya götürdüm, aynı işlemlerle aracı yeniden yaptı ve benden tekrar 2 bin 700 lira daha talep etti. İki kere aynı ücreti vermek zorunda mıyım", diye sorarak bana şikayette bulunmuştu.
Düşünebiliyor musunuz? Usta, kendi hatası olan ikinci arızaya tekrar aynı ücreti talep ediyor. Yedek parçalarının alımı için talebini geçtim, 750 lira işçilik ücretini dahi tekrar talep edebilecek kadar açgözlü, vurguncu, fırsatçı bir usta. Bu ülkede böylelerinden çok var. İşin ilginç yanı bu usta sanayinin en muhafazakar simalarındanmış. Bu örnek gibi geçmiş yıllarda ve yakın zamanlarda bana gelen yüzlerce şikayet yazabilirim.
Sanatkar olmak, istediğin fiyatı almak anlamına gelmez. Görüştüğüm din adamlarının hepsi fahiş ücret alınarak kazanılan paralara "haram" diyor.
Tabi bu saydığım meslekler içerisinde işinde dürüst olan yok mu? Elbette ki var. Ancak sadece Erzurum'da değil, tüm ülkede esnafların talep ettiği fahiş fiyatlardan dolayı aldığım şikayetlerin ardı arkası kesilmiyor.
İnsanlar araçlarını yaptırmak için Erzurum'dan Trabzon'a gidiyorlar. Nedenini sorduğumda, "hem ucuz hem de daha iyi yapıldığını" belirtiyorlar. Bu algı halkın genelinde var.
Bu ülkede asgari ücret 2 bin 300 lira.
Bir berber 1 saatten fazla uğraştığı tıraşa 20 lira para alıyor. Berberin ustalığı bizim gözümüzde yok. Çünkü bazılarına göre sadece berber ...
İnsanlar 12 saat garsonluk yaparak günlük 50 lira ile 70 lira arası yevmiye alIyor ...
Fırıncı da bir sanatkar, günlük 80 lira yevmiyeye çalışıyor ...
İnşaat ustasının günlüğü 150 lira ...
Gece ve gündüz üç gün uzun yolda direksiyon çeviren bir şoför 350 lira ücret alıyor ...
Erzurum’da bir adet ekmek 50 kuruş ...
Bu şartlarda çalışanlar varken, sanatkar olmak, esnaf olmak soygunculuk yapmak anlamına gelmez. Ki inşaat ustası da, fırıncı da bir sanatkardır.
Emeğin karşılığı hakkaniyet içerisinde alınmadıkça ve verilmedikçe; hacca da gidilse, namaz kılınıp, dua da edilse günahlar affedilmeyecek, haram yiyenler elbet bir gün mutlaka kusacaklar. Ve ahiret gününde cehenneme doğru giderken, haram malları sırtlarında taşıyacaklar.