
Ünlü markaların giyim ürünleri artık bizden gidiyor..
Havamız binbeşyüz!
Kabul edelim ki daha düne kadar Erzurum’da ünlü tekstil markalarının üretim yapacağı haberi sadece bir söylentiden ibaretti. Kulağa her ne kadar hoş geliyor olsa dahi bu, örneğin yüksek hızlı tren gibi bir hayalden öte değildi. Sadece tekstil üretimi ile değil, istihdam ile de dillendirildiğinde bu söylentiler günümüzü kurtaran tatlı dedikodulardan başka bir şey olamazdı. Bu konuda adeta hayallerimiz Hawai ama gerçekler Sanayi idi! Özellikle de son yıllarda hem de yüksek sesle sıklıkla dillendirdiğimiz üretim ve istihdam lafları aslında hepimiz de biliyorduk ki bir kulağımızdan girip, öbür kulağımızdan geçiyordu. Ama günün sonunda fotoğrafa baktığımızda o olmaz denilen hayallerimizin artık gerçeğe dönüştüğünü görüyor ve ünlü markalar, Erzurum, üretim ve de istihdam kelimelerini aynı cümle içerisinde kurabilme durumuyla karşı karşıyaydık.. Evet.. Sadece birer faraziden, fantaziden ibaret olan o hayallerin bugün gerçekleştiğini görüyor ve kuşkusuz bundan mutluluk duyuyor, hayallerimizi gerçeğe dönüştürenlere teşekkür ediyoruz..

Sayıları artık giderek artan tekstil işletmelerinden biri de 1.Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Melih Baba ve Akın Candan’ın ortağı olduğu firma. Hiç öyle şeyden gocunmam, gazetemin yöneticilerinin de o konuda kısıtlaması da olmadığı için ismini de yazıyorum. Pirlepe firması, LC Waikiki ve Defakto gibi ünlü markalara Erzurum’da giyim eşyası üretiyor. 55 kişi ile 2 bin metrekarelik bir alanda faaliyete geçen firma, erkek ve kadın giysileri üretiyor ve bu ürünler o marka firmalar aracılığı ile iç ve dış piyasaya sunuluyor. İlker Özkara’nın müdürlüğünü yaptığı firma hem üretim yapıyor hem de şehirde önemli ölçüde bir istihdam sorununa da çözüm sağladı. Konuştuğum yöneticiler, modern makineler ile gerçekleşen üretim ile hem ürün kapasitesini hem de çalışan işçi sayısını artırarak, ilin ekonomisine önemli katkı sağlayacaklarını söylediler ki, bin maşallah diyor, başka da bir şey demiyorum. Bu benim son kararımdır!

Tecrübeli avukattan çiçeği burnundaki avukata:
‘’Yeminini tutmazsan hakkımı helal etmem!’’
Yakında genel kurula gidecek olan Erzurum Barosu, staj dönemini başarıyla tamamlayan genç bir avukata daha kucak açtı. Avukat Esra Yılmaz, düzenlenen sade bir törenle hem çalışma ruhsatını aldı, hem de cübbesini giyerek mesleğe ilk adımını attı. Baro Başkanı Talat Göğebakan, genç avukata ruhsat belgesini verirken, stajını ofisinde yaptığı Faruk Terzioğlu tarafından da cübbesi giydirildi. Yemin ederek mesleğe merhaba diyen genç Avukat Esra Yılmaz’a, Faruk Terzioğlu’nun çok önemli bir tavsiyesi vardı. Terzioğlu, ‘’Allah hayırlı uğurlu etsin. Yemin ettin, avukatlığa adımını attın. Yaptığın yemine sadık kalmaz isen ben sana olan tüm hakkımı helal etmem, haram ederim. Onu bil, ona göre hareket et’’ dedi. Genç Avukat da yeminine sadık kalacağını, hukuk kuralları içerisinde hareket edeceğini söyledi, tecrübeli avukata söz verdi. Baro’nun kafe katında gerçekleşen törene Esra Yılmaz’ın aile fertleri ve arkadaşları da katıldı. Bu arada, Baro Başkanı Talat Göğebakan, kendisinin de yeniden aday olacağı Erzurum Barosu’nun genel kurul tarihinin 15-16 Ekim tarihi olarak belirlendiğini açıkladı.
Eski Aziziye Araştırma Hastanesinin yerinin ne olacağı konusunda kimsenin kimseden bildiği fazla bir şey yok!
Sen nasılsan ben de öyle!
Halkta yaygın bir kanaat vardır.
Bir gazeteci illa ki herşeyden haberi olur.
Hele bu gazeteci şehir merkezinde görev yapıyorsa.
Konu tamamen yerel ise.
Hele hele yerel bir gazete, ajans veya yayın organında çalışıyorsa o gazetecinin hemen hemen herşeyi bilmek gibi bir mecburiyeti vardır sanılır.
Bu algı yıllardan beri vardır ve bugün de devam etmektedir.
Vatandaş ile gazeteciyi de zaman zaman karşı karşıya getiren bu durum elbette ki doğaldır.
Ama öyle değil işte.
Gazeteci herşeyden haberi olacak diye bir şey yok.

Mesela Palandöken’de ki yıllar önce yıkımı gerçekleşen ve uzun zamandır arsası boş duran, enkazı yeni yeni kaldırılan Aziziye Araştırma Hastanesi Süleyman Demirel Tıp Merkezi’nin bulunduğu alan.
Özelleştirme İdaresi’nin uhdesinde olduğunu bildiğimiz bu alana ne yapılacak, bilmiyoruz.
En azından ben bilmiyorum.
Sadece bildiğim dün oradan geçerken bir iş makinesinin alanı kepçeyle düzeltiyor olmasıydı.
Bu işi bilse bilse Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı bilir diye düşündüm, telefonla sordum, o da burasının ne olacağını bilmiyor.
O yüzden burası ne olacak diye soranlara onu diyorum.
Bilmiyorum vallahi, bilsem dükkan sizin diye.
O açıdan kimileri Özel Hastane kurulacak, kimileri otel olacak, kimileri TOKİ konut yapacak dedikleri bu devasa alan için siz nasılsanız biz de öyleyiz.
Eşber Yağmurdereli’nin gece gezmeleri..
Erzurumlu yazar Eşber Yağmurdereli, sık sık sıla i rahim yapar, memleketine gelir. Bir süre önce MNG’nin düzenlediği kitap fuarı için davetli olarak gelen Eşber Yağmurdereli, geçen hafta da Erzurum’daydı. Doğduğu yer olan Tortum’da ki evini ziyaret eden ve eski arkadaşlarıyla buluşan Eşber Yağmurdereli, şehir merkezinde de sevenleri tarafından boş bırakılmıyor. Özel sohbetlere giden Yağmurdereli, gece geç saatlere kadar devam eden bu keyifli sohbetlerde daha çok eski yaşadıklarını anlatıyor. Kaldığı süre içerisinde her akşam bir mekana davet edilen Eşber Yağmurdereli, ancak gece geç saatlerde konakladığı oteline dönüyor..

Uzundere’de mutlu eden vefa örneği..
En makbulü, yaşarken yaşat!
Yaşarken isimleri cadde, sokak, mahalle, park ve çeşitli tesislere verilenler adına çok seviniyorum. Bunlardan birisi de Uzundere’nin eski Belediye Başkanı M.Halis Özsoy. Uzundere’de üç dönem belediye başkanlığı yapan, bu konuda ilk’leri yaşamış olan Halis Özsoy’un da başkanlık yaptığı ilçede adını alan caddedeki tabelada ismini görünce mutlu oldum. Yaptığı farkındalık oluşturan hizmetler ile ilçesi sınırları içerisinde yeralan Tortum Şelalesi, Tortum Gölü, Yedigöller'in yanı sıra tarihi kiliseleri, köprüleri, yemyeşil yaylaları ve ormanlarıyla uyuyan bir hazineyi uyandırmayı başaran Halil Özsoy’un ismi o caddeye cuk oturdu, kararda imzası olanları tebrik ve taktir ediyorum.. Özellikle Halis Özsoy gibi iz bırakan belediye başkanlarının isimleri hiç değilse bile yaşarken böyle yaşatılması çok kıymetlidir. Bu sayede vefanın aslında sadece İstanbul’da bir semt adı olduğunu bilmiyoruz…

TUTTUĞUM BABA SÖZLER: İki şey aklın eksikliğini gösterir. Konuşulacak yerde susmak, susulacak yerde konuşmak ! (Sadi Şirazi)
DUVARIN DİLİ : Bir gün ağır konuşursam sustuklarıma sayarsın!
Havamız binbeşyüz!
Kabul edelim ki daha düne kadar Erzurum’da ünlü tekstil markalarının üretim yapacağı haberi sadece bir söylentiden ibaretti. Kulağa her ne kadar hoş geliyor olsa dahi bu, örneğin yüksek hızlı tren gibi bir hayalden öte değildi. Sadece tekstil üretimi ile değil, istihdam ile de dillendirildiğinde bu söylentiler günümüzü kurtaran tatlı dedikodulardan başka bir şey olamazdı. Bu konuda adeta hayallerimiz Hawai ama gerçekler Sanayi idi! Özellikle de son yıllarda hem de yüksek sesle sıklıkla dillendirdiğimiz üretim ve istihdam lafları aslında hepimiz de biliyorduk ki bir kulağımızdan girip, öbür kulağımızdan geçiyordu. Ama günün sonunda fotoğrafa baktığımızda o olmaz denilen hayallerimizin artık gerçeğe dönüştüğünü görüyor ve ünlü markalar, Erzurum, üretim ve de istihdam kelimelerini aynı cümle içerisinde kurabilme durumuyla karşı karşıyaydık.. Evet.. Sadece birer faraziden, fantaziden ibaret olan o hayallerin bugün gerçekleştiğini görüyor ve kuşkusuz bundan mutluluk duyuyor, hayallerimizi gerçeğe dönüştürenlere teşekkür ediyoruz..

Sayıları artık giderek artan tekstil işletmelerinden biri de 1.Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Melih Baba ve Akın Candan’ın ortağı olduğu firma. Hiç öyle şeyden gocunmam, gazetemin yöneticilerinin de o konuda kısıtlaması da olmadığı için ismini de yazıyorum. Pirlepe firması, LC Waikiki ve Defakto gibi ünlü markalara Erzurum’da giyim eşyası üretiyor. 55 kişi ile 2 bin metrekarelik bir alanda faaliyete geçen firma, erkek ve kadın giysileri üretiyor ve bu ürünler o marka firmalar aracılığı ile iç ve dış piyasaya sunuluyor. İlker Özkara’nın müdürlüğünü yaptığı firma hem üretim yapıyor hem de şehirde önemli ölçüde bir istihdam sorununa da çözüm sağladı. Konuştuğum yöneticiler, modern makineler ile gerçekleşen üretim ile hem ürün kapasitesini hem de çalışan işçi sayısını artırarak, ilin ekonomisine önemli katkı sağlayacaklarını söylediler ki, bin maşallah diyor, başka da bir şey demiyorum. Bu benim son kararımdır!

Tecrübeli avukattan çiçeği burnundaki avukata:
‘’Yeminini tutmazsan hakkımı helal etmem!’’
Yakında genel kurula gidecek olan Erzurum Barosu, staj dönemini başarıyla tamamlayan genç bir avukata daha kucak açtı. Avukat Esra Yılmaz, düzenlenen sade bir törenle hem çalışma ruhsatını aldı, hem de cübbesini giyerek mesleğe ilk adımını attı. Baro Başkanı Talat Göğebakan, genç avukata ruhsat belgesini verirken, stajını ofisinde yaptığı Faruk Terzioğlu tarafından da cübbesi giydirildi. Yemin ederek mesleğe merhaba diyen genç Avukat Esra Yılmaz’a, Faruk Terzioğlu’nun çok önemli bir tavsiyesi vardı. Terzioğlu, ‘’Allah hayırlı uğurlu etsin. Yemin ettin, avukatlığa adımını attın. Yaptığın yemine sadık kalmaz isen ben sana olan tüm hakkımı helal etmem, haram ederim. Onu bil, ona göre hareket et’’ dedi. Genç Avukat da yeminine sadık kalacağını, hukuk kuralları içerisinde hareket edeceğini söyledi, tecrübeli avukata söz verdi. Baro’nun kafe katında gerçekleşen törene Esra Yılmaz’ın aile fertleri ve arkadaşları da katıldı. Bu arada, Baro Başkanı Talat Göğebakan, kendisinin de yeniden aday olacağı Erzurum Barosu’nun genel kurul tarihinin 15-16 Ekim tarihi olarak belirlendiğini açıkladı.
Eski Aziziye Araştırma Hastanesinin yerinin ne olacağı konusunda kimsenin kimseden bildiği fazla bir şey yok!
Sen nasılsan ben de öyle!
Halkta yaygın bir kanaat vardır.
Bir gazeteci illa ki herşeyden haberi olur.
Hele bu gazeteci şehir merkezinde görev yapıyorsa.
Konu tamamen yerel ise.
Hele hele yerel bir gazete, ajans veya yayın organında çalışıyorsa o gazetecinin hemen hemen herşeyi bilmek gibi bir mecburiyeti vardır sanılır.
Bu algı yıllardan beri vardır ve bugün de devam etmektedir.
Vatandaş ile gazeteciyi de zaman zaman karşı karşıya getiren bu durum elbette ki doğaldır.
Ama öyle değil işte.
Gazeteci herşeyden haberi olacak diye bir şey yok.

Mesela Palandöken’de ki yıllar önce yıkımı gerçekleşen ve uzun zamandır arsası boş duran, enkazı yeni yeni kaldırılan Aziziye Araştırma Hastanesi Süleyman Demirel Tıp Merkezi’nin bulunduğu alan.
Özelleştirme İdaresi’nin uhdesinde olduğunu bildiğimiz bu alana ne yapılacak, bilmiyoruz.
En azından ben bilmiyorum.
Sadece bildiğim dün oradan geçerken bir iş makinesinin alanı kepçeyle düzeltiyor olmasıydı.
Bu işi bilse bilse Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı bilir diye düşündüm, telefonla sordum, o da burasının ne olacağını bilmiyor.
O yüzden burası ne olacak diye soranlara onu diyorum.
Bilmiyorum vallahi, bilsem dükkan sizin diye.
O açıdan kimileri Özel Hastane kurulacak, kimileri otel olacak, kimileri TOKİ konut yapacak dedikleri bu devasa alan için siz nasılsanız biz de öyleyiz.
Eşber Yağmurdereli’nin gece gezmeleri..
Erzurumlu yazar Eşber Yağmurdereli, sık sık sıla i rahim yapar, memleketine gelir. Bir süre önce MNG’nin düzenlediği kitap fuarı için davetli olarak gelen Eşber Yağmurdereli, geçen hafta da Erzurum’daydı. Doğduğu yer olan Tortum’da ki evini ziyaret eden ve eski arkadaşlarıyla buluşan Eşber Yağmurdereli, şehir merkezinde de sevenleri tarafından boş bırakılmıyor. Özel sohbetlere giden Yağmurdereli, gece geç saatlere kadar devam eden bu keyifli sohbetlerde daha çok eski yaşadıklarını anlatıyor. Kaldığı süre içerisinde her akşam bir mekana davet edilen Eşber Yağmurdereli, ancak gece geç saatlerde konakladığı oteline dönüyor..


Uzundere’de mutlu eden vefa örneği..
En makbulü, yaşarken yaşat!
Yaşarken isimleri cadde, sokak, mahalle, park ve çeşitli tesislere verilenler adına çok seviniyorum. Bunlardan birisi de Uzundere’nin eski Belediye Başkanı M.Halis Özsoy. Uzundere’de üç dönem belediye başkanlığı yapan, bu konuda ilk’leri yaşamış olan Halis Özsoy’un da başkanlık yaptığı ilçede adını alan caddedeki tabelada ismini görünce mutlu oldum. Yaptığı farkındalık oluşturan hizmetler ile ilçesi sınırları içerisinde yeralan Tortum Şelalesi, Tortum Gölü, Yedigöller'in yanı sıra tarihi kiliseleri, köprüleri, yemyeşil yaylaları ve ormanlarıyla uyuyan bir hazineyi uyandırmayı başaran Halil Özsoy’un ismi o caddeye cuk oturdu, kararda imzası olanları tebrik ve taktir ediyorum.. Özellikle Halis Özsoy gibi iz bırakan belediye başkanlarının isimleri hiç değilse bile yaşarken böyle yaşatılması çok kıymetlidir. Bu sayede vefanın aslında sadece İstanbul’da bir semt adı olduğunu bilmiyoruz…

TUTTUĞUM BABA SÖZLER: İki şey aklın eksikliğini gösterir. Konuşulacak yerde susmak, susulacak yerde konuşmak ! (Sadi Şirazi)
DUVARIN DİLİ : Bir gün ağır konuşursam sustuklarıma sayarsın!