Artık bir ülke meselesi haline gelen başıboş köpek sorunu konusunda Türkiye’nin ciddi adımlar atması, gerekirse çözüm odaklı yasa çıkartılmasının şart oğlu şart haline geldiği bir hakikat. Bu konuda belki de en cesur ve ciddi adımı atanlardan birisi olarak görüyorum Prof.Dr.Nilüfer Sabuncuoğlu’nu. Gözünü adeta budaktan esirgemeyen, zaman zaman siviri de gelse önemli çıkışları olan bir isim Sabuncuoğlu. Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Zootekni Anabilim Dalı öğretim üyelerinden, aynı zamanda hemşehrim, meslek büyüğüm Abdulkadir Sabuncuoğlu’nun kızı olan Nilüfer Sabuncuoğlu, panel düzenliyor, bilimsel tespitlerde bulunuyor, TV’lerde proğramlara çıkıyor, hepimize ‘’Keşke’’ dedirten önerileri ile dikkat üstüne dikkat çekiyor. Türkiye’nin saygın yayın organlarından, kültür ve medeniyet dergisi Gönül’e özel röportaj veren Sabuncuoğlu hoca, bu makalesinde de tabiri caizse ağzına geleni söylemiş, ‘’Artık bu işe bir son verin’’ demiş.
***
Antik çağda dahi başıboş köpeklerin bir şekilde kontrol altında tutulduğuna dikkat çeken Sabuncuoğlu, başıboş köpek sorunun çözümünün TBMM olduğuna bir kere daha vurgu yapmış ve ‘’Gazi Meclisimizde 5199 sayılı kanunun revizyonu ile beraber, devletimiz ve ilgili kurumlarımızın, acilen aksiyon alacağını umut ediyorum. Ülkemiz, bir çocuğumuzun daha saç teline zarar gelmeden, ‘sıfır başıboş köpek politikasına geçmek zorundadır. Ne yazık ki ülkemizde, 2004 yılından sonra, 5199 sayılı kanunun, bazı çevrelerce çıkar amacıyla istismar edilen 6’ncı maddesi sebebiyle, başıboş köpekler, insan yaşam alanlarında, halkımızın sağlığı ve güvenliğini, toplum huzurumuzu tehdit ederek yaşamaktadır.’’ demiş ki, ben de altına imza koyuyorum. Sevgili hocamın röportajın sonunda dediği gibi bu çıkışlar, yangını söndürmeye giden karınca misali olabilir ama değerlidir kıymetlidir, aynı cesur adımları sivil toplumlardan da bekliyoruz, bu benim son kararımdır..
--
Vedat Refayeli