Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Lideri Devlet Bahçeli ile birlikte Malazgirt Zaferi’nin 950. yıl dönümü kutlama programına katıldı. Başkan Erdoğan Türkiye, doğuya ve batıya ait ne varsa hepsini kucaklayan, bağrına basan büyük medeniyet mirasının bugünkü varisi olarak yeni bir şahlanış içindedir” dedi.
İrfan Tarakçıoğlu/Pusula
Malazgirt Zaferi’nin 950. yıldönümü etkinlikleri kapsamında Bitlis’in Ahlat ilçesinde düzenlenen programlara katılan ve geceyi burada geçiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün öğle saatlerinde ise helikopterle Malazgirt’e geldi. Malazgirt Tören Alanı’nda düzenlenen etkinliğe katılan Erdoğan’a, eşi Emine Erdoğan, MHP Lideri Devlet Bahçeli, bakanlar, kuvvet komutanları eşlik etti.
Saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan program, Kur’an-ı Kerim tilaveti ve Fetih Marşı’nın okunmasıyla devam etti. Konuşmalardan önce Jandarma Mehteran Birliği konser verdi. Konuşma yapılan platformda tarihte kurulmuş 16 Türk devletinin bayrakları yer aldı.
Malazgirt Millî Park Alanı’nda düzenlenen programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Malazgirt için Anadolu’daki tarihimizin sıfır noktası tanımı yapılır. Evet, Türk tarihinin Malazgirt’ten önce ve Malazgirt’ten sonra olarak tasnif edildiği yer işte tam da burasıdır. Bizim tarihimizde kolay kazanılmış zafer yoktur. Malazgirt Zaferi’nin de gerisinde çok büyük emek, gayret, fedakârlık vardır" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Malazgirt, maziden atiye kurduğumuz köprünün başlangıcındaki en önemli taşıyıcı sütundur. Bugün 950. yıl dönümüne ulaştığımız Malazgirt Zaferi'nin bininci yılı olan 2071'i de bu köprünün diğer tarafındaki ikinci büyük ayağı hâline dönüştürmek istiyoruz. Bu iki taşıyıcı sütun arasındaki kemerin her bir tuğlası alın teriyle, kanla, canla, azimle verilen mücadeleyle döşenmiştir.
Türkiye, doğuya ve batıya ait ne varsa hepsini kucaklayan, bağrına basan büyük medeniyet mirasının bugünkü varisi olarak yeni bir şahlanış içindedir. İlhamını şanlı geçmişimizden alan, gözünü yarım asır, bir asır sonrasının dünyasına diken bu atılımı gençlerimizle birlikte zafere ulaştırmakta kararlıyız. Bu asla içi boş bir hamaset, kibir ürünü bir böbürlenme, romantik bir mazi özlemi değildir. Tam tersine hakikatin ta kendisidir. Çünkü dünyada bu kadar geniş bir alanda, anıtlarıyla, şehitlikleriyle, abideleriyle, camileriyle nice tarihî eserleriyle iz bırakmış bir başka millet yoktur.
Bazıları bu ülkenin ve milletin bırakınız 50 yıl sonrasını 50 dakika sonrasını bile düşünmüyor, bunun sorumluluğunu hissetmiyor olabilir ama bizim vizyonumuz işte budur. Hayali olmayanın hedefi, hedefi olmayanın yolu olmaz. Davası hak olanın yardımcısı haktır, hak olan davada zafer de muhakkaktır. Bu düsturla, tarihin gösterdiği istikamette yürümeye devam edeceğiz.
Bir yandan bölgemizdeki terör ve istikrarsızlık sorunlarının, diğer yandan tabii felaketlerin, bir yandan küresel çalkantıların etkileriyle yüzleşiyoruz. Bunun yanında, önümüzde pek çok fırsatın, imkânın da olduğunu biliyoruz. İstiklal Marşı bile 'Korkma' diye başlayan bir millete yeis yakışmaz, durmak, duraksamak, geri dönmek yakışmaz. 'Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım. Kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım. Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım.' Bu kükremiş sel gibi millete zincir vuracak gafiller, gerektiğinde dağları yırtacak azme ve kararlılığa sahip olduğumuzu unutmasınlar. Buradan bir kez daha tekrarlamak istiyorum, Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı da bizimdir, İstanbul'un Fethinin 600'üncü yılı da bizimdir, Malazgirt Zaferi'nin 1000'inci yılı da bizimdir, Hicret'in 1500'üncü yılı da bizimdir. Çünkü biz Türkiye'yiz. Çünkü biz dünyanın en kadim topraklarına, her karışına ve tüm mirasıyla sahip çıkan Türk milletiyiz.
Türkiye Yolunun Kesilmesine Rıza Göstermeyeceğiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin, insanlığın vicdanı, mazlumların ve mağdurların umut kapısı olduğunu belirterek, "Ne zaman ki bu vasıflarımızı kaybedersek işte o zaman ahirimizi tehlikeye atmış oluruz, ne zaman ki medeniyetimizin ve tarihimizin emanetini yere düşürürsek işte o zaman akıbetimizi belirsizliğe sokmuş oluruz. Hiç kimsenin ülkemize ve milletimize böyle bir kötülüğü yapmasına göz yummayacağız. Anadolu'daki tarihimizin sıfır noktası Malazgirt'ten bir kez daha söz veriyoruz, büyük ve güçlü Türkiye yolunun kesilmesine rıza göstermeyeceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle gençlerin coşkusu, sevgisi ve enerjisinin, mücadele güçlerini sürekli tazelediğini sözlerine ekledi.
Programın sonunda Beyoğlu Belediye Başkanı ve Okçular Vakfı Başkanı Haydar Ali Yıldız tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye hediye takdim edildi. Foto: AA
İrfan Tarakçıoğlu/Pusula
Malazgirt Zaferi’nin 950. yıldönümü etkinlikleri kapsamında Bitlis’in Ahlat ilçesinde düzenlenen programlara katılan ve geceyi burada geçiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün öğle saatlerinde ise helikopterle Malazgirt’e geldi. Malazgirt Tören Alanı’nda düzenlenen etkinliğe katılan Erdoğan’a, eşi Emine Erdoğan, MHP Lideri Devlet Bahçeli, bakanlar, kuvvet komutanları eşlik etti.
Saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan program, Kur’an-ı Kerim tilaveti ve Fetih Marşı’nın okunmasıyla devam etti. Konuşmalardan önce Jandarma Mehteran Birliği konser verdi. Konuşma yapılan platformda tarihte kurulmuş 16 Türk devletinin bayrakları yer aldı.
Malazgirt Millî Park Alanı’nda düzenlenen programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Malazgirt için Anadolu’daki tarihimizin sıfır noktası tanımı yapılır. Evet, Türk tarihinin Malazgirt’ten önce ve Malazgirt’ten sonra olarak tasnif edildiği yer işte tam da burasıdır. Bizim tarihimizde kolay kazanılmış zafer yoktur. Malazgirt Zaferi’nin de gerisinde çok büyük emek, gayret, fedakârlık vardır" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Malazgirt, maziden atiye kurduğumuz köprünün başlangıcındaki en önemli taşıyıcı sütundur. Bugün 950. yıl dönümüne ulaştığımız Malazgirt Zaferi'nin bininci yılı olan 2071'i de bu köprünün diğer tarafındaki ikinci büyük ayağı hâline dönüştürmek istiyoruz. Bu iki taşıyıcı sütun arasındaki kemerin her bir tuğlası alın teriyle, kanla, canla, azimle verilen mücadeleyle döşenmiştir.
Türkiye, doğuya ve batıya ait ne varsa hepsini kucaklayan, bağrına basan büyük medeniyet mirasının bugünkü varisi olarak yeni bir şahlanış içindedir. İlhamını şanlı geçmişimizden alan, gözünü yarım asır, bir asır sonrasının dünyasına diken bu atılımı gençlerimizle birlikte zafere ulaştırmakta kararlıyız. Bu asla içi boş bir hamaset, kibir ürünü bir böbürlenme, romantik bir mazi özlemi değildir. Tam tersine hakikatin ta kendisidir. Çünkü dünyada bu kadar geniş bir alanda, anıtlarıyla, şehitlikleriyle, abideleriyle, camileriyle nice tarihî eserleriyle iz bırakmış bir başka millet yoktur.
Bazıları bu ülkenin ve milletin bırakınız 50 yıl sonrasını 50 dakika sonrasını bile düşünmüyor, bunun sorumluluğunu hissetmiyor olabilir ama bizim vizyonumuz işte budur. Hayali olmayanın hedefi, hedefi olmayanın yolu olmaz. Davası hak olanın yardımcısı haktır, hak olan davada zafer de muhakkaktır. Bu düsturla, tarihin gösterdiği istikamette yürümeye devam edeceğiz.
Bir yandan bölgemizdeki terör ve istikrarsızlık sorunlarının, diğer yandan tabii felaketlerin, bir yandan küresel çalkantıların etkileriyle yüzleşiyoruz. Bunun yanında, önümüzde pek çok fırsatın, imkânın da olduğunu biliyoruz. İstiklal Marşı bile 'Korkma' diye başlayan bir millete yeis yakışmaz, durmak, duraksamak, geri dönmek yakışmaz. 'Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış, şaşarım. Kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım. Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım.' Bu kükremiş sel gibi millete zincir vuracak gafiller, gerektiğinde dağları yırtacak azme ve kararlılığa sahip olduğumuzu unutmasınlar. Buradan bir kez daha tekrarlamak istiyorum, Cumhuriyetimizin 100'üncü yılı da bizimdir, İstanbul'un Fethinin 600'üncü yılı da bizimdir, Malazgirt Zaferi'nin 1000'inci yılı da bizimdir, Hicret'in 1500'üncü yılı da bizimdir. Çünkü biz Türkiye'yiz. Çünkü biz dünyanın en kadim topraklarına, her karışına ve tüm mirasıyla sahip çıkan Türk milletiyiz.
Türkiye Yolunun Kesilmesine Rıza Göstermeyeceğiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin, insanlığın vicdanı, mazlumların ve mağdurların umut kapısı olduğunu belirterek, "Ne zaman ki bu vasıflarımızı kaybedersek işte o zaman ahirimizi tehlikeye atmış oluruz, ne zaman ki medeniyetimizin ve tarihimizin emanetini yere düşürürsek işte o zaman akıbetimizi belirsizliğe sokmuş oluruz. Hiç kimsenin ülkemize ve milletimize böyle bir kötülüğü yapmasına göz yummayacağız. Anadolu'daki tarihimizin sıfır noktası Malazgirt'ten bir kez daha söz veriyoruz, büyük ve güçlü Türkiye yolunun kesilmesine rıza göstermeyeceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle gençlerin coşkusu, sevgisi ve enerjisinin, mücadele güçlerini sürekli tazelediğini sözlerine ekledi.
Programın sonunda Beyoğlu Belediye Başkanı ve Okçular Vakfı Başkanı Haydar Ali Yıldız tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye hediye takdim edildi. Foto: AA