Maalesef ki yaşadığımız depremin en kazında kalan canlarımızı, yüreklerimizi çıkarmaya devam ediyor yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. Depremin üzerinden yaklaşık iki hafta geçti. Yazımı kaleme aldığım saatlerde merkez üssü Hatay olan 2 büyük deprem daha yaşadık ve sanıyorum ki daha da yaşamaya devam edeceğiz. Rabbimden dileğim üzerimizdeki kara bulutların bir an önce dağılması ve yüce milletimin bir an önce eski hayatına geri dönmesi. Her şey eskisi gibi olur mu yitip giden bunca can varken..? Yaralı yürekler için çok zor belki ama ülkemiz için artık bazı şeyler değişmeli ve değişmenin zamanı da çoktan geldi bence. Yazıma kaldığım yerden devam etmek istiyor ve Japonya’nın yaşadıklarından nasıl da ders aldığını konusuna kaldığı yerden devam ediyorum. Japonya’da deprem ve doğal afetlerle ilgili mevzuatsal düzenlemeleri irdelediğimde yapılan düzenlemeler zaman içinde doğal afetlerin ardından alınması gereken tedbirlerden ziyade daha çok önleyici ve hazırlık tedbirlerine evrildiği sonucuna vardım. Yapılan mevzuat düzenlemesinde herhangi bir doğal afet durumunda acil müdahale, kurtarma, rehabilitasyon ve yeniden inşa sistemleri yer almıştır. Japonya yaşadığı her doğal afette ders çıkarabilmeyi başarmış ve tecrübelerine bilgilerini de katarak ilerleyebilmiştir. Dolayısıyla yıllar içerisinde doğal afetlere yönelik hazırlık yatırımları yapılan kamusal yatırımlar içerisinde bir pay edinmiştir. Gerek sismik algılama gerekse de erken uyarı sistemleri, yine yapılan uyarıları yaymak için kanal sistemleri, belli aralıklarla tehlike haritalamasının yapılması, olası doğal afetlerde tahliye planlaması, okullarda ve işyerlerinde düzenli aralıklarla afet eğitimleri ve tatbikatları kapsayan geniş bir yelpaze içerisinde bu tecrübeleri işlevsel bir hale dönüştürebilmiştir. Yine yaptığım inceleme de Japonya’da doğal afetler konusunda yerel yönetimlere de büyük görev ve sorumluluk düştüğünü gördüm. Yani ulusal bir bilincin oluşturulmasında yerel yönetimlerin payı azımsanmayacak oranda önem arz ediyor. Yine bizdeki AKUT benzeri toplum temelli kuruluşların kurulması, halkın bilinçlendirilmesi maksadıyla halka tehlike haritalarının dağıtılması, tahliye prosedürlerinin geliştirilmesi için neler yapılması gerektiği konularındaafet yönetiminde temel sorumluluk ‘’yerel yönetimlere’’ verilmiştir. Japonya yukarıda da belirttiğim üzere yaşadığı her depremde tecrübe edinmeyi bilmiş ve her bir tecrübesini bir tuğla gibi örerek günümüzdeki durumuna gelebilmiştir. Bunu şunun için söylüyorum 1947 tarihli Japonya Afet Yardım Yasası’nda doğal afetler sonrasındaki arama kurtarma faaliyetleri valilikler tarafından yürütülmektedir. Bu kanun kapsamında kurtarma faaliyetlerine nelerin dahil olduğunu incelediğimizde ise, kanun kapsamındaki felaket bölgesine barınak, yiyecek, su, giysi, yatak takımı ve diğer acil ihtiyaçların sağlaması ile afetin yaşandığı bölgelere tıbbi destek verilmesi, insanların göçük altından veya bulunduğu tehlikeli yerlerden çıkarılması ve hasarlı ve oturulması muhtemel olan evlerin ilk onarımının gerçekleştirilmesini kapsamaktadır. Yine bu kanun kapsamında ihtiyacı olan afetzedelere nakdi yardımlarda yapılabilmektedir. Kanun kurtarma faaliyetlerindeki temel sorumluluğu illerde bulanan belediyelere yüklemektedir. Hem mali hem de organizasyon işi iller ve belediyelerce yerine getirilmektedir. Ve bu 1947 tarihli Japonya Afet Yardım Yasasının öngörmüş olduğu en önemli durum ise acil afet durumlarda kullanılmak üzere bir afet fonunun düşünülmüş olmasıdır.(…devam edecek)
Köşe Yazıları
Yayınlanma: 23 Şubat 2023 - 11:14
HEP ÖRNEK VERİLEN JAPONYA-II
Maalesef ki yaşadığımız depremin en kazında kalan canlarımızı, yüreklerimizi çıkarmaya devam ediyor yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz
Köşe Yazıları
23 Şubat 2023 - 11:14