Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınından kurtuluş kolay değil. Bugüne kadar alınan tüm tedbirlere rağmen salgın devam ediyor. Kimi ülkelerde günlük vaka sayıları eskiye göre yüzde 100 artarken, ülkemizde de bu durum farksız değil. Tabi her ilde olduğu gibi Erzurum'da da vaziyet ciddiyetini koruyor. Ne kadar tedbir alınırsa alınsın günlük vaka sayıları azımsanmayacak kadar çok. Her gün özellikle de sosyal medyadan artık alıştığımız vefat haberlerini almaya, tam-gaz devam ediyoruz. Belki önceki aylara göre artış da yok ama azalma da olmuyor. Geçtiğimiz hafta telefonla evinde tedavi olurken görüştüğüm Sağlık İl Müdürü Dr.Gürsel Bedir’i bile yakalayan hastalıktan kurtulmak için elbette ki tedbiri elden bırakmamamız, en azından hafta sonları uygulanan sokak kısıtlamalarına da duyarlı olmamız gerekiyor. Zaten gördüğümüz kadarıyla da vatandaş bu konuda çok titiz davranıyor. Münferit olayların dışında genelde alınan kararlara riayet ediyor.
Elbette ki salgın en aza insin, hayatımızdan tamamen çıksın istiyoruz. Bunu herkes ister. Sokak kısıtlamaları da tabii ki bir yoldur. Mevcut ekonomik şartlar da dikkate alınarak hükümet hafta sonları sokağa çıkmayı tamamen yasaklarken ve de hafta içinde geceleri yasak kapsamına alırken, bunun da bir faydasının olabileceği gözleniyor. Salgının tamamen ortadan kaybolması için 14 gün tam yasak uygulanması önerileri de var ve bu sıklıkla da yapılır oldu. İyi niyetli bir dilek bu. Fakat, 14 gün gibi uzun bir süre sokak kısıtlamasını isteyenlerin genelde tuzu kurular olması insanı rahatsız ediyor. Hele hele kartvizitinde profesör ünvanı olan, eşi de maaşlı adamın bu 14 günlük kısıtlamadan sözederken iki kere düşünmesi lazım. Yevmiye ile çalışan ve ailesini geçindiren insanları düşünmeden bu söyleyenlere ben şahsen çok gıcık oluyorum. Özellikle bu tuzu kurular girmesin bu topa. Çünkü çok mu çok antipatik, itici oluyorlar. Bu benim son kararımdır!
Şaşırdığım oldu, şaşırmadığım var!
-Sezon başı kaleci Sehiç ile yeniden anlaşma sağlanamadığına
-Hüseyin Üneş başkanlığındaki yönetimin bir kongre yapıp, yeni isimler ile yola devam etmiyor olmalarına
-Novikovas gibi etkin, geleceği olan yıldız adayı bir oyuncu ile anlaşılmasına
-Oyun aklına her daim bayıldığım, orta sahanın sihirli değeneği Jasmin Scuk ile sezon başı yolların ayrılmasına
-Hamrun’un bu sezon inanılmaz gözden düşmesine ve de form düşüklüğüne
-Zaten en başında gönderilmesi yanlış olan Leo’nun tekrar transfer edilmesine
-Son 5 lig maçında da Erzurum takımının evinde galibiyet yüzü göremediğine
-Oltan’ın ani sakatlığına
-İki sezon önce süper ligden düşülmesinde payı olan Mehmet Özdilek ile yeniden anlaşılmış olmasına
Şaşırmışımdır…
Ama
-Kötü anlarına rastlanıldığı bir dönemde Ankaragücü ve Kayseri deplasmanlarından galibiyetler ile dönülmesine
-Mevcut kısıtlı bütçe ile bu oyuncu grubunun transferine
-Erzurum ile birlikte Ankaragücü, Gençlerbirliği, Denizlispor ve Kayserispor’un alt sıralarda yeralmasına
-Henüz daha 10 maç oynanmış iken bir kısım taraftarın ‘‘öldük, bittik’’ diye orta yerde fink atıyor olmalarına
-Bana göre de temsil yeteneği üst düzeyde olan başkan Hüseyin Üneş’in sorgulanmasına, ufaktan ufaktan git denilmesine
-Alt yapının akla gelmesine, 4 oyuncuya imza attırılmasına
-Trabzon’da şampiyonluk kaçmasına rağmen kısa sürede önemli işlere imza atan, teknik direktörlük için ilk deneyimini yapacak olan Hüseyin Şimşir ile anlaşma sağlanmasına
Hiç ama hiç şaşırmadım..
Traş edilecek, fazlalıklar alınacak!
Bir süre önce Palandöken dağının işletme hakkını alan ve bu yıl kayak sezonunu da açan Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin burada büyük bir proje hazırlığı içinde olduğunu biliyoruz. Sultan Sekisi adı altında hazırlığı devam eden proje ile Palandöken’in yükü hafifleyecek, güneye doğru yeni pist alanları açılacak. Bunun için de bütçe oluşturmaya başlayan Büyükşehir Belediyesi, bu devasa proje için şimdiden etüd çalışmalarına da başladı. Bu çalışmalar ışığında yeni oluşturulacak pist alanlarına denk gelen ve kamuoyunda Seylanların komu olarak bilinen yerleşim alanı traşlanacak, fazlalıklar alınacak. Öteden beri aynı aileden çok sayıda kişinin yerleşim yeri olan bölge, tamamen temizlenecek ve proje kapsamına dahil edilecek. Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in, iki önemli kayakçının da yetiştiği bu yerleşim alanında oturanların mağdur olamaması için formül aradığını öğrendim. Elbette ki proje için gerekli bir çalışmadır o çalışma. Ama nihayetinde orada oturanlar var ve bunların da bir şekilde mağdur edilmemesi gerekir. Ben gibi çoğu Erzurumlunun piknik alanı olarak da kullandığı kom bölgesinin traşlanması ile Sultan Sekisi Projesi de yoluna bir adım daha devam etmiş olacak.
Bu pelize iyi gelir bize..
Bir nevi muhallebidir. Orta Anadolu olarak bilinir doğum yeri. Ama Erzurum başta olmak üzere Doğu bölgesinde de bilinen, kısmen de olsa tüketilen bir tatlı çeşididir. Tiryakileri var mıdır bilmiyorum ama illa ki onca tatlı arasında aranan bir tatlı olmadığını da düşünüyorum. Ancak Palandöken’de ki Büyükşehir Belediyesi’ne ait Snow Dora Otel’in aşçılarından Halil Bahçaci’nin yaptığı ve tattığım pelizeden sonra en azından ben ararım. Bu benim son kararımdır! Daha önceleri güneydeki turistik işletmelerde şeflik yapan Halil Bahçaçi’nin 10 dakikada yapıp gazeteci ağabeyim Selahattin Şener ile bana ikram ettiği pelize, inanılmaz lezzetliydi ve bu konuda tüm önyargılarım ortadan kalktı. Şu an için Erzurum’da sadece Snow Dora Otel’de yapıldığını bildiğim Halil ustanın pelizesini tadanlar da inanıyorum ki benim gibi düşünecekler. Tereyağı ve nişastadan yaptığı, hiçbir başka katkı malzemesinin olmadığı pelize inanıyorum ki reklamı yapılsa bütün belediyenin sosyal tesislerinde satılır ve hem de bayağı bir tutar. Bir salep tadındaki pelizenin sadece pelize olmadığını, koronanın hepimizi olumsuz yönde etkilediği bu günlerde her içene de iyi geleceğini umuyorum ve ısrarla bir tatmalarını salıklıyorum!
Çatı katı hazineleri!
70’li yıllarda Eski Valilerden Necmettin Karaduman’ın zamanında Palandöken’de Kayakevi olarak hizmet veren ve şimdi Snowdora Otel olarak hayatiyetini sürdüren binanın çatı katından adeta bir hazine çıktı. Havalı tüfekten radyoya bir çok antika eserin çıkarıldığı binanın çatı katındakiler adeta bir servet. Büyükşehir Belediyesi’nin uhdesinde faaliyet gösteren EJDER AŞ Genel Müdürü Selim Bağrıyanık, aramaları esnasında çatı katında buldukları malzeme ve ürünleri gözleri gibi bakıp muhafaza ettiklerini belirterek, ‘’Bunlar, bulundukları dönemler için çok değerli ürünler. Bir şekilde atıl halde bırakılmışlar ama emanettirler de aynı zamanda. Bu ürünleri Palandöken’de kış sporları ile ilgili bir müze kurulursa oraya teslim ederiz’’ dedi.
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Düşmandan çok dostundan sakın. Çünkü dostluk biterse, sana nasıl zarar verebileceğini en iyi dostun bilir! (Bob Marley)
DUVARIN DİLİ : VİRÜS ÇİN’DEN AŞI ÇİN’DEN, GEL CIK İŞİN İÇİNDEN...
Elbette ki salgın en aza insin, hayatımızdan tamamen çıksın istiyoruz. Bunu herkes ister. Sokak kısıtlamaları da tabii ki bir yoldur. Mevcut ekonomik şartlar da dikkate alınarak hükümet hafta sonları sokağa çıkmayı tamamen yasaklarken ve de hafta içinde geceleri yasak kapsamına alırken, bunun da bir faydasının olabileceği gözleniyor. Salgının tamamen ortadan kaybolması için 14 gün tam yasak uygulanması önerileri de var ve bu sıklıkla da yapılır oldu. İyi niyetli bir dilek bu. Fakat, 14 gün gibi uzun bir süre sokak kısıtlamasını isteyenlerin genelde tuzu kurular olması insanı rahatsız ediyor. Hele hele kartvizitinde profesör ünvanı olan, eşi de maaşlı adamın bu 14 günlük kısıtlamadan sözederken iki kere düşünmesi lazım. Yevmiye ile çalışan ve ailesini geçindiren insanları düşünmeden bu söyleyenlere ben şahsen çok gıcık oluyorum. Özellikle bu tuzu kurular girmesin bu topa. Çünkü çok mu çok antipatik, itici oluyorlar. Bu benim son kararımdır!
Şaşırdığım oldu, şaşırmadığım var!
-Sezon başı kaleci Sehiç ile yeniden anlaşma sağlanamadığına
-Hüseyin Üneş başkanlığındaki yönetimin bir kongre yapıp, yeni isimler ile yola devam etmiyor olmalarına
-Novikovas gibi etkin, geleceği olan yıldız adayı bir oyuncu ile anlaşılmasına
-Oyun aklına her daim bayıldığım, orta sahanın sihirli değeneği Jasmin Scuk ile sezon başı yolların ayrılmasına
-Hamrun’un bu sezon inanılmaz gözden düşmesine ve de form düşüklüğüne
-Zaten en başında gönderilmesi yanlış olan Leo’nun tekrar transfer edilmesine
-Son 5 lig maçında da Erzurum takımının evinde galibiyet yüzü göremediğine
-Oltan’ın ani sakatlığına
-İki sezon önce süper ligden düşülmesinde payı olan Mehmet Özdilek ile yeniden anlaşılmış olmasına
Şaşırmışımdır…
Ama
-Kötü anlarına rastlanıldığı bir dönemde Ankaragücü ve Kayseri deplasmanlarından galibiyetler ile dönülmesine
-Mevcut kısıtlı bütçe ile bu oyuncu grubunun transferine
-Erzurum ile birlikte Ankaragücü, Gençlerbirliği, Denizlispor ve Kayserispor’un alt sıralarda yeralmasına
-Henüz daha 10 maç oynanmış iken bir kısım taraftarın ‘‘öldük, bittik’’ diye orta yerde fink atıyor olmalarına
-Bana göre de temsil yeteneği üst düzeyde olan başkan Hüseyin Üneş’in sorgulanmasına, ufaktan ufaktan git denilmesine
-Alt yapının akla gelmesine, 4 oyuncuya imza attırılmasına
-Trabzon’da şampiyonluk kaçmasına rağmen kısa sürede önemli işlere imza atan, teknik direktörlük için ilk deneyimini yapacak olan Hüseyin Şimşir ile anlaşma sağlanmasına
Hiç ama hiç şaşırmadım..
Traş edilecek, fazlalıklar alınacak!
Bir süre önce Palandöken dağının işletme hakkını alan ve bu yıl kayak sezonunu da açan Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin burada büyük bir proje hazırlığı içinde olduğunu biliyoruz. Sultan Sekisi adı altında hazırlığı devam eden proje ile Palandöken’in yükü hafifleyecek, güneye doğru yeni pist alanları açılacak. Bunun için de bütçe oluşturmaya başlayan Büyükşehir Belediyesi, bu devasa proje için şimdiden etüd çalışmalarına da başladı. Bu çalışmalar ışığında yeni oluşturulacak pist alanlarına denk gelen ve kamuoyunda Seylanların komu olarak bilinen yerleşim alanı traşlanacak, fazlalıklar alınacak. Öteden beri aynı aileden çok sayıda kişinin yerleşim yeri olan bölge, tamamen temizlenecek ve proje kapsamına dahil edilecek. Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in, iki önemli kayakçının da yetiştiği bu yerleşim alanında oturanların mağdur olamaması için formül aradığını öğrendim. Elbette ki proje için gerekli bir çalışmadır o çalışma. Ama nihayetinde orada oturanlar var ve bunların da bir şekilde mağdur edilmemesi gerekir. Ben gibi çoğu Erzurumlunun piknik alanı olarak da kullandığı kom bölgesinin traşlanması ile Sultan Sekisi Projesi de yoluna bir adım daha devam etmiş olacak.
Bu pelize iyi gelir bize..
Bir nevi muhallebidir. Orta Anadolu olarak bilinir doğum yeri. Ama Erzurum başta olmak üzere Doğu bölgesinde de bilinen, kısmen de olsa tüketilen bir tatlı çeşididir. Tiryakileri var mıdır bilmiyorum ama illa ki onca tatlı arasında aranan bir tatlı olmadığını da düşünüyorum. Ancak Palandöken’de ki Büyükşehir Belediyesi’ne ait Snow Dora Otel’in aşçılarından Halil Bahçaci’nin yaptığı ve tattığım pelizeden sonra en azından ben ararım. Bu benim son kararımdır! Daha önceleri güneydeki turistik işletmelerde şeflik yapan Halil Bahçaçi’nin 10 dakikada yapıp gazeteci ağabeyim Selahattin Şener ile bana ikram ettiği pelize, inanılmaz lezzetliydi ve bu konuda tüm önyargılarım ortadan kalktı. Şu an için Erzurum’da sadece Snow Dora Otel’de yapıldığını bildiğim Halil ustanın pelizesini tadanlar da inanıyorum ki benim gibi düşünecekler. Tereyağı ve nişastadan yaptığı, hiçbir başka katkı malzemesinin olmadığı pelize inanıyorum ki reklamı yapılsa bütün belediyenin sosyal tesislerinde satılır ve hem de bayağı bir tutar. Bir salep tadındaki pelizenin sadece pelize olmadığını, koronanın hepimizi olumsuz yönde etkilediği bu günlerde her içene de iyi geleceğini umuyorum ve ısrarla bir tatmalarını salıklıyorum!
Çatı katı hazineleri!
70’li yıllarda Eski Valilerden Necmettin Karaduman’ın zamanında Palandöken’de Kayakevi olarak hizmet veren ve şimdi Snowdora Otel olarak hayatiyetini sürdüren binanın çatı katından adeta bir hazine çıktı. Havalı tüfekten radyoya bir çok antika eserin çıkarıldığı binanın çatı katındakiler adeta bir servet. Büyükşehir Belediyesi’nin uhdesinde faaliyet gösteren EJDER AŞ Genel Müdürü Selim Bağrıyanık, aramaları esnasında çatı katında buldukları malzeme ve ürünleri gözleri gibi bakıp muhafaza ettiklerini belirterek, ‘’Bunlar, bulundukları dönemler için çok değerli ürünler. Bir şekilde atıl halde bırakılmışlar ama emanettirler de aynı zamanda. Bu ürünleri Palandöken’de kış sporları ile ilgili bir müze kurulursa oraya teslim ederiz’’ dedi.
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Düşmandan çok dostundan sakın. Çünkü dostluk biterse, sana nasıl zarar verebileceğini en iyi dostun bilir! (Bob Marley)
DUVARIN DİLİ : VİRÜS ÇİN’DEN AŞI ÇİN’DEN, GEL CIK İŞİN İÇİNDEN...