Arkadaşlarından Rabia oğlu Amir'le beraber mescide gitmektedir. Ayakkabısının bağı çözülür. Amir hemen atılıp, bağlamak ister. Hz. Muhammed (asv) engel olur, kendi bağlar. Bir yandan da Amir'e hitap eder: “Bu, başkasına hizmet gördürmektir. Ben ise başkasına hizmet gördürmeyi sevmem.”
Göğsünü açıp…
Bedir savaşından önceki saatlerdir... Son bir kez safları kontrol etmekte, askerine çeki düzen vermektedir. Saftan bir az önde duran arkadaşlarından Hudayr oğlu Üseyd'i hafifçe göğsünden iterek safa girmesini ister. Şakacı bir kişi olan Üseyd ise:
"Ey Allah'ın Elçisi" der "canımı acıttın, izin ver, karşılığını alayım. "Hz. Muhammed (asv) hemen önüne geçerek: "Buyur, al hakkını" der. Üseyd ise son derece ciddi bir tavırla: "Fakat" der "Ey Allah'ın Elçisi, benim göğsüm çıplaktı, sende ise elbise var " Hz. Muhammed (asv) gömleğini çözerek: "Haydi" der "şimdi al hakkını."
Peygamberini kucaklayarak öpmeye başlayan Hudayr oğlu Üseyd, bir yandan da "Ey Allah'ın Elçisi" demektedir. "Anam babam sana feda olsun, istedim ki, hayatım seni öpmekle son bulsun."
Saadet Asrından
Enes b. Mâlik (r.a.)’tan rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:
“Doğrusu Yüce Allah, yemeği yiyip sonra da bundan dolayı Allah’a hamd eden ve suyu içip de bundan dolayı Allah’a hamd eden kuldan hoşnut olur.” [Müslim, Zikr 89 (2734)]
***
Ebu Said el-Hudri (r.a.)’tan şöyle dediği rivayet olunmuştur: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Acıkmış mümin birisine bir mümin yemek yedirecek olursa kıyamet gününde Allah ona cennet meyvelerinden yedirecektir. Susamış bir mümine su veren bir mümine kıyamet gününde Allah ağzı mühürlü cennet şarabından içirecektir. Çıplak bir mümine bir elbise giydiren bir mümine yüce Allah da kıyamet gününde cennet elbiselerinden giydirecektir.” [Ebu Davud, II, 130; Tirmizî, IV, 633]
Göğsünü açıp…
Bedir savaşından önceki saatlerdir... Son bir kez safları kontrol etmekte, askerine çeki düzen vermektedir. Saftan bir az önde duran arkadaşlarından Hudayr oğlu Üseyd'i hafifçe göğsünden iterek safa girmesini ister. Şakacı bir kişi olan Üseyd ise:
"Ey Allah'ın Elçisi" der "canımı acıttın, izin ver, karşılığını alayım. "Hz. Muhammed (asv) hemen önüne geçerek: "Buyur, al hakkını" der. Üseyd ise son derece ciddi bir tavırla: "Fakat" der "Ey Allah'ın Elçisi, benim göğsüm çıplaktı, sende ise elbise var " Hz. Muhammed (asv) gömleğini çözerek: "Haydi" der "şimdi al hakkını."
Peygamberini kucaklayarak öpmeye başlayan Hudayr oğlu Üseyd, bir yandan da "Ey Allah'ın Elçisi" demektedir. "Anam babam sana feda olsun, istedim ki, hayatım seni öpmekle son bulsun."
Saadet Asrından
Enes b. Mâlik (r.a.)’tan rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:
“Doğrusu Yüce Allah, yemeği yiyip sonra da bundan dolayı Allah’a hamd eden ve suyu içip de bundan dolayı Allah’a hamd eden kuldan hoşnut olur.” [Müslim, Zikr 89 (2734)]
***
Ebu Said el-Hudri (r.a.)’tan şöyle dediği rivayet olunmuştur: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Acıkmış mümin birisine bir mümin yemek yedirecek olursa kıyamet gününde Allah ona cennet meyvelerinden yedirecektir. Susamış bir mümine su veren bir mümine kıyamet gününde Allah ağzı mühürlü cennet şarabından içirecektir. Çıplak bir mümine bir elbise giydiren bir mümine yüce Allah da kıyamet gününde cennet elbiselerinden giydirecektir.” [Ebu Davud, II, 130; Tirmizî, IV, 633]