Açıp genişletmedik mi senin için bağrını?/ Ve indirmedik mi senden o ağır yükünü?/ Öyle ki, çatırdatmıştı bel kemiklerini. İnşirah 1 - 3
Yaşamak bir hedef değildir asla. Yaşamak nihayetinde seninmiş gibi görünen ancak seninle ilgisi olmayan bir eylemdir.
Hayatında senin karar veremediğin ilk şeydir yaşamaya başlamak. Zahiren anne ve babanın kararıyla başlanan, seninle ilgili ilk ve en önemli karardır yaşamak.
En önemli ilk kararda senin hiç parmağın yok, en önemli son kararda olduğu gibi.
Yaşamak ve ölmek arasında yaptıkların üzerine bir yığın hesapla uğraşıp durursun.
Hedeflerini tek tek anlatmana gerek yok. Kısaca hayat, inşirah bulmak için tüm yolları arşınlamaktan başka nedir ki?
İnsan için keder ve sevincin ete kemiğe bürünmüş hâli denilse büsbütün eksik olmaz.
Yüreğimiz yanarken ona su serperek, zamanla aramızda olan koşuşturmayı sürdürür dururuz. Zaman, emrolunduğu hız ve istikamette akıp gidiyor. Biz, tempomuzu tutturmak için çırpınıyoruz.
İnsan olmak, karanlık sokaklarda kaybolmaktır aslında.
İnsan olmak, feraha ulaşabilmek için sıkıntı bulvarlarında, dönülmesi gereken istikameti aramaktır.
İnsan olmak, yanlış yapmaktır, kendisine yıkatılıp temizletilmek için sebepler inşa etmektir.
İnsan olmak af dilemektir aslında.
Karanlık ruhlu adamlar vardır. Ruhları kararmış adamlar. Pakken bilerek ve isteyerek kendine zulmetmiş adamlardır bunlar.
Kendine zulmetmekten Yaradan’ına sığın.
Şüpheyi meslek edinmiş adamlar vardır. Şüphe duysunlar diye yaratıldıklarını sanan adamlardır bunlar. Öyle şüpheyle dolmuştur ki ruhları, hiç şüphelenmemeleri gereken hiçbir şeyleri yoktur.
Şüphenin ruhunu kemirmesinden her şeyin sahibine sığın.
Kirliliklerini tescillemiş adamlar vardır. Kendilerini kirlerinden ibaret sanan adamlardır bunlar. Temizlenmek rüyalarına girse ruhları huzursuz olan adamlar. Yaşamayı kirlenmekten ibaret görenler vardır.
Napak olamayacağına inanmaktan, mağfireti sonsuz olana sığın.
Şimdi sana en çok yapılan uyarıyı tekrar etmek zamanı.
Kendini muhasebe et ve kurtul yanlışlarından!
Yar göğsünün içini, yıka gözyaşlarınla.
İnşirah bulmak için gir yürek dehlizlerine ve yak nur kandillerini.
Kurtulmak için nefes aldığınca zamanın var.
Geç kalmak için ölmen gerektiğini müjdeliyor Rahman.
Ölmeden önce acı kendine ve fenalıklardan sıyrılma hakkından mahrum etme kendini.
Unutma Yaradan’ın seni seviyor, binlerce günahla boğuşuyor olsan da.
Unutma Seni Yaradan seni senden iyi tanıyor, açık tutuyor arınma kapılarını.
Unutma merhameti sonsuz sahibin seni bekliyor, pişmanlık ummanlarına dalmaya takatin yetmese de kızart yüzünü.
Unutma Malik’in ona yönelmeni bekliyor, ne duruyorsun yetmiyorsa gücün yüreğine işe dilinden başla.
Bize tövbe etmesini öğrettin Rabbim. Her tövbemizi açıp genişletmek için bağrımızı bir vesile kıldın.
Ve yıkanmayı öğrettin bize pişmanlık deryalarında. Senden uzaklaşmamıza neden olandan her vazgeçişimizi, ağır yüklerimizi indirmek için üzerimizden bir fırsat kıldın.
Günahlar üzerimize bel kemiklerimizi çatırdatacak kadar yüklenmişken, imdadımıza hep sen yetiştin.
Uçurum kenarlarında son umudumuzda elimizden kayıp giderken, sana döndürdüğümüzde çaresizce zihnimizi, hep yükselttin bizi. Düşmek hakkımız olduğunda da merhametin gazabına galip geldi.
Bize bildirdiklerinin hepsi doğrudur şüphesiz. İnandık ve kolaylık bulduk, şüphe çamuruna düşmeden inandığımız için sana.
Şimdi sıra bizde. Ölmeden önce verdiklerine şükretmeyi tamamlayamasak da, kulluk yokuşunda yorulmak bize düşen.
Ve şüphesiz sana rağbet etmekten büyük şeref yok.
Bildirdiğin gibi biliyoruz. Emrolunduğumuz gibi yaşamayı bize nasip et.
Yaşamak bir hedef değildir asla. Yaşamak nihayetinde seninmiş gibi görünen ancak seninle ilgisi olmayan bir eylemdir.
Hayatında senin karar veremediğin ilk şeydir yaşamaya başlamak. Zahiren anne ve babanın kararıyla başlanan, seninle ilgili ilk ve en önemli karardır yaşamak.
En önemli ilk kararda senin hiç parmağın yok, en önemli son kararda olduğu gibi.
Yaşamak ve ölmek arasında yaptıkların üzerine bir yığın hesapla uğraşıp durursun.
Hedeflerini tek tek anlatmana gerek yok. Kısaca hayat, inşirah bulmak için tüm yolları arşınlamaktan başka nedir ki?
İnsan için keder ve sevincin ete kemiğe bürünmüş hâli denilse büsbütün eksik olmaz.
Yüreğimiz yanarken ona su serperek, zamanla aramızda olan koşuşturmayı sürdürür dururuz. Zaman, emrolunduğu hız ve istikamette akıp gidiyor. Biz, tempomuzu tutturmak için çırpınıyoruz.
İnsan olmak, karanlık sokaklarda kaybolmaktır aslında.
İnsan olmak, feraha ulaşabilmek için sıkıntı bulvarlarında, dönülmesi gereken istikameti aramaktır.
İnsan olmak, yanlış yapmaktır, kendisine yıkatılıp temizletilmek için sebepler inşa etmektir.
İnsan olmak af dilemektir aslında.
Karanlık ruhlu adamlar vardır. Ruhları kararmış adamlar. Pakken bilerek ve isteyerek kendine zulmetmiş adamlardır bunlar.
Kendine zulmetmekten Yaradan’ına sığın.
Şüpheyi meslek edinmiş adamlar vardır. Şüphe duysunlar diye yaratıldıklarını sanan adamlardır bunlar. Öyle şüpheyle dolmuştur ki ruhları, hiç şüphelenmemeleri gereken hiçbir şeyleri yoktur.
Şüphenin ruhunu kemirmesinden her şeyin sahibine sığın.
Kirliliklerini tescillemiş adamlar vardır. Kendilerini kirlerinden ibaret sanan adamlardır bunlar. Temizlenmek rüyalarına girse ruhları huzursuz olan adamlar. Yaşamayı kirlenmekten ibaret görenler vardır.
Napak olamayacağına inanmaktan, mağfireti sonsuz olana sığın.
Şimdi sana en çok yapılan uyarıyı tekrar etmek zamanı.
Kendini muhasebe et ve kurtul yanlışlarından!
Yar göğsünün içini, yıka gözyaşlarınla.
İnşirah bulmak için gir yürek dehlizlerine ve yak nur kandillerini.
Kurtulmak için nefes aldığınca zamanın var.
Geç kalmak için ölmen gerektiğini müjdeliyor Rahman.
Ölmeden önce acı kendine ve fenalıklardan sıyrılma hakkından mahrum etme kendini.
Unutma Yaradan’ın seni seviyor, binlerce günahla boğuşuyor olsan da.
Unutma Seni Yaradan seni senden iyi tanıyor, açık tutuyor arınma kapılarını.
Unutma merhameti sonsuz sahibin seni bekliyor, pişmanlık ummanlarına dalmaya takatin yetmese de kızart yüzünü.
Unutma Malik’in ona yönelmeni bekliyor, ne duruyorsun yetmiyorsa gücün yüreğine işe dilinden başla.
Bize tövbe etmesini öğrettin Rabbim. Her tövbemizi açıp genişletmek için bağrımızı bir vesile kıldın.
Ve yıkanmayı öğrettin bize pişmanlık deryalarında. Senden uzaklaşmamıza neden olandan her vazgeçişimizi, ağır yüklerimizi indirmek için üzerimizden bir fırsat kıldın.
Günahlar üzerimize bel kemiklerimizi çatırdatacak kadar yüklenmişken, imdadımıza hep sen yetiştin.
Uçurum kenarlarında son umudumuzda elimizden kayıp giderken, sana döndürdüğümüzde çaresizce zihnimizi, hep yükselttin bizi. Düşmek hakkımız olduğunda da merhametin gazabına galip geldi.
Bize bildirdiklerinin hepsi doğrudur şüphesiz. İnandık ve kolaylık bulduk, şüphe çamuruna düşmeden inandığımız için sana.
Şimdi sıra bizde. Ölmeden önce verdiklerine şükretmeyi tamamlayamasak da, kulluk yokuşunda yorulmak bize düşen.
Ve şüphesiz sana rağbet etmekten büyük şeref yok.
Bildirdiğin gibi biliyoruz. Emrolunduğumuz gibi yaşamayı bize nasip et.