İslam’ın farklı mezheplerine ve o mezheplerin farklı tarikatlarına mensup kişiler, neredeyse aynı cümleleri kullanarak ‘bugünün dünyasında Müslümanların çoğunun ne yazık ki İslam’ın yüceliğine ve değerlerine yakışır bir hayat sürdürmediğini’ dile getiriyorlar. Üstelik, bu tezi öne sürenler, yine neredeyse aynı örnekleri kullanıyorlar.
Aksini düşünen ve ‘Hayır, aksine İslam bugün layıkıyla yaşanıyor ve filanca yerde de Müslümanlar, olabilecekleri en iyi noktaya erişmiş haldedir’ diyen biri var mıdır, bilmiyorum. Duymadım.
Halbuki İslâm söz konusu olduğunda kusursuz bir kılavuz, daha doğrusu birincil bir kaynak var.
Kutsal kitap: Kur’an-ı Kerim…
Huzur ve esenlik içinde olmayı, saf mutluluğun yolunu, iyiliğin tarifini, tevazuun anlamını, dostluğun değerini, yozlaşmanın nasıl alt edilebileceğini Kur’an o kadar anlaşılır biçimde açıklıyor ki bu mesajları anlamamak için özel bir çaba göstermek, zihinde duvarlar örmek lazım.
Ya da Kur’an’ı anlayabildiğiniz bir dilde hiç okumamış olmak lazım…
***
Kur'an-ı Kerim'de ‘kişisel gelişim bağlamında’ da ele alınabilecek, bütün insanlara ciltleri dolduracak kadar çok öğretiler sunan hangi sureler, hangi ayetler bulunuyor?
Hangi ayetin ifade ettiğinden (mealden) hangi hayat öğretisine ve çıkarsamalara (tefsire) ulaşabileceğimize bir bakalım. Bu bölümde tırnak içi koyu yazılı bölümler, bahsi geçen ayetin mealinden çıkarabileceğimiz ‘kişisel gelişim derslerini’ ifade edecek:
İsra, 37’nci ayet: Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma! Ne yeri yaratabilir ne de dağlarla boy ölçüşebilirsin.
Müddessir, 3’üncü ayet: Sadece rabbinin büyüklüğünü dile getir.
Tekvir, 29’uncu ayet: Âlemlerin rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz!
Bakara, 156’ncı ayet: Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aitiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler.
Beled, 5-7’nci ayetler: O, hiçbir kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini mi sanıyor? Onu kimsenin görmediğini mi sanıyor?
Muhammed, 7’nci ayet: Ey iman edenler! Allah’a yardım ederseniz O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır.
Karşılıksız iyilik…
Bundan daha saf ve daha iyi ne olabilir ki?
Yunus, bundan başka bir şey düşünmüş olabilir mi?..
***
Dahası var:
Rum, 21’inci ayet: Onlara ısınıp kaynaşasınız diye size kendi türünüzden eşler yaratıp aranıza sevgi ve şefkat duyguları yerleştirmesi de O’nun kanıtlarındandır. Doğrusu bunda iyi düşünen kimseler için dersler vardır.
Furkan, 63’üncü ayet: Rahmân’ın has kulları yeryüzünde vakarla yürüyen, cahiller onlara laf attığı zaman, "Selâm" deyip geçen kullardır.
İnşirah, 1-3’ncü ayetler: Senin kalbini açıp genişletmedik mi? Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı?
Rahman, 7-9’uncu ayetler: Göğü O yükseltti, denge ve ölçüyü O koydu ki dengeden sapmayasınız; Ölçüyü düzgün tutasınız ve eksik tartmayasınız.
Tekasür, 1-2’nci ayetler: Çoklukla övünme yarışı sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı.
Ah şu kibir…
Nasıl zehirli, nasıl lanetli, nasıl boğucu, yok edici !..
Neyse ki tevazu ışığı doğrultusunda ümit hep var:
Tevbe, 40’ıncı ayet: Siz peygambere yardımcı olmasanız da önemli değil. Nitekim inkârcılar onu, iki kişiden biri olarak yurdundan çıkardıklarında Allah ona yardım etmişti: Hani onlar mağaradaydılar; arkadaşına "Tasalanma! Allah bizimle beraberdir" diyordu. (…)
Kalem, 1-2’nci ayetler: Nûn. Kaleme ve (yazanların) onunla yazdıklarına andolsun ki sen -rabbinin lütfu sayesinde- asla deli değilsin.
Felak, 1-5’inci ayetler: De ki: "Sabahın rabbine sığınırım; Yarattığı şeylerden gelebilecek kötülüklerden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfürenlerin şerrinden, bir de kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden!"
İbrahim, 42’nci ayet: Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! O sadece, onların işini bir güne erteliyor (…)
İsra, 23’üncü ayet: Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle.
Furkan, 43’üncü ayet: Bayağı arzularını tanrılaştıran kişiyi gördün mü? Şimdi sen, bu adamı da doğru yola getirmekle yükümlü olabilir misin?
Al-i İmran, 92’nci ayet: Allah yolunda sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça iyiliğe asla eremezsiniz. Ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir.
Hakka, 33-35’inci ayetler: Çünkü o, ulu Allah’a iman etmezdi; Yoksulu doyurmaya teşvik etmezdi. Bu sebeple bugün burada onun candan bir dostu yoktur.
Yunus, 11’inci ayet: (…) Bize kavuşacaklarına inanmayanları, azgınlıkları içinde bocalayıp durmak üzere kendi hallerine bırakırız.
***
Döndük, devrettik, başlangıçla buluştuk, orada bitirelim öyleyse:
Bunca kılavuza, bunca değerli ve doğru öğretiye rağmen ‘İslam bugün filanca yerde layıkıyla yaşanıyor ve oradaki Müslümanlar da bu ayetleri öğrenmiş, içselleştirmiş, dolayısıyla genel manada olabilecekleri iyi bir noktadadırlar’ diyen biri var mıdır?
Siz öyle bir yer biliyor musunuz?
Niye yok peki?
Ve hata kimin?
Kesin bir yanıt yok!
Ama asıl hatanın bu durumu saptamak ya da dile getirmek olmadığı kesin!
*:Yazıda geçen ayet mealleri (Türkçeleştirmeler), Diyanet İşleri Başkanlığı’nın https://kuran.diyanet.gov.tr uzantılı resmî web sitesinden alıntılanmıştır.
Aksini düşünen ve ‘Hayır, aksine İslam bugün layıkıyla yaşanıyor ve filanca yerde de Müslümanlar, olabilecekleri en iyi noktaya erişmiş haldedir’ diyen biri var mıdır, bilmiyorum. Duymadım.
Halbuki İslâm söz konusu olduğunda kusursuz bir kılavuz, daha doğrusu birincil bir kaynak var.
Kutsal kitap: Kur’an-ı Kerim…
Huzur ve esenlik içinde olmayı, saf mutluluğun yolunu, iyiliğin tarifini, tevazuun anlamını, dostluğun değerini, yozlaşmanın nasıl alt edilebileceğini Kur’an o kadar anlaşılır biçimde açıklıyor ki bu mesajları anlamamak için özel bir çaba göstermek, zihinde duvarlar örmek lazım.
Ya da Kur’an’ı anlayabildiğiniz bir dilde hiç okumamış olmak lazım…
***
Kur'an-ı Kerim'de ‘kişisel gelişim bağlamında’ da ele alınabilecek, bütün insanlara ciltleri dolduracak kadar çok öğretiler sunan hangi sureler, hangi ayetler bulunuyor?
Hangi ayetin ifade ettiğinden (mealden) hangi hayat öğretisine ve çıkarsamalara (tefsire) ulaşabileceğimize bir bakalım. Bu bölümde tırnak içi koyu yazılı bölümler, bahsi geçen ayetin mealinden çıkarabileceğimiz ‘kişisel gelişim derslerini’ ifade edecek:
İsra, 37’nci ayet: Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma! Ne yeri yaratabilir ne de dağlarla boy ölçüşebilirsin.
- ‘Kibirli olma, alçakgönüllü davran.’
Müddessir, 3’üncü ayet: Sadece rabbinin büyüklüğünü dile getir.
- ‘Kendini fazla abartma.’
Tekvir, 29’uncu ayet: Âlemlerin rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz!
- ‘Her şeyin üstesinden gelemeyeceğini asla unutma.’
Bakara, 156’ncı ayet: Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aitiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler.
- ‘Çaresizlik tuzağına düşme. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarma.’
Beled, 5-7’nci ayetler: O, hiçbir kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini mi sanıyor? Onu kimsenin görmediğini mi sanıyor?
- ‘Her şeye hâkim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme.’
Muhammed, 7’nci ayet: Ey iman edenler! Allah’a yardım ederseniz O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır.
- ‘İyiliği, karşılık beklemeden yap.’
Karşılıksız iyilik…
Bundan daha saf ve daha iyi ne olabilir ki?
Yunus, bundan başka bir şey düşünmüş olabilir mi?..
***
Dahası var:
Rum, 21’inci ayet: Onlara ısınıp kaynaşasınız diye size kendi türünüzden eşler yaratıp aranıza sevgi ve şefkat duyguları yerleştirmesi de O’nun kanıtlarındandır. Doğrusu bunda iyi düşünen kimseler için dersler vardır.
- ‘Tek başına mutlu olunamayacağını bil. Çevrenin mutluluğu için gayret göster.’
Furkan, 63’üncü ayet: Rahmân’ın has kulları yeryüzünde vakarla yürüyen, cahiller onlara laf attığı zaman, "Selâm" deyip geçen kullardır.
- ‘Sana yapılan kötülüğün karşılığını vermek yerine öfkenin dinmesini bekle.’
İnşirah, 1-3’ncü ayetler: Senin kalbini açıp genişletmedik mi? Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı?
- ‘Seni huzursuz edecek işlerden uzak dur. İhtirasını törpüle.’
Rahman, 7-9’uncu ayetler: Göğü O yükseltti, denge ve ölçüyü O koydu ki dengeden sapmayasınız; Ölçüyü düzgün tutasınız ve eksik tartmayasınız.
- ‘Çıkarcı olma. Adil davran.’
Tekasür, 1-2’nci ayetler: Çoklukla övünme yarışı sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı.
- ‘Kibrine yenilip hep daha fazlasını isteyerek hayatını zehir etme.’
Ah şu kibir…
Nasıl zehirli, nasıl lanetli, nasıl boğucu, yok edici !..
Neyse ki tevazu ışığı doğrultusunda ümit hep var:
Tevbe, 40’ıncı ayet: Siz peygambere yardımcı olmasanız da önemli değil. Nitekim inkârcılar onu, iki kişiden biri olarak yurdundan çıkardıklarında Allah ona yardım etmişti: Hani onlar mağaradaydılar; arkadaşına "Tasalanma! Allah bizimle beraberdir" diyordu. (…)
- ‘En zor zamanda bile kesinlikle ümitsizliğe kapılma.’
Kalem, 1-2’nci ayetler: Nûn. Kaleme ve (yazanların) onunla yazdıklarına andolsun ki sen -rabbinin lütfu sayesinde- asla deli değilsin.
- ‘Yazdıklarının ve yaptıklarının peşini bırakmayacağını unutma. Gücünü insanların yararına kullan.’
Felak, 1-5’inci ayetler: De ki: "Sabahın rabbine sığınırım; Yarattığı şeylerden gelebilecek kötülüklerden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfürenlerin şerrinden, bir de kıskandığı vakit kıskanç kişinin şerrinden!"
- ‘Korkuların tutsağı olarak yaşamaktan vazgeç.’
İbrahim, 42’nci ayet: Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! O sadece, onların işini bir güne erteliyor (…)
- ‘Merhametli olmaktan asla vazgeçme.’
İsra, 23’üncü ayet: Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle.
- ‘Anne ve babana ‘Of!' bile deme.’
Furkan, 43’üncü ayet: Bayağı arzularını tanrılaştıran kişiyi gördün mü? Şimdi sen, bu adamı da doğru yola getirmekle yükümlü olabilir misin?
- ‘Heveslerini kendine ilah edinme.’
Al-i İmran, 92’nci ayet: Allah yolunda sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça iyiliğe asla eremezsiniz. Ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir.
- ‘İyilik yapma arzunu bir şarta bağlama. Vermek, almaktan daha büyük bir ihtiyaçtır; asla unutma.’
Hakka, 33-35’inci ayetler: Çünkü o, ulu Allah’a iman etmezdi; Yoksulu doyurmaya teşvik etmezdi. Bu sebeple bugün burada onun candan bir dostu yoktur.
- ‘Hayatının vazgeçilmezleri olsun. Onları küçük çıkarlar için asla feda etme.’
Yunus, 11’inci ayet: (…) Bize kavuşacaklarına inanmayanları, azgınlıkları içinde bocalayıp durmak üzere kendi hallerine bırakırız.
- ‘Vazgeçilmez olmadığını kabul et.’
***
Döndük, devrettik, başlangıçla buluştuk, orada bitirelim öyleyse:
Bunca kılavuza, bunca değerli ve doğru öğretiye rağmen ‘İslam bugün filanca yerde layıkıyla yaşanıyor ve oradaki Müslümanlar da bu ayetleri öğrenmiş, içselleştirmiş, dolayısıyla genel manada olabilecekleri iyi bir noktadadırlar’ diyen biri var mıdır?
Siz öyle bir yer biliyor musunuz?
Niye yok peki?
Ve hata kimin?
Kesin bir yanıt yok!
Ama asıl hatanın bu durumu saptamak ya da dile getirmek olmadığı kesin!
*:Yazıda geçen ayet mealleri (Türkçeleştirmeler), Diyanet İşleri Başkanlığı’nın https://kuran.diyanet.gov.tr uzantılı resmî web sitesinden alıntılanmıştır.