
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının destekleriyle geçtiğimiz hafta Dijital Dünya Çalıştayı düzenlendi.
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Profesör Fahrettin Altun; ‘Profesyonel gazetecilerle, basit internet sitesi kurup yayın yapanları ayırmak lâzım… Bu ayırım öncelikle, gazetecilik mesleğinin evrensel standartlarını muhafaza etmek ve gazetecileri korumak için gereklidir…..Diğer yandan, sadece belirli bir mecra üzerinden çalıştıkları için gazetecilik yapanların mağdur edilmesi de kabul edilemez. Hep birlikte internet gazeteciliğinin mesleki standartlarını ortaya koymalı, bu alanı rasyonel ve şeffaf bir şekilde düzenlemeliyiz…’ dedi.
*
Bugün her önüne gelen ‘ben gazeteciyim’ diyor…
Gece yatıyor, aklına bir de internet haber sitesi kurmak geliyor.
Sabah kalkınca ilk iş internet üzerinden yayın yapan, herhangi bir yazılım gerektirmeyen, ücretsiz ya da çok düşük ücretli bir site buluyor, sadece logosunu değiştirip kendi logosunu yerleştiren ve gazetecilikle uzaktan yakından ilgisi bulunmayan, herhangi bir kurumda memurluk yapan ya da yapmayan insanların kurdukları sitelerden söz ediyorum.
Yani tamamen çakma siteler…
Bu kişiler memur, ve ya işsiz oldukları için herhangi bir odanın da mensubu değiller… Vergi ya da beyanname ile ilgileri yok.
Bu insanların Gazeteci olduklarına ilişkin emare ve Basın Kartları da yok…
Dolayısıyla herhangi bir olay karşısında sorumlu da değiller.
Ama basın toplantılarına çağrılıyorlar veya kendileri gidiyor; kendilerini tanımayan seçilmiş ya da atanmışlarla ünsiyet kurmağa çalışıyorlar.
Yani sizin anlayacağınız meşruiyet çabası…
*
Onlar için etik değer de yok.
Sansasyon yaratacağını sandıkları her olaya ya da habere atılıyorlar, bunun için ‘teyit’e de gerek yok.
Kendilerince doğru bildikleri ve cevap hakkı aramadıkları gibi Kişilik Haklarına da değer vermeyip ihlal ediyorlar.
Bu haber sitelerine ‘Tekzip’ de gönderemiyorsunuz.
Ya adresleri yok ya da künyeleri…
*
Bir defa öncelikli olarak İnternet Haber Siteleri Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca akredite edilmeli, teröre bulaşmış ya da hizmet eden sitelere ulaşım engellenmelidir.
Köklü haber servisi yapan ulusal nitelikteki bir ajansa abone olmalı ve özel haber çalışması yapmalı…
Künyesi olmalı ve en az üç basın kartlı gazeteciyi fiilen istihdam etmeli.
Yani editörü ve muhabiri olmalı.
Resmi ilan yayınlama ölçütlerini taşımalı.
Şehrin ekonomik kuruluşlarının üyesi olmalı, örneğin Ticaret Odası gibi…
Meslek örgütleri ile sürekli iletişim içinde olmalı…
Bu saydıklarımız bir haber sitesinde olması gerekenlerin bazıları…
Bu konuda sevinerek çalışmalarını izliyorum ki, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu ve ona bağlı olarak aktivite yapan İnternet Gazetecileri Federasyonu daha şimdiden Türkiye’de çok sayıdaki İnternet Haber Sitesini bünyesinde topladı ve duyarlılıklarını ortaya koydular…
*
İşte geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının desteği ile bu konuda bir çalıştay gerçekleşti ve internet yayıncılığı masaya yatırıldı.
Umuyorum ki başarılı sonuçlar alınır…
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Profesör Fahrettin Altun; ‘Profesyonel gazetecilerle, basit internet sitesi kurup yayın yapanları ayırmak lâzım… Bu ayırım öncelikle, gazetecilik mesleğinin evrensel standartlarını muhafaza etmek ve gazetecileri korumak için gereklidir…..Diğer yandan, sadece belirli bir mecra üzerinden çalıştıkları için gazetecilik yapanların mağdur edilmesi de kabul edilemez. Hep birlikte internet gazeteciliğinin mesleki standartlarını ortaya koymalı, bu alanı rasyonel ve şeffaf bir şekilde düzenlemeliyiz…’ dedi.
*
Bugün her önüne gelen ‘ben gazeteciyim’ diyor…
Gece yatıyor, aklına bir de internet haber sitesi kurmak geliyor.
Sabah kalkınca ilk iş internet üzerinden yayın yapan, herhangi bir yazılım gerektirmeyen, ücretsiz ya da çok düşük ücretli bir site buluyor, sadece logosunu değiştirip kendi logosunu yerleştiren ve gazetecilikle uzaktan yakından ilgisi bulunmayan, herhangi bir kurumda memurluk yapan ya da yapmayan insanların kurdukları sitelerden söz ediyorum.
Yani tamamen çakma siteler…
Bu kişiler memur, ve ya işsiz oldukları için herhangi bir odanın da mensubu değiller… Vergi ya da beyanname ile ilgileri yok.
Bu insanların Gazeteci olduklarına ilişkin emare ve Basın Kartları da yok…
Dolayısıyla herhangi bir olay karşısında sorumlu da değiller.
Ama basın toplantılarına çağrılıyorlar veya kendileri gidiyor; kendilerini tanımayan seçilmiş ya da atanmışlarla ünsiyet kurmağa çalışıyorlar.
Yani sizin anlayacağınız meşruiyet çabası…
*
Onlar için etik değer de yok.
Sansasyon yaratacağını sandıkları her olaya ya da habere atılıyorlar, bunun için ‘teyit’e de gerek yok.
Kendilerince doğru bildikleri ve cevap hakkı aramadıkları gibi Kişilik Haklarına da değer vermeyip ihlal ediyorlar.
Bu haber sitelerine ‘Tekzip’ de gönderemiyorsunuz.
Ya adresleri yok ya da künyeleri…
*
Bir defa öncelikli olarak İnternet Haber Siteleri Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca akredite edilmeli, teröre bulaşmış ya da hizmet eden sitelere ulaşım engellenmelidir.
Köklü haber servisi yapan ulusal nitelikteki bir ajansa abone olmalı ve özel haber çalışması yapmalı…
Künyesi olmalı ve en az üç basın kartlı gazeteciyi fiilen istihdam etmeli.
Yani editörü ve muhabiri olmalı.
Resmi ilan yayınlama ölçütlerini taşımalı.
Şehrin ekonomik kuruluşlarının üyesi olmalı, örneğin Ticaret Odası gibi…
Meslek örgütleri ile sürekli iletişim içinde olmalı…
Bu saydıklarımız bir haber sitesinde olması gerekenlerin bazıları…
Bu konuda sevinerek çalışmalarını izliyorum ki, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu ve ona bağlı olarak aktivite yapan İnternet Gazetecileri Federasyonu daha şimdiden Türkiye’de çok sayıdaki İnternet Haber Sitesini bünyesinde topladı ve duyarlılıklarını ortaya koydular…
*
İşte geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının desteği ile bu konuda bir çalıştay gerçekleşti ve internet yayıncılığı masaya yatırıldı.
Umuyorum ki başarılı sonuçlar alınır…