14 Mart Tıp Bayramı'nda Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi önünde basın açıklaması yapan hekimler ve tıp fakültesi öğrencileri, mesleklerinin itibarının geri kazandırılması ve sağlıklı şartlarda icra edebilmelerini istediler.
Manolya BULUT-PUSULA
Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları Kamu Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası HEKİMSEN, Erzurum Aile Hekimleri Derneği ile Hekimbirliği Sendikası 14 Mart Tıp Bayramı'nda ortak basın açıklaması yaptı. Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi önünde basın açıklaması yapan hekimler ve tıp fakültesi öğrencileri mesleklerinin itibarının geri kazandırılması ve sağlıklı şartlarda icra edebilmelerini istedi.
Grup adına basın açıklaması yapan Uzman Doktor Enver Aval, "Biz hekimler en zor sınavlarda üstün başarılar göstererek, gecesini gündüzüne katıp tıp ilmini öğrenmek için gençliğini feda etmiş, hastalara şifa vermek için uzun ve zorlu eğitimlerden geçerek mesleğini yapmaya hak kazanmış, ilmini ardından gelen tıbbiyelilere aktarmak için ölene kadar okumuş ve okutmuş, ülkenin en çalışkan çocuklarıyız! Biz hekimler lise yıllarından itibaren ana yuvasından, baba ocağından ayrılarak, ilim irfan için yatılı okulların soğuk yurtlarında büyüyenleriz! Biz hekimler kampüsü hastane olan üniversitelerde, 18 yaşında, dil-din-ırk-ideoloji fark etmeksizin, insanı; insan olduğu için korumaya, “önce zarar vermeyeceğim” diyerek ant içenleriz" dedi.
Önce hastam dedik!
Dr. Aval, "Biz hekimler savaşta, salgında, depremde, selde, yangında “önce hastam” diyerek, hastasını; canı ve cananının önüne koyarak büyük fedakarlıklarla, hayatını bu mesleğe adayanlarız. Bizler özlük hakları sürekli elinden alınan, her gün hakarete, şiddete, darba maruz kalan, dövülen, sövülen, canına kastedilen ve sonunda öldürülenleriz! Bizler jaksız malpraktis yasası yüzünden, “hata” ile “tıbbi komplikasyon” ayrımı yapılmadan, milyonlarca liralık tazminatların suçlamaları ile mesleğine küsen, küstürülenleriz" diye konuştu.
Kapı dışarı edildik
Aval, "Bizler 3-4 dakika arayla hasta baktırılmaya zorlanan, dünya tıp nosyonunun gerektirdiği kalitede hastalarını göremeyen, duyamayan, dinleyemeyen, hastalarına dokunamayan, hastalarını muayene edecek zamanı dahi verilmeyen hekimleriz. Bizler hekimliğin onurlu duruşunu, bu mesleğin manevi saygınlığını ve itibarını artık hissedemeyenleriz. Bizler sağlık sistemindeki problemleri anlatmak için defalarca konuşan, bağıran fakat nihayetinde, doğruları söylediğimiz için, dokuz köyden kovulur gibi, kapı dışarı edilenleriz" ifadelerini kullandı.
Bayramı kutlamıyoruz
Tıp bayramını bayram olarak kutlamadıklarını belirten Dr. Aval, "Biz hekimler, bugün 14 Mart’ta bayram yapmıyoruz! Bizler artık kendimizi öksüz-yetim, dışlanmış, ezilmiş ve hakarete uğramış görmek istemiyoruz. Fakat bütün bunlar olurken, biz yine de hiçbir yere gitmiyoruz. Anamızdan- babamızdan, eşimizden-çocuğumuzdan ayrı kalırken, bizler, “giderlerse gitsinler!” denmeyi hak edecek ne yaptık?
Ötekileştiriliyoruz
Memur olarak ötekileştirildiklerini ifade eden Aval, "Her şeyden öte yaşanan tüm bu problemlerin çözümlerini yetkililerden bekler iken biz hekimlerin tek derdi ücretmiş gibi bahsi geçen söylemler, bizleri derinden yaralamıştır. Aldığımız uzun ve zorlu eğitim ve verdiğimiz emekler karşısında biz hekimler olarak aldığımız ücretin zaten yetersiz olduğuna değinme gereği bile duymuyoruz. Bizler işimizi canla başla yapar iken hakarete uğramayı, darp edilmeyi, şiddeti kabul etmiyoruz! Bizler can kurtarırken öldürülmeye razı gelmiyoruz!
Bizler hak ettiğimiz hekimlik onuruna yakışır muamele görmeyi istiyoruz. Bizler devletimiz memurları olarak ötekileştirilmeyi kabul etmiyoruz" diye kaydetti.
Sağlıkta şiddete protesto
Hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının isimlerini anan Uzman Doktor Enver Aval ve basın açıklamasına katılan hekimler ile tıp fakültesi öğrencileri, sağlıkta şiddeti protesto ederek 1 dakika boyunca alkışladılar. Aval, son olarak şunları söyledi; "Biz hekimler sağlık ocağında kafasından silahla vurulup öldürülen Dr. Hüseyin Ağır, hastanede defalarca bıçaklanarak öldürülen Dr. Ersin Arslan, hamile olduğunu söylemesine rağmen darp edilen Dr. Türkan Akın, kafasına mermerle vurulan Dr. Sadık Oluk’uz. Bizler her gün sayısız sözel şiddete, hakarete, tehdite maruz kalan hekimleriz. Fakat biz hekimler mücadeleden hiçbir zaman kaçmadık, gördüğümüz eziyete ve itibarsızlaştırılma çabasına rağmen bugüne kadar gitmedik, görevlerimizi hakkıyla yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz. Bizler; bu ülkenin çocukları, gençleri, yaşlıları, bizler bu ülkenin hekimleriyiz. Ve bizler bugün, 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutlamıyoruz, 14 Mart Tıp Bayramı’nı bayram gibi kutlayacağımız günlerin bir an evvel gelmesini ise büyük bir hasret ve umutla bekliyoruz."
Manolya BULUT-PUSULA
Hekim ve Diğer Sağlık Çalışanları Kamu Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sendikası HEKİMSEN, Erzurum Aile Hekimleri Derneği ile Hekimbirliği Sendikası 14 Mart Tıp Bayramı'nda ortak basın açıklaması yaptı. Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi önünde basın açıklaması yapan hekimler ve tıp fakültesi öğrencileri mesleklerinin itibarının geri kazandırılması ve sağlıklı şartlarda icra edebilmelerini istedi.
Grup adına basın açıklaması yapan Uzman Doktor Enver Aval, "Biz hekimler en zor sınavlarda üstün başarılar göstererek, gecesini gündüzüne katıp tıp ilmini öğrenmek için gençliğini feda etmiş, hastalara şifa vermek için uzun ve zorlu eğitimlerden geçerek mesleğini yapmaya hak kazanmış, ilmini ardından gelen tıbbiyelilere aktarmak için ölene kadar okumuş ve okutmuş, ülkenin en çalışkan çocuklarıyız! Biz hekimler lise yıllarından itibaren ana yuvasından, baba ocağından ayrılarak, ilim irfan için yatılı okulların soğuk yurtlarında büyüyenleriz! Biz hekimler kampüsü hastane olan üniversitelerde, 18 yaşında, dil-din-ırk-ideoloji fark etmeksizin, insanı; insan olduğu için korumaya, “önce zarar vermeyeceğim” diyerek ant içenleriz" dedi.
Önce hastam dedik!
Dr. Aval, "Biz hekimler savaşta, salgında, depremde, selde, yangında “önce hastam” diyerek, hastasını; canı ve cananının önüne koyarak büyük fedakarlıklarla, hayatını bu mesleğe adayanlarız. Bizler özlük hakları sürekli elinden alınan, her gün hakarete, şiddete, darba maruz kalan, dövülen, sövülen, canına kastedilen ve sonunda öldürülenleriz! Bizler jaksız malpraktis yasası yüzünden, “hata” ile “tıbbi komplikasyon” ayrımı yapılmadan, milyonlarca liralık tazminatların suçlamaları ile mesleğine küsen, küstürülenleriz" diye konuştu.
Kapı dışarı edildik
Aval, "Bizler 3-4 dakika arayla hasta baktırılmaya zorlanan, dünya tıp nosyonunun gerektirdiği kalitede hastalarını göremeyen, duyamayan, dinleyemeyen, hastalarına dokunamayan, hastalarını muayene edecek zamanı dahi verilmeyen hekimleriz. Bizler hekimliğin onurlu duruşunu, bu mesleğin manevi saygınlığını ve itibarını artık hissedemeyenleriz. Bizler sağlık sistemindeki problemleri anlatmak için defalarca konuşan, bağıran fakat nihayetinde, doğruları söylediğimiz için, dokuz köyden kovulur gibi, kapı dışarı edilenleriz" ifadelerini kullandı.
Bayramı kutlamıyoruz
Tıp bayramını bayram olarak kutlamadıklarını belirten Dr. Aval, "Biz hekimler, bugün 14 Mart’ta bayram yapmıyoruz! Bizler artık kendimizi öksüz-yetim, dışlanmış, ezilmiş ve hakarete uğramış görmek istemiyoruz. Fakat bütün bunlar olurken, biz yine de hiçbir yere gitmiyoruz. Anamızdan- babamızdan, eşimizden-çocuğumuzdan ayrı kalırken, bizler, “giderlerse gitsinler!” denmeyi hak edecek ne yaptık?
Ötekileştiriliyoruz
Memur olarak ötekileştirildiklerini ifade eden Aval, "Her şeyden öte yaşanan tüm bu problemlerin çözümlerini yetkililerden bekler iken biz hekimlerin tek derdi ücretmiş gibi bahsi geçen söylemler, bizleri derinden yaralamıştır. Aldığımız uzun ve zorlu eğitim ve verdiğimiz emekler karşısında biz hekimler olarak aldığımız ücretin zaten yetersiz olduğuna değinme gereği bile duymuyoruz. Bizler işimizi canla başla yapar iken hakarete uğramayı, darp edilmeyi, şiddeti kabul etmiyoruz! Bizler can kurtarırken öldürülmeye razı gelmiyoruz!
Bizler hak ettiğimiz hekimlik onuruna yakışır muamele görmeyi istiyoruz. Bizler devletimiz memurları olarak ötekileştirilmeyi kabul etmiyoruz" diye kaydetti.
Sağlıkta şiddete protesto
Hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının isimlerini anan Uzman Doktor Enver Aval ve basın açıklamasına katılan hekimler ile tıp fakültesi öğrencileri, sağlıkta şiddeti protesto ederek 1 dakika boyunca alkışladılar. Aval, son olarak şunları söyledi; "Biz hekimler sağlık ocağında kafasından silahla vurulup öldürülen Dr. Hüseyin Ağır, hastanede defalarca bıçaklanarak öldürülen Dr. Ersin Arslan, hamile olduğunu söylemesine rağmen darp edilen Dr. Türkan Akın, kafasına mermerle vurulan Dr. Sadık Oluk’uz. Bizler her gün sayısız sözel şiddete, hakarete, tehdite maruz kalan hekimleriz. Fakat biz hekimler mücadeleden hiçbir zaman kaçmadık, gördüğümüz eziyete ve itibarsızlaştırılma çabasına rağmen bugüne kadar gitmedik, görevlerimizi hakkıyla yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz. Bizler; bu ülkenin çocukları, gençleri, yaşlıları, bizler bu ülkenin hekimleriyiz. Ve bizler bugün, 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutlamıyoruz, 14 Mart Tıp Bayramı’nı bayram gibi kutlayacağımız günlerin bir an evvel gelmesini ise büyük bir hasret ve umutla bekliyoruz."