Evine giderken bir kadının bir erkek tarafından dayak yediğini gördüğünde hiç düşünmeden müdahale etti. Sonrasını biliyorsunuz. Kadir Şeker cinayet suçlamasıyla tutuklandı. Ancak tutuksuz yargılanması için imza kampanyası başlatıldı ve bu imzalar 65 bine ulaştı.
Kadir Şeker, belki pek çoğumuzun cesaret edemediği bir müdahalede bulunarak ve kalbinin sesini dinleyerek zor durumda olan bir kadına yardım ettiğinden hiç kimsenin şüphesi yoktur. Ancak sadece iyi niyetle gerçekleştirilmiş bir cinayet olarak yaklaşırsak gelecekte daha büyük sorunlarla karşılaşabiliriz. Konuyu insani boyutun yanında hukuki olarak da değerlendirmek gerekir. 83 milyonluk bir ülkede sıradan bir aile tartışmasına dahi önüne gelen müdahil olmak isterse ne yapacağız? Diyelim ki eşinizle bir yerde anlaşmazlığa düştünüz, tartıştınız. Bir anda birileri ortaya çıkacak ve polis çağırmak yerine "nasıl olsa ceza yok" diyerek size şiddet uygulayacaktır. Her tartışan birilerine dışardan müdahale edilecekse, kanun, kural, kolluk kuvvetlerine ne gerek var? Burada erkek kadının boğazını keserken "nasıl videoya alırım, sosyal medyada paylaşırım" tavırları da yanlıştır. Yapılması gereken güvenlik güçlerine haber verilir ve onlar gelene kadar çevredeki insanlardan yardım istenerek tartışma sonlandırılmaya çalışılır. Birini kurtarayım derken bir başkası öldürülmez. Hiç bir hukuk düzeninde tartışan birilerine müdahale edilerek taraf olma yetkisi verilmez, verilemez. Öldürme boyutuna varacak şekilde genişletilmesi asla olmaz.
Bu konuda medya faktörünü de göz önünde bulundurmak gerekir. Erkekleri şiddet yanlısı yaratık olarak göstermenin, ülkeye, topluma, aileye bir faydası olmaz. Kadınları cesaretlendirerek kocasına karşı asi olmasının toplumsal felaketleri ortaya çıkardığını artık görmeliyiz. Kadir Şeker ceza almaz ise markette çalışan bir bayan sevmediği herhangi biri için "beni taciz etti" diye bağırsa herkesin o kişiyi döveceği, yaralayacağı, öldüreceği bir düzene doğru gideriz.
Sonuç olarak Kadir Şeker, birilerine örnek teşkil etmemesi noktasında mutlaka ceza almalıdır.
Kadir Şeker, belki pek çoğumuzun cesaret edemediği bir müdahalede bulunarak ve kalbinin sesini dinleyerek zor durumda olan bir kadına yardım ettiğinden hiç kimsenin şüphesi yoktur. Ancak sadece iyi niyetle gerçekleştirilmiş bir cinayet olarak yaklaşırsak gelecekte daha büyük sorunlarla karşılaşabiliriz. Konuyu insani boyutun yanında hukuki olarak da değerlendirmek gerekir. 83 milyonluk bir ülkede sıradan bir aile tartışmasına dahi önüne gelen müdahil olmak isterse ne yapacağız? Diyelim ki eşinizle bir yerde anlaşmazlığa düştünüz, tartıştınız. Bir anda birileri ortaya çıkacak ve polis çağırmak yerine "nasıl olsa ceza yok" diyerek size şiddet uygulayacaktır. Her tartışan birilerine dışardan müdahale edilecekse, kanun, kural, kolluk kuvvetlerine ne gerek var? Burada erkek kadının boğazını keserken "nasıl videoya alırım, sosyal medyada paylaşırım" tavırları da yanlıştır. Yapılması gereken güvenlik güçlerine haber verilir ve onlar gelene kadar çevredeki insanlardan yardım istenerek tartışma sonlandırılmaya çalışılır. Birini kurtarayım derken bir başkası öldürülmez. Hiç bir hukuk düzeninde tartışan birilerine müdahale edilerek taraf olma yetkisi verilmez, verilemez. Öldürme boyutuna varacak şekilde genişletilmesi asla olmaz.
Bu konuda medya faktörünü de göz önünde bulundurmak gerekir. Erkekleri şiddet yanlısı yaratık olarak göstermenin, ülkeye, topluma, aileye bir faydası olmaz. Kadınları cesaretlendirerek kocasına karşı asi olmasının toplumsal felaketleri ortaya çıkardığını artık görmeliyiz. Kadir Şeker ceza almaz ise markette çalışan bir bayan sevmediği herhangi biri için "beni taciz etti" diye bağırsa herkesin o kişiyi döveceği, yaralayacağı, öldüreceği bir düzene doğru gideriz.
Sonuç olarak Kadir Şeker, birilerine örnek teşkil etmemesi noktasında mutlaka ceza almalıdır.