Erzurum'da, cilt kanseri 9 yaşındaki Salih İğneci'nin yüzünü saran yaraların iyileşmesi ile birlikte kapanan gözleri de ışığı algılamaya başladı. Yaşadığı dramın basında yer almasıyla yardım eli uzanan talihsiz çocuk, günün tamamını geçirdiği karanlık odadan kurtulup gün ışığına çıktı.
Ömer ŞENER/PUSULA
Yasemin- İdris İğneci çiftinin, 3 çocuğundan en küçüğü olan Salih'in 2 yaşındayken sol gözünün üzerinde kitle çıktı. Kitle ameliyatla alındı, ancak yüzünün farklı yerlerinde yeni kitleler çıktı. Cilt kanseri teşhisi konulan ve yüzünde derin yaralar oluşan Salih İğneci, 10 ameliyat geçirdi. Buna rağmen sağ gözü yaralar nedeniyle kapandı. Sol gözünde ise görme bozukluğu başladı.
Ankara Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü'nde tedavi olan Salih İğneci'ye 6 aylık kullanım için ilaç verildi. Maddi gücü yetersiz olan İdris İğneci, kutusu 2 bin 600 TL olan 12 kutu ilacı alabilmek için aşçılık mesleğini bırakarak, ailesiyle birlikte Aziziye ilçesine bağlı Aşağı Yenice köyüne yerleşti. Burada çobanlık yapmaya başlayan İğneci'ye oğulları Haktan (10) ve Fırat (13) yardım etti. Salih ise köydeki perdeleri kapalı tek göz odalı evde karanlıkta yaşama tutunmaya çalıştı. Salih gün boyu odasında açık olan televizyonu dinleyerek zaman geçirdi.
Güneşe alerjisi olduğu için dışarıya çıkamayan Salih'in karanlık odadaki yaşam mücadelesi basında yer alınca aileye Türkiye'den ve dünyanın çeşitli ülkelerinden yardım geldi. Sağlık Bakanlığı’nın da devreye girmesiyle Ankara'da tedavisine başlanan Salih'ten iyi haberler gelmeye başladı. Damar yoluyla 3 seans uygulanan ilaçla, Salih'in boynundaki yara kapandı. Sol gözündeki büyük yara küçülürken, iyileşmeye başlayan yaraları ise kabuk tuttu. Her geçen gün iyiye giden Salih İğneci'nin yaraları nedeniyle kapanan gözleri de ışığı algılamaya başladı. Aile köyden çıkarak şehir merkezine taşındı. İdris İğneci bir otelde asıl mesleği olan aşçılık yapmaya başladı. Salih İğneci gittiği görme engelliler okulunda üçüncü sınıfa geçti. Artık o çok korktuğu ışığa bakabiliyor.
Yüzündeki ağrıların geçmesine çok sevindiğini söyleyen Salih İğneci, "Ankara'ya gidene kadar yüzümdeki yaralar bana büyük acı veriyordu. Orada ilaç verdiler ve yaralarım iyileşmeye başladı. Şimdi ışığı fark edebiliyorum. Bir an önce iyileşmek istiyorum. Büyüdüğümde hafız olacağım. Sesim güzel, abim hafız olduğu için ben de onun gibi olmak istiyorum. Işın tedavisinden birkaç ay sonra ışığı fark etmeye başladım. Tedavimden sonra sızılarım dindi, ışığı daha çok fark etmeye başladım. Önceden dışarı çıkamıyordum, şimdi geceleri çıkabiliyorum. Gündüz güneş vurmadıktan sonra pencerenin önünde de durabiliyorum. Herkese çok teşekküre derim" diye konuştu.
Anne Yasemin İğneci ise, "Salih, kendini çok toparladı. Yaraları daha çok azaldı. Yardımseverlerden Allah razı olsun. Çocuğumun ilaç masrafını karşıladılar. Şu an çocuğum hala o ilaçları kullanıyor. Rabbime şükürler olsun. Şu anda gözleri ışığı fark ediyor. Hayatı perdeleri kapalı karanlık bir odada yaşıyordu. Dışarıya hiç çıkamıyordu, güneş göremedi. Yüzündeki yaralar daha fazlaydı. Yaralarına sürekli pansuman yapıyordum. Şimdi acıları dindi, kaşıntıları kalmadı. Odanın ışıkları ve perdesi açık yerde durabiliyor. Artık güneş çocuğumu eskisi kadar etkilemiyor. Akşamları dışarıda çıkarıyorum" dedi.
Ömer ŞENER/PUSULA
Yasemin- İdris İğneci çiftinin, 3 çocuğundan en küçüğü olan Salih'in 2 yaşındayken sol gözünün üzerinde kitle çıktı. Kitle ameliyatla alındı, ancak yüzünün farklı yerlerinde yeni kitleler çıktı. Cilt kanseri teşhisi konulan ve yüzünde derin yaralar oluşan Salih İğneci, 10 ameliyat geçirdi. Buna rağmen sağ gözü yaralar nedeniyle kapandı. Sol gözünde ise görme bozukluğu başladı.
Ankara Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü'nde tedavi olan Salih İğneci'ye 6 aylık kullanım için ilaç verildi. Maddi gücü yetersiz olan İdris İğneci, kutusu 2 bin 600 TL olan 12 kutu ilacı alabilmek için aşçılık mesleğini bırakarak, ailesiyle birlikte Aziziye ilçesine bağlı Aşağı Yenice köyüne yerleşti. Burada çobanlık yapmaya başlayan İğneci'ye oğulları Haktan (10) ve Fırat (13) yardım etti. Salih ise köydeki perdeleri kapalı tek göz odalı evde karanlıkta yaşama tutunmaya çalıştı. Salih gün boyu odasında açık olan televizyonu dinleyerek zaman geçirdi.
Güneşe alerjisi olduğu için dışarıya çıkamayan Salih'in karanlık odadaki yaşam mücadelesi basında yer alınca aileye Türkiye'den ve dünyanın çeşitli ülkelerinden yardım geldi. Sağlık Bakanlığı’nın da devreye girmesiyle Ankara'da tedavisine başlanan Salih'ten iyi haberler gelmeye başladı. Damar yoluyla 3 seans uygulanan ilaçla, Salih'in boynundaki yara kapandı. Sol gözündeki büyük yara küçülürken, iyileşmeye başlayan yaraları ise kabuk tuttu. Her geçen gün iyiye giden Salih İğneci'nin yaraları nedeniyle kapanan gözleri de ışığı algılamaya başladı. Aile köyden çıkarak şehir merkezine taşındı. İdris İğneci bir otelde asıl mesleği olan aşçılık yapmaya başladı. Salih İğneci gittiği görme engelliler okulunda üçüncü sınıfa geçti. Artık o çok korktuğu ışığa bakabiliyor.
Yüzündeki ağrıların geçmesine çok sevindiğini söyleyen Salih İğneci, "Ankara'ya gidene kadar yüzümdeki yaralar bana büyük acı veriyordu. Orada ilaç verdiler ve yaralarım iyileşmeye başladı. Şimdi ışığı fark edebiliyorum. Bir an önce iyileşmek istiyorum. Büyüdüğümde hafız olacağım. Sesim güzel, abim hafız olduğu için ben de onun gibi olmak istiyorum. Işın tedavisinden birkaç ay sonra ışığı fark etmeye başladım. Tedavimden sonra sızılarım dindi, ışığı daha çok fark etmeye başladım. Önceden dışarı çıkamıyordum, şimdi geceleri çıkabiliyorum. Gündüz güneş vurmadıktan sonra pencerenin önünde de durabiliyorum. Herkese çok teşekküre derim" diye konuştu.
Anne Yasemin İğneci ise, "Salih, kendini çok toparladı. Yaraları daha çok azaldı. Yardımseverlerden Allah razı olsun. Çocuğumun ilaç masrafını karşıladılar. Şu an çocuğum hala o ilaçları kullanıyor. Rabbime şükürler olsun. Şu anda gözleri ışığı fark ediyor. Hayatı perdeleri kapalı karanlık bir odada yaşıyordu. Dışarıya hiç çıkamıyordu, güneş göremedi. Yüzündeki yaralar daha fazlaydı. Yaralarına sürekli pansuman yapıyordum. Şimdi acıları dindi, kaşıntıları kalmadı. Odanın ışıkları ve perdesi açık yerde durabiliyor. Artık güneş çocuğumu eskisi kadar etkilemiyor. Akşamları dışarıda çıkarıyorum" dedi.