Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basışıyla birlikte gerçekleştirmeyi planladığı Erzurum ve Sivas Kongreleri bir hayli önem kazanmıştı.
Kongrelerde hayati önem taşıyan kararlar alınmış ve Milli Mücadelenin sürdürüleceği ana karargâhın belirlenmesine sıra gelmişti.
Ali Fuat Paşa, İstanbul’un merkezi hükümet olarak kabul edilemeyeceğini, özellikle demir yolu güzergâhı olması itibariyle merkezi hükümet, ‘Seyitgazi veya Eskişehir olmalıdır’ diyordu.
Kâzım Karabekir Paşa, Heyet-i Temsiliye’nin batı illerine yakın olması fikrine katılmıştı.
Mustafa Kemal Paşa ise ana üs merkezinin Ankara olması gerektiğine inanmaktaydı.
Yapılan müzakereler sonucu milli mukavemet merkezinin Ankara olmasına karar verilmiş ve Ali Fuat Paşa komutasındaki 20. Kolordu Ankara’ya konuşlanmıştı bile...
Erzurum ve Sivas Kongrelerinde Ankara’nın önemi daha da artmış; Ankara, haberleşme için güvenli bir köprü olmuştu. Özellikle Sivas Kongresi öncesinde Ankara artık milli mukavemetin hareket üssü haline gelmişti.
*
Mustafa Kemal Paşa, 18 Aralık 1919 günü Sivas’tan Ankara’ya gitmek üzere ayrıldı.
Heyette üç otomobil bulunmaktaydı.
Birinci otomobilde Mustafa Kemal Paşa, Rauf Bey , Heyet-i Temsiliye İstişari Üyesi Ahmet Rüstem ve Yaver Cevat Abbas ; ikinci otomobilde Heyet-i Temsiliye Üyesi Mazhar Müfit , Hakkı Behiç Bey, Sivas Kongresi Delegeleri İbrahim Süreyya Bey ve sekreterler; üçüncü otomobilde Dr. Binbaşı Refik Saydam Bey, Hüsrev Bey ve hizmetliler vardı.
27 Aralık’ta Ankara’ya geldiler.
Sabah saatlerinden itibaren davullar ve zurnalarla bütün Ankara halkı, heyeti karşılamaya hazırlanmıştı.
Çankaya ve Dikmen tepelerinde hafızlar ezan ve salât okuyorlardı.
Köylerden atlı ve kağnılarla binlerce kişi Ankara’ya gelmişti.
Hacı Bayram Camii’nin önünde toplanarak dini merasim yapıldı.
Kalabalık bir Seymen Alayını, Ankara’da bulunan dervişler ile civar köylerden gelen Bektaşiler takip ediyordu.
Bunların arkasında bütün esnaf ve mektepliler yürüyorlardı.
Mektepliler İstasyon caddesine, Seymen Alayının bir kısmı Dikmen bağlarına, bir kısmı Çankaya bağlarına, Kızılyokuş eteklerine ve diğer bir kısmı da İstasyon yoluna dizilmişlerdi.
Eski Türk töresinde var olan ‘Seymen Düzülme’, Ankara civarı köylerindeki Oğuz boyları tarafından korunmuştu.
Seymen Efeleri ile Mustafa Kemal Paşa karşılaştığında arabadan indi, hal hatır sordu ve;
‘Arkadaşlar, buraya neden geldiniz ?..’ diye sordu.
Efeler, ‘millet yolunda kanımızı akıtmaya geldik!..’ diye cevapladılar.
*
Bilinmeli ki bu vatan bize ikramiyeden çıkmadı !...
KAYNAKÇA: Mustafa Kemal Atatürk;
Nutuk, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara 2002.
Kongrelerde hayati önem taşıyan kararlar alınmış ve Milli Mücadelenin sürdürüleceği ana karargâhın belirlenmesine sıra gelmişti.
Ali Fuat Paşa, İstanbul’un merkezi hükümet olarak kabul edilemeyeceğini, özellikle demir yolu güzergâhı olması itibariyle merkezi hükümet, ‘Seyitgazi veya Eskişehir olmalıdır’ diyordu.
Kâzım Karabekir Paşa, Heyet-i Temsiliye’nin batı illerine yakın olması fikrine katılmıştı.
Mustafa Kemal Paşa ise ana üs merkezinin Ankara olması gerektiğine inanmaktaydı.
Yapılan müzakereler sonucu milli mukavemet merkezinin Ankara olmasına karar verilmiş ve Ali Fuat Paşa komutasındaki 20. Kolordu Ankara’ya konuşlanmıştı bile...
Erzurum ve Sivas Kongrelerinde Ankara’nın önemi daha da artmış; Ankara, haberleşme için güvenli bir köprü olmuştu. Özellikle Sivas Kongresi öncesinde Ankara artık milli mukavemetin hareket üssü haline gelmişti.
*
Mustafa Kemal Paşa, 18 Aralık 1919 günü Sivas’tan Ankara’ya gitmek üzere ayrıldı.
Heyette üç otomobil bulunmaktaydı.
Birinci otomobilde Mustafa Kemal Paşa, Rauf Bey , Heyet-i Temsiliye İstişari Üyesi Ahmet Rüstem ve Yaver Cevat Abbas ; ikinci otomobilde Heyet-i Temsiliye Üyesi Mazhar Müfit , Hakkı Behiç Bey, Sivas Kongresi Delegeleri İbrahim Süreyya Bey ve sekreterler; üçüncü otomobilde Dr. Binbaşı Refik Saydam Bey, Hüsrev Bey ve hizmetliler vardı.
27 Aralık’ta Ankara’ya geldiler.
Sabah saatlerinden itibaren davullar ve zurnalarla bütün Ankara halkı, heyeti karşılamaya hazırlanmıştı.
Çankaya ve Dikmen tepelerinde hafızlar ezan ve salât okuyorlardı.
Köylerden atlı ve kağnılarla binlerce kişi Ankara’ya gelmişti.
Hacı Bayram Camii’nin önünde toplanarak dini merasim yapıldı.
Kalabalık bir Seymen Alayını, Ankara’da bulunan dervişler ile civar köylerden gelen Bektaşiler takip ediyordu.
Bunların arkasında bütün esnaf ve mektepliler yürüyorlardı.
Mektepliler İstasyon caddesine, Seymen Alayının bir kısmı Dikmen bağlarına, bir kısmı Çankaya bağlarına, Kızılyokuş eteklerine ve diğer bir kısmı da İstasyon yoluna dizilmişlerdi.
Eski Türk töresinde var olan ‘Seymen Düzülme’, Ankara civarı köylerindeki Oğuz boyları tarafından korunmuştu.
Seymen Efeleri ile Mustafa Kemal Paşa karşılaştığında arabadan indi, hal hatır sordu ve;
‘Arkadaşlar, buraya neden geldiniz ?..’ diye sordu.
Efeler, ‘millet yolunda kanımızı akıtmaya geldik!..’ diye cevapladılar.
*
Bilinmeli ki bu vatan bize ikramiyeden çıkmadı !...
KAYNAKÇA: Mustafa Kemal Atatürk;
Nutuk, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara 2002.