Yolda yürürken Haydar Dede çeşme hakkında kızlara bilgiler veriyor, onların zihinlerini açmaya çalışıyordu. Haydar Dede, -Torunlarım köye şebeke suyu alınmadan önce evlerdeki su ihtiyaçları çeşmeden sağlanırdı. Buradan taşınılan sularla, yemek ve banyo yapılır, çamaşırlar yıkanırdı. Hayvanlarda ihtiyaçlarını buradan giderirdi. Köyün genç kızları çeşme başında toplanır, köyden haberler burada paylaşılırdı. Ya şimdi? Şimdilerde ise birbirinden habersiz insanlar ve musluklarından su akmayan bizlere küskün çeşmeler kaldı, dedi ve sustu. Bir ara konuşmadan ilerlediler… Fakat sonunda konuşan yine dedeleri oldu. Tamam, kızlar, bu günlük bu kadar yeter! O zaman dinlenin yarında elma toplamaya ve Ahmet Baba Kümbetini ziyaret etmeye gideriz, dedi. Eve geldiklerinde kızlar aç olmadıkları için hemen yattılar, babaanneleri Zehra Nine’nin hazırladığı yataklarda gece boyunca mışıl mışıl uyudular. Derin bir uykuya dalan kızları sabahın ilk ışıklarıyla köyün horozları uyandırmıştı. Köyde herkes gibi onlar da erken kalkmıştı. Horoz sesleri evlerin içinde yankılanıyordu. Kızlar kalktığında kahvaltı çoktan hazırlanmıştı bile. Su pompasından çekilen su ile yüzlerini yıkayan kızlar sabahın altısı olduğunu öğrenince şaşırmış, birbirlerinin yüzlerine bakakalmışlardı. Lor, göyermiş peynir, tandır ekmeği, tereyağı köye özel ne varsa sofrada yerini almıştı. Kızlar önce sofraya konulan yiyeceklerden bazılarını yemeye pek yanaşmamış; ama tatlarına baktıkça onların lezzetli şeyler olduklarını anlamışlardı. Feyza ve Gülcan kahvaltıdan sonra dedelerinin sesine kulak verdiler. -Hadi kızlar hazırlanın gezimize kaldığımız yerden devam edeceğiz. Feyza: -Tamam dedeciğim. Hemen köyde kendilerine ayrılan odaya koşup kıyafetlerini değiştirerek kapı önünde bekleyen dedelerinin yanlarına gelmişlerdi. Dışarı çıktıklarında onları ilk olarak tavuklar, horozlar karşılamıştı. Gülcan, hayvanlardan ürkmüş, eve doğru koşmaya başlamış, tavukları sevmek isteyen Feyza ise bir süre tavukların peşinden koşmuş, yorulunca dedesinin yanına dönmüştü. Haydar Dede, Ahmet Baba Kümbeti ’ne gideceklerini söylediğinde Feyza, dedesine Kümbet nedir? Sorusunu yöneltmiş, Haydar Dede ise kümbetlerin bir çeşit mezar olduğunu; Erzurum’da Üç Kümbetler, Karanlık Kümbet, Gümüşlü Kümbet gibi birden fazla kümbetin olduğunu söylemişti. Ahmet Baba Kümbeti ’ne gitmek için yola koyuldular. Kısa bir yürüyüşten sonra Kümbete vardılar. Kümbet ’de yatan zat hakkında dedelerinin verdikleri bilgileri kızlar ilgiyle dinlediler. -“Ahmet Baba, köyde bir ağanın yanında çalışan biriymiş. Namaz vakitleri gelince köyden uzaklaşır, namazdan sonra geri dönermiş. Köy halkı Ahmet Baba’nın namazdan kaçtığını zanneder, onun hakkında güzel şeyler düşünmezmiş. Bir tarihte Ahmet Baba’nın ağası Hacca gitmiş. Orda bir gün canı helva çekmiş. Bunu Kümbet Köyünde olan Ahmet Baba, Allah’ın izni ile duyar. Ağanın hanımına bir helva yapmasını ister ve bu helvayı da ağasının istediğini söyler. Ağanın hanımı Gülcan da buna inanmaz. Hacdaki eşinin değil de Ahmet’in kendisinin helva yemek istediğini ama ağayı bahane ettiğini düşünür! Yine de onu kırmaz helvayı yapar, Ahmet Baba’ya verir. O da helvayı alır, Hac’ da bulunan ağasının önüne koyar. Ağa helvayı yer, fakat durumu o an fark edemez! Hac vazifesini yerine getirip köyüne dönen ağanın eşyaları içerisinde helvanın tabağını gören ağanın hanımı şaşırır kalır. Durumu eşinden öğrenince Ahmet Baba’nın Allah dostu biri olduğunu anlar. Bunun üzerine ağa ve hanımı Ahmet Baba’yı aramaya koyulurlar! Fakat Ahmet Baba sırrı ortaya çıktığı için çoktan ruhunu teslim eder. Dedelerinin anlattığı bu olay kızların çok hoşuna gitmiş, böyle bir köyden oldukları için mutlu olmuşlardı. Ahmet Baba Kümbetinde biraz daha kaldıktan sonra elma toplamak için bir bahçeye girdiler. Haydar Dede: O elmalar Tortum elması gibi suludur. Alın kızlar istediğiniz kadar alın! Afiyetle yiyin; fakat israf etmeyin. Allah israf edenleri sevmez. Gülcan: -Gerçekten güzelmiş dedeciğim teşekkür ederiz, dedi. Dedelerinin evlerine geri dönerken yolda iki sıra halinde dizilmiş taş ve ahşap malzemeden yapılmış evlerin fotoğraflarını çektiler. Köy adeta açık hava müzesi gibiydi. Osman Efendi Camisi, Ahmet Baba Kümbeti, çeşme ve daha neler neler…… Kızlar adeta büyülenmişti.
Köşe Yazıları
Yayınlanma: 15 Mart 2021 - 11:20
KÖYE YOLCULUK -3
Yolda yürürken Haydar Dede çeşme hakkında kızlara bilgiler veriyor, onların zihinlerini açmaya çalışıyordu
Köşe Yazıları
15 Mart 2021 - 11:20